C. İlk Abbasiler Döneminde Cezire'nin Sosyo-Ekonomik Durumu
3.1. Ukayli Kabilesinin İsyanları
3.1.1. İshâk b Müslim el-ʽUkaylî’nin İsyanı (133/750)
Bu hareket, Ebu’l-Verd el-Kilâbî’nin isyanına bir reaksiyon olarak Cezîre’de ortaya çıkmıştır. Çünkü Ebu’l-Verd, baskıcı ve çoğu kimseyi hayal kırıklığına uğratan yeni Abbâsî iktidarına karşı başkalarının da ayaklanması için cesaretlendirici bir faktör olmuştur. Bu yeni isyancıların başında Emevîlerin son halifesi Mervân b. Muhammed’in Ermeniye valisi (amil) İshâk b. Müslim el-ʽUkaylî bulunmaktaydı. Cezîre halkı Abbâsîlere biatlarını
242
et-Taberî, Târîhu’r-Rusul ve’l-Mulûk, VIII, 425.
243
İbnu’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Târîh, VI, 258.
244
el-Meşhedânî, el-Cezîretu’l-Furâtiyye, s. 709.
245
İbnu’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Târîh, VI, 113.
246
bozarak, Emevî ailesine itaate döndüklerini ilan ettikten ve Emevilerin sembolü olan beyaz bayrakları kaldırdıktan sonra İshâk Ermeniye’den Cezîre’ye geldi ve isyanın liderliğini ele aldı. Bundan sonra isyancılar Cezîre’nin bütün şehirlerine yayıldılar. Önce Harrân’da Mûsâ b. Kaʽb’ı247 ikametgâhında muhasara ettiler. Böylece onu ve askerlerini hareket etmekten alıkoydular. Kuşatma iki ay kadar sürdü. Cezîre’nin bütün şehirlerinden yüz bin kadar kişi İshâk’ın emirliğinde toplandı.248
Abbasilerin ilk halifesi Ebu’l-Abbâs es-Seffah, halifeliği teslim aldıktan bir sene sonra bu kadar çok sayıda Arabın kendisine karşı toplanmasından korktu. O, Cezîre halkının isyanını öğrendiğinde, bu Arap dalgasına karşı durması için kardeşi Ebû Caʽfer el-Mansûr’u göndermeyi kararlaştırdı.249
Ebû Caʽfer büyük bir orduyla Cezîre’ye doğru harekete geçti. Karkisyâ’ya vardığında, oranın halkının Emevîlere ait beyaz bayraklar taşıdıklarını gördü. Bunun üzerine Rakka’ya yöneldi fakat halkının karşı koymasından dolayı oraya giremedi. Rakka’nın âmili İshâk’ın kardeşi Bekkâr b. Müslim el-ʽUkaylî idi. Bunun üzerine Mansûr, İshâk’ın kuşatmasını kırmak için yönünü Harrân’a doğru çevirdi. Mûsâ da üç bin asker ile çıkıp Mansûr’a katıldı.250
Bekkâr, yanındaki Cezîre Araplarıyla beraber kardeşi İshâk’a yöneldi. İshâk Ruhâ’ya varınca, Dârâ ve Mardin’deki Rebîʽa kabilesine haber göndererek yardım talep etti. Bunun üzerine pek çok kişi gelip onlara katıldı. Hepsi Ebû Caʽfer Mansur’a karşı durdular. Aynı şekilde İshâk yanındakilerle beraber Sumeysât’a doğru yöneldi ve durumlarını sağlamlaştırmak için orada yedi ay kadar kaldılar.251
247
İbnu’l-Kelbî, Cemheretu’n-Neseb, I, 360.
248
el-Yaʽkûbî, et-Târîh, II, 354; ʽAtvân Huseyn, ed-Daʽvetu’l-Abbâsiyye, Mektebetu’l-Muhtesib, Riyâd, 2005, s. 476.
249
ʽAtvân Huseyn, a.g.e., s. 476.
250
et-Taberî, Târîhu’r-Rusul ve’l-Mulûk, VII, 447; İbnu’l-Esîr, el-Kâmil, V, 43.
