• Sonuç bulunamadı

3.1. ANADOLU SELÇUKLULARI VE BEYLİKLER DÖNEMİ

3.1.1.2. HATİBOĞLU MUHAMMED

3.1.1.2.3. Letâyifnâme Üzerinde Yapılan Çalışmalar

Letâyifnâme üzerinde yapılan çalışmalar içerisinde en kapsamlı olanı Veysi Sevinçli tarafından yapılan doktora çalışmasıdır. 1996 yılında Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda yapılan doktora çalışması daha sonraki yıllarda sözlük çalışmasıyla birlikte basılmıştır.238Basılan eserin birinci cildini görme imkânımız olmadı, doktora tezinin elimizde olması sebebiyle incelememiz esnasında doktora tezini esas aldık.

Veysi Sevinçli doktora çalışmasını Prof. Dr. Mustafa Özkan’ın

danışmanlığında yürütmüş ve tamamlamıştır. Doktora tezini beş bölüm üzere tamamlayan Sevinçli, eserinin başında tezi hakkında kısaca bilgi vermiştir. 239

Doktora çalışmasının GİRİŞ bölümünde, yazar ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Ancak ortaya konan bilgiler kimi yönüyle eksiklikler içermektedir. Örneğin, Hatiboğlu hakkında şimdiye kadar kapsamlı bir araştırma yapılmadığı belirtilmektedir. Hayatı ve eserleri hakkında bilgileri yine Hatiboğlu’nun eserlerinde geçen tanımlamalardan aktarılmaktadır. Demek ki daha önce M. Esad Coşan tarafından hazırlanan “Hatiboğlu Muhammed ve Eserleri” adlı doktora çalışması görülmemiştir. Kaynakçada da bu eserin varlığından bahsedilmemektedir. Oysaki yine M. Esad Coşan tarafından doçentlik çalışması olarak hazırlanan, Hatiboğlu Muhammed’in Hacı Bektaş-ı Velî’den çevirdiği eserinden bahsedilmektedir. Sevinçli, kimi yerde bu eserden alıntılar yapmıştır.240 M. Esad Coşan’ın Hacı

236

M. Esad Coşan, “XV. Asır Türk Yazarlarından Muslihuddin, Hamidoğulları ve Hızır Bey”, Vakıflar Dergisi, Ankara 1981

237

Ayrıca bkz.: M. Esad Coşan, a.g.e., s. 62-79. 238

Veysi Sevinçli, Hatiboğlu Letâyifnâme I (Giriş-İnceleme-Metin), II Sözlük, Töre Yayın Grubu, 1. Baskı, İstanbul 2007

239

Veysi Sevinçi, Letâyifnâme (Giriş-İnceleme-Metin-Sözlük), Yüüzncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, (Doktora Tezi) Van 1996.

240

74

ı Veli Makalat adlı eserine baktığımızda kendi doktora tezinden bahsettiği ve yer yer alıntılar yaptığı görülmektedir.241 Bu ayrıntı da muhtemelen Veysi Sevinçli’nin gözünden kaçmıştır. Veysi Sevinçli, doktora çalışmasını hazırlarken M. Esad Coşan’nın doktora çalışmasını görmemesi, o dönemde sözünü ettiğimiz eserin basılmaması ve sadece Ankara İlahiyat Fakültesi kütüphanesinde bulunmasından dolayı bu çalışmadan haberdar olunamamıştır. Hatta Ankara İlahiyat’ta sözünü ettiğimiz doktora tezinin araştırmalarım sonucu şimdilerde yerinde olmadığını tespit ettim. Biz de eserin M. Coşan’nın kendi elinde bulunan nüshasının bir örneğini Dr. Necdet Yılmaz’ın elinde bulunan müsveddelerden görmüş olduk. Daha sonra, yukarda da bahsettiğimiz üzere, Dr. Necdet Yılmaz tarafından yeniden düzenlenerek basılan doktora tezini, çalışmalarımızda esas aldık. Veysi Sevinçli, doktora çalışmasınının giriş bölümünde Hatiboğlu’nun hayatı ve eserleri üzerinde durmuştur.

Veysi Sevinçli doktora çalışmasını esas olarak beş bölüm üzerine oluşturmuştur. Birinci bölümde, eserin yazılış ve imla özelliklerini belirtmiştir. İkinci bölümde ise ses bilgisi ve gramer özelliklerinden bahsetmiştir. Üçüncü bölümde şekil bilgisinden bahsetmektedir. Dolayısıyla doktora çalışmasının ilk üç bölümde yazmanın gramer özellikleri incelenmiş ve tespitlerde bulunulmuştur. Dördüncü bölümde ise metnin traskripsiyonu yapılarak Latin alfabesine aktarılmıştır. Doktora çalışmasının son bölümünü sözlük kısmı oluşturmaktadır.

