• Sonuç bulunamadı

Ġlk Dönem Müfessirlerinin Mücadele 58:22 Ayetinde Müslümanların Gayrimüslimlere Sevgi Beslememesi Konusundaki GörüĢleri

GAYRĠMÜSLĠMLERLE EVLĠLĠK KONUSUNDAKĠ GÖRÜġLERĠ

4. İbn Abbâs‟tan gelen bir rivayete göre ayette zikredilen ehlikitap kadınlarla

2.6. Ġlk Dönem Müfessirlerinin Mücadele 58:22 Ayetinde Müslümanların Gayrimüslimlere Sevgi Beslememesi Konusundaki GörüĢleri

“Allah‟a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soyları olsalar bile, Allah‟a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendi katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan ve içlerinde ebedî kalacakları cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah‟tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah‟ın tarafında olanlardır. İyi bilin ki, Allah‟ın tarafında olanlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.” (Mücadele 58:22)

388

Taberî, Tefsîru‟t-Taberî = Câmiu‟l-Beyân fi Te‟vîli‟l-Kur‟ân, 10: 76.

389 Taberî, Tefsîru‟t-Taberî = Câmiu‟l-Beyân fi Te‟vîli‟l-Kur‟ân, 10: 77.

Ayet hakkında Mukâtil b. Süleyman ve Taberî dışında herhangi bir yoruma rastlamadık.

2.6.1. Mukâtil b. Süleyman

Mukâtil b. Süleyman, bu ayetin Hâtıb b. Ebî Beltaa el-Ansî‟nin Mekkelilere mektup yazması üzerine nazil olduğunu bildirmiştir.391

Olay şu şekilde cereyan etmiştir: Mekke‟nin fethi için yapılan hazırlıkları gören Hâtıb, Mekke‟de bulunan akrabaları için endişelenir. Eğer Kureyş‟in ileri gelenlerine bu hazırlığı haber verir ise onların bundan memnun kalacağını ve akrabalarını himaye edeceğini düşünür. Hz. Peygamber ise yaptığı hazırlıkları karşı tarafın bilinmesini istemez ve Hayber‟e sefere gidileceğini söyler. Asıl maksadını ise içlerinde Hâtıb‟ın da olduğu birkaç sahabeye bildirir. Bunun üzerine Hâtıb, Kureyş‟in ileri gelenlerine hitaben durumu anlatan bir mektup yazar ve Medine‟ye gelen Ebu Cehil‟in cariyesine mektubu onlara ulaştırması için verir. Bu durum Hz. Peygamber‟e vahiyle bildirilir ve Hz. Peygamber cariyeyi yakalamaları için birkaç sahabe gönderir. Bu sahabeler cariyeyi yakalar ve mektubu Hz. Peygamber‟e getirirler. Hz. Peygamber, Hâtıb‟a neden böyle bir şey yaptığını sorduğunda Hâtıb, Mekke‟deki yakınlarını koruyacak kimse olmadığı için Kureyş‟in ileri gelenlerini kendisine minnettar bırakmak suretiyle Mekke‟deki yakınlarını korumak istediğini belirtir. Hz. Ömer, Hâtıb‟ın öldürülmesini ister. Fakat Hz. Peygamber (s.a.s.) Hâtıb‟ın savunmasını kabul eder ve Allah‟ın (c.c) Bedir‟e katılanları ne işlerlerse işlesinler, affedeceğini söyleyerek Hz. Ömer‟i yatıştırır.392

Mücadele 58:22‟de Allah‟ın birliğini ve amellerin karşılığının verileceği ahireti tasdik edip Allah‟a ortak koşmayan kişilerin; Allah ve Resulüne düşman olan kişilere sevgi beslememesi gerektiği bildirilmiştir. Velev ki Allah ve Resulüne düşmanlık eden kişiler müminlerin babaları, oğulları, kardeşleri ya da akrabaları olsun, istisna kılınmamaktadırlar.393

391

Mukâtil b Süleyman, Tefsîru Mukâtil b. Süleyman, 4: 265-266; Mukâtil b. Süleyman, Tefsîri Kebir, 4: 185.

