• Sonuç bulunamadı

Müflisin Tasarruf Yetkisi Kapsamında Üçüncü Kişilerin İyi Niyetli Olması Haline

A) Müflis Sıfatı – İflas Masası

III) Müflisin Tasarruf Yetkisi Kapsamında Üçüncü Kişilerin İyi Niyetli Olması Haline

Müflisin, iflas masasını oluşturan malvarlığı üzerindeki tasarruf yetkisinin değerlendirilmesi açısından, müflisin tasarruf ilişkisi halinde olduğu 3. kişinin iyiniyetli olup olmadığının önemi büyüktür. TMK madde 3;

74 Öztan-Medeni, s.259 75 Başözen-Tasarruf, s.112

“Kanunun iyiniyete hukukî bir sonuç bağladığı durumlarda, asıl olan iyiniyetin varlığıdır. Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz.” şeklindedir.

Türk Medeni Kanunu hükümleri uyarınca, iyiniyet kavramı esas iken; iflas tasfiyesi hükümleri uyarınca 3. kişilerin iyiniyetleri ve bunun sonucunda korundukları durumlar istisnai niteliktedir. Bu istisnalar şu şekildedir;

1) Malın Emtiayı Temsil Eden Bir Senetle Satılmış Olması

Emtia senedi, bir genel mağazaya veya taşıyıcıya teslim edilen mallara karşılık verilen ve bu malları temsil kabiliyeti olan kıymetli evrak niteliğindeki senetlerdir. Bu senedin hamili, senedin ibrazında malın kendilerine verilmesini talep hakkına sahip olmaktadır. Bu özelliği gereği, bu senetler üzerinde yapılan bütün tasarruf işlemleri eşyalar hakkında, sanki onlar üzerinde yapılmış gibi sonuçlar doğurur.76Yani mallar üzerinde, yer

değiştirmeye gerek olmadan işlem yapmaya tasarruf yapmaya cevaz veren senetlerdir. Emtia senetleri, senedi elinde bulundurana (hamile) malın teslimini talep hakkının yanında, bu taşınır mal üzerinde mülkiyet ya da rehin hakkını da kazandırmaktadır77.

İflâs tasfiyesinde ana kural, iflâsın açılmasından sonra, müflisin, masa konusu malvarlığı üzerinde tasarruf işlemlerinin hükümsüz sayılmasıdır (m.191/I). Ana kural bu olmakla birlikte, İcra ve İflâs Kanunu’nun 190. maddesinin 2. fıkrasında, kıymetli evrak hukukunda emtia senetlerine yönelik bir istisna kuralı öngörülmektedir.

Emtia senetleri kapsamında, iflâsın açılmasından sonra müflis tarafından senetlerin zilyetliğinin devri durumunda müflisin tasarruf yetkisi açısından yorumlanması gereken bir durum oluşmaktadır. Malın, iflasın ilanından önce, konşimento, varant, taşıma senedi, veya makbuz senedi gibi malı temsil niteliğindeki bir senet aracılığı ile iyiniyetli 3.bir kişiye satışı gerçekleşmiş veya üzerinde bir rehin hakkı kurulmuş ise, mal üçüncü kişiden geri alınmayacaktır ve bu durumda iyiniyetli üçüncü kişinin edimi hukuken korunmuş olacaktır (İİK m.190/II).

76Bayraktaroğlu Özçelik, Gülüm: “Konişmentoya Bağlanan Eşya Üzerindeki Ayni Hakka Uygulanacak Hukukun Tespiti” Ankara Barosu Dergisi, 2008, S. 66, s. 57–73, s. 58

77Kula Değirmenci, Nil; “Konişmentonun Hukuki İlişkiyi Belirleme İşlevinin İki Boyutu ve Bu İşlevin Özellikle Fob Satışlar Açısından Değerlendirilmesi”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Yıl:12 Sayı: 24, s. 143-165, s.144

Kendisine mal gönderilen alıcının mal eline geçmediği ve satış bedeli de satıcıya ödenmediği bir dönemde iflâsına karar verilir ise, kural olarak, satıcı, malın masadan çıkarılarak kendisine geri verilmesini isteyebilir (İİK m.190/I). Ancak, malın iflâs masasından çıkarılabilmesi için, iflâs idaresinin masaya giren malın satış bedelini ödemeyi reddetmesi gerekmektedir. Eğer, iflâs idaresi, bu tasarruf işlemini masanın yararına görür ve alıcının borç yükümlerini üstlenerek gönderilen malın bedelini satıcıya öder ise, bu halde, satıcı malın masadan çıkarılmasını talep edemez. Ancak, satıcının malın satış bedelinden doğan alacağı, masa alacağı olarak kabul edilir ve bu nedenle iflâs alacaklılarına göre önceliğe sahip olur (İİK m.248).

