• Sonuç bulunamadı

MANİLER

Belgede Mardin folkloru (sayfa 118-122)

Anonim halk şiirinin en küçük nazım şekillerin olup aynı zamanda en çok kullanılan nazım türüdür.

Şükrü Elçin maniler için: “Her türlü hayat hadiseleri arasında, aşk, gurbet, kıskançlık, hasret, kırgınlık, tabiat vb. temaları işleyen manilerde ilk iki mısra bir bakıma duygu, düşünce ve hayalinin girişini teşkil eder. Dinleyenin veya okuyanın dikkat ve ilgisini çekmeye yarayan bu iki mısradan sonra üçüncü ve dördüncü mısra asıl konuyu vermeye çalışır, nadir olarak dört mısraın bütün bir duygu, fikir ve hayali işlediği görülür.”der (Elçin, 1986: 281)

Genellikle 7’li hece ölçüsüyle söylenen bazen 8’li hece ölçüsü de kullanılan, dört mısradan oluşup tek kıtadan ibaret olan aşk, sevgi, gurbet, nefret, doğa ve ayrılık gibi konuları işleyen küçük manzumelere mani denir.

Manilerin uyak düzeni genellikle aaxa şeklindedir. Fakat bazen aaab, abcb gibi farklı uyak düzeni de kullanılır.

Manilerin konularının çeşitlilik göstermesine karşı en çok işlenilen sevgi konusu olmuştur. Kızların, delikanlıların sevdiklerine olan aşkını, sevinçleri, gurbete veya askere gidenlere duyulan özlemleri, kıskançlıkları, hayranlıkları maniler dile getirmiştir.

İnsan yaşantısının her kesitinden, doğadan, hayvanların verdiği bilgilerle maniler, Türk kültür ve folklorunda önemli bir nazım türü haline gelmiştir.

Derlediğimiz ve yazılı kaynaklardan almış olduğumuz aşağıdaki Mardin ve yöresine ait olan manilerin, tamamı klasik mani kalıbı olan “aaxa” şeklinde kafiyelemiş, 7 ve 8’li hece ölçüsüyle yazılmıştır. Konu olarak genellikle sevgi, ayrılık, gurbet, cesaret, sevgilinin güzelliği, gelin kaynana çekişmesi gibi temalar üzerine söylenmiştir. Ülkemizin başka yörelerinde olduğu gibi Mardin’de de maniler; sevginin, sevgiliye iletilmesinde, gurbette yaşanılan özlemlerin dile getirilmesinde, gelin kaynana çekişmesinin anlatılmasında seçilen en güzel yoldur.

Aşağıda Mardin ve çevresine ait 47 mani alfabetik sıra ile verilmiştir:

Ağızları kaparım, Sanma yoldan saparım, Amcaoğlu ne imiş, Sevgilime taparım. Akdere düzden gelir. Suyu kaleden gelir. Bir erkek hasta ise, Şifâsı yardan gelir. Ak yârim, çağla yârim, Hem gül, hem ağla yârim, Sonunda kavuşmak var, Bana bel bağla yârim.

Alçacık duvardayım. Herkesten hovardayım. Nerde bir güzel görsem, Gece gündüz ordayım. Aman aman kara kız, Saçlarım tara kız. Baban bekçi tuttu mu? Koynunda ki nara kız. Armut daldadır sıra, Yârim gitmiş Mısır'a. Sen güvercin, ben palaz, Gelirim ardın sıra. Arpa ektim iz iken, Topladım temiz iken. Gel yârim sarılalım, Ortalık sessiz iken. Bahçeye kuzu girdi. Bağrıma sızı girdi. Bacısını ararken, Baktım kendisi girdi. Benim elimde değil, Kılıç belinde değil, Sana gelmek isterim. Vallah elimde değil. Çadır kurdum düzlere. Diken oldum gözlere. Ben buradan gideyim, Mardin kalsın sizlere.

