• Sonuç bulunamadı

3.1. ANADOLU SELÇUKLULARI VE BEYLİKLER DÖNEMİ

3.1.1.1. MUSTAFA BİN MUHAMMED

3.1.1.1.5. Kültür Birikimi

Eserinden anladığımız kadarıyla müellif son derece iyi bir eğitim almıştır. Arapça ve Farsçayı çok iyi bildiği tercüme eserlerinin dil özelliklerine baktığımızda anlaşılmaktadır. Müderrislik ve kadılık yaptığı da bilinmektedir.

Seyyah İbn Batuta, 733/1333 civarında Egirdir’e uğradığı zaman İshak Bey’in yanında misafir olmuştur.141İbn Batuta Eğridir’e geldiğinde Ulu Cami’nin karşısındaki medresede misafir olmuştur. Coşan, İbn Batuta’nın Arapça seyahatnamesinden naklen şunları öylemektedir: “Buranın müderrisi, âlim, fâzıl, fâzıl, fakîh, hacı, Mekke- Medinede mücavir olmuş, Mısır’da-Şam’da okumuş, Irak’ta ikamet etmiş, düzgün ve güzel Arapça konuşabilen, hoşsohbet, ârif, eşine ender rastlanan bir zat imiş. Lakabı “Muslihu’d-dîn” olan bu zata, Eğridir Sultanı Ebu İshak Beg b. Dündar Bey, herkesten ziyâde iltifat ve ikram eder, meclislerde hemen sağ yanına oturturmuş.”142 Buradan da anladığımız üzere Mustafa bin Muhammed döneminin önde gelen âlimlerindendir.

3.1.1.1.6. Eserleri

Muslihu’d-din Mustafa bin Muhammed, dönemininin önde gelen âlimlerindendir. Eserlerine baktığımızda çok iyi bir eğitim aldığı kolaylıkla anlaşılmaktadır. Ayrıca müderrislik yaptığı da bilinmektedir. Mülk sûresi tefsirinden başka daha birçok eseri vardır. Bunlardan tespit edebildiklerimizi sırasıyla belirtelim:

139

Ayrıntılı bilgi için bkz.: M. Esad Coşan, a.g.e., s. 70 vd.; M. Esad Coşan, a.g.m., s. 109. 140

İrtibat kurduğu şahsiyetler hakkında bilgi için bkz.: Hatice Tören, a.g.e., C. I, s. 6 vd. 141

M. Esad Coşan, a.g.m., s. 106. 142

42

3.1.1.1.6.1. Mülk Sûresi Tercümesi ve Nüshaları

Mustafa bin Muhammed tarafından yazılan Mülk Sûresi tefsirinin kütüphanelerde çeşitli nüshaları bulunmaktadır. Şimdi bunlardan birkaçını belirtelim:

- İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, 7 Numarada Kayıtlı Olan Nüsha

Mustafa bin Muhammed’in Mülk Sûresi tercümesinin nüshalarından birisi de İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi 7 numarada bulunmaktadır. Şimdilerde bu eser “Nadir Eserler” bölümünde aynı numara ile muhafaza edilmektedir. Yazmadan bahseden M. Esad Coşan,143eseri önce fişlerden gördüğünü, daha sonra da inceleme fırsatı bulduğunu belirtmektedir. Ayrıca Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü, IV. cildinde kaynak olarak gösterilen nüsha da yine bahsi geçen nüshadır. Bursalı Mehmet Tahir tarafından arkaik kelimeleri taranarak sözünü ettiğimiz sözlük içerisinde yer almıştır.144Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri eserinde nüshayı Beyazıt Genel Kütüphanesi’nde göstermektedir, Tarama Sözlüğü’nde ise Edebiyat Fakültesi 45 numarada yer aldığı belirtilmektedir. Eser daha sonra Üniversite Kütüphanesi 7 numaraya aktarılmıştır.

