• Sonuç bulunamadı

MANZUM ATASÖZÜ TERİMİNİN ANLAM ALANI

A. MANZUM ATASÖZÜ ÜZERİNE GENEL BİLGİLER

1. MANZUM ATASÖZÜ TERİMİNİN ANLAM ALANI

Türk halk edebiyatının kalıplaşmış ifadeler bölümünde yer alan atasözleri, Türk kültürünü canlı olarak yansıtan en önemli ürünlerimizin başında gelir. Hayatın hemen hemen bütün alanlarıyla ilgili olarak birçok atasözümüz vardır. Türklerin atasözlerini düsturlaştırarak gerekli önemi verdiklerini, yine bir başka atasözümüz şöyle ifade etmektedir: “Atalar sözü Kuran’a girmez, yanınca yelişür.” Atasözlerimiz bazen insanlara uyarılarda bulunur, bazen yasaklama bildirir ve bazen de yol göstericidir. Belirli bir görevi üzerinde taşıyan atasözleri, âdeta ideal hayatı hedefleyen kanunlardır. Diğer halk edebiyatı ürünlerinin aksine atasözlerimiz yeri geldiğinde, bir olay ya da durum karşısında; söyleyenin hafızasındaki şekliyle ifade edilir. Yani atasözünü kullanan kişi, atasözü kullandığının farkındadır, ama durup dururken de atasözü söylememiştir. Ayrıca atasözü kullanıcısının hafıza durumu ve ifade tarzında atasözlerine ne kadar sıklıkla başvurduğu da önemlidir.

Uzun yılların tecrübesi neticesinde oluşan, herkesçe doğruluğuna inanılan ve ifade ettiği düsturlara yine herkesçe uymaya çalışılan atasözleri, tarihî bir süzgeçten geçerek bugünlere gelmiştir. Oluşumları itibariyle en eski kültürel ürünlerimizden olan atasözlerimiz, geçirdikleri süreç içerisinde zenginleşmişler, bu zenginliklerinin yanında unutulanlar da olmuştur.

Örneğin, bugün Dîvânü Lûgati’t- Türk’teki atasözlerimizin bir kısmı benzer ve yakın kelimelerle yaşarken, geçen yaklaşık 1000 yıllık süreçte unutulanlar da olmuştur.

Sözlü kültürün en büyük düşmanı zaman olmuştur. Onun yanında ürünlerin yazıya geçirilememesi, nesilden nesile aktarılamaması da zamanla birlikte etkili olan unsurlardır. Zamanın ve diğer faktörlerin kültürel ürünlerde yaptığı bu olumsuz etkiye karşılık, atasözlerimiz direnebilmiş ve özellikle bizim de inceleme konumuz olan manzum atasözlerimiz hafızalarda daha kolay kalabilmesi nedeniyle bu direnci daha

fazla göstermiştir. İçerisinde barındırdıkları kelimeler itibariyle de atasözlerimiz, zamanın olumsuz etkisi karşısında dirençlerini güçlü tutmuşlardır.

Türk atasözleri Orhun Abideleri’nde ilk kez karşımıza çıkmakla birlikte, Uygur dönemi yazıtlarında ve özellikle Dîvânü Lûgati’t- Türk’te genişçe yer bulmuştur. Giriş bölümümüzde de ayrıntılı bir şekilde değindiğimiz Türk atasözlerinin yazılı kaynaklardaki durumu metin yayınından ileriye gidememiştir. Özellikle 1950’li yıllarla birlikte atasözlerimiz çeşitli açılardan irdelenmeye başlanmış ve üzerinde bilimsel çalışmalar artmıştır. Bugünlere geldiğimizde ise Türk atasözleri ile ilgili çalışmalar devam etmektedir.

Atasözlerimiz, kullanıldığı bölgelerden derlenmiş, özellikle konu ve şekil olarak incelenmeye tabi tutulmuştur. Atasözleri şekil yönünden incelendiğinde ise manzum ve mensur olarak ikiye ayrılmıştır.

Bu çalışmada da atasözlerimiz içerisinde yer alan manzum örnekler tespit edilerek incelenmiştir. Ancak, manzum atasözlerimiz ile ilgili olarak adlandırma sorunu ortaya çıkmıştır. İlerleyen başlıklarda da görüleceği üzere atasözleriyle ilgilenen araştırmacı ve bilim adamları manzum mahiyetteki atasözlerine ayrıntılı olarak değinmişlerdir. Fakat manzum atasözü kavramı, divan edebiyatı türlerinden ve özellikle mesnevilerin beyitlerinde yer alan atasözleri için de kullanılmıştır. Agâh Sırrı Levend’in “Türk Edebiyatında Manzum Atasözleri ve Deyimler” adlı makalesi incelendiğinde, manzum atasözü terimini, birkaç mesneviden alınan örnek beyitlerde yer alan atasözleri için kullandığı görülecektir (Levend, 1961: 137-146). Yine aynı terim Süreyya Beyzadeoğlu’nun “Osmanlı Dönemi Atasözleri ve Deyimlerinden Manzum Örnekli 20 Atasözü ve Deyimin Yorumu” adlı bildirisinde divan edebiyatı türlerinde geçen atasözleri için kullanılmıştır (Beyzadeoğlu, 2004: 431-445).

