• Sonuç bulunamadı

2.2. Türkiye Cumhuriyeti Tarihinde Sınıf İçi Öğrenmeleri Destekleyen Okul Dışı

2.3.2. Sınıf İçi Öğrenmeleri Destekleyen Okul Dışı Öğrenme

2.3.2.3. Botanik Bahçede/Milli Parklarda Öğrenme

Botanik bahçesi, bitki grupları arasındaki akrabalık ilişkilerini yansıtacak biçimde düzenlenen doğal yaşama ve öğrenme ortamlarıdır. Dünyada ilk olarak üniversitelerde bitki türlerini araştırma amaçlı kurulan bahçeler, daha sonraları tıbbi bitkileri yetiştirme ve tedavi amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde botanik bahçeleri, bilimsel araştırmalara ortam sağlamakla birlikte, eğitim amaçlı olarak da ziyaretçilerine canlıların doğal yaşamlarını tanıtma, çevre bilinci geliştirme, deneyler ve etkinliklerle yaparak yaşayarak öğrenme fırsatı sunmaktadır (Nuhoğlu, 2011: 65).

Botanik bahçeleri; bitki türlerini ziyaretçilerine tanıtarak (bitki etiketleri, açıklama panoları gibi), kullanıcıların bitkiler hakkında bilgi edinmeleri ve bitkilerin korunması konusunda bilinçlenmesinde etkin rol alırlar. Botanik bahçelerinde çocuklara verilen eğitimde; çocukların bitkileri tanımasını ve bitkilerin değerini anlamasında, küçük yaşlarda doğa sevgisinin ve bitki koruma bilincinin oluşmasında yararlı olacaktır. Botanik bahçeleri insanlara doğanın güzelliklerini sergileyerek, insanları günlük yaşamın stresinden arınmasını ve doğaya karşı pozitif tutum sergilemelerini sağlar (Yazgan, 2013: 58).

Botanik bahçeler bilimsel ve çevresel yazını geliştirmede de önemli bir role sahiptir. Botanik bahçe, zengin bitki ekosistemleri içerir. Botanik bahçe ziyareti, fen eğitiminin bir parçası olarak düşünülmelidir. Burada anısal deneyimlerle desteklenen keşfetme, katılma ve motivasyon için önemli fırsatlar bulunur. Öğrenciler, bireysel uygulamaların çevreyi, canlı çeşitliliğini, doğal/kültürel mirası ve korunmasını nasıl etkilediğini anlayabilirler (Johnson, 2004: 75).

Aynı zamanda botanik bahçeleri kuşlar ve diğer yaban yaşamı içinde yaşam ortamı sağlar. Botanik bahçeleri sadece bitkilerin, habitatların ve koruma bilincinin önemini arttırmayı değil aynı zamanda ziyaretçilerinin hareketlerini, davranışlarını ve sosyal değerlerini etkileyen deneyimler kazanmasını sağlar (Var ve Karaşah, 2010: 1469).

Botanik bahçeleri sadece dış mekânının düzenlenmesi ile ilgili değil, aynı zamanda içerisinde yapılacak eğitim faaliyetlerine göre de önceden planlanmaktadır. Çünkü günümüzde botanik bahçelerinde eğitim odaklı projeler yürütülmektedir. Çocuklar için keşfetme, araştırma ve yaparak yaşayarak öğrenme merkezi haline gelmesi hedeflenmektedir (Yazgan, 2013: 58).

Botanik bahçe ziyaretinin etkili bir bilimsel faaliyet olabilmesi için çalışmanın amacını, soruları, gözlem aşamalarını gösteren bir ön hazırlık çalışmasının yapılması gerekir. Aksi taktirde öğrenciler, bu geziyi spesifik bir amaca yönelik bilimsel bir gezi olmaktan çok yalnızca bir ziyaret gezisi olarak algılayabilir (Johnson, 2004: 79).

Okul dışı öğrenme mekanlarından biri de doğayı ve çevreyi koruma bilinci kazanımı bakımından önemli yerler olarak görülebilecek Milli Parklar’ dır.

İnsan faaliyetleri tarafından çevreye verilen zararlar ve çevrede oluşan bozulmaların hızlanarak artmasının sonucu olarak hava ve su kirlenmesi ve buna bağlı olarak da kitlesel ölümler ve gıda güvenliğine yönelik gözlemlenen tehditler yaşanmıştır. Hava, su ve toprak kirlenmesi ile başlayıp bitki örtüsü ve hayvan topluluklarının yok olmasına varan çevre sorunları, toplumlarda belli bir gelecek kaygısı uyandırmıştır (Deniş, 2007: 1). İçinde bulunduğumuz yüzyılda doğayı koruma bütün toplumların ortak sorunu, hükümetlerin de ortak bir politikası haline gelmiştir. Bununla ilgili doğayı koruma tedbirlerinden birisi de çeşitli nedenlerden dolayı etkilenen türlerin ve ekosistemlerin yerinde korunması için korunan alanlar olarak belirlenen Milli Parklar’ dır.