3.1.2. SATIR ARASI TERCÜMELER

Kur’an-ı Kerimin Eski Anadolu Türkçesi dönemi içerisinde satır arası Kur’an tercümeleri, bugün bilinen en eski nüshaya dayanarak242, Osmanlı Devleri’nin kuruluşundan yaklaşık bir asır sonra başlamıştır. Ahmet Topaloğlu tarafından en eski nüsha olarak tanıtılan, Muhammed bin Hamza’ya ait satır arası Kur’an tercümesin

241

M. Esad Coşan, Hacı Bektâş-ı Veli Makâlât, Ankara 1971, s. XXXIII-XXXV 242

Numara kaydı verilmeyen bu eser üzerinde Murat Küçük tarafından doktora çalışması yapılmıştır. Bursa Yazma ve Eski Basma Eserler Kütüphanesi’nde saklanmakta olan eser, H. 804/M. 1401 yılında istinsah edilmiştir. 652 varak olup her bir sayfada 7 satır bulunmaktadır. Hasan Bin Alî el-Bestâmî tarafından istinsah edilmiştir.

75

daha sonraki araştırmalar sonucunda en eski nüsha olmadığı ortaya konmuştur.243 Muhammed bin Hamza’ya ait olduğu bilinen bu nüsha 827/1424 yılında tamamlanmıştır. Tercümenin müellifi Muhammed bin Hamza’nın 834/1431Bursa’da vefat eden “Molla Fenârî” lakaplı kişi olup olmadı konusu kesin olarak ortaya konamamıştır.244 Bu bilgilerden de anlaşılacağı üzere, Osmanlılar döneminden önce Eski Anadolu Türkçesinde satır arası Kur’an tercümesine rastlamamaktayız. Bu sebeple burada belirttiğimiz satır arası tercümeleri Osmanlı dönemi içerisinde ele alıp inceleyeceğiz.

3.1.3. TEFSİRLİ TERCÜMELER

Anadolu’da büyük tefsir ve tam Kur’an tercümeleri faaliyetlerinin mevcut en eski nüshalarından elde edinilen bilgiye göre, Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan bir asır sonra, yani XIV. Yüzyılın sonlarında başladığı anlaşılıyor. Abdülkadir İnan, Dr. Joseph Schach’ın, yalnız İstanbul ve Bursa kütüphanelerinde, birbirine çok yakın yirmiden fazla nüshayı gözden geçirdiğini, kendisinin de, Joseph’in listesinde bulunmayan pek çok nüsha tespit ettiğini belirtmektedir. Ayrıca, bunlardan bazılarının Hamburg, Breslau ve British Museum’de de mevcut olduğunu belirtmektedir.245

Araştırmalarım sonucunda tespit edebildiğim tefsirli Kur’an tercümeleri Osmanlı Dönemi içerisinde değerlendirilmektedir. Beylikler dönemi içerisinde yer alan tefsirli

243

Ahmet Topaloğlu, “Kur’an-ı Kerim’in İlk Türkçe Tercümeleri ve Cevâhirü’l-Asdaf”, Türk Dünyası Araştırmaları, Sayı 27, Aralık 1983, s. 61.

Ayrıca bkz.: Murat Küçük, “Eski Anadolu Türkçesi Dönemine Ait Satır Arası İlk Kur’an

Tercümesi (İnceleme-Metin-Dizin)”, Ankara Üniversitesi SBE., Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim

Dalı, (Basılmamış doktora tezi), Ankara, 2001, s. XVIII

244

Ahmet Topaloğlu, XV. Yüzyıl Başlarında Yapılmış Kur’an Tercümesi, Kültür Bakanlığı Yayınları, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul 1976, s. XVIII

245

Abdülkadir İnan, “Kur’an-ı Kerîm’in Türkçe Tercümeleri Üzerinde Bir İnceleme”, Ankara 1961, s. 15.

Ahmet Topaloğlu, a.g.e., s.3

Muhammet Hamidullah, Kur’an-ı Kerim Tarihi (Çev. M. Sait Mutlu), Diyanet İşleri Başkanlığı

Yay., Ankara 1991, 88-89

Müjgan Cumhur, Kur’an-ı Kerim’in Türk Dilinde Basılmış Tercüme ve Tefsirleri, Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisi (Ayrı Basım), Ankara 1962, s. 124

76

tercümeler, daha önce de belirttiğimiz gibi, kısa sûre tercümelerinden oluşmaktadır. Bu sebeple tespit ettiğimiz tefsirli tercümeleri Osmanlı Dönemi içerisinde incelemeyi uygun bulduk.

Türkçenin söz varlığı açısından önemli olan bu eserlerde, İslam dininin kavramlarının karşılığı olan Arapça kelimeleri karşılamada Türkçe kelimelerin oranı fazladır. İslam dinine ait pek çok Arapça kavramı karşılamak için yer yer eski dönemlere ait dinî terimler kullanılırken bir yandan da Türkçe isim ve fiil köklerinden Türkçe yapım ekleriyle yeni terimler türetilmiştir. Türkçe, bu yolla pek çok terim ve genel söz varlığı kazanmıştır.