Türkiye’de atasözleri üzerine en fazla çalışan isim şüphesiz Ömer Asım Aksoy’dur. Onun atasözü derlemeleri ve yayınları bugünkü atasözü çalışmalarının başlangıcı olmuştur. Manzum mahiyetteki atasözlerimiz için Atasözleri ve Deyimler

Sözlüğü I adlı eserinde; atasözlerinin özelliklerini Tamamlayıcı Bilgiler başlığı altında

verirken bazı atasözlerini Beyit başlığı altında değerlendirmiştir. Yani atasözleri iki mısradan oluştuğu için, manzum atasözü terimi yerine beyit kavramı kullanılmıştır. Bu atasözlerinden aşağıya örnekler alıyoruz:

Güvenme varlığa Düşersin Darlığa

Hayır dile komşuna,

Hayır gele komşuna. (Aksoy, 1988: 22)

Manzum atasözü terimini, bir başka araştırıcımız Abdülkadir Güler de halk edebiyatı alanında kullanır. Onun, “Halk Edebiyatımızda Manzum Atasözleri” adlı makalesi incelendiğinde, manzum atasözü terimi; dörtlüklerden oluşan, kafiyesi ve redifi olan, hece sayıları birbirine eşit şiir parçaları için kullanılmıştır (Güler, 1984: 8- 10). Bu şiir parçaları bir bütün olarak atasözü değil, atasözleri dörtlüğün içerisine serpiştirilmiştir.

Yine Nurettin Albayrak’ın hazırlamış olduğu Halk Edebiyatı Terimleri

Sözlüğü (İstanbul 2004) incelendiğinde manzum atasözü kavramı, içinde atasözü barındıran divan edebiyatı türleriyle açıklanmaktadır.

Yukarıda genel olarak çizilen çerçevede atasözlerimizin, kendileri manzum olmayıp, manzum mahiyetteki bir edebî türün içerisinde geçtiği için manzum atasözü adını aldığı görülmektedir. Oysa başlı başına edebî bir tür olarak manzum atasözü vardır ve atasözü hiçbir manzum mahiyetteki edebî türün içerisinde yer almamakta, kendine özgü ölçüsü, durağı ve kafiyesi bulunarak manzum olmanın bütün şartlarını yerine getirmektedir.

Sonuç olarak manzum atasözü terimi çalışmamızda incelediğimiz ve başından sonuna kalıplaşmış olan manzum mahiyetteki atasözlerimiz için kullanılmalıdır.

Manzum atasözlerimizi inceleyen bazı araştırmacı ve bilim adamlarımız farklı adlandırmalara da gitmişlerdir. Örneğin, Doğan Kaya, Anonim Halk Şiiri adlı eserinde manzum atasözlerimizi düzgü kavramı başlığı altında şekil ve içerik yönleriyle incelemiş, diğer ölçülü söz mahiyetindeki sözlerle birlikte ele almış ve manzum mahiyetteki bütün söz varlığımızın bugüne kadar sistemli olarak ortaya konulamadığını belirtmiştir.

Manzum atasözlerimizi farklı ad altında toplayan bir diğer araştırıcımız ise Nail Tan’dır. O, Folklorumuzda Ölçülü Sözler adlı eserinde ölçülü sözler arasında manzum atasözlerimize de yer vererek, “…ölçülü sözlerin bir bölümü mevcut atasözü ve deyimlerimizin ya şiir şekline getirilmiş hâlidir, ya da manzum atasözü ve deyimlerimizin çeşitlemesi durumundadır.” demektedir (Tan, 1986: 12).

Manzum mahiyetteki atasözlerimizin yaygın kullanımıyla ilgili olarak da, “Türk Halk Edebiyatı’nda vezinli, kâfiyeli atasözü ve deyimlerimiz pek çoktur. Çünkü

vezinli, yani ölçülü, kâfiyeli sözlerin hatırda tutulması daha kolaydır.” diyerek bu kullanım sıklığını ölçülü ve kafiyeli olmasına bağlamaktadır (Tan, 1986: 9).

Nail Tan’ın ölçülü sözler içerisine aldığı manzum atasözlerinin üç mısradan kurulu olanlarını, Ali Haydar Bayat da, yine ölçülü sözlerle birlikte ele almıştır (Bayat 1991: 103-175).

Manzum atasözü teriminin farklı anlamlarda kullanılması ve manzum atasözlerimizin farklı adlarla anılma ve farklı türlerin içerisinde eritilmesi, bu konunun bir disiplin hâlinde, sistemli bir şekilde ele alınmamasından kaynaklanmaktadır. Atasözü üzerine çalışan araştırıcılar ve bilim adamları manzum atasözlerimize temas etmişler, fakat bu tespitler bir bilimsel düzleme bugüne kadar oturtulamamıştır. Burada; atasözlerimizin şekil açısından manzum ve mensur olarak ikiye ayrıldığını; manzum atasözü teriminin sadece ilk harfinden, son harfine kadar atasözü olan metinler için kullanılması gerektiğini tekrar vurgulamamız gerekecektir.

2.

MANZUM

ATASÖZLERİ

ÜZERİNE

ÇEŞİTLİ