Milli Parklar; bilimsel ve estetik bakımdan ulusal ve uluslararası önemli bulunan; doğal ve kültürel kaynak değerleri ile koruma, dinlenme ve turizm alanlarına sahip korunan alanlardır (Papp ve Thompson, 2003; akt. Varnacı Uzun, 2011: 117). Korunan alanlar, risk ve tehlike altındaki tür ve ekosistemlerin, biyolojik çeşitliliğin korunmasını sağlayarak dünyadaki ekolojik ilişki ve süreçlerin devam etmesinde yaşamsal rol oynar. Bu

alanlar çevresel ve ekolojik işlevleri yanında kırsal kalkınma, rekreasyon – turizm ve eğitim, araştırma gibi sosyal ve ekonomik işlevleri de yerine getirir.

Milli Parklar, Orman ve Çevre Kanunu’na göre bazı doğal alanlar mutlak koruma kurallarına tabidir. Buralarda koruma önlemleri vardır ve doğayı bozucu her türlü davranış yasaktır. Ormancılık ve ziraat yapılamaz. Bu alanların doğrudan doğruya çevresinde avlanma ve yerleşim yasaktır (Deniş, 2007: 12). Yurdumuzda bu şekilde mutlak koruma altına alınan ve Milli Park kapsamına alınan 41 doğal alan vardır.

İlköğretim öğrencilerine yönelik gerek doğa ve çevre bilinci kazanmaları, gerekse de özellikle fen öğretimi açısından doğayı, doğadaki olayları anlamlandırabilmeleri için doğrudan doğada, bozulmamış doğal çevrelerde öğrenme yaşantıları sağlanması faydalı olabilir. Bu bağlamda, Milli Parklar, korunan alanlar olmaları yönüyle sınıf içi öğrenmeleri destekleyen bir okul dışı öğrenme ortamı olarak değerlendirilebilir. Ülkemizdeki pek çok milli parkta özellikle çok çeşitli yaşam ortamları gözlemek mümkündür. Buna yönelik okul dışı öğrenme etkinlikleri gerçekleştirilebilir.

Kuş Cenneti, Gala Gölü, İğneada Longoz Ormanları gibi milli parklarda öğrencilerin iki saat boyunca milli park içinde gördükleri tüm canlıların ve yaşadıkları yerlerin resimlerini çizmeleri istenebilir. İki saat sonunda öğrencilerin hepsi çizdikleri resimlerdeki hayvan veya bitkileri ve onların yaşam alanlarını söyleyebilirler. Bu canlılarla kent içinde karşılaşmadıklarını düşünerek, bu canlıların yaşam ortamlarının korunması gerekliliği sonucuna ulaşabilirler. Fosil yatakları açısından zengin olan Soğuksu ve Yedigöller gibi milli parklarda arazi çalışmaları yapılabilir. Öğrenciler, burada büyüteç yardımıyla fosilleri inceleyebilir, özellikleri ve bilimde kullanıldıkları alanlar ile ilgili bilgilenebilirler (Varnacı Uzun, 2011: 125). Bununla birlikte doğayı korumaya, doğayı doğal ortamlarda tanımaya, doğanın sağladıklarını, eğitim konusu, malzemesi ve aracı olarak değerlendiremeye yönelik gerçekleştirilen doğa eğitimlerinin büyük bölümü de milli parklarda gerçekleştirilmektedir (Keleş, 2011: 135).

Milli parklarda etkinlik gerçekleştirmeden önce, öğretmenin milli parkın sahip olduğu doğal kaynak değerleri, milli parktaki doğal yapının oluşum süreci ile ilgili iyi bir önbilgiye sahip olması gerekmektedir. Milli parkta etkinlik gerçekleştirmeden önce milli park yetkilileri ile görüşülmeli, park ile ilgili varsa riskli durumlar öğrenilmelidir. Bununla

birlikte, park içinde gerçekleştirilecek etkinlikler için öğrenci gruplarının küçük olması, öğrencilerin park içindeki canlı yaşamını koruma bilinci ile hareket etmelerinin sağlanması park ekosistemi üzerinde baskı oluşumunu engelleyecektir (Varnacı Uzun, 2011: 125- 126).