• Sonuç bulunamadı

C. MANZUM ATASÖZLERİNİN CÜMLE YAPISI

1. Akrep:

Evcil Hayvanlar: 1. At, 2. Beygir, 3. Buzağı, 4. Civciv, 5. Dana, 6. Deve, 7. Eşek, 8. Horoz, 9. İnek, 10. İt, 11. Katır, 12. Kaz, 13. Keçi, 14. Kedi, 15. Koç, 16. Koyun, 17. Kuzu, 18. Manda, 19. Oğlak, 20. Öküz, 21. Ördek, 22. Piliç, 23. Sıpa, 24. Tavşan, 25. Tavuk, 26. Tay, 27. Teke, 28. Toklu (Kurukafa, 1990: 142).

Atasözlerinde geçen hayvanlarla ilgili bir diğer tasnifli çalışma ise Ahmet Yanar tarafından hazırlanan Hayvan Motifli Atasözleri ve Deyimlerimiz adlı eserdir. Atasözlerimiz üzerine hazırlanan popüler bir kitap olan eserde, atasözlerimizde ve deyimlerimizde yer alan hayvanlar alfabetik olarak tasnif edilmiştir.

Levent Doğan, “Kırgız Atasözlerinin Sınıflandırılması”, başlıklı yazısında (Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, 9, Bahar, 2000) Kırgız atasözlerini konularına göre ayırarak şu sınıflamayı yapmıştır:

A. Yerilen ve Yüceltilen Değerler ile İlgili Atasözleri: a. Vatan-millet sevgisi ve birlik-beraberlik, b. Yiğitlik, c. Dostluk, ç. Dürüstlük, Hırsızlık, Doğruluk, Yalancılık, İyilik ve Kötülük, d. Sabretmek, e. Tedbirli olmak, f. Adalet, g. Bağışlama, h. Kendini bilmezlik, ı. Aç gözlülük, i. Danışmak ve nasihat.

B. İlim-Bilim Sahibi Olmak, Akıl ve Dil ile İlgili Atasözleri C. Sağlığın Önemi ile İlgili Atasözleri

Ç. Sosyal Hayat ile İlgili Atasözleri: a. Kurnazlık, b. Zenginlik ve Fakirlik, c. Sosyal Hiciv, ç. Misafirlik-Komşu, d. Mevki-Makam sahibi olmak, e. Ölüm, f. İş, emek ve zahmet çekmek, g. Aile fertleri, ğ. Allah ve Din, h. Düşman.

D. Hayvanlar ile İlgili Atasözleri E. Tabiat Unsurları ile İlgili Atasözleri

F. Kımız ve Manas ile İlgili Atasözleri (Doğan, 2000: 206-241)

Ülkü Çelik Şavk, Kırgız Atasözleri adlı eserinde Kırgız atasözlerini aşağıya aldığımız maddelere göre sınıflandırmıştır:

1. Vatan, ulus, ülke, vatandaşlık, mücadele, lider, topluluk, yönetim, sorumluluk.

2. Emek, meslek, ekonomi, tasarruf, iş hayatı, boş gezme.

3. Dostluk, yoldaşlık, uyumluluk, konukseverlik, kadir kıymet, hata, küskünlük, düşmanlık.

4. Ömür, ölüm, sağlık, gençlik, ihtiyarlık, baht, kaygı, kıvanç, güç, temizlik, güzellik, hoşluk, yiyecek.

