• Sonuç bulunamadı

5. MARAŞİLER (SEYYİDLER) DÖNEMİ MÂZENDERÂN

5.2. Maraşî Padüspanî İlişkileri

Firuzkûh’un alınması dolayısıyla bölgede Maraşîler için son tehdid unsuru olan Celalîlerin saf dışı bırakılması, Mâzenderân’da onların gücünü ve nüfûzunu daha da attırdı. Böylece Rüstemdâr melikinin sahip olduğu topraklar hariç Mâzenderân’ın tamamı Maraşî idaresine girdi. Kuvvetle muhtemel Maraşîlerin genişleme siyaseti Padüspânîleri hoşnut etmiyordu. Firuzkûh muhasarasında Maraşîlerin yardım talebine Rüstemdâr melikinin olumsuz cevap vermesi bu hoşnutsuzluğa bariz bir örnektir. Bundan başka Seyyidlere ve dervişlere saldırgan bir tutum içerisinde olan Rüstemdâr meliki, idaresi altındaki halka da zulüm etmekteydi. Bu bağlamda Maraşî taraftarları çeşitli eziyetler görmek suretiyle zindana atlıyordu. Bu nedenlerle Seyyid Rızaüddin ve Seyyid Kemalüddin, Rüstemdâr meliki üzerine sefer yapmak için Seyyid Kıvamüddin’den icazet talep ettiler.279

İlk olarak Rüstemdâr meliki Kubad’a Seyyid Rızaüddin tarafından bir elçi yollandı. Celalîlere karşı yapılan Sevadkuh ve Firuzkûh savaşlarında dost olmalarına rağmen bir yardım görmediklerini belirtilmekle beraber, Maraşîlere karşı tavırlarından rahatsızlık duyulduğu mesajı iletildi. Ayrıca elçinin mesajında, Melik Kubad’ın Maraşîlere karşı siyasetinin tekrar gözden geçirilmesini, aksi takdirde Seyyidlerin kendisine karşı iyi niyetli olmayacakları belirtildi.280

Rızaüddin, Melik Kubad’a ültimatom vererek Maraşîlere karşı dürüst davranmalarını, aksi takdirde savaş yoluyla tedip edileceklerini vurguluyordu. Sert bir dil kullanılan bu mesajda, Mâzenderân’ın neredeyse tamamına sahip olan bir gücün verdiği özgüvenle hareket edildiğini özellikle belirtmek gerekir. Zira Maraşîler, Celalîleri bertaraf ettikten sonra Mâzenderân’ın en güçlü siyasî aktörü haline gelmişlerdi. Bu bağlamda Mâzenderândaki Maraşî hâkimiyetinin kuruluş aşamasından bir sonraki safhaya intikal ettiği noktasında yorum yapılabilir.

Seyyid’in bu serzenişi, Maraşî-Pâdüspânî ittifakının bozulmasına ve ilişkilerin dostane istikametten sapmasına neden oldu. Kubad, Maraşîlere sert bir şekilde karşılık verince iki hanedan arasındaki münasebetler savaş eşiğine geldi. Seyyid Rızaüddün Pâdüspânîler ile yaşanan gerilimi iletmek üzere elçiyi Maraşî hükümdarı Seyyid Kemalüddin’in huzuruna gönderdi. Kemalüddin durumu öğrendikten sonra

279 Zahirüddin Maraşî, Tarih-i Taberistan, s. 205-206.

280 Şehristanî, Serbedârân-ı Horasan ve Mâzenderân, s. 155-156; İsmail Mehcuri, Tarih-i Mâzenderân, c.

90

Pâdüspânîler ile savaşın uygun olduğu kanısına varmakla beraber babası Kıvamüddin’den icazet alarak savaş emrini verdi. Pâdüspânîler karşı hazırlanan ordunun komutası Rızaüddin’e verildi. Onun emrindeki Maraşî ordusu 782/1380 yılında Rüstemdâr tarafına hareket etti. İki ordu arasında vuku bulan savaşta Melik Kubad, ilk çarpışmada yenildi ancak ölmedi. Bu arada Rüstemdâr’daki halkın bir kısmı Seyyidlere katılınca savaşı kazanma adına Maraşîler önemli bir avantaj elde ettiler. Mirandaşt ( تشادناريم )’ta gerçekleşen bu savaşı Maraşîler kazandı. Natil ( لتان ) şehrine kadar olan Pâdüspânî toprakları Maraşîlerin eline geçti. Ele geçen yerlerde halk Seyyidlere biat ederek onları destekledi.281

Seyyid Fahrüddin, Maraşîler adına fetih hareketine devam ederek bir sonraki yıl Melik Kubad’ın müreffeh şehirlerinden biri olan Lekter’i (رتکل ) ele geçirdi. Pâdüspânîler Lekter’de gerçekleşen savaşın başlarında Maraşîlere karşı bir başarı elde etmiş olsalar da neticede Melik Kubad ve şehzadeleri bu savaşta yaşamını yitirdiler. Kale muhafızı, Melik Kubad’ın ölümü üzerine daha fazla direnemeyerek kaleyi teslim etti. Dervişler düşman ordusundan çok sayıda insanı öldürmüşlerdi. Şavaştan bir sonraki gün Seyyid Fahrüddin’in talimatıyla ölüler defnedilirken, yaralılar ise tedavi ettirildi. Rüstemdâr’ın yönetimi Kemalüddin’in kardeşi Fahrüddin’e verildi. Maraşîlerin Mâzenderân’da kazandığı bu zaferden sonra bölgedeki hâkimiyet alanları daha da genişlemekle beraber bölgenin neredeyse tamamına hâkim oldular.282

