• Sonuç bulunamadı

Mûsul Halkının Birinci İsyanı (133/751)

C. İlk Abbasiler Döneminde Cezire'nin Sosyo-Ekonomik Durumu

3.3. Mûsul’daki İsyanlar

3.3.1. Mûsul Halkının Birinci İsyanı (133/751)

Arap tarihçilerinin eserlerinde, Mûsul halkının isyanlarını detaylı olarak anlatan rivayetler yer almamaktadır. Bu isyanlarla ilgili bilgilere sadece el- Ezdî’nin eserinde rastlamaktayız. Ezdî, ayrıntılı bir şekilde Mûsul halkının isyanlarını, sebeplerini, hadiselerini ve neticelerini anlatmıştır.

Bu dönemde Musulluların ilk isyanı Abbasilerin gönderdiği valiyi kabul etmemeleri üzerine başlamıştı. Şöyle ki: Halife Ebu’l-Abbâs es-Seffâh, Muhammed Benî Hasʽam’ın300 azatlısı olan Muhammed b. Savl’u Mûsul’a vali olarak atamıştı. Fakat Mûsullular, Muhammed b. Savl’ın valiliğine itiraz ettiler ve “Yöneticimizin, Hasʽam’ın bir azatlısı olmasına rıza göstermeyiz” dediler.301

Mûsullular, halife Ebu’l-Abbâs es-Seffâh’a haber göndererek, Muhammed b. Savl’ın valiliğini kabul etmeyeceklerini bildirdiler ve onun yerine Muhelleb ailesinden olan Ermeniye valisinin atanmasını istediler. Halife, Mûsul halkının bu tavrından rahatsız oldu ve Muhammed b. Savl’dan Mûsul’da kalmasını istedi. Muhelleb’e de haber göndererek Mûsul’dan

298 el-Meşhedânî, el-Cezîretu’l-Furâtiyye, s. 714. 299 Hamûdî, el-Cezîretu’l-Furâtiyye, s. 125. 300

Hasʽam, Kahtânîlerin Enmâr kolundandırlar. Oturdukları yerler Yemen ve Hicâz’dır. Bkz: el- Kalkaşendî, Nihâyetu’l-Ereb, s. 227. Benî Hasʽam’ın Ezd’in kardeşi Sebe’nin Enmâr kolundan olduğu da söylenmiştir. Bkz: İbn Hazm, Ebû Muhammed Ali b. Ahmed b. Saʽîd el-Endülüsî,

Cemheretu Ensâbi’l-ʽArab, Thk. Lecnetün mine’l-ʽUlemâ, Dâru’l-Kutubi’l-ʽİlmiyye, Beyrut,

1983, s. 365.

301

çıkmasını emretti. Ebu’l-Abbâs, ona tuzak kurarak hayatını sonlandırdı. Denizde boğarak onu öldürdü. Yanında bulunan bir miktar askeri Mûsul’da bırakmıştı. Ebu’l-Abbâs onların üzerine de komutanlarından birini gönderdi.302

Daha sonra halife Ebu’l-Abbâs, Mûsul halkının isteğini kabul ederek, Muhammed b. Savl’ın yerine kardeşi Yahyâ b. Muhammed’i vali tayin etti. Yahyâ on iki bin askerle gelerek valilik konağına yerleşti. Bu arada Muhammed b. Savl da Mankûşe sarayına geçti.303

Vali Yahyâ b. Muhammed Mûsul’a geldi ve bir süre sonra şehrin erkeklerini sarayına çağırdı ve çağrıya uyup gelenlerden on iki bin adamı öldürdü. Bu olaydan ötürü Mûsul halkı korkuya kapıldı ve silahlanarak Abbasi valisi ve askerlerine isyan etti. Bu arada valinin münadisi “mescide girenin emniyette olacağını” duyurdu. Bunun üzerine erkeklerin yanısıra, kadın ve çocuklar koşup mescide girdiler. Sonra mescidin kapıları kapatıldı. Etrafı süvari askerler tarafından kuşatıldı. Muhammed b. Savl ve askerleri mescidde kimlerin olduklarını ve meselenin ne olduğunu bilmeden peş peşe adamları öldürmeye başladılar. Öldürdükleri hür insanların sayısı on iki bine kadar ulaştı. Kölelerin sayısı ise sayılamayacak kadar çoktu. Geceleyin vali Yahyâ, kadınların feryatlarını ve ağlamalarını işitti. Bu feryatların sebebini sorduğunda, bu kadınların erkeklerinin öldürülmelerinden dolayı ağladıklarını öğrendi. Bunun üzerine kadınlar da dahil herkesin öldürülmesini emretti.304

Mûsulluların öldürülmesi üç gün devam etti. Dördüncü günde Yahyâ b. Muhammed atına binerek, geri kalan Mûsulluları öldürmek için harekete geçti. Hâris b. Cârud’un evinden bir kadın onun yolunu kesti. Askerleri onu öldürmeye kalkıştılar. Ancak o mani olmaya çalıştı. Bunun üzerine kadın ona şöyle dedi: “Sen Benî Hâşim’den değil misin? Sen Resulullah’ın amcasının

302

el-ʽAmrî, Yâsîn b. Hayrullah el-Hatîb, Munyetu’l-Udebâ fî Târîhi’l-Mûsuli’l-Hudebâ, Thk. Saʽîd ed-Deyûcî, Dâru’l-ʽArabiyye li’l-Mevsûʽât, byy., 2013, s. 210.

