• Sonuç bulunamadı

3.2. OSMANLILAR DÖNEMİ

3.2.3.4. MÜELLİFİ MEÇHUL CEVÂHİRÜ’L-ASDAF

Cevahir’ül-Asdaf konusunda şimdiye kadar en kapsamlı çalışma Ahmet Topaloğlu tarafından doçentlik çalışması olarak hazırlanmıştır.258 Cevâhirü’l-Asdâf

255

Ebu’l-Leys es- Semerkandî Tefsirinin Tercümesi, Tercüme: Mûsâ b. Hacı Hüseyin İznikî, (Süleymaniye Kütüphanesi Nüshası) C I-II, Sezgin Neşriyat, İstanbul 1983. s. 5.

256

Ali Çiçek, Ahmed-i Dâ’î Tercüme-i Tefsir-i Ebü’l-Lesy es-Semerkandi Tefsirinin İlk Üç

Sûresinin Dil Özellikleri (İnceleme-Metin-Dizin), Atatürk Üniversitesi, SBE., Türk Dili ve Edebiyatı

Anabilim Dalı, (Basılmamış) Doktora Tezi, Erzurum 2003 257

İshak Yazıcı, “Tefsiru Ebi’l-Leys Tercemeleri Hakkında Kısa Bir Araştırma”, Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, S. 6, Samsun 1992, s. 79-83.

258

Topaloğlu, Ahmet, Cevâhirü’l-Asdâf (Giriş-Metin-Sözlük), İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, (Yayınlanmamış Doçentlik Tezi) İstanbul 1982.

84

muhtasar bir tefsirdir. Kastomonu ve çevresinde hüküm süren Candaroğlu Beyliği’nin beylerinden İsfendiyar bin Bâyezîd’in (1392-1440) emriyle oğlu İbrahim Çelebi için, adı tespit edilemeyen bir müellif tarafından XV. yüzyılın başlarında yazılmıştır. Eser, satır arası Kur’an tercümesiyle tefsirli tercüme arasında bir tercümedir. Cevâhirü’l-Asdaf ayetlere önce kelime kelime mânâ verilmesi bakımından satır arası tercümelere benzerken, yer yer uzun uzun açıklamalarda bulunması yönüyle de tefsirli tercümeye benzemektedir. Fakat satır arası tercümelerden çok daha geniş, tefsirli tercümelerden ise kısadır.

Cevâhirü’l-Asdaf’ın İstanbul ve Anadolu kütüphanelerinde pek çok nüshası vardır. Ahmet Topaloğlu 28 nüshasını görüp incelediğini belirtmektedir.259Bu nüshalara Zajaczkowski’nin tavsif ettiği nüshaları da eklersek sayı 30’a çıkmaktadır. Araştıramalarım sırasında Süleymaniye Kütüphanesinde, Topaloğlu tarafından belirtilmeyen yeni nüshalara da rastladım.

Cevâhirü’l-Asdâf, Kâtib Çelebi’den bu yana bilinmektedir. Fakat ilk olarak Avrupalı Türkologların dikkatini çekmiş ve 1888 yılından itibaren bu Türkologlar tarafından tanıtılmaya ve incelenmeye başlanmıştır. Ahmet Topaloğlu tarafından bu çalışmalar tasnif edilmiştir.260

259

Ahmet, Topaloğlu, “ Cevâhirü’l-Asdâf Üzerinde Yapılan Çalışmalar ve Zajaczkowski’nin

Eseri”, Türklük Araştırmaları Dergisi, Sayı 2, İstanbul 1986, s. 161-183. 260

Ahmet Topaloğlu, a.g.m., s. 162 vd.

Ayrıca Cevâhirü’l-Asdâf, satır arası Kur’an tercümeleri ve tefsirleri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.: Ahmet Topaloğlu, “ Kur’an-ı Kerim’in İlk Türkçe Tercümeleri ve Cevâhirü’l-Asdaf”, Türk Dünyası Araştırmaları, S. 27, İstanbul 1983.

85

II. BÖLÜM

1.

MUSA BİN HACI HÜSEYİN EL-İZNİKÎ’NİN HAYATI VE ESERLERİ

MÿsÀ bin ÓÀcı Óüseyin el-İzniúì genellikle eserlerinde ismini belirtmiştir. Bu isimlere baktığımızda Ebu’l-Faøl MÿsÀ bin ÓÀcı Óüseyin el-İzniúì1 veya MÿsÀ bin ÓÀcı Óüseyin bin ÌsÀ2 olarak geçmektedir.