İstisnaya esas fıkradaki şartlar gerçekleştiğinde, müflisin tasarruf işlemlerinin hükümsüzlüğü ileri sürülemeyecek; tasarruf işlemi geçerli bir işlem olarak kabul edilecektir. Bu nedenle, İcra ve İflâs Kanunu’nun 190. maddesinin ikinci fıkrası hükmü, müflisin tasarruf işlemlerinin hükümsüzlüğünü düzenleyen genel kural yanında bir istisna içermektedir. Yani, Kanun’un aradığı şartlar ortaya çıktığında, iflas tasfiyesi hükümlerinin aksine, müflis ile tasarruf ilişkisine giren ve lehine tasarruf işlemi yapılan üçüncü kişinin iyiniyeti korunmuş olacaktır.

2) Müflis Tarafından İflas Kararından Önce Ödenen Bono ve Poliçeler

Yukarıda belirtildiği üzere, iflasın açılmasından sonra müflise ait bütün alacaklar ve haklar, iflas masasına ait hale gelecektir. Müflis üçüncü kişilere bu kapsamda ödeme yapamayacaktır ve yapılan tüm ödemeler alacaklılara karşı geçersiz olacaktır. (İİK m.184- 191). Ancak iflas kararının verilmesinden önce borçlu tarafından imzalanan emre muharrer senet veya borçlu tarafından keşide edilmiş poliçeler, iflasın ilanından önce vadesi geldiğinde müflise ödenir ise; bu ödeme yapıldığı esnada, ortada henüz bir iflas kararı olmadığından; iflastan haberi olmayan ve ödemenin reddedilmesi halinde 3. kişiye rücu hakkı bulunan iyiniyetli üçüncü kişiden geri alınamaz (İİK m.191/2). Çünkü gerek Medeni Kanun gerek sair kanunlar uyarınca, iflastan haberdar olmayan üçüncü kişinin haklarının korunması gerekmektedir.

3) Müflisin Borçlusunun İflas Kararından Önce Müflise Yaptığı Ödemeler

Bilindiği üzere, iflas süreci başladıktan sonra borçluya yapılacak ödemeler, borçlu yerine iflas tasfiyesi sorumlusu olan iflas masasına yapılmalıdır. Çünkü borçlunun artık ödemeler ve alacaklar ile ilgili tasarruf yetkisi bulunmamaktadır. İstisnai olarak, müflisin borçlusunun müflise ödeme yapması durumunda, borçlunun bu ifa ile borcundan

kurtulabilmesi, müflisin aldığı bu ödemeyi iflas masasına iletmesi ile mümkündür. Müflis kendisine ödenen meblağı, iflas prosedürüne aykırı olarak iflas masasına iletmez ise, borçlu borcundan kurtulamayacak ve iflas masası ileride aynı borca ilişkin borçludan ifa talebinde bulunduğunda, aynı borcu bir kez daha ödeme ile karşı karşıya kalacaktır78. Ancak

yukarıdaki durumlarda da belirtildiği üzere, iflastan haberdar olmayan iyiniyetli borçlunun aynı şekilde yaptığı ödeme ile, bu ödeme iflas ilanından önce yapılmış ise, genel hukuk kaideleri gereğince ve iyiniyetin korunması ilkesi uyarınca borçlu borcundan kurtulacaktır (İİK m.193/c.3).

Ancak bilinmesi gerekir ki, üçüncü kişilerin iyi niyetli oldukları tasarrufların da masaya karşı geçersiz olması, iflasın ilanından sonra gerçekleşen tasarruflar bakımından kesindir. Yani iflasın ilanından sonra masaya ait bir malı üzerinde iyi niyetle hak sahibi olmak, yukarıda bildirilen üç istisna durumunda dahi imkansızdır. İflasın ilanından sonra, müflisin masa malları üzerinde gerçekleştireceği tüm tasarruf işlemleri masaya karşı mutlak anlamda geçersizdir79.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

İFLASIN TAKİPLER ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ § 7. İFLASIN TAKİPLER ÜZERİNDEKİ YARATTIĞI SONUÇLAR

A) Müflis Aleyhindeki Bazı Takiplerin Durması ve Düşmesi