• Sonuç bulunamadı

2.2. Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde Sınıf İçi Öğrenmeleri Destekleyen Okul Dışı

2.3.2. Sınıf İçi Öğrenmeleri Destekleyen Okul Dışı Öğrenme

2.3.2.1. Müzede Öğrenme

“İlköğretim 1-8. Sınıflar Türkçe, Sosyal Bilgiler, Hayat Bilgisi ile Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programlarında Müze ile Eğitim” adlı kitapçıkta müze tanımlaması şu şekilde yapılmıştır:

“Müze; kültür varlıklarını tespit eden, ilmi metotlarla açığa çıkaran, inceleyen, değerlendiren, koruyan, tanıtan, sürekli ve geçici olarak sergileyen, halkın kültür ve tabiat varlıkları konusundaki eğitimini, bedii zevkini yükselten, dünya görüşünü geliştirmede tesirli olan daimi kuruluştur”. Bu tanıma göre müzeler, bilim, sanat, folklor, ve antika gibi çeşitli konularda toplanmış eserleri bir arada sunabileceği gibi doğa tarihi, etnografya ve havacılık gibi sadece tek bir konuyu içeren eserleri de sergileyebilir (İlköğretim 1-8. Sınıflar Türkçe, Sosyal Bilgiler, Hayat Bilgisi ile Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programlarında Müze ile Eğitim).

Müzeler, tarihi mekan ve binalar tarih eğitiminde ve yerel tarih konularının öğretiminde vazgeçilmez kaynaklardır. Konularına ve ilgi alanlarına göre ulusal, yerel ve genel konulu müzeler yanında belli bir konuya özgü müzeler de vardır. Müzelerin tarihi objeleri toplama, koruma ve araştırma görevleri yanında eğitsel işlev ve görevleri olduğu da öteden beri vurgulanmıştır (Aktekin, 2008: 103).

Müzeler metodolojisine, sahip oldukları koleksiyonlara, yönetimlerine, hizmet verdikleri alanlara ve kitleye göre farklı biçimlerde sınıflandırılmakla birlikte yapılan sınıflamalar genellikle aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir (Çayırlı, 1996; Atasoy, 1999; Alpagut, 2002; akt. Bozdoğan, 2011):

Arkeoloji Müzeleri: Arkeologların yaptıkları kazılar sonucunda ortaya çıkartılan, tarih öncesi ve sonrasına ait eserlerin bulunduğu müzelerdir. Örneğin, İstanbul Arkeoloji Müzesi, Antalya Arkeoloji Müzesi.

Etnografya Müzeleri: Geçmiş uygarlıklara ait gelenek, görenek, giysi ve gündelik hayat ile ilgili çeşitli eserlerin sergilendiği müzelerdir. Örneğin, Ankara Etnografya Müzesi, Burdur Taşoda Etnografya Müzesi.

Tarih Müzeleri: Bir ülkenin, bir yörenin, insan topluluğunun ya da kurumunun gelişimini sistemli olarak koleksiyonlarında toplamış olan müzelerdir. Örneğin, Selçuk- Efes Müzesi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi, İzmir Atatürk Müzesi, Anıtkabir.

Güzel Sanatlar Müzeleri: Resim, müzik, heykel gibi güzel sanat dallarında ortaya konulan yapıtları ya da sanat akımlarını ve sanatçıları kronolojik olarak koleksiyonlarında toplamış olan müzelerdir. Örneğin, İstanbul Modern Sanat Müzesi.

Açık Hava Müzeleri: Açıkhavada eserlerini sergileyen müzelerdir. Örneğin, TCDD Açık Hava Buharlı Lokomotif Müzesi.

Askeri Müzeler: Çeşitli dönemlerdeki askeri malzemelerin sergilendiği müzelerdir. Örneğin, Ankara Kurtuluş Savaşı Müzesi, İstanbul Askeri Müzesi.

Özel Müzeler: Bir kişiye ya da kuruluşa ait olup, çeşitli konularda bir araya getirilmiş eserlerin sergilendiği müzelerdir. Örneğin Vehbi Koç Vakfı Sadberk Hanım Müzesi.

Bilim ve Tekonoloji Müzeleri: Bilim ve teknolojinin tarih boyunca geçirdiği değişimi kronolojik olarak sunan, buluşların nasıl yapıldığı, makine ve araç gereçlerin nasıl çalıştığını ziyaretçilere aktaran müzelerdir.

Müzelerin bu şekilde sınıflanmış olması, dersler ve ders kazanımlarıyla ilişki kurmayı kolaylaştıran bir unsurdur. Sınıf içi öğrenmelerin desteklenmesinde, ders kazanımlarının içerikleri ile farklı müze türlerinin içerikleri arasında esnek ilişkiler kurmak mümkün olmakla birlikte ilköğretimdeki bazı dersler ile bazı müze türleri arasında doğal ilişkilerin bulunduğu söylenebilir. Söz gelimi, Sosyal Bilgiler dersi ile Arkeoloji, Etnografya, Tarih Müzeleri arasında Görsel Sanatlar ve Müzik dersleriyle Güzel Sanatlar Müzeleri arasında, Fen ve Teknoloji dersi ile Bilim ve Teknoloji Müzeleri arasında doğal ve kapsamlı bağlantılar olduğu söylenebilir.

