• Sonuç bulunamadı

MDDÖ Araştırmalarının 2000-2012 Yılları Arasındaki Genel

4.1 Sonuç ve Tartışma

4.1.2 Eğilimlere İlişkin Sonuçlar

4.1.2.1 MDDÖ Araştırmalarının 2000-2012 Yılları Arasındaki Genel

MDDÖ araştırmalarının 2000-2012 yılları arasındaki genel durumuna bakıldığında, 2000-2003 yılları arasında çalışmanın seçim ölçütlerini karşılayan çalışma yayınlanmadığı, 2008 yılında ise, MDDÖ alanında yayınlanan çalışma sayısında dikkate değer bir artış olduğu belirlenmiştir. Bu artış, ReCALL dergisinin 2008 yılında MDDÖ alanına özel bir sayı çıkarmasıyla ilişkilendirilebilir. Bu anlamda, ReCALL dergisinin hızla gelişen MDDÖ alanını yönlendirdiği görülmektedir (Kukulska-Hulme, 2009, s. 162; Stockwell, 2010, s. 95). 2000-2012 aralığının ikinci yarısından itibaren yayınlanan makale sayısındaki artış, MDDÖ alanına ilginin de giderek arttığına ve bu alandaki dergilerin özel sayı çıkararak bu ilgiyi canlandırdığına işaret etmektedir. Bu sonuç, mobil ve her zaman ve her yerde öğrenme alanında yapılan araştırmalarla paralellik göstermektedir (Hung ve Zhang, 2012, s. 5-6; Hwang ve Tsai, 2011, s. E67; Wu vd., 2012, s. 822). Hwang ve Tsai (2011, s. E67-E68), mobil ve her zaman ve her yerde öğrenme üzerine yaptıkları derleme çalışmasında, bu alandaki araştırmanın 2008 yılı itibariyle hızla arttığını ve 2006-2010 yılları arasında oldukça ilerlediğini bulmuştur. Çalışmalarında sundukları diğer bir sonuç, yapılan çalışmaların ele aldıkları öğrenme alanları içerisinde ‘dil sanatlarının’ bilim (fizik, kimya ve biyoloji, tıp ve spor bilimleri) alanından sonra ikinci sırada yer aldığı ve 2001-2005 yıllarına kıyasla 2006-2010 yılları arasında daha fazla çalışıldığıdır. Benzer şekilde, mobil öğrenme araştırmalarının genel eğilimlerini ortaya koyan bir diğer araştırmada, diğer çalışma alanları ve disiplinler arasında ‘dil ve dilbilim’ alanının mobil öğrenmeyi daha fazla ele aldığı bulunmuştur (Wu vd., 2012, s. 821-822). Yayınlanan çalışma sayısındaki artışın bir diğer nedeni ise, mobil teknolojilerdeki artan çeşitlenme ve yıllar içerisinde meydana gelen kullanım biçimlerindeki değişim olarak gösterilebilir. Bu çeşitlenme ve değişimin eğitim alanında varlığını hissettirmesiyle birlikte, MDDÖ alanına ilişkin araştırma potansiyeli tetiklenmiş ve son yıllarda yayınlanan çalışma sayısında önemli bir artış gerçekleşmiştir (Stockwell, 2010, s. 95).

MDDÖ araştırmalarının yayınlandığı dergiler incelendiğinde ise, en fazla makalenin ReCALL dergisinde yayınlandığı görülmüştür. Bu durumun yine, ReCALL dergisinin 2008 yılında MDDÖ alanına özel bir sayı hazırlamasından kaynaklandığı söylenebilir. Bu dergiyi, bilgisayar destekli öğrenmeyi temele alan CALL ve JCAL

106

dergilerinin izlemesi, bu dergilerin yönleri yeni teknolojilere çevirdiklerini ve bu teknolojilerin dil öğreniminde kullanımına daha fazla yer verdiklerini göstermektedir.