392 Nebi Bozkurt, “Hâtıb b. Ebî Beltea”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, (İstanbul: TDV İslam Araştırmaları Merkezi, 1997), 16: 444-445.

393 Mukâtil b. Süleyman, Tefsiru Mukâtil b. Süleyman, 4: 265-266; Mukâtil b. Süleyman, Tefsiri Kebir, 4: 183.

2.6.2. Taberî

Allah‟a ve Peygamber‟e iman eden kişiler velev ki baba, oğul, kardeş ve akrabaları olsun eğer onlar Allah‟ı ve Peygamber‟i inkâr ediyorlarsa mümin olan kişilerin inkârcılara sevgi beslemesi, onlarla dost olması imkân dairesinde görülmemektedir.394

İslam‟da dostluk ve kardeşlik İslam dini esasları üzerine kurulmaktadır. Mücadele 58:22 ayeti, bir Müslüman‟ın, Allah‟a (c.c.) Hz. Peygamber‟e (s.a.s.) düşmanlık yapan gayrimüslimlerle bağını koparması gerektiğini söylemektedir. İslam‟a düşmanlık yapan kişiler velev ki Müslüman kişinin öz babası, oğlu, kardeşi ve akrabaları olsun bir fark bulunmamaktadır. Sahabe-i kiram, iman ve İslam‟ı her türlü değerin üstünde tutmuş, velev ki akrabaları olsun İslam‟a karşı çıkan gayrimüslimleri gerektiğinde öldürmüşlerdir. Mücadele 58:22 ayetinin de bu sahabe-i kiram hakkında nazil olduğu rivayet edilmiştir. Nitekim Bedir savaşında;

 Ebu Ubeyde babası Abdullah b. el-Cerrah‟ı,

 Mus‟ab b. Umeyr kardeşi Ubeyd b. Umeyr‟i,

 Hz. Hamza, Utbe‟yi

 Hz. Ali, Şeybe‟yi,

 Ubeyde b. el-Haris, Velid b. Utbe‟yi

 Hz. Ömer, yakın bir akrabasını öldürmüştür.395

2.7. Ġlk Dönem Müfessirlerinin Mümtehine 60:10 Ayetinde Müslüman-Kâfir, Müslüman-Mürtet Evliliği Konusundaki GörüĢleri

“Ey iman edenler! Mümin kadınlar göç ederek size geldiklerinde –onların imanlarını Allah daha iyi bilmekle beraber- siz onları sınayın. Eğer mümin olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere iade etmeyin. Bunlar onlara helal değildir; onlar da bunlara helal olmaz. Onlara (kocalarına) harcadıkları (mehirleri) geri verin. Mehirlerini ödediğiniz takdirde bu kadınlarla evlenmenizde sakınca yoktur. Kâfir kadınları nikâhınız altında tutmayın. Siz harcadığınızı (verdiğiniz mehri) isteyin, onlar da harcadıklarını istesinler. Allah‟ın hükmü işte budur. Aranızda hükmünü böyle veriyor. Allah hakkıyla bilmektedir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Mümtehine 60:10)

394 Taberî, Tefsîru‟t-Taberî = Câmiu‟l-Beyân fi Te‟vîli‟l-Kur‟ân, 15: 68.

Ayet hakkında İbn Mes‟ûd, Süfyân es-Sevrî, Kisâi, Ebu Ubeyde, Ahfeş ve Tusterî‟de herhangi bir yoruma rastlamadık. Araştırmamız neticesinde ayet hakkında ulaşmış olduğumuz yorumlar ise şu şekildedir:

