• Sonuç bulunamadı

Masal Mekânının Gerçek Mekânın Algılanmasındaki Etkisi

4.4 Masal Mekânı

4.4.3 Masal Mekânının Gerçek Mekânın Algılanmasındaki Etkisi

Günlük yaşamın ve mekanların fiziksel, sosyal, kültürel izlenimlere yönelik izler taşıyan masal mekanlarının, gerçek mekanların algılanma sürecindeki katkısını şöyle sıralamak mümkündür:

• Masalda geçen mekanın konumu, büyüklüğü, yapı bölümleri, rengi, malzemesi, açık-kapalı, sade-gösterişli, aydınlık-karanlık olması gibi özellikleri,

gerçek bir mekanın fiziksel özellikleri ile algılanmasına yardımcı olmaktadır. Örneğin;

“Yukarıda, yolun üstünde bir kuyu var, suyu kesilmiş. Sen oraya girip su

yolunu açacaksın.” (mekanın konumunu bildiren “Yatalak Mehmet” adlı masal.)

“Ertesi gün oduncu kızı alarak birgün evvelki kayanın dibine götürmüş. Arap’a

geldikleri malum olmuş: Hemen kaya yerinden oynamış. Arap kızı kolundan tuttuğu gibi kayanın altına çekmiş; burası mağara gibi, karanlık bir yer… Kızın karanlığa gözü alışınca bakmış ki bir taş merdivenin sahanlığında duruyorlar. Arap kızın elinden tutmuş merdivenleri indirmeye başlamış. Bir sofaya gelmişler. Buraya birçok odalar açılıyormuş.” (mekanın aydınlık-karanlık olmasını, bölümlerini, malzemesini bildiren “Oduncunun Kızı” adlı masal.)

“Bir de arkasına döner bakar ki, ne görsün, duvar açılmış… Atlar aşağı, bakar

bir büyük bahçe, göz alabildiğine… Koşar, koşar, bir havuzun kenarına varır. Ötede büyük bir saray…. Kız havuzun bir kenarına oturur bekler. Akşam olur, sular kararınca bakar ki kırk bir tane güvercin gelir.” (mekanın büyüklüğü, açık- kapalı olmasını, sade-gösterişli olmasını bildiren “Yıldırım Padişahı” adlı masal.)

• Masal mekanın kullanımı ile halkın kültürel ve sosyal yaşamı hakkında bilgi sahibi olunmaktadır. Örneğin;

“Dülger Kızı” adlı masalda, sarayda pek çok mekan bulunmasına rağmen, özellikle “gelin odası” kavramı işlenmektedir. Bu odanın, kişisel olması yanında, mahremiyeti muhafaza eden bir yönü de vardır. Masaldaki kız, içeriye istediği misafirleri kabul etme hakkına sahiptir. Çünkü mekan kendine özeldir ve onu sahiplenmiştir. Bunun yanı sıra masalda; vezirlerin kızlarından ve odalarından bahsedilirken, kişisel farklılıklar belirtilmediğinden, farklı mekansal ifadelere de yer verilmemiştir. Kişisel farklılık olmayınca, mekansal farklılık da olmamaktadır.

• Masal mekanları ile geçmiş yaşamlar ve mekansal özellikler hakkında bilgi sahibi olunmaktadır. Örneğin;

“Erkenden kalkmış. Sokağa gider gibi yaparak kapıyı çarpmış, merdiven

altındaki kömürlüğe saklanmış. Evin içinde olup biteni bir delikten seyredecek… Az zaman geçmiş, bir de bakmış ki Mehmet Ağa, kütük ‘çıt’ diye ortasından ikiye yarılmış, içinden ayın on dördü gibi güzel bir kız çıkmış.” (“Nalıncı ile Padişah” adlı masal.)

• Masal mekanları üzerinden, mahremiyet, aidiyet gibi kavramlar mekan üzerinden okunmaktadır. Örneğin;

“Gide gide bir konağa ulaşmış. Konağa çıkmış bu oğlan, bakmış ki bir odada

güzel bir kız. Kız buna demiş ki: ‘Aman kardeşim, sen nasıl geldin buralara? Şimdi, yılanlar padişahı Şahmeran nerdeyse gelir, burası onun sarayı… Gelir seni burada öldürür.’” (“Yer altı Diyarının Kartalı” adlı masal.)