5. Tabiat olayları, vakıalar, hayat tecrübeleri, havyanlar, öğütler. 6. Dil ve belâgat.

7. Ana baba, sevgi, aile, çocuk, kardeşlik, akrabalık, gelenek görenekler, eğitim.

8. Din, ticaret, zenginlik, egemenlik, makam, devlet. 9. Sınıfları içeren atasözleri.

(Çelik Şavk, 2002: X)

Özkul Çobanoğlu, Türk Dünyası Ortak Edebiyatı / Türk Dünyası Edebiyat

Tarihi (C. 3)’ndeki atasözü maddesinde; Türk dünyası atasözlerinin, aşağıya

tarafımızdan maddeleştirilen ölçütlere göre sınıflandırılabileceğini şu şekilde ifade etmektedir:

1. Türk dünyası atasözleri, söyleyiş özelliği, kavram, fonetik, sentaks, vb. hususlarda çok büyük ölçüde ayniyet göstermekle birlikte çeşitli nedenlerle bazı atasözleri de değişik bakımlardan farklılıklar taşımaktadır.

a. Aynı hayat tarzını, dünya görüşünü, gelenek ve görenekleri ve dolayısıyla da aynı kültürel ekolojiyi yansıtmada anlam ve söyleyiş bakımından birbirinin tamamen aynısı olanlar.

b. Anlamı aynı olmakla birlikte söylenişinde bir veya birkaç kelime ve bazen de sadece sınırlı ufak tefek farklılıklar olan atasözleri.

c. Her Türk boyunun ve topluluğunun yaşadığı sosyokültürel muhitin yer aldığı hususi coğrafya ve sosyokültürel farklılıkların dışa vurulduğu mahallî olan atasözleri.

2. Atasözlerini taşıdıkları yargıların niteliklerine göre yapılan tasnif. a. Atasözlerinin bir kısmı açıktan açığa ahlaki amaçlar gözetir. b. Atasözlerinin diğer bir kısmı ise açıktan açığa öğüt vermez. 3. Bazı âdet ve gelenekleri düsturlaştırmış olan atasözleri.

Maddenin devamında Atasözlerinin Tema ve Konuları başlığında ise şu sınıflamayı yapmıştır:

Yiğitlik, Mertlik, Ağırbaşlılık, Sabırlılık, Konukseverlik, Sosyal Değerler, Aile, Akrabalık, Komşuluk, Dostluk, Görgü Kuralları, Sağlık ve Ölüm Konusunda Atasözleri, Ekonomi Konulu Atasözleri, Tarım ve Hayvancılıkla İlgili Atasözleri, Tabiat ve Evren Konulu Atasözleri, İklim ve Takvimle İlgili Atasözleri, Hayvanlarla İlgili Atasözleri, Zihin Terbiyesi ve Diğer Konular (Çobanoğlu, 2003a: 160-180).

3. ATASÖZLERİNİN BİRDEN FAZLA ÖZELLİĞİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURARAK YAPILAN SINIFLANDIRMA

Pertev Naili Boratav 100 Soruda Türk Halk Edebiyatı adlı eserinde atasözlerini şu şekilde sınıflandırmıştır:

1. Asıl atasözleri

a. Bir yargıyı, ya da bir gözlemi kapsayan atasözleri

b. Dolambaçsız, açık bir öğüt, akıl verme, ya da yasaklama biçimindeki atasözleri

c. Fıkra edası taşıyan atasözleri 2. Atalarsözü değerindeki deyimler

b. Bireylik hâllerde uygulanan deyimler c. Benzetmeli deyimler

(Boratav, 1992: 120-122)

Erman Artun ise Türk Halk Edebiyatına Giriş adlı çalışmasında atasözlerini şu başlıklar altında sınıflandırmıştır:

1. Asıl atasözleri

a. Bir yargı, bir gözlem görünümündeki atasözleri, bir ders veya davranış kuralı öğretenler, bir ahlak kuralına sahip bir gözlemi anlatanlar veya günlük olayların, tabiat olaylarının gözleminden doğan hükümleri anlatanlar.

b. Doğrudan doğruya bir öğüt, bir emir, yasak belirtenler 2. Atasözü niteliğindeki deyimler

E. ATASÖZLERİ İLE KALIPLAŞMIŞ DİĞER TÜRLERİN

İLİŞKİSİ

Anonim halk edebiyatının kalıplaşmış ifadeler alt başlığını atasözü, deyim, dua-beddua, bilmece ve ölçülü sözler oluşturur. Bu sözler arasında çeşitli ortaklıklar olduğu gibi farklılıklar da vardır.