2.7.1. Ġbn Abbâs

Mekke‟den, Hudeybiye‟ye veya Medine‟ye Allah‟a iman ettiklerini söyleyen kadınlar gelirler ise, müminlere onlara niçin geldiklerini sorgulamaları ve iman edip etmeme noktasında kadınlara yemin ettirmeleri emredilmiştir. Eğer sorgu-sual neticesinde bu kadınların gerçekten iman ettikleri anlaşılırsa kadınları kâfir olan eşlerine geri göndermemeleri emredilmiştir. Çünkü mümin bir kadın, inkârcı bir erkeğe helal değildir. Aynı şekilde inkârcı bir kadın da inanan bir erkeğe helal olmamaktadır. Bu takdirde, kâfir olan eski kocaları mehir olarak karıları için ne vermişler ise bu harcamanın eski eşlere geri gönderilmesi gerekmektedir. İbn Abbâs, Mâide 60:10 ayetinin şu vakıa üzerine nazil olduğunu belirtmektedir: Hudeybiye senesinde Sübey‟a binti el-Hâris el-Eslemiyye, Nebi‟nin (s.a.v.) yanına gelir ve Müslüman olduğunu söyler. Daha sonra Sübey'a‟nın kocası, karısını geri almak için Nebi‟nin (s.a.v.) yanına gelir. Nebi (s.a.v.) kocasına Sübey‟a‟ya verdiği mehri geri verir. Nebi (s.a.v.) bu ayetin nüzulünden önce Hudeybiye senesinde şöyle bir antlaşma yapmıştır: Mekke halkından her kim Müslümanlara sığınırsa o Mekke halkına iade edilecektir. Müslümanlardan Mekke halkına sığınan kişi Müslümanlara geri gönderilmeyecektir. Ayete göre ise Müslümanlardan bir kadın Mekke halkına sığınırsa kadının mehri kocasına geri gönderilecektir. Mekke halkından bir kadın Müslümanlara sığınırsa mehri eski kocasına geri gönderilecektir. Bu sebeple Nebi (s.a.v.) Sübey‟a‟nın mehrini kocasına vererek kocasını geri göndermiştir. Ayette önceden kâfir olan kadınları Müslüman olduktan sonra nikâhlamak mümin erkeklere helal kılındığı bildirilmektedir. Bu takdirde o kadınların mehirlerinin de verilmesi gerekmektedir. Eşi kâfir olup kendisi Müslüman olan kadının eşiyle arasındaki nikâh bağı kesilir. O kadının kâfir eşinden dolayı iddet beklemesi gerekmez. Müslüman erkek için kendisiyle evlilik caiz olur. Ayette, mümin erkeklere kâfir kadınları nikâh altında tutmaları yasaklanmıştır. Eğer kadın Müslüman iken kâfir olursa o takdirde Müslüman eşiyle aralarındaki nikâh bağı kesilir. Ve Hz. Peygamber‟in yaptığı antlaşma gereği Müslüman erkeklerin kâfir olan eşlerine verdikleri mehri Mekke halkından geri isteme hakları bulunmaktadır.396

2.7.2. Mücâhid

Allah‟ın (c.c.) “muhacir kadınları imtihan edin” buyruğu şunu söylemektedir: Mekke‟den gelen ve önceden kâfir oldukları bilinen bu kadınlara niçin geldikleri sual edilmelidir. Eğer bu kadınlar iman etmeyip kâfir olan kocalarına kızdıkları için hicret etmişler ise o kadınların kocalarına geri gönderilmeleri gerekir. Fakat bu kadınlar iman ettikleri için hicret etmişler ise kadınlar geri gönderilmemelidir. Eğer mümin erkekler isterler ise mehirlerini vererek bu kadınlarla nikâh yapabilirler. Eski kocalarının kadınlara verdikleri mehri ise geri göndermeleri gerekmektedir. Mümtehine 60:10‟da Hz. Peygamber‟in ashabına, Mekke‟de kâfirlerle beraber oturan karılarını nikâh altında tutmamaları, bu kadınları boşamaları emredilmiştir. Hz. Peygamber ve Kureyşliler arasında yapılan antlaşmaya göre; eğer önceden mümin olan kadınlar kâfir olarak Mekke‟ye giderse ve orada kâfir bir erkekle evlenirse Müslüman olan eski kocaya kadın için önceden harcadığı mehrin gönderilmesi gerekir. Aynı şekilde önceden kâfir olan kadın Müslüman olarak Medine‟ye gelir de bir Müslüman erkekle evlenirse bu takdirde de kâfir olan eski kocaya kadın için önceden harcadığı mehrin gönderilmesi gerekmektedir.397