1.1. HAYATI

Yazarın isminin sonunda yer alan “İznikî” nispesinden İznikli olduğunu anlamaktayız. İznikî’nin hayatı hakkında en geniş çalışma Hikmet Özdemir tarafından doktora çalışması olarak ortaya konmuştur.3 Hikmet Özdemir, Musa bin Hacı Hüseyin İznikî’nin İznik’e sonradan mı geldiği yoksa orada mı doğduğu

1

Terceme-i Faãlu’l-ÒiùÀb, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, nr. 1563, vr. 4a/2 Terceme-i Kıãaã-ı EnbiyÀ, Süleymaniye Kütüphanesi, Şazeli Bölümü, nr. 126, vr. 2a/4 ZÀdu’l-èİbÀd, SüleymÀniye Kütüphanesi, Hamidiye Bölümü, nr. 635,vr. 2a/9

Ayrıca Bkz.: Paşa Yavuzarslan, MÿsÀ bin ÓÀcı Óüseyin İznikì: Münebbihü’r-rÀkidìn (Uyurları

Uyandurucu), Cilt I, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2002, s.1

Murat Küçük, Terceme-i Faãlu’l ÒiùÀb, Mûsa Hacı Hüseyin İznikî (Giriş-İnceleme-Metin-Dizin), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi) Ankara 1996.

2

Terceme-i Óıãnu’l-Óaãìn Fì Minheci’d-dìn, Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, İsmail Saib Efendi I/1331, vr. 160b/7

Münebbihü’r-RÀúidìn, Süleymaniye Kütüphanesi, Serez Bölümü, nr. 635, vr. 2a/9 3

Hikmet Özdemir, MÿsÀ ÓÀcı Óüseyin el-İznikì, Hayatı ve Eserleri, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi (Yayımlanmamış Doktora Tezi, nr. 20761) Ankara 1980, 150 s. +4 sayfa bibliyografya.

86

konusunda kesin bilgi bulunmadığını belirtmektedir.4 Biz de araştırmalarımız sonucu bu konuda bir bilgiye rastlayamadık.

İznik, Türk kültür tarihi açısından önemli bir yere sahiptir. Selçuklular döneminde devletin başşehri olmuş, ilim ve irfan merkezi olmuştur. Bu şehrin en parlak dönemi Anadolu Selçukluları zamanında başşehir olduğu zamandır. Bu dönemde birçok medrese açılmıştır. Askeri öneminin yanında ilim ve kültür merkezi olması ayrı bir değer kazandırmıştır. İşte böyle köklü bir geçmişe sahip bir bilim ve kültür merkezinde doğup yetişen İznikî, muhakkak ki döneminin medreselerinden ders almıştır. Kaynaklarda hayatı hakkında geniş bir bilgiye rastlamadığımız MÿsÀ bin ÓÀcı Óüseyin el-İznikì’nin eserlerinden edindiğimiz bilgiye göre iyi bir medrese eğitimi aldığı muhakkaktır. Eserlerinin bir kısmı Arapça ve Farsçadan tercüme eserlerdir. Bunun yanında Arapça ve Türkçe telif eserleri de mevcuttur. Bu kadar çeşitli konularda eser veren MÿsÀ bin ÓÀcı Óüseyin el-İznikì’nin İznik’te bulunan Orhaniye ve Süleyman Paşa medreselerinde yetişmiş olduğu düşünülebilir.5

1.2. ESERLERİ

1.2.1. KitÀbu’l-MièrÀc

Bu eser İznikî’nin Hz. Muhammed’in miracını konu aldığı eseridir. Arapça olarak kaleme alınan bu eser İznikî’nin önemli eserlerindendir. Tamamen telif olan bu eserde, ilmî ve tasavvufî konulara da yer verilmiştir. Bu eserde İznikî’nin tasavvufî yönünü de görmekteyiz. KitÀbu’l-MièrÀc, Hikmet Özdemir tarafından yayınlanmıştır.6

4

Hikmet Özdemir, a.g.e., s. 1 5

Musa bin Hacı Hüseyin İznikî’nin hayatı ve eserleri hakkında geniş bilgi için bkz.: Hikmet Özdemir, a.g.e.

6

87

1.2.2. Terceme-i Tefsìr-i Ebu’l-Leyå veya Enfesü’l-CevÀhir

Bu eser bizim çalışmamızın da konusunu oluşturan eserdir. İznikî’nin eserlerine baktığımızda başta Kur’an tefsiri ve tercümesi gelmektedir. Bunlardan biri de Tercüme-i Tefsîr-i Ebu’l-Leys adlı eseridir. İznikî bu eserine Enfesü’l- Cevâhir adını vermiştir. Birçok araştırmacı tarafından Tefsir-i Ebu’l-Leys es-Semerkandi muhtelif kişilere atfedilmiştir. Bu kişiler daha önce de değindiğimiz gibi İbn Arapşah ve Ahmed-i Dâ’î’dir. Hikmet Özdemir, İznikî’nin hayatı ve eserleri adlı doktora çalışmasında ve Mirac adlı kitabında bu iki eserin aynı olduğunu daha çok Enfesü’l-Cevâhir adıyla bilindiğini söylemektedir. Bu konuya daha sonra ayrıntılı olarak değineceğiz. İznikî’nin Tefsir-i Lübab tercümesi yaptığı da kaynaklarda belirtilmektedir. Bazı araştırmacılar, Enfesü’l-Cevâhir’in İznikî’nin bu eserine verdiği isim olduğu kanaatindedir. Araştırma ve incelemelerim sonucu bu tespitin doğru olmadığı kanaatine vardım. Bu konuyu nüsha karşılaştırmaları bölümünde açıklığa kavuşturacağız.