Aşağıda atasözü ile diğer kalıplaşmış ifadeler ayrı ayrı değerlendirilecektir.

1. ATASÖZÜ VE DEYİM İLİŞKİSİ

Bugüne kadar ortaya konulan eserlerde atasözleri ile deyimler çoğunlukla birlikte ele alınmıştır. Birçok eserimizde de atasözü ile deyim birbirine karıştırılmıştır. Atasözlerinin şekil ve kavram özelliklerini daha önce vermiştik. Burada öncelikle deyimin anlamını vermek gerekecektir: “Bir kavramı, bir durumu, ya çekici bir anlatımla ya da özel bir yapı içinde belirten ve çoğunun gerçek anlamlarından ayrı bir anlamı bulunan kalıplaşmış sözcük topluluğu ya da tümce.” (Aksoy, 1988: 52).

Atasözleri ile deyimler arasındaki ortaklıklar ve farklar aşağıda belirtilecektir. Atasözü ile deyim arasındaki en önemli ortaklıklar:

1. Hem atasözleri, hem deyimler kalıplaşmış sözler olup kısa ve özlü bir anlatım yapısına sahiptirler.

2. Hem atasözlerinde, hem de deyimlerde kelimeler genellikle gerçek anlamının dışında kullanılarak mecaz sanatına sıkça başvurulmuştur.

3. Bazı sözler ifade ettiği anlama göre hem atasözü, hem de deyimdir. 4. Hem atasözünün, hem de deyimin hikâyeli olanları vardır.

Atasözü ile deyim arasındaki en önemli farklar:

1. Atasözleri genel kural niteliğinde bir hüküm ifade ederler, deyimler ise genel kural niteliğinde bir hüküm taşımazlar.

2. Atasözleri uzun gözlem ve deneyime dayanırlar, deyimler için bunu söyleyemeyiz.

3. Atasözleri en az bir cümleden oluşurken, deyimler genellikle bir veya birkaç kelimeden oluşurlar.

Burada maddeleştirerek aralarındaki ilişkinin özünü vermeye çalıştığımız atasözleri ile deyimler tarihî kökleri çok eskiye dayanan sözlerdir. Kalıplaşmış olması ve günlük konuşmalarda sıkça kullanılması, onların zaman içerisinde bozulmadan bugünlere gelmesini sağlamıştır.

2. ATASÖZÜ VE BİLMECE İLİŞKİSİ

Günlük yaşamda insanı ilgilendiren her şeyi konu edinerek, çeşitli ipuçları üzerine kurulu, soru cevaptan oluşan kalıplaşmış ifadelerin bir türü de bilmecelerdir. Atasözü ile bilmece arasındaki tespit ettiğimiz ortaklıklar ve farklılıklar aşağıdadır.

Atasözü ile bilmece arasındaki en önemli ortaklıklar:

1. Hem atasözü, hem bilmece anonim olmakla birlikte, muamma veya lûgazların yazarları veya söyleyenleri bellidir.

2. Hem atasözü, hem bilmecenin nesir şeklinde söylenenleri olduğu gibi nazım şeklinde söylenenleri de vardır.

3. Her iki tür de, insanı ilgilendiren, hayatın bütün alanlarını konu edinirler.

Atasözü ile bilmece arasındaki en önemli farklar:

1. Atasözleri durup dururken söylenen sözler olmayıp yeri gelince söylenir. Bilmeceler için bunu söyleyemeyiz. Zira bilmeceler etrafında, bilmece sorma geleneği oluşmuştur. Geleneğin ön gördüğü zamanlarda (ev oturmalarında, kış gecelerinde, vb.) bilmece sorulur.