Nüshayı doktora tezinde ve Vakıflar Dergisinde yazmış olduğu makalede tanıtan M. Esad Coşan’ın belirttiğine göre, eserle ilgili şu bilgiler göze çarpmaktadır: “Kitap, 19,7x29,4 cm. ebadında, açık vişne renkli, miklebi kopmuş altın yaldız zencirekli meşin bir cilt içindeki mecmuanın evvelinde yer alıyor. Filigranlı bir kâğıda, 15,8x24 cm. ebatlı iç çerçeve içine 15 satırlı, iri fakat acemice harekesiz bir nesihle yazılmıştır.”145

143

M. Esad Coşan, a.g.e., s. 63. M. Esad Coşan, a.g.m., s. 81 144

Tanıklarıyla Tarama Sözlüğü, Ankara 1957, Cilt IV, s. X, 145

M. Esad Coşan, a.g.e., s. 63

M. Esad Coşan, “XV. Asır Türk Yazarlarından Muslihuddin, Hamidoğulları ve Hızır Bey”, Vakıflar Dergisi, Ankara 1981.

43

Nüsha üzerinde inceleme yaptığımızda eserin istinsah kaydına rastlayamadık. Bu eserin ferağ kaydında müellifin adı ve eseri kime sunduğu yer almaktadır. Bu bakımdan sözünü ettiğimiz nüsha oldukça önemlidir. M. Esad Coşan bu nüshanın kâğıt filigranından anlaşıldığına göre XVII. yüzyıl sonu veya XVIII. yüzyıl başlarında istinsah edilmiş olabileceğini belirtmektedir.146Şimdi sözünü ettiğimiz nüshanın ferağ kaydında müellifin adı ve eseri kimin için yazdığını belirttiği kısmı burada belirtmek yerinde olacaktır:

“…AmmÀ bu duèÀcılar kemteri, yazuklular bedteri, Raóman Tañrı’dan raómet

umucı, el-vÀsıú bi’ã-ãamed Musùafa b. Muóammed, àafara’l-lahu lehÿ ve li-vÀlideyhi ve ecra’l-òayra èalÀ yedeyh diledi ki kadìm muóabbetin ve dostlık mÀddesin… Süleyman Beg b. Osman raóimehuma’l-lÀhu øıllahumÀ ve eèazze vefdehumÀ ve nasara cundehumÀ èÀlì òazratına arz eyleye ve ol òazratı sevdügin bildüre. Pes imdi TebÀreke Tefsìrin Türkìce eyledi, ümiõdür ki anuñ mübÀrek zihnine müstakìm gele…”147

M. Esad Coşan burada geçen Süleyman b. Osman’nın, bir müstensih hatasından kaynaklanan bir yanlış olduğunu belirtmektedir.148Çünkü aslında Süleyman b. Orhan b. Osman olması gerektiğini dile getirir. O devirde böyle, torunların, hatta torunların torunlarının, sülalenin kurucusuna nispet ve izafe edildiğini birçok tarih kitabında yer aldığını belirtmektedir. Bu durumda mâna “filan oğullarından falanca” şeklinde olmakta olduğunu da Coşan sözlerine eklemektedir.

Eser üzerinde inceleme yaptığımızda, eserin bitiriliş tarihi eser içerisinde yer almamakla birlikte, iç kapak durumunda yer alan birinci sayfada 731 tarihine rastlanmaktadır. Yine Coşan’ın belirttiğine göre bu tarihin, eserin bitiriliş tarihi

146

M. Esad Coşan, a.g.e., s. 63.

Ayrıca kağıt bilgisi hakkında bkz.: Osman Ersoy, XVII ve XIX. Yüzyıllarda Türkiye’de Kâğıt, Ankara 1963, filigran no: 58, 59.

147

İstanbul Üniversitesi, Nadir Eserler, nr. 7, vr. 1b

Ayrıca bu kayıt M. Esad Coşan, a.g.e., s. 64’te aynen yer almaktadır. 148

M. Esad Coşan, a.g.e., s. 64

44

olması büyük ihtimaldir. Coşan, doktora çalışmasında bu nüshanın dil özelliklerinin Nebahat Duygulu tarafından bitirme tezi olarak ele alınıp incelendiğini belirtmektedir. Ancak belirtilen bu bitirme tezini görme imkânımız olmadı.149Ayrıca bu nüsha üzerinde Ahmet Ateş ve Adnan Erzi tarafından çeşitli hükümler ortaya

konmuştur.150 M. Esad Coşan, doktora tezinde bu hükümleri ele alarak

değerlendirmede bulunmuştur.151 Bu nüsha ve müellifin eseri üzerinde yapılan çalışmaları ilerleyen sayfalarda belirteceğiz.