2.7.3. Dahhâk

Nebi (s.a.v.) müşrikler ve ehlikitap ile bir antlaşma yapmıştır. Antlaşma şartları arasında yer alan mal ve kadınları iade etme maddesi şu şekildedir: Eğer mümin bir erkeğin eşi dinini terk edip şirki tercih ettiği için Mekke‟ye kaçar ise mümin olan eski kocasına kadın için harcadığı mehrin iade edilmesi gerekmektedir. Eğer müşrik bir erkeğin eşi Medine‟ye sığınır ise kadın, kaçma sebebi konusunda sorgu-suale tabi tutulur. Eğer kadının İslam‟ı tercih ettiği için geldiği anlaşılır ise bu takdirde de kâfir olan eski kocasına kadın için harcadığı mehrin iade edilmesi gerekmektedir. Fakat Medine‟ye sığınan bu kadın eşine öfkesinden dolayı kaçmış ise o zaman kadının müşriklerden olan kocasına geri gönderilmesi gerekmektedir.398

2.7.4. Ġkrime

Eğer Mekkeli müşriklerden bir kadın, Medine‟ye sığınırsa kadına sual edilir: Allah (c.c.) sevgisinden dolayı mı geldin, birine âşık olduğun için mi geldin yoksa

397 Mücâhid, Tefsîru‟l-Mücâhid, 2: 668; Mücâhid, Tefsîru‟l-imam Mücâhid b. Cebr, 655-656.

Mekke‟deki kocandan mı kaçtın? Eğer sığınan kadın, Müslüman olduğu için kaçmış ise o kadın artık müşriklerden olan kocasına helal olmaz. Şöyle ki, Hz. Peygamber, kızı Zeynep‟i kocası Ebu‟l-Âs‟tan geri göndermesini istemiştir. Ebu‟l-Âs o zaman daha Müslüman olmamış idi.399

2.7.5. Ferrâ

Mümtehine 60:10 ayetinde هُهىُىِحَتْماف emriyle“o muhacir kadınlara yemin ettirin” manası kast olunmaktadır. Nebi (s.a.v.), Hudeybiye‟de Mekkelilerle antlaşma yapar. O yıllarda Sübey‟a binti el-Hâris isimli bir kadın Müslüman olduğu için Hz. Peygamber‟e sığınır. Daha sonra kocası gelip Sübey‟a‟nın kendisine geri verilmesini çünkü antlaşma şartının kendi lehine olduğunu söyler. Bunun üzerine “Hicret eden mümin kadınları kâfirlere geri vermeyin. Çünkü mümin kadınlar kâfirlere, kâfirler de onlara helal değildir” manasındaki Mümtehine 60:10 ayeti nazil olmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s.) hicret eden kadınlara sual eder. Eğer o kadınlar, kocalarına öfkelendikleri için değil de İslam‟a meylettikleri için hicret etmişler ise Hz. Peygamber (s.a.s.) o kadınların kocalarına, kadınlar için yaptıkları harcamaları iade eder. Eğer Mümin erkeklerden herhangi birinin eşi, İslam‟ı reddettiği için Mekke‟ye kaçar ise bu eşlerin aralarındaki nikâh sona erer. Eğer Mekke‟den bir kadın İslam‟ı kabul ettiği için Müslümanlara sığınırsa o kadının kâfir olan eşiyle aralarındaki nikâh sona erer. Ve o kadın Müslümanlara helal olur.400 2.7.6. Ġbn Kuteybe