MDDÖ alanına en fazla katkı sağlayan ülkelerin başında Tayvan’ın geldiği ve bu ülkeyi ABD’nin izlediği belirlenmiştir. Bu sonuç, mobil öğrenme alanında yapılan derleme çalışmalarının sonuçları ile de uyumluluk göstermektedir (Hung ve Zhang, 2012, s. 6-7; Hwang ve Tsai, 2011, s. E68-E69). Nitekim, Hwang ve Tsai (2011, E68-E69) de yaptıkları derleme çalışmasında, özellikle 2006-2010 yıllar arasında mobil ve her zaman ve her yerde öğrenme alanda Tayvan’ın yayın sayısında inanılmaz sayılara ulaşmasına dikkat çekmiştir. Tayvan’ın makro düzeyde mobil öğrenme, mikro düzeyde ise MDDÖ alanında öncülük yapmasında, yedi aşamadan oluşan Tayvan ulusal e-öğrenme programının ikinci aşamasını oluşturan ve 2007 yılında başlatılan mobil ve her zaman ve her yerde öğrenme projesinin etkili olduğu ifade edilebilir (Chang, Wang ve Chen, 2009, s. 5-17; Tsai, Chen ve Chen, 2010, s. 5-7). Bu projede, e-öğrenme Tayvan toplumunun teknik, endüstriyel ve ekonomik gelişimini hızlandıran itici bir güç olarak görülmekte ve devlet fonunun büyük bir çoğunluğu teknoloji merkezli araştırma ve geliştirmeye gitmektedir. Bu da araştırmacıların teknoloji merkezli araştırmalara olan ilgisini açıklamaktadır. ABD ise yapılandırmacılık, işbirlikli öğrenme, etkileşim gibi konularda en üretken ülke olduğu için araştırmacıların mobil öğrenmenin öğretim süreçlerine odaklanarak yayın yaptıkları anlaşılmaktadır (Hung ve Zhang, 2012, s. 13). Türkiye’nin MDDÖ alanına sağladığı katkı değerlendirildiğinde, Türkiye’nin sağladığı yayın sayısında ileriki yıllarda bir artış beklenmektedir. Bu artışı, Türkiye’de gerçekleştirilen BT projeleriyle ilişkilendirmek mümkündür. Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı, “Eğitimde Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi” (FATİH) Projesini başlatmıştır. Eğitimde FATİH Projesi ile eğitim ve öğretimde fırsat eşitliğini sağlamak ve okullardaki teknolojik altyapı iyileştirmek amaçlanmıştır. 2011–2014 döneminde yaygınlaştırılması planlananan bu proje kapsamında, bilişim teknolojileri araçlarının öğrenme-öğretme sürecinde etkin kullanımı için, ilköğretim ile ortaöğretim düzeyindeki okullara toplam 570.000 adet LCD panel etkileşimli tahta, öğrencilere 11.136.752 adet; öğretmenlere 715.000 adet tablet bilgisayar ve 620.000 adet dersliğe internet ağ altyapısı sağlanması öngörülmüştür. 2014 yılından sonra her

107

yıl eğitim sistemine katılacak yaklaşık 1,3 milyon öğrenciye tablet bilgisayar; açılacak yaklaşık 15.000 sınıfa etkileşimli panel tahta dağıtımına devam edilmesi planlanmıştır. Beş ana bileşenden oluşan FATİH Projesi çerçevesinde, donanım ve yazılım altyapısının sağlanması, öğretim programlarının BT destekli öğretime uyumlu hale getirilmesi, eğitsel e-içeriklerinin oluşturulması, öğretmenlere hizmetiçi eğitimlerin verilmesi ve bilinçli, güvenilir, yönetilebilir ve ölçülebilir BT kullanımının gerçekleştirilmesi düşünülmüştür (Milli Eğitim Bakanlığı [MEB], 2012). Eğitsel e-içeriklerinin oluşturulması için FATİH Projesinin bir alt projesi olan “Eğitim Bilişim Ağı (EBA) Projesi” tasarlanmıştır. Bu farklı, zengin ve eğitici e- içeriklerinin bulunduğu sosyal eğitim platformunda dil öğrenimini destekleyen mobil cihazlar üzerinden ulaşılabilen e-içeriklere de yer verilmiştir (Eğitim Bilişim Ağı [EBA], 2013). Bu bağlamda, FATİH Projesi ile tablet bilgisayarların ve EBA Projesi ile e-içeriklerin diğer disiplinlerde olduğu gibi dil öğreniminde de potansiyelinin araştırıldığı çalışmaların yapılacağı ve böylece yayın sayısında bir artışa paralel olarak Türkiye’nin MDDÖ alanına var olan katkısının da önemli oranda artacağı düşünülebilir.