2. Bilmeceler, karşıdaki kişinin bilgisini ve düşünme hızını, vb. özellikleri ölçerler. Oysa atasözlerinin hitap ettiği kitleye ders ve öğüt verme en önde gelen özelliğidir.

3. ATASÖZÜ VE DUA-BEDDUA İLİŞKİSİ

Bir kişi hakkında ya da insanı ilgilendiren herhangi bir konuda iyiliği, güzelliği, olumluyu isteyen kalıplaşmış ifadeler duayı; kötülük ve olumsuzluğu isteyen, olumsuz mahiyetteki kalıplaşmış ifadeler de bedduayı oluşturur. Dua ve beddua ile atasözünün az da olsa ortaklıkları ve farklılıkları vardır.

Atasözü ile dua-beddua arasındaki en önemli ortaklıklar:

1. Hem atasözünün hem de dua-bedduanın nazım ve nesir şekilleri vardır. 2. Atasözlerinin ifade ettiği anlam ile duanın bazı ortaklıkları vardır. Atasözleri genel olarak öğüt verirken insanları iyiye, güzele ve doğruya yönlendirmeye

çalışır. Dua da ifade ettiği anlam bakımından insanların iyiye, güzel ve doğruya ulaşması için yapılan istektir.

3. Hem atasözleri, hem de dua-beddua az sözle çok şey anlatırlar. Atasözü ile dua-beddua arasındaki en önemli farklar:

1. Dua-bedduanın konusu insan merkezlidir. Atasözleri ise bütün konuları işlerler.

2. Özellikle beddua söylemekten insanlar kaçınırlar, atasözlerinde böyle bir durum yoktur.

3. Beddualar insanların kötü duruma düşmelerini isterken, atasözlerinde böyle bir durum yoktur. Aksine atasözleri insanları kötülüklerden ve olumsuz durumlardan korumaya çalışırlar.

4. ATASÖZÜ VE ÖLÇÜLÜ SÖZ İLİŞKİSİ

Kalıplaşmış ifadelerin bir türü de çoğunlukla hece ölçüsü ile söylenmiş, az da olsa aruz ölçüsü ile söylenenleri olan, başlangıçta söyleyenleri olan fakat bugün unutulan ölçülü sözlerdir. Ölçülü sözler ile atasözleri arasındaki ortaklıklar ve farklar aşağıda belirtilmiştir.

Atasözleri ile ölçülü sözler arasındaki en önemli ortaklıklar:

1. Ölçülü sözlerin başlangıçta söyleyeni belli iken bugün unutulmuştur. Aynı durum bazı atasözleri için de geçerlidir.

2. Hem atasözlerinde, hem de ölçülü sözlerde öğüt ve ders verme en önemli hedefler arasındadır.

Atasözleri ile ölçülü sözler arasındaki en önemli farklılıklar:

1. Atasözleri bir hüküm içerirken, ölçülü sözler bir hüküm içermezler. Fakat dilek ve temenni içerenleri vardır.

2. Ölçülü sözler manzum olmakla birlikte, manzum olan atasözlerinin dışında mensur atasözleri de vardır.

F. ATASÖZÜ ÇALIŞMALARININ DÜNÜ VE BUGÜNÜ

1. TANZİMAT DÖNEMİYLE BAŞLAYAN ATASÖZÜ ÇALIŞMALARI Atasözlerimizin tespit edildiği ilk kaynak olan Orhun Abideleri’nden başlayarak ortaya konulan eserlerde atasözü kullanılması, ilk derlenen atasözü metinlerinin yer aldığı Dîvânü Lûgati’t- Türk’le devam etmiştir. Aynı dönemlerde ve daha sonraki dönemlerde yazılan eserlerde de atasözü kullanma işi sürmüştür. Bu arada, Mevlâna Şemseddin’in Teshil (1480) adlı tıp kitabının sonunda yer alan ve kimin tarafından eklendiği belli olmayan atasözleri, bir manzumenin ya da bir eserin uygun bir yerinde kullanılmadan müstakil ortaya konulan ilk atasözlerimiz olması yönüyle de önemlidir.