Mümtehine 60:10 ayetinde Müslüman olan erkeklerin irtidat eden eşleri ile nikâh bağlarını devam ettirmemeleri gerektiği bildirilmiştir. Eğer Müslüman bir erkeğin eşi irtidat edip Mekke‟ye kaçar ise mürtet kadının evlendiği yeni kâfir kocanın önceden kadın için harcanan mehri Müslüman olan eski kocasına iade etmesi gerekmektedir.401 2.7.7. Mukâtil b. Süleyman

Mümtehine 60:10 ayetinin indiriliş sebebi şöyledir: Nebi (s.a.v.) Hudeybiye gününde Mekkelilerle bir antlaşma yapar. Bu antlaşmanın bir gereği ise, Mekkelilerden Müslümanlara sığınan bir kişi olursa o kişi geri gönderilecektir fakat Müslümanlardan Mekkelilere sığınan olursa o kişi geri gönderilmeyecektir. Ve barış döneminde

399

İkrime, Tefsîru İkrime Mevlâ İbn Abbâs, 911.

400 Ferrâ, Meâni‟l-Kur‟ân, 2: 150-151.

Mekkelilerden Sayfî b. er-Râhib‟in karısı Sübey‟a binti el-Hâris el-Eslemiyye, Nebi‟nin (s.a.v.) yanına gelir. Daha sonra kocası Hz. Peygamber‟in yanına gelerek yapılan antlaşma gereği karısının kendisine geri verilmesi gerektiğini söyler. Fakat Hz. Peygamber, bu şartın erkekler için geçerli olup kadınları kapsamadığını söyleyerek kadını kocasına geri vermez. Allah, bu şekilde mümin olduğunu söyleyen muhacir kadınların imtihan edilmesini buyurmuştur. Buradaki imtihan, hicret eden kadının sorgu-suale çekilerek Allah adına şu konularda yemin ettirilmesi manasındadır:

1. Kadın, kendi halkı arasında işlediği bir suçtan ötürü mü hicret etmiştir?

2. Kadın, kocasını beğenmediği için ya da ondan nefret ettiği için mi hicret etmiştir?

3. Gerçekten İslam‟a rağbet edip ona bağlı olduğu için mi hicret etmiştir?

Ve bu sorgu-sual neticesinde eğer hicret eden kadının gerçekten Müslüman olduğu için geldiğine kani olunur ise bu kadınların kâfir kocalarına geri gönderilmeleri yasaklanmıştır. Çünkü Müslüman bir kadın kâfir bir erkeğe helal değildir. Ayette, kâfir olan kadınların nikâh altında tutulması da yasaklanmıştır. Bazen akrabası çok olan bazı kâfir kadınların, o kadınların kavmi vasıtasıyla güçlü görünmek için bazı Müslüman erkekler tarafından nikâh altında tutulduğu bildirilmiştir. Burada kastedilen, bahsi geçen erkeklerdir. Daha sonra Sübey‟a‟nın Hz. Ömer ya da Ebu‟s-Senâbil ile evlendiğiyle alakalı rivayetin olduğu belirtilmiştir. Ayrıca bu ayetin şu kadınlar ve benzeri durumda olanlar hakkında indiği ifade edilmiştir:

1. Ömer b. Hattab‟ın Mekke‟de olan karısı Kureybe binti Ebî Ümeyye 2. Âs b. Vâil‟in karısı Hind binti Ebî Cehil

3. Iyad b. el-Şeddad el-Firri‟nin karısı Ümm'ü-l-Hakem binti Süfyân 4. Şemmâs b. Osman‟ın karısı Yerbu b. Atike

5. Amr b. Abdiamr‟ın karısı Hind binti Abdiluzza

Hz. Ömer‟in Mekke‟de olan karısı daha sonra Ebu Süfyân b. Harb ile evlenmiştir.

Ayetin nafakayla ilgili kısmı ise şu şekildedir:

1. Eğer, Mekkelilerden bir kadın Müslüman olarak Medine‟ye sığınır da Müslüman bir erkek onunla evlenirse Müslüman olan yeni kocanın, kâfir olan eski kocaya kadın için önceden harcadığı mehri göndermesi gerekir.