- Millet Kütüphanesi, Şer’iyye, 821 Numaralı Nüshası

Mülk Sûresi Tercümesi’nin bir nüshası, kütüphane kayıtlarına göre, Millet Kütüphanesi Şer’iyye bölümü numara 821’de bulunmaktadır. Millet kütüphanesi uzun yıllar kapalı olduğundan araştırmacılar tarafından bu nüsha ayrıntılı olarak incelenememiştir. Millet Kütüphanesinin açık olduğu yıllarda, bu nüsha üzerinde inceleme M. Esad Coşan tarafından, doktora çalışmasını hazırlarken, kısa bir çalışma yapılmıştır. Coşan, ferağ kaydında İstanbul Üniversitesi 7 numarada kayıtlı olan nüsha ile tek farkın “ Murad Beg b. Orhan Beg b. Osman” şeklinde ithaf edilen kişi olduğunu belirtir. Ayrıca dua kısmında da bazı farklılıklar bulunmaktadır.152

Sözünü ettiğimiz nüsha 14x19,5 cm. ebatlı sırtı kısmen yıpranmış eski bir deri cilt içerisinde yer almaktadır. Cildin iç kısmı ebrulu kâğıtla kaplıdır. Mülk Sûresi 34a-82b sayfaları arasında yer almaktadır.

Millet Kütüphanesi şimdilerde tekrar hizmet vermeye başlamış ve kütüphanedeki eserler araştırmacıların istifadesine sunulmuştur. Bu sebeple sözünü ettiğimiz nüshayı kütüphane kayıtlarında görme imkânım oldu. Eser üzerinde kısa bir

149

Nebahat Duygulu, Tebâreke Tefsirinin Dili, İstanbul Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Kütüphanesi, nr. 610, Mezuniyet Tezi, İstanbul 1963.

150

Ahmed Ateş, “Burdur-Antalya Havâlisi Kütüphanelerinde Bulunan Türkçe, Arapça ve

Farsça Bazı Mühim Eserler”, Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, II, Ankara 1948, Sayı: 3-4, s. 171-191

Adnan Erzi, “Bibliyografya”, Türk Tarih Kurumu Belleten, XIII, Sayı: 49, Ankara 1949, s. 188-194. 151

Bu konuda yer alan hükümlerin değerlendirilmesi konusunda ayrıntılı bilgi için bkz.: M. Esad Coşan, a.g.e., s. 63-79.

152

45

inceleme yaptığımda M. Esad Coşan’nın vermiş olduğu ferağ kaydının tam metnini tespit edebildim. Aşağıda ferağ kaydına yer verelim:

“…AmmÀ bu duèÀcılar kemteri, yazuklular bedteri, Raóman Tañrı’dan raómet

umucı, el-vÀsıú bi’ã-ãamed Musùafa b. Muóammed, àafara’l-lahu lehÿ ve li-vÀlideyhi ve ecra’l-òayra èalÀ yedeyh diledi ki kadìm muóabbetin ve dostlık mÀddesin… Murad Beg b. Orhan Beg b. Osman esbaèa’l-lahu øıllahumÀ ve eèazze kadrahumÀ ve nasara cundehumÀ èÀlì òazratına arz eyleye ve ol òazratı sevdügin bildüre. Pes imdi TebÀreke Tefsìrin Türkìce eyledi, ümiõdür ki anuñ mübÀrek zihnine müstakìm gele…”

Burada bahsettiğimiz ferağ kaydının kimi okuyamadığımız yerlerini İstanbul Üniversitesi 7 numaradaki nüshadan tamamladık. Bu sebeple bazı hataların olması muhakkaktır. Ancak daha sonraki incelemelerimizde bu kaydın aynıyla M. Esad Coşan tarafından da verildiğini gördük. Ayrıca burada geçen dua cümlesine göre Sultan Orhan sağ iken153Murad Bey’e (I. Murad) sunulduğunu gösterdiği M. Esad Coşan tarafından belirtilmektedir. 154

- Burdur Nüshası

Burdur Eski Eserler Kütüphanesi, 1234 numarada bulunan nüsha ilk olarak Tahir Erdem tarafından tanıtılmıştır.155 Daha sonra Ahmed Ateş tarafından incelenmiş ve tanıtılmıştır.156 M. Esad Coşan ise bu tanıtım yazılarından bahsettikten sonra eser hakkında şu bilgileri vermektedir:

153

Orhan Bey 763/1361’de vefat etmiştir. Bkz.: İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu, II. Baskı, Ankara 1961.

