• Sonuç bulunamadı

Normal sınırlar dışındaki ısılara maruz kalmak veya temas etmek

YAKINLARININ TAZMİNAT TALEBİ

2.4.4. MANEVİ TAZMİNATIN TAKDİRİ

Manevi tazminat, MK. 4 uyarınca ve BK. 47 kapsamındaki özel hallerin uygulanmasını gerektirir ve sonucunda yargıcın takdiri ile belirlenir. Hakim manevi tazminat miktarını olayın oluş şekline, müterafık kusur oranlarına,

221 İbrahim Aydınlı, http://www.kamu-is.org.tr/dergi.html#1, 27.06.2006.

222 İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Türk Milli Komitesi,Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin

davacıların duyduğu elem ve ızdırabın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, somut olayın gerçekleşme şekline, hak ve nesafet kurallarına göre tayin eder.223 Manevi tazminat büyük oranda hakimin

takdirine bağlı olarak hesaplandığından Yargıtayca değiştirilebilmektedir. Manevi tazminat olayda uğranılan zarar sonucu duyulan acı ve üzüntüyü kısmen de olsa giderme amacına yönelik olduğundan haksız sonucu duyulan acı ve üzüntüyü kısmen de olsa giderme amacına yönelik olduğundan haksız zenginleşmeye neden olmayacak hakkaniyete uygun bir miktarda tayin edilmelidir.224 İş kazasında ölüm nedeniyle açılan maddi ve manevi tazminat

davasında Yargıtay, ceza davasında alınan kusur raporu ile, tazminat davasında düzenlenen kusur raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi gerektiğini belirtmiştir.225

2.5. İBRANAME

Tazminat uygulamasında işverenler iş kazasında veya meslek hastalığında zarar gören işçilere, zararlarının karşılanması anlamında bazı yardımlar yaparlar. Ancak bu yardımlar meydana gelen zararın altında kalabilir. Bu durumda telafi edilmemiş zararlar için işveren aleyhine tazminat davası açmak gerekebilir. İşverenlerin yaptıkları yardımlara karşılık olarak alına ve işçi tarafından düzenlenmiş “ibraname” adı verilen belgelerin hukuksal niteliğinin ne olduğu, açılmış tazminat davalarındaki etkisi önem kazanır. Yargıtayın içtihatlarına göre; Mahkeme dışında taraflar arasında düzenlenmiş davacının dahi kabul etmediğini beyan ettiği tarihsiz anlaşmanın, yanlış değerlendirilerek, hak sahibinin sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan vazgeçilmez hakkını göz ardı etmek suretiyle değer verilemeyeceğini kabul etmiştir. Bu belge olsa olsa makbuz niteliğindedir. Tazmin edilecek miktar ile ibraname ile alınan miktar arasında olay tarihindeki veriler de esas alınarak açıkça orantısızlığın bulunması durumunda ibranameyi “kısmi ifayı içeren makbuz” kabul etmek ve tazminattan indirmek, açık orantısızlığın bulunmadığı durumda ise, davacının

223 Yargıtay 9. HD. nin 26.01.1994 tarih ve E.1994–7912, K. 1994–12639 sayılı kararı, YKD, Haziran

1995, ss. 895–897.

224 İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Türk Milli Komitesi, Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin

Kararlarının Değerlendirilmesi 2002, Ankara 2004, s. 134.

225 Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 26.04.2005 gün E. 2005/2226, K. 2005/4322 sayılı kararı,

tüm alacaklarını aldığını ve bu suretle borçluyu borcundan kurtardığını kabul etmek gerekir(Yarg. 21. HD. 26.09.2002, 3135/3614).226

2.6. ZAMANAŞIMI

Zamanaşımı alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması nedeniyle, talep edilebilme niteliğini kaybetmesi olarak tanımlanabilir.227İş kazası ve