2. Eğer Müslümanlardan bir kadın kâfir olarak Mekke halkına sığınır da bir erkek onunla evlenirse bu takdirde de kâfir olan yeni kocanın Müslüman olan eski kocaya kadın için harcadığı mehri göndermesi gerekmektedir. Şayet kâfir olan eski koca isteyerek mehri göndermezse Müslüman olan yeni kocanın mehri zorla alma hakkının olduğu belirtilmiştir.

Bu hususlar, antlaşma gereği yalnızca Mekkeliler için geçerli idi. Fakat Mukâtil b. Süleyman, Mümtehine 60:10 ayetinin nafaka konusundaki hükümlerin Tövbe 9:5 ayetiyle nesih edildiğini ancak kâfir-Müslüman evliliği konusundaki hükmün baki kaldığını ifade etmiştir.402

2.7.8. Taberî

Mümtehine 60:10‟da küfür diyarından İslam diyarına hicret eden kadınların neden geldikleri konusunda sorgu-suale çekilmeleri gerektiğinden bahsedilmiştir.403 Ayetle ilgili aktarımlar şu şekildedir:

1. İbn Abbas‟a Hz. Peygamber‟in Medine‟ye sığınan kadınları nasıl imtihan ettiği sorulmuştur. İbn Abbas, Hz. Peygamber‟in bu kadınlara şu konularda yemin ettirdiğini söylemiştir:

 Kocalarına kızdıkları için gelmediklerine,

 Bulunduğu yeri sevmediği için gelmediklerine,

 Mal-mülk elde etmek için gelmediklerine,

 Allah (c.c.) ve Resul (s.a.s.) sevgisi için geldiklerine.

İbn Abbas‟dan gelen diğer bir rivayete göre Hz. Peygamber bu şekilde hicret eden kadınları, Allah‟tan (c.c.) başka ilah olup olmadığına ve Hz. Peygamber‟in Allah‟ın (c.c.) kulu ve elçisi olduğuna şahadet edip etmedikleri konusunda imtihan etmiştir.404

2. Hz. Âişe, Hz. Peygamber‟in muhacir kadınları imtihan edip onlara biat ettirdiğini bildirmiştir.405

Muhacir kadınlar şu hususlarda Hz. Peygamber‟e biat etmişlerdir:

402 Mukâtil b. Süleyman, Tefsîru Mukâtil b. Süleyman, 4: 302-304; Mukâtil b. Süleyman, Tefsîri Kebir, 4: 206-208.

403

Taberî, Tefsîru‟t-Taberî = Câmiu‟l-Beyân fi Te‟vîli‟l-Kur‟ân, 15: 69.

404 Taberî, Tefsîru‟t-Taberî = Câmiu‟l-Beyân fi Te‟vîli‟l-Kur‟ân, 15: 70.

 Allah‟a (c.c.) ortak koşmayacaklar

 Hırsızlık yapmayacaklar

 Zina etmeyecekler

 Çocuklarını öldürmeyecekler

 İftira atmayacaklar

 Hz. Peygamber‟e karşı gelmeyecekler Bu hususlar Mümtehine 60:12‟de zikredilmiştir.406

3. Katâde ve İkrime, Hz. Peygamber‟in şu hususlarda muhacir kadınları sorgu-suale çektiğini söylemişlerdir:

 Mekke‟deki kocalarıyla kavga edip onlardan kaçmak için mi geldiler?

 İslam‟ı ve Müslümanları sevdikleri için mi geldiler?407

4. İbn Zeyd: Müşrik kadınlar kocalarıyla kavga ettiği zaman “Vallahi ben Muhammed‟e (s.a.v.) ve onun arkadaşlarına hicret edeceğim” derdi. Bunun üzerine küfür diyarından İslam diyarına hicret eden kadınların imtihan edilmelerini; eğer kocalarına kızdıkları için hicret etmişler ise kocalarına geri gönderilmelerini; eğer gerçekten Müslüman oldukları için gelmişler ise kocalarına geri gönderilmemelerini emreden Mümtehine 60:10 ayeti nazil olmuştur.408