• Masallarda geçen farklı mekanlar, aynı işlevi karşılamaktadır. Farklı masallarda, hamam ve gölün yıkanmak ve temizlenmek eylemlerini karşılamak üzere anlatıldığı görülmektedir. Örneğin;

“Memleketin bütün kadınları, kızları en güzel elbiselerini giyinip hamama

geliyorlar. Kaz çobanı karısına diyor ki: ‘Herkes hamama gidiyor. Kalk sen de, kırık tarağını, yarım peştamalını al git, fırsattır, güzelce yıkanırsın.’ Bir de sokakta bulduğu eski bir tas veriyor: ‘Bununla da su dökünürsün’.” (“Ben Bir

Yeşil Yaprak Đdim” adlı masal).

“ ‘Peştamalımı, nalınlarımı getir, suya gireceğim,’der. Sarayın önü göl imiş.

Kız gümüş futasına sarınır, altın nalınlarını ayağına geçirir. Yıkanmaya suya girer. Yıkanırken, Arap halayık onu suyun derin yerine kakalayıverir. (Beyoğlu da o sırada harbde imiş…) Kızın esvaplarını giyer, tacını başına koyar, sultan olur oturur. Bey-oğlu gelir, bakar ki ak pak karısının yerinde kara kuru bir halayık eskisi… Şaşırır, kalır.”(“Bacı Bacı Can Bacı” adlı masal).

• Masallarda geçen tek mekan bazen farklı işlevleri yerine getirmektedir. Örneğin; hamamın, yıkanmak, kız beğenmek, masaldaki kişilerin cinsiyetini öğrenmek için de kullanılan bir mekan olduğu görülmektedir.

“Bir dağın tepesine güzel bir hamam yapılıyor. Sultan Hanım siyahlar

giyiniyor.Hamama oturuyor. ‘Herkes gelsin. Bedava hamamda yıkansın ve derdini, gördüğü, işittiği ne varsa anlatsın…’ diye tellal çağırtıyor.” (Hamamın, yıkanma işlevi yanında, sultana bildiklerini anlatma işlevini de üstlendiği “Eşek

Kafası” adlı masal).

“Saraya dönmüşler. Oğlan anasının yanına varmış, olanları bitenleri anlatmış.

‘Aman ana, bu kimdir? Kız mıdır, oğlan mıdır? Bunu anlamanın çaresi?’ diye yalvarmaya başlamış. Anası: ‘Oğlum, demiş, sen onu al, bir hamama götür. O zaman her şey meydana çıkar.’”. (Hamamın, cinsiyetin belirlenmesi işlevini üstlendiği “Altı Kız Babası” adlı masal).

• Masal mekanları üzerinden kişisel ve kamusal mekanların ayrımı yapılmaktadır. Masallarda saray, ev, bahçe gibi mekanlar daha kişisel özelliklere sahip iken; kahve, pazar, çarşı gibi mekanların herkese açık olduğu görülmektedir. Örneğin;

“Az gider, uz gider, dere tepe düz giderler… Bir Küflü dağın başında, bir şehre

varırlar ki, bu şehrin meydanında ahali toplaşmış, kuş uçuruyorlarmış. Kuş kimin başına konarsa onu padişah yapacaklarmış.” (“Kara-Tavuk” adlı masal.)

• Kişisel özellikler ile mekansal özelliklerin paralellik göstermesi ( örneğin; sırası ile ev, konak, köşk ve saray mekanları, barınma gereksinmesine yanıt veren mekanlardır. Ancak; kişilerin sosyal statüsü (sıradan birisi veya padişah olması), ekonomik durumu (zengin veya fakir olması), mekanın algılanmasında etkilidir. Masalda geçen ‘padişahın evi’ ifadesinden bile, masalı dinleyen çocuk kastedilenin bir saray olduğunu algılamaktadır.

• Masallarda geçen belirli simgeler, belirli mekanları tariflemektedir. Örneğin;

“Sonunda Yedi Kardeşlerin yaşadıkları dağa varmışlar. Orada bir evin önüne

gelir gelmez külden eşek düşmüş dağılıvermiş. Kız da kardeşlerinin mekanına geldiğini anlamış. Evin kapıları ardına kadar açıkmış. Kız içeri girmiş ki kimseler yok… Odaları bir bir gezmiş: Kilerde her çeşit yiyecek, keklik, tavşan etleri…

Hemen kolları sıvamış türlü türlü yemekler pişirmiş… Güzelce karnını doyurduktan sonra girmiş bir dolabın içine, gizlenmiş.” (“Yedi Kardeşler” adlı masal.)

Çocuklar, masalda geçen mekansal anlatımlar doğrultusunda, herhangi bir mekanı içi boş bir şekilde sadece fiziksel özellikleri ile algılamamaktadır. Mekanı, içerisinde kullanıcıları ile işlevsel özelliklerine göre de algılamaktadır.