154

M. Esad Coşan, a.g.e., s. 64. 155

Tahir Erdem, “14. Yüzyılda Türk Diliyle Yazılmış Bir Eser ve Hızır bin Gölbeyi’ne Ait Bir

Kitabe”, Ün, Isparta Halkevi Mecmuası, Isparta 1937, c. IV, Sayı: 37, s. 518. 156

46

“ Eser, ebru kâğıt kaplı bir cilt içinde 121 varaktır. 16,5x12,5 (içerdeki yazı çerçevesi 12,5x8,8) cm. ebatındadır. Güzel, baştanbaşa harekeli nesihle yazılmıştır. Her sahifesinde 9 satır vardır. Birinci varak kopmuş, sonradan tamamlanmıştır.”

Eserin ferağ kaydına baktığımızda, 826/1423 senesi 18 Ramazanı’nda Edhem b. Hıfzıllah b. Hasan et-Tavîl el-Bağdâdî tarafından yazılmıştır. Müellif kendi isminden bu eserinde yine aynı şekilde bahsetmektedir. Coşan’ın da belirttiği üzere bu nüshada diğer iki nüshadan farklı olarak şu kayıt oldukça önemlidir:

“ Hamd u sipÀs u şükr-i bì-kıyÀs ol vÀóıd-ı ezelìye olsun ki… ÒodÀvendigÀr-ı muèazzam, sÀhibu’-s-seyfi ve’l-úalem… Çelebi CelÀlÀtu’d-devleti ve’d-dìn İsóaú Beg b. Murad Arslan el-mahsÿs bi-èinÀyeti Rabbi’l-èÀlemìn eyyeda’l-lahu devletehumÀ bu zaèìf duèÀcısından TebÀreke Tefsìrin Türkçeye kılmak diledi ki…”

Buradaki dua cümlesinden anlaşıldığına göre, “eyyeda’l-lahu devletehumÀ” ibaresini yorumlandığında daha da açık görüldüğü üzere, İshak Bey’e, babası Murad Arslan Bey’in sağlığında157 verildiği anlaşılmaktadır.158Coşan’ın belirttiğine göre çok önemli bu kayıt diğer araştırmacılar tarafından gözden kaçırılmıştır.

- İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Nüshası

Mülk Sûresi Tercümesi nüshalarından birisi de İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Seminer Kütüphanesi, 3779 numarada kayıtlı bulunmaktadır. Sözünü ettiğimiz nüsha şimdilerde “İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi”nde aynı numarada yer almaktadır. Sözünü ettiğimiz eser 31 varaktan oluşmaktadır. İshak bin Murat Arslan’a sunulmuştur. Eser üzerinde yazıldığı yer ve tarih kaydı bulunmamaktadır. Bu eser üzerinde inceleme yapan M.

157

Coşan, a.g.e.’de 110. dipnotta şunlara yer vermektedir: “İshak Bey’in 763/1361 tarihli sikkesi olduğuna göre babası bu tarihten önce ölmüş demektir. Murad Arslan’nın babası İnanç Bey’in ise 735/1334 tarihli sikkesi olduğuna göre babası İnanç Bey’in ise 735/1334 tarihli kitabeden anlaşıldığına göre o tarihte sağ olduğu bilindiğinden, eser İshak Bey’e 735-762 yılları arasında verilmiş oluyor.”

Ayrıca sözü edilen kitabeler hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.: İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Kitabeler II, İstanbul 1929.

158

47

Esad Coşan, kütüphane kayıtlarında 3263 numaralı bir eser daha olduğunu ancak bu nüshayı göremediğini belirtmektedir.159Ancak araştırmalarımız sonucu 3263 numarada kayıtlı eser Nadir Eserler bölümünde aynı numara ile muhafaza edildiğini tespit ettik. Bunlardan başka İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü 3794 numarada kayıtlı bir nüsha daha bulunmaktadır. Bu nüsha 58 varak olup nesih hattı ile yazılmıştır. İshak bin Murat Arslan’a sunulmuştur. Yazıldığı yer ve tarih belli değildir.160İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, 3794 numarada bir nüsha daha bulunmaktadır. Bu nüsha “Tebâreke Tefsiri” adıyla kayıtlı ve 132 varaktır. İshak bin Murat Arslan’a sunulan bu nüsha üzerinde “Amme Cüzü Tefsiri” de yer almaktadır. Bu nüshanın Amme Cüzü bölümü üzerinde Özcan Tabaklar ve Ulya Nisar tarafından yüksek lisans çalışması yapılmıştır.161

- Ankara İl Halk Kütüphanesi Nüshası

Ankara İl Halk Kütüphanesi Eski Eserler Bölümü (Cebeci) 329 numarada kayıtlı olan nüshada müellifin ismi yer almamaktadır. Bu nüshadan ilk defa Fuat Köprülü bahsetmiş ve eserin ismini yanlış okumuştur. Mülk kelimesini melek şeklinde okumuştur.162Nüshanın mukaddimesinde besmele, hamdele, salvele ve dua bölümünden sonra şu bölüm yer almaktadır:

“… çün mahdumzâde, melikü’l-ümerâi ve’l-ekâbir, ifhâru’l-emâsili ve’l-efâhir, sâhibu’s-seyfî ve’t-takrîr, vezîr ibnü’l-vezîr Hızr b. Göl Beà’i, ahsena’llahu èavÀkibehû ve zâde èuluvvehÿ, bu zaîf duèâcısından Tebâreke Tefsirin Türkçe kılmak diledi kim, ânuñ müstakîm zihnine hôş gele, anuñ maènîsi şerbetile cânına gıdâ vire

159

M. Esad Coşan, a.g.e., s. 65 160

Ayrıntılı bilgi için bkz.: Hatice Tören, a.g.e., C. I., s. 7. 161

Ulya Nisar, Amme Cüzü Tefsiri, Mustafa bin Muhammed ( varak no: 121b-143a), İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul 1987.

Özcan,Tabaklar, Mustafa b. Muhammed, Amme Cüzü Tefsiri, İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı ( Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 1987.

162

M. Fuat Köprülü, “Anadolu’da Türk Dil ve Edebiyatının Tekâmülü”, Yeni Türk Mecmuası, Ankara 1933, S. 4, s. 283

48

ve ümîõdür kim, okıyub anuñile yol vara, tamudan kurtulmaàa sebeb ola; bu øaèîf daòı muvvÀfakat yolın dutub, muòalefetden úaçub … bu risÀlei yazdı.”163

Yukardaki örnek verdiğimiz bölümden anlaşılacağı üzere bu eser Hızır b. Göl Bey’e sunulmuştur. Diğer nüshalarla karşılaştırdığımızda bu eserin Mustafa bin Muhammed’e ait olduğunu çok rahat söyleyebiliriz. Bu nüsha üzerinde Ali Öztürk tarafından yüksek lisans çalışması yapılmıştır.164Bu nüshanın özellikleri hakkında ayrıntılı bilgi için sözünü ettiğimiz yüksek lisans tezine bakılabilir.

- Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesi 873 Numaralı Nüsha Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesi 873 numarada kayıtlı olan bu nüsha, Sûre-i Mülk Tefsiri adıyla kayıtlıdır. Müellifin adı kütüphane kayıtlarında Muhammed bin Mustafa olarak geçmektedir. Ancak yukarda belirttiğimiz üzere eserin mukaddimesinde müellif ismi Mustafa bin Muhammed olarak yer almaktadır. Bu eser üzerinde Doç. Dr. Hatice Tören tarafından ayrıntılı bir çalışma yapılmıştır.165Bu nüsha 256 varaktan oluşmaktadır, Doç. Dr. Hatice Tören tarafından ise 105b-255a varakları arasında yer alan Amme Cüzü Tefsiri incelenmiştir. Yazmanın özellikleri şu şekilde belirtilmektedir: “ Yazmanın baş kısmında Mülk Sûresi tefsiri vardır. 196x135 (156x93) mm ebadındadır. Her sayfada 13 satır bulunur. Yazı türü harekeli nesihtir. Kâğıdı aharlı koyu krem renklidir. Miklepli, şemseli, yaldızla doldurulmuş, zencirekli kalın kahverenkli meşim Avrupâî bir cilttir. Âyetler ve diğer Arapça ibareler kırmızı, diğer söz başları yeşil mürekkeple yazılmıştır.”166

Eser harekeli nesih hattı ile yazılmıştır. Doç. Dr. Hatice Tören tarafından yapılan çalışmadan ve tıpkıbasımdan anladığımız üzere, eser devrin dil özelliklerini

163

Ankara İl Halk Kütüphanesi, Eski Eserler Bölümü, nr. 329, vr. 1b 164

Ali Öztürk, Hızır Gölbeği Adına Yazılmış Bir Mülk Sûresi Tefsiri, Ankara Üniversitesi, SBE., (Basılmamış yüksek lisans tezi) Ankara 1996.

165

Tören, Hatice, Eski Anadolu Türkçesi Dönemine Ait Amme Cüzü Tefsiri, Mustafa bin

Muhammed, Cilt I:Metin-İnceleme-Tıpkıbasım, Cilt II: Sözlük, Çantay Yay., İstanbul 2007. 166

Hatice Tören, a.g.e., C. I., s. 5-6.

Ayrıca bkz.: Yücel Dağlı, Yapı Kredi Sermet Çitler Kütüphanesi Yazmalar Kataloğu, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul 2001, s. 349

49

yansıtması bakımından son derece önemlidir. Ayrıca eser üzerinde müellifin adı ve sunduğu kişinin yer alması sebebiyle de önem arzetmektedir. Tören, çalışmasında Özcan Tabaklar tarafından yapılan yüksek lisans çalışmasında yer alan nüsha ile çalışmasında ele aldığı nüshayı karşılaştırmış ve her iki nüshanın farklarını ortaya koymuştur. Bu iki nüshanın aynı müellifce farklı zamanlarda kaleme alındığı ve farklı eserler olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatindedir.167

Doç. Dr. Hatice Tören çalışmasını iki cilt halinde hazırlamıştır. Birinci cilt giriş, yazım özellikleri, metin ve tıpkıbasım bölümlerinden oluşmaktadır. Giriş bölümünde Türkçe Kur’an tercümelerinde kısaca bahsedilmiş ve üzerinde çalışılan yazmanın müellifi hakkında bilgi verilmiştir.

Yazım özellikleri bölümünde metnin harekeli olması sebebiyle ayrıntılı bir inceleme yapılabilmiştir. Metin bölümünde ise transkripsiyonlu metin verilmiştir. Arapça âyet, hadis ve ibareler Arap harfleriyle verilmiştir. Tıpkıbasım bölümünde ise eserin fotoğrafları verilmiştir.168

Çalışmanın dizin bölümünde ise Cibakaya-Dizin proramı kullanılarak ayrıntılı bir dizin bilgisi sunulmuştur. Apapça ibareler ayrı olarak verilmiş, Türkçe olan ifadeler ise aldıkları eklerle birlikte sunulmuştur.169

- Diğer Nüshalar

Tebareke Tefsiri’nin, bir diğer adıyla Mülk Sûresi Tefsiri, burada bahsettiğimiz nüshalarından daha başka birçok nüshası vardır. Döneminde esere değer verildiği ve meşhur olduğu da buradan anlaşılmaktadır. Bu nüshalardan bazıları da şunlardır: Milli Kütüphane 329 numara ( bu Ankara İl Halk Kütüphanesi’ndeki nüshadır), Konya Bölge Yazma Eserler Kütüphanesi nr. 99 (Burdur’dan gelen nüsha), Süleymaniye Kütüphanesi Hacı Mahmud Efendi Bölümü nr. 305 ( bu nüshayı görme imkânım oldu), İst. Edb. Fak. Seminer Kitaplığı nr. 3779 ( şimdi nadir eserlerde aynı numarada), İstanbul Ü. Nadir Eserler TY 7 numarada, Konya İzzet Koyunlu

167

Hatice Tören, a.g.e., C. I., s. 7 vd. 168

Ayrıntılı bilgi için bkz.: Hatice Tören, a.g.e. 169

50

Kütüphanesi 13392 numarada, Millet Kütüphanesi Ali Emiri Efendi Şer’iyye Bölümü 821/2 numarada, Süleymaniye Kütüphanesi Hafid Efendi Bölümü nr. 479/10 numarada ve İstanbul Atatürk Kitaplığı Muallim Cevdet yazmaları nr. 110’da kayıtlı nüshaları bulunmaktadır. Daha burada yer verdiğimiz nüshalardan başka muhtelif kütüphanelerde yazmaları bulunmaktadır.170

3.1.1.1.6.2. Fatiha Sûresi Tercümesi ve Nüshaları

Kur’an- Kerim’in ilk sûresinin Türkçe tefsiridir. Fatiha tefsiri,

İnançoğullarından Murad Arslan Bey adına yazılmıştır. Eserde ithaf edildiği beyin ismi tam olarak “ Çelebi Murad Arslan b. İnanç Beg” olarak geçmektedir.171Eserin oldukça sade ve akıcı bir Türkçe ile yazılmıştır. Anlatımı kolaylaştırmak için kısa hikâye ve nükteli sözler eklenmiştir. Fatiha sûresi tefsiri yapılırken Kur’an’ın diğer ayetlerinden ve hadislerden yararlanılmıştır.

3.1.1.1.6.3. İhlâs Sûresi Tercümesi ve Nüshaları

İhlâs sûresi Ku’an-ı Kerim’in 112. sûresidir. Muslihuddin Mustafa bin Muhammed bu eserini Murad Arslan Beg’e ithaf etmiştir. Eserin bir nüshası Ankara İl Halk Kütüphanesi Eski Eserler Bölümü (Cebeci) 145 numaradadır.172Bu nüsha yenilerde Milli Kütüphane’ye aynı numara ile sevkedilmiştir. Bir diğer nüsha ise üzerinde Süleymaniye Kütüphanesi, Hacı Mahmud Efendi Bölümü, nr. 427’de bulunan nüshadır. Ayrıca Yusuf Akçay’ın yüksek lisan çalışması yaptığı İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi TY 473 numarada bulunan bir nüsha daha

170

Sözünü ettiğimiz nüshalar ve daha farklı nüshalar hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.: Hatice Tören, a.g.e., C. I., s. 7-8 vd.

171

Bu nüsha hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. M. Esad Coşan, a.g.m., s. 103.; Ali Öztürk, a.g.m., s. 7 vd.

Ayrıca Fatiha Sûresi Tefsiri’nin nüshaları hakkında ayrıntılı bilgi için bkz.: Ziya Demir, İstanbul

Kütüphanelerinde Mevcut Matbu ve Yazma Fatiha Tefsirleri, Marmara Üniversitesi, SBE.

(Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul 1987. 172

51

mevcuttur.173 Bunlardan başka Millet Kütüphanesi, Ali Emiri Şer’iyye Bölümü nr. 44’te de bir nüshası vardır.174

Eserin, Ankara nüshasında müellifin adı yer almamaktadır. Ancak Süleymaniye nüshasında eserin ismi belirtilmektedir. Bu bölüm aşağıdaki gibidir.

“ Bunu cemè eyleyen èÀãiler beõteri, yazuúlular kemteri, RaòmÀn Tañrıdan raòmet umıcı Musùafa ibn-i175Muóammed’dür.”176

Mustafa bin Muhammed, İhlâs Sûresi tefsirini, Hamidoğullarından İnanç Bey’in oğlu Murad Arslan Bey’in isteği üzerine kaleme almıştır. Bunu Süleymaniye nüshasının ilk sayfasından anlamaktayız. Ancak İstanbul Üniversitesi, Nadir Eserler Kütüphanesi TY 473 numarada kayıtlı nüshanın sonlarına doğru Hızır Bey’in de ismi geçmektedir. Bu aynı zamanda Hızır Beg b. İshak Beg’e de ithaf edildiğini göstermektedir. Eserin istinsah tarihi Millet Kütüphanesi’nde yer alan nüshanın 85b sayfasında h. 884 olarak belirtilmektedir.

3.1.1.1.6.4. Yâsîn Sûresi Tercümesi ve Nüshaları

Mustafa bin Muhammed tafından yazılan bir diğer eser de Yasin Sûresi Tefsiri’dir. Müellif eserini ilk olarak Hızır bin Gölbeği’ne sunmuştur. Daha sonra Murad Arslan Bey’e de takdim edilmiştir. Mehmet Kara tarafından yüksek lisans çalışması olarak hazırlanan nüshanın tamamı 78 varaktır. Müstensih adı ve istinsah tarihi bu nüshada belirtilmemiştir.177