Fahrüddin Rüstemdâr’ı ele geçirdikten sonra Melik Kubad’ın hapishane olarak kullandığı Heresi ( یسره ) kalesini Maraşî topraklarına dâhil etmek üzere Kelarustak’a gitti. Kale alındıktan sonra buraya görevliler tayin ederek Çalus şehrine gitti. Rüstemdâr’da yerine bıraktığı vekiline şehirde imar faaliyetlerinde bulunmasını emreden Fahrüddin, köşkler, evler, hamamlar, çarşılar yaptırdı ve şehrin etrafına savunmayı kuvvetlendirmek adına hendek kazdırdı.283

Bu imar faaliyetlerinin, Maraşîlerin Mâzenderân’daki hâkimiyetlerinin kesinleşmesinden sonra gerçekleşmesini göz önüne alırsak Maraşîlerin bölgede kalıcı bir egemenlik kurmak istediklerini belirtebiliriz.

281

İsmail Mehcuri, Tarih-i Mâzenderân, c. II, s. 20-21; Şehristanî, Serbedârân-ı Horasan ve Mâzenderân, s. 156.

282 Şehristanî, Serbedârân-ı Horasan ve Mâzenderân, s. 157. 283 İsmail Mehcuri, Tarih-i Mâzenderân, c. II, s. 21.

Seyyid Fahrüddin bundan sonra yaylak bahanesiyle Kucur şehrine giderek bir süre burada kalmdı. Ardından Âmul, Sârî ve Rüstemdâr’dan gelen taze kuvvetlerin kendisine katılmasıyla fetih hareketlerine tekrar devam etti. Nur ve civarındaki kalelerin ele geçirilmesi için harekete geçen Fahrüddin, Nur dağlarının eteklerindeki küçük kasabaları kolayca fethetti. Fahrüddin bundan sonra Nur dağları eteklerinde daha öncekilere oranla daha büyük ve müstahkem bir kaleyi muhasara altına aldı ancak başlangıçta başarılı olamadı. Askerlerine verdiği talimatla kaleye ulaşmak için kule tarzında bir kuşatma silahı inşa edildi ve böylece kaleye sığınanlar ele geçirildi. Fahrüddin daha sonra Talikan tarafına giderek bu şehri de Maraşî hâkimiyetine aldı.284

Fahrüddin, Nur civarındaki kaleleri Maraşî toprakları sınırlarına dâhil ettikten sonra Kârved ( وراکد ) ve Levender ( ردنول) kalelerini ele geçirmek için hareketine devam etti. Bu iki kalenin bulunduğu bölge 750/1349’a kadar Bâvendîlerin elindeydi. Âmul sınırlarının dışında kalan bu kaleler Bâvendîlerden sonra Rüstemdâr hükümdarının hâkimiyetine geçti. Kiya Efrasiyab’ın damadı ve Larican’ın yöneticisi olan Kiya Hasan, şehirde uzun bir hükümdarlık süresinden sonra Seyyidlerin taaruzuna uğradı. Halkından bir kısmı Seyyidlere meyl etti. Fahrüddin ilk olarak Karved kalesine hucüm ederek ele geçirdi. Daha sonra Kiya Hasan’ın elinde bulunan Levender kalesini kuşattı. Kiya Hasan Maraşî kuvvetlerine karşı altı ay direndikten sonra erzakların tükenmesi ve savaş yorgunluğundan dolayı teslim olmak zorunda kaldı. Maraşîler Kiya Hasan’ı Âmul’e yolladılar ve kaleyi yıktılar. Bu zaferden sonra Rüstemdâr ve Talikan Seyyid Fahrüddin’in emrine tevdi edildi.285

Seyyid Kıvamüddin, oğlu Rızaüddin ile yaşadığı bir problemden kaynaklı Dabu’daki ikametgâhından ayrılarak bugünkü Babil yakınlarındaki Barfuruş köyüne geldikten bir müddet sonra aniden hastalandı. Hastalığının şiddetlenmesi üzerine Seyyid Kemalüddin ve diğer kardeşleri derhal Barfuruş’a geldiler. Kıvamüddin ölmeden önce oğullarına Seyyid Kemalüddin’e itaat etmelerini, şeriatı çiğnemeyip halka adaletli davranmalarını öğütledi. Kısa bir müddet sonra vefat eden Kıvamüddin, vasiyeti gereği Barfuruş’a defnedildi. Ancak Seyyid Rızaüddin’in karşı çıkışı ve kardeşlerini de desteğiyle Kıvamüddin’in mezarı bir süre sonra Âmul’e taşındı. Kıvamüddin’in

284 İsmail Mehcuri, Tarih-i Mâzenderân, c. II, s. 21-22.

285 Zahirüddin Maraşî, Tarih-i Taberistan, s. 212-213; İsmail Mehcuri, Tarih-i Mâzenderân, c. II, s. 22-

92

Âmul’deki mezarı zamanla ziyaretgâha dönüştü ve “Mir-u Zân” ( نازوريم ) ismiyle anılmaya başlandı.286

Kıvamüddin’in ölümünden hemen sonra yapılan türbesi Kiya Efrasiyab’ın oğlu İskender Şeyhî tarafından tahrip edildi. Âmul’de bulunan bu türbe Emir Timur’un ölümünden sonra affedilip tekrar Mâzenderân’a dönen Maraşîler tarafından tamir edildi. Safevi Sultanı Şah Abbas döneminde bu türbe yeniden düzenlenerek süsletildi. Kıvamüddin’in türbesi Şiîler açısından oldukça kıymetlidir.287