251
Ebû Caʽfer’le İshâk önderliğindeki Arap kabileleri arasında birçok savaş meydana geldi. Bu savaşlarda Ebû Caʽfer galibiyet kazanamayınca Ruhâ’ya yöneldi ve Bekkâr’la savaştı. Fakat buna karşı da zafer kazanamadı. Bekkâr uzun bir süre direnebildi.252
Halife Ebu’l-Abbâs, durumu öğrenir öğrenmez Cezîre halkıyla yapılacak savaşta Ebû Caʽfer Mansur’a yardımcı olması için amcası Abdullah b. Ali’yi gönderme kararı aldı. Bunun üzerine Abdullah ve beraberindeki altmış bin asker Cezîre’ye yöneldi. Ebû Caʽfer de İshak’ı muhasara operasyonuna katıldı. Kuşatmaya İshâk daha fazla dayanamadı ve Ebû Caʽfer’e haber göndererek eman diledi. Ebû Caʽfer, kardeşi halife Seffâh ile istişare etti. Ona ve beraberindeki ahaliye eman vermeyi uygun gördü. Bu emanın yazılmasıyla Cezîre’de durum düzeldi ve bölge tekrar Abbâsî hilafetinin hakimiyeti altına girdi.253 İshak’ın isyanının sona ermesinden sonra, Seffâh ve kardeşi Mansur ile İshak arasında güçlü güven bağları tesis edildi.254
Ebû Caʽfer, Cezîre halkının isyanını bastırınca Ebu’l-Abbâs, onu Cezîre, Ermeniye ve Azerbeycân’a vali olarak atadı. Cezîre halkının ayaklanması Ebu’l-Abbâs için son derece tehlikeliydi. Çünkü bu, Abbâsî yönetimine karşı yapılan basit bir isyan değildi. Sebepsiz yere Arapların kanını döken ve onları öldüren Farsların hegemonyasına karşı başlatılmış bir Arap isyanıydı.255
Cezîre’nin Harrân, Rehâ, Karkîsyâ, Rakka, Nusaybin, Mardin ve Dârâ şehirlerinde, Abbâsîlere ve aynı şekilde Acemlere tepkili Arap kuvvetleri ortaya çıkmıştır. Onlar isyanlarını şu sözlerle dile getiriyorlardı: “Bizler ehl-i beyt’e yardım etmeyiz ve Benî Abbâs’a biat etmeyiz. Çünkü onlar dinsizlerin eliyle Arapların kanını dökmüşlerdir.”256
252
et-Taberî, Târîhu’r-Rusul ve’l-Mulûk, VII, 446.
253
el-Yaʽkûbî, et-Târîh, II, 354; et-Taberî, Târîhu’r-Rusul ve’l-Mulûk, VII, 447; İbnu’l-Esîr, el-
Kâmil, V, 430.
254
İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, X, 53; İbn Haldûn, Târîhu İbn Haldûn, III, 75.
255
İbnu’l-Esîr, el-Kâmil, V, 430.
256
İshâk b. Müslim, bu isyanın liderliğini üstlendiğinde, “Boynumda bir biat vardır, onun sahibinin öldüğünü veya öldürüldüğünü öğreninceye kadar onu bırakmam” sözünü tekrar edip duruyordu.257
İshâk’a uygulanan kuşatmadan sonra, Ebu Caʽfer, Mervân b. Muhammed’in öldürüldüğü haberini ona ulaştırdı. İshâk kesin bir şekilde öğrenmeden bunu kabul etmedi. Mervân’ın öldürüldüğünü teyit ettikten sonra barış istedi ve onunla barış yapıldı.258
İshâk’ın sözlerinden şunu anlamaktayız: O, Abbâsîlere biat etmeyi reddetmemiştir. Herhangi bir makam ve mal da istememiştir. Onu isyana sevkeden şey, Mervân b. Muhammed’e yapmış olduğu biattır. O bu biatı bozmak istememiş, aksine Mervân’a yapmış olduğu biatı korumak ve ona bağlı kalmak istemiştir. Genel olarak Arap Emevî soyundan olanların kanlarının dökülmesi ve özellikle de Fars askerlerinin Mesleme b. Abdilmelik’in çocuklarına yapmış oldukları kötü muamele, bu bölgeleri Abbâsîlere karşı harekete geçirmiştir.