meslek hastalıklarından kaynaklanan tazminatlar açısından zamanaşımı Borçlar Kanunu 125. maddesine göre hesaplanır. Buna göre 10 yıllık dava zamanaşımı süresi içinde dava açılmamışsa Yargıtay işin esasına girilmeyeceğini savunmaktadır. Borçlar Kanunu 132/1. maddesine göre; iş sahibi işin icabı olarak gerekli iş güvenliği önlemlerini almak zorundadır. Aynı kanun 132/2. maddesine göre, bu önlemlerin alınmaması sonucu işçinin ölmesi halinde onun yardımından mahrum kalanların isteyebilecekleri tazminat dahi akde aykırı hareket nedeniyle istenebilecek tazminat hükümlerine tabi olur, denmek suretiyle, iş kazası nedeniyle açılan tazminat davalarının 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu anlaşılmaktadır. Bu süre borcun muaccel olduğu tarihten başlar. Uygulama ve öğretide zamanaşımının failin ve zararın öğrenildiği tarihte başlatılacağı yönündedir. Yoksa Yargıtayın eski uygulamasındaki gibi iş kazasının olduğu tarihte değil. Kesin maluliyetin belirlendiği tarihten itibaren tazminatın belirlenmesine esas olacak zararın öğrenildiği kabul edilmelidir. 228 Ancak öğretide bazı yazarlar,

zamanaşımının başlangıç tarihi olarak olay tarihinin esas alınması gerektiğini savunmaktadır.229 Öğretide bazı yazarlar SSK. m. 26 ve m. 10’’a dayanan

rücu davalarında kıyasen BK. nun 66. maddesindeki sebepsiz zenginleşmeye ilişkin zamanaşımı hükümlerinin kıyasen uygulanması gerektiğini savunmaktadır.230

226 İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Türk Milli Komitesi, Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin

Kararlarının Değerlendirilmesi 2002, Ankara 2004, s. 135.

227 Kemal Oğuzman ve Turgut Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Filiz Kitabevi, İstanbul 1995,

s. 442.

228 İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Türk Milli Komitesi, Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin

Kararlarının Değerlendirilmesi 2002, Ankara 2004, ss. 136–138.

229 Kemal Oğuzman, 1993 Yılı Kararlarının Değerlendirilmesi, Genel Görüşme, s. 214.

230 Haluk N. Nomer, “İşveren Aleyhine Açılan Rücu Davaları Hangi Zamanaşımına Tabidir?, Karar

Hizmet akdinden kaynaklanan iş kazası sonucu maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davalar BK.’nun 125. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.231Zarar gören davacının, zarar veren olayın

sonuçlarını, gidişatını, kesinleşen durumunu değerlendirecek bilgiye sahip olduğu andan itibaren zamanaşımını başlatmak gerekir. Bu tarih de Adli Tıp Kurumunca kesin maluliyet oranına ilişkin raporun düzenlendiği tarihtir.232

2.7. FAİZ

İş kazası ve meslek hastalığı nedeniyle zarar görenlerin açtıkları tazminat davalarında zarar görenlerin açıkça belirtmesi ile faiz istemeleri mümkündür. Faiz asıl tazminat alacağına bağlı fer’i bir haktır. Asıl alacakla birlikte doğar ve sona erer. Davacı birinci davada talep etmediği faiz alacağını ikinci bir dava ile talep edebilir(Yarg. 21. HD. 11.04.2002, 2815/3161).233 İş kazası, meslek hastalığı veya ölüm olaylarında maddi

tazminatın hesaplanması özellikle faiz başlangıcı, olayın haksız fiilden kaynaklandığı gözetilerek, olay tarihinden itibaren faiz uygulanmasını gerektirir. 234

Trafik kazasında yaralanan Kurum sigortalısı için yapılan tedavi giderlerinin faizi ile birlikte davalılardan tahsili için açılan davada, tedavi giderlerinin faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş, faiz başlangıcının icra takibine girişilmişse takip tarihi, dava açılmışsa dava tarihi olması gerektiğine karar verilmiştir.235

231 Yargıtay 21. HD.nin 30.4.1998 tarih ve E.1998-2483 , K. 1998-3139 sayılı kararı, Mustafa

Kılıçoğlu, İş Kanunu Şerhi, Turhan Kitabevi, Ankara 2002, s. 936.

232 YHGK. nun 05.06.2002 tarih ve E. 2002/4-270 , K. 2002-477 sayılı kararı., Mustafa Kılıçoğlu,

4857 Sayılı İş Kanunu Yorumu ve Yargıtay Uygulaması, Ayhan Yayıncılık, Ankara 2005, ss. 583- 584.

233 İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku Türk Milli Komitesi, Yargıtayın İş Hukukuna İlişkin

Kararlarının Değerlendirilmesi 2002, Ankara 2004, s. 138.

234 YHGK. nun 28.6.1995 tarihli kararı, Mustafa Kılıçoğlu, İş Kanunu Şerhi, Ankara 2002, s. 925. 235Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 24.01.2006 gün E. 2005/10948, K. 2005/181 sayılı kararı,