Tanzimat’a gelinceye kadar atasözleri, divan edebiyatının türlerinde ve halk âşıklarının atalar sözü ve nasihat destanlarında kullanılmaya devam etmiştir. Tanzimat dönemiyle beraber atasözleri üzerine derlemeler yapılmış, yapılan bu derlemeler el yazmalarında ve basma kitaplarla yayımlanmıştır.

“Osmanlı döneminde derlenmiş bulunan atasözleri ve deyim ihtiva eden eserler iki bölümde değerlendirilmelidir. Bunlardan birincisi; sadece atasözü ve deyim ihtiva eden derlemeler, ikincisi ise atasözleri ve deyimlerle birlikte manzum ve mensur örnekleri ihtiva eden derlemelerdir. Sadece atasözü ve deyim ihtiva eden derlemelerin 41’i yazma, 55’i eski harfli basılı eser olmak üzere toplam sayısı 96’dır. İkinci bölümde yer alan derlemelerin sayısı ise beşi el yazması, ikisi eski harfle basılı toplam yedi tanedir.” (Beyzadeoğlu, 2002: 623).

Atasözü yazmaları ve ilk basma eserler, Ömer Asım Aksoy, Aydın Oy, Türker Acaroğlu, Süreyya Beyzadeoğlu, vb. atasözü araştırıcıları tarafından daha önceden ayrıntılı olarak incelenmiştir. Biz, burada basma atasözü çalışmalarının yapı taşı mahiyetinde olan eserleri vermekle yetineceğiz.

1. Edirneli Hıfzî, Manzume-i Durub-i Emsal, İstanbul 1845.

Not: Bu eser, Tülin Kakı tarafından Hıfzî / Manzûme-i Durûb-ı Emsâl (İstanbul 1991, 25+25[tıpkıbasım]) adıyla Mimar Sinan Üniversitesi’nde Aydın Oy’un danışmanlığında lisans tezi olarak Türkiye Türkçesine aktarılmıştır.

Not: Bu eser, Mukadder Türk tarafından Vâcid / Durûb-ı Emsâl (İstanbul 1991, 32+39[tıpkıbasım]) adıyla Mimar Sinan Üniversitesi’nde Aydın Oy’un danışmanlığında lisans tezi olarak Türkiye Türkçesine aktarılmıştır.

3. Şinasi, Durub-ı Emsal-i Osmaniye, İstanbul 1863; 2. bs. 1870.

4. Şinasi-Ebuzziya Tevfik, Durub-ı Emsal-i Osmaniye, İstanbul 1885. (Ebuzziya Tevfik tarafından genişletilmiş 3. bs.)

Not: Bu eser, Süreyya Beyzadeoğlu tarafından Şinasi, Durûb-ı Emsâl-i

Osmaniye, adıyla İstanbul’da 2003’te yayımlanmıştır.

5. Ahmet Vefik Paşa, Türkî Durûb-ı Emsâl - Atalar Sözü, İstanbul 1871; 2. bs.

Müntehabat-ı Durûb-ı Emsâl - Atalar Sözü, İstanbul 1872.

Not: Bu eserin ilk baskısı, Ayten Dak tarafından Ahmet Vefik Paşa / Atalar

Sözü Türkî Durûb-ı Emsâl (İstanbul 1991, 168+166 [tıpkıbasım]) adıyla Mimar Sinan

Üniversitesi’nde Aydın Oy’un danışmanlığında lisans tezi olarak Türkiye Türkçesine aktarılmıştır.

6. Ahmet Midhat, Türk Durub-ı Emsali, İstanbul 1878.

7. Tekezade M. Sait, Durub-i Emsâl-i Türkiyye Yahud Atalarsözü, İstanbul 1893.

Not: Bu eser, Serap Tosunoğlu tarafından Tekezâde M. Sa’id / Durûb-ı Emsâl-

i Türkiye Yahut Atalar Sözü (İstanbul 1991, 337 s.) adıyla Mimar Sinan Üniversitesi’nde

Aydın Oy’un danışmanlığında lisans tezi olarak Türkiye Türkçesine aktarılmıştır. 8. Abdülahat Nuri, Atalar Sözü, İstanbul 1918; 2. bs. Kastamonu 1923. (Dîvânü Lûgati’t- Türk’teki atasözleri incelenmiştir.)

9. Gümülcineli Özbekoğlu Esat, Türk Dilinde Darb-ı Meseller, İzmir 1341. Not: Bu eser, Aydan Şensoy tarafından Gümülcineli Özbekoğlu Esat, Türk

Dilinde Darb-ı Meseller (İstanbul 1991, 34+46+36[tıpkıbasım]), adıyla Mimar Sinan

Üniversitesi’nde Aydın Oy’un danışmanlığında lisans tezi olarak Türkiye Türkçesine aktarılmıştır.

Atasözü derleme ve yayın çalışmaları yukarıda verdiğimiz eserlerin yayın tarihlerinden de anlaşılacağı üzere 1860’lı yıllardan sonra başlar. Edirneli Hıfzî’nin eserini manzum olması dolayısıyla hariç tutarsak, buradaki eserler ileride bir çığır hâlinde gelişerek çoğalacak olan atasözü derleme ve yayımlama çalışmalarının öncüleri durumunda olmuşlardır.

Ayrıca; bu dönemde yabancıların eserlerinde de atasözlerimize rastlamak mümkündür. Fransız yazar Paul de Regla’nın 1892’de Paris’te yayımladığı Les Bas-

fonds de Constantinople (İstanbul’un Ayaktakımı) adlı eserinin son bölümünde birçok

Türk atasözü vardır (Acaroğlu, 1992: 74).

2. CUMHURİYET DÖNEMİNDE ATASÖZÜ ÇALIŞMALARI

Şu an içinde bulunduğumuz zamanı da kapsayan bu dönemde atasözü çalışmalarımız önemli bir artış göstermiştir. Bu dönemde müstakil atasözü kitaplarının yanında Halk Bilgisi Haberleri, Folklor Postası ve özellikle Türk Folklor Araştırmaları dergilerinin atasözü çalışmalarının ilk döneminde katkısı çok büyük olmuştur. Daha çok derlemeye dayanan atasözü yayınları, atasözü hazinemizin somut olarak ortaya konulmasını sağlamıştır.

Halkın güncel hayatında kullandığı fakat henüz yazıya aktarılmayan atasözleri bu dönemde yazıya aktarılmaya başlanmış ve yeni bir inceleme alanı olarak ortaya çıkmıştır. Hâlen atasözü derleme çalışmaları devam etmektedir.

1960’lı yıllarla birlikte Türk Dil Kurumu atasözü derleme işlerini de yürütmüş ve bölgelerden atasözleri derletmiştir. Bu atasözleri daha sonra Bölge Ağızlarında

Atasözleri ve Deyimler (Ankara 1969) adıyla yayımlanmıştır.

Derleme faaliyetleriyle beraber atasözlerini açıklayan sözlük yayıncılığı da bu arada doğmuş ve günümüzde sayıları yüzlerle ifade edilen atasözü sözlükleri ya da diğer bir adla açıklamalı atasözleri kitapları ortaya konulmuş ve konulmaya devam etmektedir.

Özellikle son yıllarda diğer Türk devlet ve topluluklarının atasözü varlıklarının ortaya konulmaya başlanmasıyla birlikte az da olsa makale boyutunda karşılaştırmalı çalışmalar yapılmıştır.

Günümüze gelinceye kadar atasözlerine diğer halk edebiyatı türlerine göre daha fazla araştırmacı ve bilim adamı tarafından eğilinmiş, fakat bu çalışmalar daha çok derlemeyle sınırlı kalmıştır. Atasözlerinin bilimsel olarak henüz istenilen boyutta incelemeleri yapılamamış, makale boyutundan ileri gidilememiş, ortaya bilimsel eserler yeterince konulamamıştır.