Bir ay doğmuş karşıdan, Yârim gelir çarşıdan. Ne sen buradan eksil, Ne de ben dam başından. Bu gece buralıyam, Ne bahtı karalıyam El beni âşık sanır, Yürekten yaralıyam. Çaya indim susuzum, Uç gündür uykusuzum. Girsem yârin koynuna, Ne belalı huysuzum. Çay içinde kamış var. Deste gül bağlamışlar. Git yâre selam söyle, Benim onda gözüm var. Dağlarda aslan gezer. Rüzgârdan hile gezer. Komşular bize geldi. Bana senden söz eder. Dam başında yatıyor. Yel yorganı atıyor. Öte git kuru gelin, Bak kemiklerin batıyor. Dam üstünde damımız, Çifte yanan mumumuz, Sen orada ben burada, Nice olur halimiz? Elma attım nar geldi. Şu sokaktan yâr geldi. Eğildim bir öpeyim, Al yanaktan kal geldi. Elma kestim soyasın, Sevdim seni bilesin. Bu mâniler sanadır, Kapıya gel duyasın.

Eve serdim kilimi, Tut kaynanadilini, Akşam oğlun gelende, Kıracak kambur belini. Gelene bak gelene, Can verilir sevene. Vallahi kız vermezler, Mardin'de çok gezene. Gelmem fazla şakaya, Kolay gelmem dalgaya. Bilmem güveneyim mi? Parmaktaki halkaya. Gülmem fazla şakaya Kolay gelmem dalgaya Bilmem güveneyim mi? Parmaktaki halkaya Hafta değil ay değil. Sözlerim alay değil. Başlığımıza râzı ol, Erkeklik kolay değil. Halep’in çıbanı var. Mardin'in kavunu var. Gençlik damarlarında, Deliliğin kanı var. İki hafta arası, Bulduk mısır parası, Kızın gönlü olursa, Ne yapacak anası. Kaleden iniş olur. Şu dalda yemiş olur. Akşamdan söz verirken, Sabahtan geliş olur. Kale kaleye bakar. Urfa Mardin'e bakar. Öyle sevdim o yâri, Her bakışı can yakar.

Kara kara kazanlar, Kara yazı yazanlar,

Cennet yüzü görmesin. Aramızı bozanlar.

Karşıda köy evleri, Yayılır inekleri, Oturmuş koyun sağar, Terlemiş bilekleri. Kızın adı Melek’tir. Entarisi bir tektir. Yakası açık olan, Sevdalıyım demektir. Kiremit kiremit gezerim. Kiremitleri ezerim. Çok konuşma kaynana, Patates gibi ezerim. Mardin'imin gülleri, Öter mi bülbülleri? Yar utanır naz eder. Hiç konuşmaz dilleri. Mardin ovan var mıdır? Kışın dağın kar mıdır? Yâre kavuşamadım Yolların hep dar mıdır? Mendilim dalda kaldı. Gözlerim yolda kaldı. Ela gözlü sevgilim, Bilmem nerede kaldı. Rafa fincan koydum. İçine mercan koydum. Kaynanamın adını, Kuyruklu sıçan koydum. Şu kalenin gerisi, Beni ister birisi. Adını söyleyemem, Kalbimdedir kendisi. Tabağa koydum reçel, Fani dünyadır geçer. Yâri güzel olanın, Ömrü sefayla geçer. Tane tane üzümsün, Benim iki gözümsün, Sanma ki unutmuşum, Gece gündüz sözümsün.

Tarlam biraz taşlıdır. Yârim karakaşlıdır. Şu Mardin'in kızları, Gerçek ağır başlıdır. Tüfeğim arıma vurma. Genç kız karşımda durma. Alır kaçarım seni,

Sakın kabahat bulma. Uzaklarda seçilmiyor. Gönüldür geçilmiyor. Uzun olur çarşılar, Yârim seni karşılar. Yârimin karakaşı, On dörde bastı yaşı, Yâr benden uzakmış. Gelir gözümün yaşı.

Yaza yaz geldi. Çarşıya kiraz geldi. Daha fazla yazacaktım. Kocam eve erken geldi. Yeni doğarken ay, Sevgilim günleri say. Haber getirdin bize. Merhaba mübarek ay. Zeytine vurdum nacak. Dalları kırılacak. Gel yârim sarılalım. Hemen sabah olacak. Zülfünün al parçası, Kunduranın cilası, Benim sevdiğim oğlan, Sanki bir ay parçası.

Yukarıda alfabetik sıra ile verdiğimiz 47 maniden, 27’si Arif İLHAN, Mehmet Sait ÇALKA, Mesude ÖZTÜRK ve Sonay BUCUT adlı kaynak şahıslardan derlenmiş; 20 tanesi de Yaşayan Tarih Mardin adlı eserden alınmıştır.

Belgede Mardin folkloru (sayfa 118-122)