Talboys (2010) müzeler ile formal öğrenme arasındaki ilişkiler ile bu ilişkiler üzerine temellenen fırsatları aşağıdaki biçimde ileri sürmüştür:

1. Eğitim sürecinin bir işlevinin de öğrencilerin çok kültürlü topluma hazırlanması olmasından ötürü müzede öğrenme ve müze içerikleri eğitimin bu işlevine dönük her düzeydeki öğrenci için doğal bir kazanım alanıdır.

2. Müzeler yazılı, sözlü, nümerik (sayısal) alanlarda problem çözme, sosyal ve bireysel görev ifa etme becerileri ile ilişkilidir.

3) Müzeler, okul öğrenmeleri destekleyebilecek kariyer rehberliği, sağlık (fiziksel, ruhsal ve duygusal), vatandaşlık ve ekonomik ve çevresel anlayış gibi hayatın temel bazı yönlerine ilişkin temalar içermektedir.

Bu ilişkiler temelinde müzede öğrenme şu fırsatları sunar: (a) aktif öğrenmeye yöneltme, (b) metinler yerine gerçek ve orjinal objelerle çalışma, (c) eğitim programı ile kazandırılmak istenen kimi becerileri geliştirme, (d) öğrencilerin görüşlerinin ve konuya ilişkin bilgi içeriklerinin genişlemesi, (e) materyaller ile aktarılan kültür üzerinde düşünmek ve ilham almak, (f) kendinin ve başkalarının kültür mirası hakkında bilgilenmek, (g) toplum farkındalığı ve sosyalleşme.

Abacı’ya göre (1996), müze gezileri,

- Çocukların tarih bilinci edinmelerine yardımcı olur.

- Çocuklara bilgilerini geliştirme yollarını öğretir. Bu bilgileri kitap bilgileriyle karşılaştırma alışkanlığı kazandırır.

- Çocuklara kitaplarda okudukları tarihsel dönemlerde kullanılan yaşam nesnelerinin gerçeklerini görme olanağı verir.

- Çocukların tarihsel olaylar ve o dönemin yaşam nesneleri arasında ilişki kurmaya yönlendirir. Bu nesnelerin günümüzdeki nesnelerden farklılıklarını ve benzerliklerini, düşüncelerinde karşılaştırmalarını sağlar.

- Çocuklarda gözlem, mantık, hayal gücü ve beğeni duygusunun oluşmasına ve gelişmesine katkıda bulunur.

- Gelişimin ve değişimin kaçınılmaz olduğunu gösterir.

- Olayları bütün boyutlarıyla düşünmeyi, değerlendirmeyi (çok boyutlu düşünmeyi) öğretir.

Pek çok öğretmen müzeyi okulun yalnızca bir uzantısı olarak görür ve aynı okuldaki gibi bir eğitimi sürdürür. Bu etkisiz bir öğretim yöntemidir. Ayrıca, bazı gruplar da sadece müzede bulunmuş olma amacıyla müzeye götürülürler. Müzede öğrenmenin etkili olması kendine özgü bir hazırlığı ve çalışmayı gerektirir (Talboys, 2010).

Müzede etkili öğrenme için çalışma yapraklarından yararlanılabilir. Çalışma yapraklarının iyi tasarlanmış olması halinde kullanılan alan, geçirilen zaman, kazanılan bilgiye ve incelenen nesne bakımından müze ziyaretini yapılandırabilir (Durbin, 1999).

Çocuklar için müze programları, belirli bir konuya/soruya ilişkin sadece bazı objelere odaklanma ve bunlarla ilgili şu ana yönelik makul fikirler üretme biçiminde olmalıdır. İyi seçilmiş ve sınırlanmış bir odaklanma öğrencilerin yazı ve objelerin arka planındaki fikirleri kavramalarına olanak sağlar. Soyut düşünme becerisi kazanmış daha üst sınıflar ve özellikle lise öğrencileri için müzelerde kendi özgün düşüncelerini ve bireysel ifadelerini kullanmalarına yönelik imkanlar sağlanmalıdır. Bu dönemdeki gençler açısından öğrenme etkinlikleri aynı zamanda bir kendini ifade etme ve sosyalleşme etkinlikleridir (Jensen, 1999: 112).

Müzede öğrenmenin etkililiğini ve odaklanmayı arttırmak amacıyla çalışma yaprakları kullanılabilir. İyi tasarlanmış çalışma yapraklarıyla kullanılacak alanlar, zamanlamalar, kazanılan bilgi, incelenen nesneler bakımından müze ziyaretini yapılandırılabilir. Çalışma yaprağı için şu noktaların gözden geçirilmesi gerekir (Durbin, 1999: 92-93):

- Pek çok öğrenci küçük bir alana aynı anda mı odaklanacak? Çalışma yaprağı, onların objeleri görememe kaygısını ortadan kaldıracak biçimde dağılmalarına imkan tanıyabilir mi?

- Öğrenci için önerilen nesneyi görmesini neler engelleyebilir? Sergiler, öğrencilerin boyuna uygun mu? Öğrencinin boyu hizasında cam yansımaları var mı?

- Cevabın nerede aranması gerektiği açık mı? Oda, galeri, sergi isimleri verilmiş mi? Öğrencilerin başka bölgelere yönelmesi gerektiğinde buna yönelik açık yönergeler var mı?

- Ne tür bir cevabın beklendiği açık mı? Kısa notlar mı yoksa uzun metinler mi isteniyor? Çeşitli cevaplar bekleniyorsa buna uygun numaralandırılmış boşluklar var mı?

- Yönergeler, yeterince anlaşılır, açık, sade ve kısa cümleler şeklinde ifade edilmiş mi?