Aşağıda son dönemdeki atasözü çalışmaları çeşitli başlıklar altında değerlendirilecektir.

a. Bibliyografyalar

1. Cahit Öztelli, “Bibliyoğrafya: Türk Atasözleri Bibliyoğrafyası”, Türk

Burada; 61 kaynağın künyeleri verilmiş, makalenin sonunda ise sonradan eklenen dört kaynağın künyesi verilmiştir.

2. Ömer Asım Aksoy, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü (2 Cilt), İstanbul 1988 (7. bs.). Buradaki Kaynakça da atasözleri ve deyimlerle ilgili 730 kaynak vardır.

3. Aydın Oy, Tarih Boyunca Türk Atasözleri, İstanbul 1972. Eserin sonunda yer alan Bibliyografya’da 567 kaynak verilmiştir.

4. Turgut Kut, “Ermeni Harfleriyle Basılmış Türkçe Atasözleri Kitapları”,

Türk Folkloru, 5 (53), Aralık 1983, 5-6.

Burada, 9 kaynağın künyesi verilmiştir.

5. Saim Sakaoğlu, “Atasözleri ve Deyimler Bibliyografyası / Ek”, Türk

Folkloru, 6 (66), Ocak 1985, 12-15.

Aksoy’un ve Oy’un eksiklerine 75 kaynakla ek yapılmıştır. 6. Türker Acaroğlu, Dünya Atasözleri, İstanbul 1989. Burada; 254 kaynağın künyesi verilmiştir.

b. Dergiler

1. Türkiye’deki Dergiler

Yukarıda kısaca değindiğimiz üzere Halk Bilgisi Haberleri ile başlayan dergilerdeki atasözü yayınları Folklor Postası ve Türk Folklor Araştırmaları ile devam etmiştir. Bunlarında yanında, Sivas Folkloru, Türk Folkloru, Türk Dünyası

Araştırmaları, Türk Dili, Türk Dili Araştırmaları Yıllığı-Belleten, Türk Folklorundan Derlemeler, Türk Folkloru Araştırmaları, Türk Dünyası Dil ve Edebiyat Dergisi, Erciyes, Millî Folklor, vb. dergiler de atasözü çalışmalarına katkıda bulunmuş ve

yayınını sürdürenler çalışmalarına devam etmektedir. Ayrıca halk edebiyatı ve halk bilimi ile ilgili yazılara yer veren bütün dergilerde küçüklü büyüklü atasözü yazılarına rastlamak mümkündür.

2. Atasözü Dergisi: Proverbium

Atasözü dergisi Proverbium Fin Edebiyat Derneği tarafından Helsinki’de yayımlanmıştır. Şükrü Elçin, İlhan Başgöz gibi halk edebiyatçılarının da makalelerinin yayımlandığı dergi dünya atasözü araştırıcılığına çok büyük katkılar sağlamıştır.

c. Atasözü Kitapları

Bu dönemde atasözleri ile ilgili birçok eser ortaya konulmuştur. Aşağıya, bu eserlerden alanımız için önemli olanlarını alıyoruz:

1. Necip Asım [Yazıksız], Divan ü Lûgat-it Türk’ten Mehuz Eski Savlar, İstanbul 1924. (Dîvân’dan tespit edilen 290 atasözüne yer verilmiştir.)

2. Haşim Veli, Atalar Sözü, İstanbul 1926. (763 deyim ve atasözü vardır.) 3. Sadettin Nüzhet [Ergun], Mehmet Ferit [Uğur], Konya Vilâyeti Halkîyat ve

Harsiyyatı, Konya 1926. (Yeni harflere Hüseyin Ayan tarafından (Konya 2002)

aktarılmıştır. 2057 atasözü vardır.)

4. Alp Demir, Türk Dilinde Darb-i Meseller, İstanbul 1933. (5200 deyim ve atasözü vardır.)

5. Veled Çelebi İzbudak, Atalar Sözü, Ankara 1936. (698 atasözü vardır.) 6. Sadi G. Kırımlı, Atalar Sözü, İstanbul 1939. (2742 atasözü vardır.)

7. Osman Nuri Peremeci, Atalar Sözü, İstanbul 1943. (7693 atasözü ve deyim vardır.)

8. Mustafa Nihat Özön, Türk Atasözleri, İstanbul 1952. (8600 atasözü vardır.) 9. Feridun Fazıl Tülbentçi, Türk Atasözleri ve Deyimleri, İstanbul 1963. (15080 atasözü ve deyim vardır.)

10. Ömer Asım Aksoy, Atasözleri ve Deyimler, Ankara 1965.

11. Bölge Ağızlarında Atasözleri ve Deyimler, Ankara 1969. 1971’de iki cilt hâlinde basılmıştır.)

12. Türk Atasözleri ve Deyimler (MEB), Ankara 1971. (10730 atasözü ve deyim vardır.)

13. Aydın Oy, Tarih Boyunca Türk Atasözleri, İstanbul 1972. (2291 atasözü vardır.)

14. E. Kemal Eyüboğlu, Onüçüncü Yüzyıldan Günümüze Kadar Şiirde ve Halk

Dilinde Atasözleri ve Deyimler I-II, İstanbul 1973 I. C, İstanbul 1975 II. C.

15. Ali Doğanay, Türk Atasözleri Sözlüğü, Ankara 1973. 16. İ. Hilmi Soykut, Türk Atalar Sözü Hazinesi, İstanbul 1974. 17. Yusuf Çotuksöken, Atasözlerimiz, İstanbul 1979.

18. Türker Acaroğlu, Dünya Atasözleri, İstanbul 1989. 19. Türker Acaroğlu, Türk Atasözleri, İstanbul 1992.

ç. Atasözü Sözlükleri ve Açıklamalı Atasözü Kitapları

Atasözlerimizle ilgili sözlük çalışmaları ve açıklamalı atasözü kitaplarının ortaya konulması 1970’li yıllarda başlamıştır. Bugün bu türden, sayılarını yüzlerle ifade edeceğimiz, çoğunluğu popüler eser mevcuttur. Biz buraya bu çalışmaların en önemlilerini örnek olmak üzere alıyoruz:

1. Aydın Su (Yusuf Ziya Bahadınlı), Açıklamalı Atasözleri, İstanbul 1971. 2. Ömer Asım Aksoy, Atasözleri ve Deyimler Sözlüğü 3 Cilt, Ankara 1971- 1977. (1988 tarihini taşıyan 7. bs. 2 cilttir.)

3. Aydın Su (Yusuf Ziya Bahadınlı), Atasözleri Sözlüğü, İstanbul 1977. 4. H. Fethi Gözler-M. Ziya Gözler, Açıklamalı Atasözleri Sözlüğü, İstanbul 1982.

5. Nejat Muallimoğlu, Deyimler, Atasözleri, Beyitler ve Anlamdaş Kelimeler, İstanbul 1983.

6. Metin Yurbaşı, A Dictionary of Turkish Provebs, Ankara 1993.

7. Sevim Yörük-Yaşar Yörük, Açıklamalı Atasözleri Sözlüğü, İstanbul 1996. 8. Ali Püsküllüoğlu, Türk Atasözleri Sözlüğü, Ankara 2003.

9. Şöhret Türkmen Aktaş, Seçme Atasözleri ve Eleştirmeli Açıklamaları, Ankara 2004.

d. Akademik Çalışmalar

1. Lisans Tezleri ve Yüsek Lisans Seminerleri

Üniversitelerimizde; halk edebiyatıyla ilgili derleme içerikli yapılan hemen