Hz. Peygamber‟in müşriklerle yaptığı Hudeybiye Antlaşmasının bir maddesine göre eğer müşriklerden bir kişi Müslüman olup Medine‟ye sığınır ise o kişi iade edilecek; eğer müminlerden bir kişi irtidat edip Mekke‟ye giderse o kişi iade edilmeyecektir. Fakat antlaşmanın yapıldığı bu zaman diliminde bazı kadınlar Müslüman olup Mekke‟den Medine‟ye sığınmışlardır. Mekkeli müşrikler de antlaşma gereği hicret eden kadınların iadesini talep etmişlerdir. Bunun üzerine Mümtehine 60:10 ayeti nazil olmuştur. Mümtehine 60:10‟da Müslüman oldukları için hicret ettikleri anlaşılan kadınların iade edilmemesi gerektiği çünkü Müslüman kadınların kâfir erkeklere; kâfir kadınların da Müslüman erkeklere helal olmadığı beyan edilmiştir.409

Müslüman olup Medine‟ye sığınan kadınlardan biri Ümmü Gülsüm binti Ukbe b. Ebî Muayttır. Kendisi

406 Taberî, Taberî Tefsiri, 9: 261.

407

Taberî, Tefsîru‟t-Taberî = Câmiu‟l-Beyân fi Te‟vîli‟l-Kur‟ân, 15: 71.

408 Taberî, Tefsîru‟t-Taberî = Câmiu‟l-Beyân fi Te‟vîli‟l-Kur‟ân, 15: 71.

Medine‟ye sığındıktan sonra kardeşleri Ammare ve Velid, Hz. Peygamber‟in huzuruna gelerek kız kardeşlerinin iade edilmesini istemişlerdir. Fakat Allah (c.c.) Mümtehine 60:10 ayeti ile Müslüman kadınların kâfirlere gönderilmelerini yasaklanmıştır.410

Bu ayet nazil olmadan önce Müslüman kadınların kâfir erkekler ile evliliği yasak değil idi. Şöyle ki Hz. Peygamber‟in kızı Zeynep (r.a.) henüz Müslüman olmayan Ebu‟l-As ile evli idi. Ebu‟l-As Bedir savaşında Müslümanlara esir düştü. Bunun üzerine kocasını kurtarmak için Zeynep (r.a.) annesi Hz. Hatice‟den miras kalan gerdanlığı Medine‟ye fidye olarak gönderdi. Kızının haline acıyan Hz. Peygamber, Ebu‟l-As‟ı kızını geri göndermesi şartı ile serbest bıraktırdı. Ebu‟l-As, Mekke‟ye gidince Zeynep‟i (r.a.) gönderdi. Zeynep (r.a.), Ebu‟l-As‟ın Müslüman olup Medine‟ye gelmesine kadar bekledi. Hz. Peygamber, Ebu‟l-As Müslüman olup Medine‟ye gelince kızını tekrar ona verdi.411

Mümtehine 60:10 ayeti nazil olduktan sonra;

1. Müslüman kadınların gayrimüslim erkeklerle evliliğinin haram olduğu meselesi kesinleşmiştir. Gayrimüslim erkeğin ehlikitap ya da müşrik olması arasında fark bulunmamaktadır.

2. Müslüman erkeklerin kâfir kadınlarla evliliğinin yasak olduğu hükmü konulmuştur. Fakat Mâide 5:5 ayeti ile Müslüman erkeklere, ehlikitap olan Yahudi veya Hıristiyan kadınlarla evliliğe ruhsat verilmiştir. Mümtehine 60:10 ayeti nazil olduktan sonra Hz. Ömer iki hanımını, Talha b. Ubeydullah ise bir hanımını boşamıştır.412

410

Taberî, Taberî Tefsiri, 9: 262.

411 Taberî, Taberî Tefsiri, 9: 262.

SONUÇ

Çalışmamızın nihayetinde elde ettiğimiz sonuçları maddeler halinde şöyle özetleyebiliriz: