• Sonuç bulunamadı

GENEL HATLARIYLA MÜBADELE

1.2 MÜBADELENİN İKTİSADİ KÜLTÜREL ANLAMDA DEĞERLENDİRMESİ

1.2 MÜBADELENİN İKTİSADİ KÜLTÜREL ANLAMDA DEĞERLENDİRMESİ

Kaplanoğlu, nüfus değişimi yapıldığı sürecin evveli ve sonrası için şu açıklamayı yapmaktadır; Mübadeleye maruz klan her iki devlet kesiminin de göç ve mülteci statüsünde olan kitlelerin hem uyum hem yerleşme sürecinde çok fazla sorun ile karşılaşacağını belirtmektedir38.Hacır İktisadi yapı tarihi için önemli bir betimleme yaparak özellikle İstanbul, İzmir ve Ankara gibi şehirlerde iktisadi yapı ve ticaret hayatı içinde çok fazla aktif olan Rumların me mübadele ile yer değiştirmesiyle ticaretle uğraşan ve faal olan bu kesim için yeni burjuvazi kesime ihtiyaç duyulacağını dile getirmiştir.39

Yeni Türkiye Cumhuriyeti ‘nine gelişip muasır medeniyetler seviyesine çıkmasının önündeki en büyük engel ekonomik durum ve savaşın izlerinin bırakmış olduğu yıkımdı. Akabinde göçmen kitlenin yaratmış olduğu iktisadi değişimler ve üretim modellerine katkıları ile kendileriyle getirdikleri daha önceden denenmemiş teknik bilgileri ve donanımı da getirmeleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Literatüre katkı sağlanması bazında mübadelenin iktisadi ve kültürel olarak, ortak iktisadi geçmişimiz yorumlama ve anlamında önem teşkil etmektedir. Yalnız mübadillerin Anadolu coğrafyası kültür yapısına adaptasyonu, ekonomik sorunlar ile kıyaslandığında ülkeyi zora sokan daha önemli ve uzun bir zaman dilimini kapsayan bir konu olduğu üzerinde durulması gereken asıl bir gerçekliktir. Cumhuriyet Tarihini anlamak için Mübadelenin etnik

38 Raif Kaplanoğlu”Bursa’da Mübadele” Avrasya Etnografya Vakfı Yayınları, İstanbul ,1996, s.56

39Gürkan Hacır “Efe Başvekil-Şükrü Saracoğlu’nun Romanı” Remzi Kitapevi, İstanbul,2006,s.21.

29

ve kültürel bir mesele olduğu hususunda yorum ve değerlendirme yapmak tezin önemi açısından faydalı olacaktır.

1.2.1 Mübadelenin Ekonomik Bağlamda Değerlendirilmesi

Mübadeleden hemen önce ve sonra Türk Cumhuriyetinin ve dolayısıyla Yunanistan’ın da göç ve göçmenler sebebiyle çok büyük problemlerle karşı karşıya kaldığını belirten Kaplanoğlu konunun önemini bizlere aktarmaktadır40. Bu paralelde mübadele ile Türkiye Cumhuriyeti’nin çeşitli problemlerle karşılaşmıştır; siyasi ekonomi ve kültür bunların başını çekmektedir. Devlet çeşitli sıkıntılarla mücadele ederken aynı zamanda gelen nüfusu iskân etmeyi ve hemen müstahsil41 konuma getirmeye çalışırken, gidecek olan nüfusun yerine oluşan ekonomik boşluk ve viran ve harap olmuş toprakların yeniden yapılanması ve uğraşılması mübadele gerçeğinin Türkiye Cumhuriyeti’nin demografik yapısını değiştirmiş fakat iktisadi gecikmeyi hızlandırmıştır.

1.2.2 Mübadelenin Kültürel Bağlamda Değerlendirilmesi

Nüfus Mübadelesi geçmiş ve gelecek özelinde değerlendirildiğinde, konuya dahil olan göçmenler araştırılıp literatür tarandığında mübadillerin mübadele öncesi yaşadıkları bölgeye, yerleşim yerine, insan ilişkilerine, etkileşimlerine, sosyal ve ekonomik anlamda gelenek ve göreneklerine ilişkin değerlendirilmelerin yapılması neden gereklidir sorusunun cevabı 20 yüzyıl Anadolu ve Yunanistan ülkelerinin araştırmamıza yardımcı olması itibariyle önem arz etmektedir. Kişinin coğrafyası, yaşadığı coğrafya dahil olduğu yer mekan , Rum halkı ve mübadeleyi yaşamış diğer ırklar ve yerel halk ile etkileşim ve uyum , beraber kullandıkları toplu yerler ve sosyal alanlar, akrabalık etkileşimi , dini ibadet ve kültürleri , folklorik ve sosyal yapısı müzik kültür olgular ile dönemin durum ve olaylarından bizzat yakınları ve ailelerinin etkilenme derecelerine değinip yorumlamak, tarihimizin ve kültürümüzün kavranmasına yardımcı olacak bizi sorgulayıp mübadele meselesini anlaşılmaya sevk edecektir.

30

Mübadeleye karar verildikten sonra bu haberin toplum tarafından paylaşılması, mübadelenin maruz kalan kitlelerin nasıl davranışlar sergileyeceği, hazırlıkları ve göçün hangi koşullarda yapıldığı araştırılıp göç süreci irdelenmelidir. Yaşanan toplumsal travmanın gelecek kuşakları etkilediği gerçeği günümüzde de hala etkilerini devam ettirmektedir.

Çalışmamızın uyum ve adaptasyon sorunlarına ilişkin değerlendirilmesi, günümüz Türk toplumunun yeniden harmanlanarak olumlu ve olumsuz bir algı çerçevesinde yorumlanması sağlanmıştır. Coğrafyamıza gelme serüvenleri, ikamet edilme süreçleri, beslenme barınma durumlarının nasıl sağlandığı, iskân mıntıkalarına yerleştirilme süreçleri bu mıntıkaların durumları ülke içerisinde iç göçler, verilen toprak, halk ile etkileşim ve ilk görüşmeler nasıl karşılandıkları; Uyum sorunları, mübadele neticesinde karşılaşılan sorunlar, kültürleşme süreçleri, Anadolu’ya beraberlerinde getirdikleri gelenek görenek, dinsel problemler yemek, giysi, müzik, dans, görgü kuralları, evlenme; kendilerini farklı hissetme düzeyleri aşağılanma ve dışlanma komplike durumlar; kültürel sosyal ve ekonomik durumlar beraberinde iç içe geçmiş bir entegre kültürün oluşmasına neden olmuştur. Göç ettikleri ya da Ettirildikleri topraklarda uyum problemi yaşayan Mübadillerin eski memlekete dair özlemleri gözlemlenmiştir. Mübadillerin anıları vatanlarına duyulan özlem; göç sırasında yanlarında bulundurdukları taşınabilir eşyaları ve geride bıraktıkları taşınmaz eşyalara ilişkin duygu ve düşünceleri; ilk gelenlerin uyum sağlamayıp dönme istekleri, sonrasındaki kuşakların ana vatan dede ata etkileri kaynak kişilerin anlatıları doğrultusunda aktarılmalıdır.

Türkiye Cumhuriyet yapısının modern devlet döneminde; Mübadelenin politik iktisadi ve kültürel geçmişi yapılanması sonraki kuşaklarında faydalanabilmesi adına detaylı bir şekilde analiz edilmeli, güncel üzerinde bırakmış olduğu etkileri araştırılarak yeniden yorumlanmalıdır.

1.2.3 Mübadelenin Tarihsel Koşullarda Değerlendirilmesi

Nüfus Mübadelesi kendinden önce gerçekleşmiş göçlerden çeşitli nedenlerden dolayı farklıdır. Balkan coğrafyasının etnik köken bakımından karmaşık bir coğrafya olması günümüzde de hala geçerliliğini korumaktadır. Milliyetçilik akımıyla beraber Osmanlı İmparatorluğu’nun topraklarını kaybettiği dönemde söz konusu olan göçlere Balkanlarda ulusal devletlerin

31

yapılanmasının etkisi büyüktür. “Mübadele ”de ise asıl olan ve üzerinde tartışılması gereken dikkat çekici nokta yıkılan etnik yapısı karışık olan bir imparatorluktan ayrılan farklı iki devletin , ulus-devlet şekillenmesi yolundaki çabalarında “nüfus değişimini karşılıklı siyasî iradeleriyle gerçekleştirmiş olmaları ve bunun için çeşitli hazırlıkların yapılması olmuştur .Fakat değinmekte faydalı olduğunu düşündüğümüz ve yukarıda da değindiğimiz bir bilgi de şudur ilk olarak girişilen ve üzerinde çalışılan “Nüfus Değişimi ” Balkan uluslarının ayaklanması ile meydana gelen Balkan Savaşları neticesinde Bulgaristan Devleti ile küçük çerçevede yapılmıştır. Akabinde çok uluslu Osmanlı İmparatorluğu ve Balkanlarda aktif olan Yunanlılar arasında da benzer bir girişim konuşulmasına rağmen Cihan Savaşı’nın başlaması ile hayata geçirilememiştir. Dönemin koşulları buna pek müsait bir ortam sunmuyordu. Bununla birlikte Ege Denizi’nin karşılıklı iki yakasında savaş ve işgaller döneminde ortaya çıkan etnik ve demografik çarpıklık yalnızca Lozan görüşmeleri yapılırken çözülmeye çalışılmıştır. Bu neticede Dış politikada gündemde olan yol haritası ve diplomasi çerçevesi aşağıda sıralayacağımız şekilde seyretmiştir. Türk Yunan göçmen sorunsalı ile Norveçli Dr. Fridtjof Nansen, Milletler Cemiyeti 42tarafından görevlendirildi. Uzun çalışmalar ve zorlu kararlardan sonra tarih 17 Ocak 1923’ü gösterdiğinde Mübadele için görevlendirilmiş Alt Komisyonu çalışmaları Lozan konferansı başlarken devam ediyordu. Peşinden 30 Ocak 1923 ‘te Lozan’da “Türk ve Rum Ahali Nüfus Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol” imzalandı43. 7 Ekim 1923’te Muhtelit Mübadele Komisyonu planlanan mevcut çalışmalarına başladı. 1 Aralık 1926’da Atina’da “établi” Sorunu ve Mübadele Antlaşması imzalandı44. 1927’nin mart ayında onaylanarak taraflar arasında anlaşmaya sunuldu antlaşma Haziran 1930’da Ankara’da imzalanan nihai Mübadele Antlaşması, 1 Temmuz 1930’da yürürlüğe girdi. 9 Aralık 1933 yılında, Muhtelit Mübadele Komisyonu’nun Kaldırılmasına Dair Antlaşma imzalandı. 19 Ekim 1934 Muhtelit Mübadele Komisyonu çalışmaları sona erdi. Bu çalışmada mübadele uygulamasının siyasi niteliklerinden çok anlaşma çerçevesinde ilk etapta uyum ve adaptasyon süreçleri ile alakalı noktalara vurgu yapılmıştır. Nihayetinde ülkede gerçekleşen iskân işlemlerine uygun düşünce ve tespitler söz konusudur. Gerçekleştirilen iskân uygulamasında mübadillerin düzgün mıntıkalara yerleşip yerleşmediği tartışılırken yaşadıkları sürecin ve yetkili 42 https://tr.wikipedia.org/wiki/Milletler_Cemiyeti#Kaynak%C3%A7a Erişim Tarihi 25.02.2020 43 Meray .a.g.e, s.291.

44 https://www.sosyalnet.com/2016/04/04/nufus-mubadelesi-etabli-sorunu-1923-1930/ Erişim Tarihi:27.02.2020

32

organların ne denli zorlandığı çalışmamızı tartışma konularını kuvvetlendirecektir. Keza iskân politikası uygulamalarına bakıldığında nizami ve yapılabilir çerçevede iskân yerleştirmelerinin hesaplandığı hâkim olmaktadır.

1.2.4 1923 Lozan Barış Konferansı ve Ulus Devlete Geçme Süreci

Mübadele tüm yaşanmışlıklarıyla zaman içinde etkilerini derinden hissettiren sancılı bir süreç olarak tarihe geçse de Fransız İhtilalinin etkisiyle milletlerin maruz kaldığı kimlik bunalımı ve ulusçuluk kavramının da etkisiyle farklı olumlu durumların yaşanmasına da sebep olmuştur. Bağımsızlık Savaşları sonrasında verilen mücadeleler 20. Yüzyılda artık meyvelerinin toplanmaya başladığı bir döneme denk gelmektedir. Büyük ve çok etnikli İmparatorlukların tahtları eskiye göre sönük kalmış zamanla onların yerine “ulus” tanımlama gayesinde olan yapılanmalar çıkmıştır. Dolayısıyla bu doğrultuda hareket eden ötekileştirme süreci temel bazı kimlik inşa öğeleri ile değerlendirilmektedir 45.Türkiye Cumhuriyeti, ulus devletin temeline Türklük ve Müslümanlık unsurlarını yerleştirmiştir. Lozan’da 30 Ocak 1923 tarihinde ilgili iki devletin yetkilendirmiş olduğu kişilerce imzalanan ‘Türk- Yunan Nüfus Mübadelesi’ süreç için önemli bir adım olmuştur. Bu sözleşme Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti yetkilileri ile Yunan Hükümeti yetkilileri resmi makamlarca aşağıdaki maddeler üzerinde anlaşmaya varmışlardır46.

Lozan barış görüşmeleri her anlamda konularımızı anlamlandırmak için önemli sayılmıştır. Konferans sonrası görüşmelerin resmi makamlarca sistematik hukuki bir çerçeveye oturtulması işlevsel olarak fazlasıyla önemli bir mevzuydu. Problemlerin yasal çerçeveye oturtulsa dahi son derece önem arz etmesi görüşmeleri oldukça uzun gerçekleşmesine sebep olmuştur. Emsali olmayan bir konu olduğu için yasal zemini sağlam oturtulup bu aşamada ciddi adımlar atılmalıydı. Milletler Cemiyeti görevlilerinden Norveçli Dr. Fridtjof Nansen nüfus popülasyonu üzerine görevlendirildi. Nansen mübadeleye konu olacak iki hükümet için de ilgili kişilerle görüştü; neticelendirilmesi gereken konu ile ilgili tartışma yaparak bir yol haritası çizdi. Nansen, nüfus değişiminin isteğe bağlı olmasını ve İstanbul Rumlarının bu kapsama dâhil edilmemesi önerecek;

45 Berber,a.g.e,s.44

46

https://tr.wikisource.org/wiki/1923_T%C3%BCrkiye-Yunanistan_N%C3%BCfus_M%C3%BCbadelesi_Anla%C5%9Fmas%C4%B1 Erişim Tarihi :28.02.2020

33

akabinde önerdiği bu durum, Türk Hükümeti yetkilerince, Batı Trakya’da dini inanışları Müslüman olan kesimin az sayıda olmayıp çok fazla bir nüfus popülasyonunu temsil etme sebebiyle reddedilecekti. Mübadele Sözleşmesini imzalayacak diğer taraf olan Yunanistan ise, bu ülkeye yığılan göçmen nüfusun iskânı için, 350.000 Türkün derhal Anadolu’ya yerleştirilmesini talep ediyordu. Nansen, iki ülke yetkililerinin de beklenti ve önerilerini göz önünde bulundurarak savaş ertesi koşulları da dikkate alıp halihazırdaki raporunu ve analizlerini tekrar gündeme getirerek farklı bir boyut kazanmasına sebep oldu; rapor, 1 Aralık 1922’de, Lozan’daki söz konusu ülke temsilcilerine sunularak değerlendirilmesi istendi. Konu önem arz eden rapor, nüfus mübadelesinin şartlar dahilinde en makul çözüm olacağı dile getirilmiştir. Yakındoğu’da ekonomik durumun olduğundan daha kötü olduğuna dikkat çekilmişti. Daha şimdiden nüfus çok yoğun olarak yer değiştirilmişti. Bir milyondan fazla insan yurtlarından ayrılıp başka ülkelere kaçmıştı. Nansen, bir an önce soruna çözüm ve çareler bulunmasını önererek koşulların iyi gitmediğini vurgulamıştı.

İKİNCİ BÖLÜM