303

el-Ezdî, Târîhu’l-Mavsil, s. 147.

304

oğlu değil misin? Zencilerin305 Müslüman Arap kadınlarını nikahlamaları sana dokunmuyor mu?”306

Ertesi günün sabahında Yahyâ, karargâhında bulunan zenci askerlerini topladı. Sayıları dört bin kadardı. Onlar, kendilerine mal ve bağış verileceğini zannettiler. Hepsi bir araya toplandıktan sonra Yahyâ onların öldürülmesini emretti. Böylece Mûsul’da kan dökülmesi durdu.307

Musulluların kanlarının dökülmesinin sebebi, onların Emevîlere meyletmesi değildi. Emevî devletinin hüküm sürdüğü yıllarda, özellikle de son yıllarında, Mûsul’da cereyan eden hadiselere bakıldığında, kan dökmeyi gerektirecek bir sebebin olmadığı görülecektir. Çünkü Mûsul halkı, Emevilerin son halifesi Mervân b. Muhammed’e karşı Haricîlerin yanında savaşmışlardır. Mervan, Zâb’daki savaşta Abbasi ordusuna yenildiğinde, korunmak için Mûsul’a doğru gelmiş, ancak Mûsul halkı onu kabul etmemişti.308

Abbâsî devletinin ilk yıllarında bazı Mûsulluların kendilerine yardım ettiklerini görmekteyiz. Ancak halife Ebu’l-Abbâs es-Seffah, Mûsul halkının tayin ettiği valiyi kabul etmemesinden, yani kendisinin kararına itiraz etmelerinden rahatsız oldu. Bu da onun gözünde onların değerinin düşmesine sebep oldu.309

Musulluların bu şekilde toplu bir katliama maruz kalması şehrin geleceği üzerinde kalıcı izler bıraktı. Çünkü otuz binden fazla kişi öldürülmüş, şehir tahrip edilmişti. Mûsul’un ileri gelenleri ve Şurayh b. Şurayh b. Ömer b. Seleme el-Havlânî, Sâik b. Şecâc, ʽArâhim b. Muhtâr el-Ezdiyânî, Ali b.

305

“Sınır boylarında oturan, derileri siyah, saçları kıvırcık, dudakları kalın, burunları basık Sudanlı bir topluluktur” Bkz: el-Fîrûzâbâdî, Muhammed b. Yaʽkûb, el-Kâmûsu’l-Muhît, el-Muessesetu’l- ʽArabiyye, Beyrut, Trz., s. 159.

306

el-Ezdî, Târîhu’l-Mavsil, s. 149; İbnu’l-Verdî, Zeynuddîn Ömer b. Muzaffer, Tetimmetu’l-

Muhtasar fî Ahbâri’l-Beşer, el-Matbaʽatu’l-Haydariyye, II, Baskı, Necef, 1969, I, 2.

307

el-Ezdî, Târîhu’l-Mavsil, s. 149; İbnu’l-Esîr, el-Kâmil, V, 444; İbn Haldûn, Târîhu İbn Haldûn, III, 177; İbnu’l-Verdî, Tetimmetu’l-Muhtasar fî Ahbâri’l-Beşer, s. 290.

308

el-Ezdî, Târîhu’l-Mavsil, s. 151, et-Taberî, Târîhu’r-Rusul ve’l-Mulûk, VII, 439.

309

Nuʽaym el-Humeydî, Zübeyr b. İyâs ed-Dehlî ve Hâkân b. Yezîd er-Rahebî gibi muhaddis ve fakihler öldürülmüştü.310

İbn Hazm’ın rivayetine göre Mûsul halkından sadece dört yüz kişi kurtuldu. Vali Yahyâ şehrin sakinlerinin büyük bir ekseriyetini öldürmesinin yanısıra hayvanların büyük bir çoğunluğunu, özellikle köpek ve horozları da öldürtmüştü.311 İşte bu yıkımdan dolayı şehir tamamen boşalmıştı. Çarşılar kapanmış, iktisadî ve kültürel hayat durmuştu. Ezdî, Mûsul çarşısının ancak üç sene sonra imar edilebildiğini söylemektedir.312

Bu feci akıbetin ardından Abbâsî devleti Musul’da istikrarı sağlamak ve şehirdeki iktisadî hayatı canlandırmak için bazı girişimlerde bulundu. Bu girişimlerin bazılarını şöyle sıralamak mümkündür: Öldürülenlerin diyetini ödemek –ki bu aynı zamanda Yahyâ’nın haksız yere kıyım yaptığını göstermektedir- İsmâîl b. Ali’nin Mûsul’a vali olarak atanması –o da şehrin durumunu düzeltmek için çalıştı-, halife Ebû Caʽfer el-Mansûr’un Cezîre’yi ve bu arada Mûsul’u ziyaret etmesi ve durumunu incelemesi de bunun bir göstergesidir.313