• Sonuç bulunamadı

4. HAVA ARACI İPOTEĞİNİN KURULUŞU

4.3 Hava Aracı İpoteğinin Geçerlilik Şartları

Hava aracı ipoteğinin geçerlilik şartları açısından iki hususun ve unsurun önemle incelenmesi gerekmektedir. Bunlardan ilki ipoteğin şekli unsurları ve zorunlulukları şartı ikincisi ise ehliyet şartıdır.

TSHK’nın ilgili maddeleri gereğince hava aracı ipoteğinin yazılı şekilde yapılması ve sözleşmeye imza atan alacaklı ve borçlunun imzalarının noterce onaylanması gerekmektedir. Bu sıkı şekil şartı, aynı zamanda sözleşmenin içeriğini de etkilemektedir.

Bu çerçevede hava aracı ipoteğinin esaslı noktalarında bir değişiklik hali söz konusu olursa bu değişikliklerin yazılı şekilde yapılması ve değişikliğe imza atan yetkililerin imzalarının da noterlikçe onaylanması gerekecektir.

Bütün bunlara ilave olarak geçerli ve her iki tarafı da bağlayan sözleşmelerden bahsedebilmek için bu sözleşmeleri akdeden her iki tarafın da ehliyetli olma zorunluluğu vardır. Dolayısıyla hava aracı ipotek sözleşmesi borçlusunun ayırt etme gücünden yoksun olması halinde bu sözleşmenin hükümsüz olduğu söylenebilecektir. Ancak ayırt etme gücünden yoksun olan hava aracı malikinin yasal temsilcisinin bulunması halinde, yasal temsilci hava aracı malikini temsilen hava aracı üzerinde ipotek tesis etme borcu altına gerebilecektir. Gerçekten de MK m. 449’a göre: Vesayet altındaki kişi adına kefil olmak, vakıf kurmak ve önemli bağışlarda bulunmak yasaktır. Ancak tahdidi olarak sayılan bu işlemlere bakıldığında hava aracı üzerinde ipotek tesis etmenin bu yasak işlemlerden sayılmadığı görülecektir.

26

Ayırt etme gücünden yoksun olanların ve ayrıca ayırt etme gücünden yoksun olmayıp kısıtlı olanların adına ve hesabına hareket eden kişilerin hava aracı üzerinde ipotek tesis etmeleri, vesayet makamının iznine tabi tutulmuştur. Vesayet makamı ise sulh hukuk mahkemesidir. MK 462. 1. fıkra 2. bendi uyarınca olağan yönetim ve işletme ihtiyaçları dışında kalan taşıtların rehin edilmesi vesayet makamının iznine tabi tutulmuştur. Olağan hayat akışı içerisinde hava aracı ipoteği sözleşmesi yapmanın olağan yönetim ve işletme ihtiyacının dışında kaldığı kuşkusuzdur. Bu nedenle ayırt etme gücüne sahip olan ancak kısıtlı olan kişilerin hava aracı ipoteği sözleşmesi yapması, yasal temsilcisinin bu işleme onay vermesi ve/veya rıza göstermesinin yanı sıra yasal temsilcinin ayırt etme gücüne sahip olsun veya olmasın kısıtlı adına ve hesabına yapılacak sözleşmeyi akdetmesi veraset makamı yani sulh hukuk mahkemesinin onayına tabi olacaktır (Tek 2012).

Ancak borçludan ziyade alacaklı tam ehliyetsiz ise, alacaklı her ne kadar hava aracı ipoteği ile borç altına girmemiş olsa da sözleşme kesin hükümsüz olacaktır. Ancak alacaklı sınırlı ehliyetsiz ise kişinin malvarlığının aktifi azalmayacağı ve/veya malvarlığının pasif kısmı artmayacağından sınırlı ehliyetsiz alacaklı yasal temsilcisinin izni olmadan hava aracı ipoteği sözleşmesi kurabilecektir (MK m.16).

Yasal danışman atanan sınırlı ehliyetli bir kişi için ise yasal danışman onayı almaya MK m. 429 uyarınca gerek bulunmamaktadır. Bunun sebebi hava aracının taşınır mal olarak sınıflandırılmasıdır. Tüm bunlara ek ve açıklanan hususlardan da bağımsız olarak tam ehliyetli bir kişinin hava aracı ipoteği sözleşmesi yapmasında hukuken bir sakınca ve/veya engel bulunmamaktadır. Tam ehliyetli bir kişi, rızai temsil yoluyla bu sözleşmeyi akdedebilecektir. Yine hava araçlarının taşınır mal olarak sınıflandırılmasından ötürü, temsilcinin özel temsil yetkisinin bulunması da aranmamaktadır.

Sözleşmenin yukarıda yer verilen genel anlamda şekil şartları dışında geçerli olmasını sağlayan diğer unsurlar; sözleşmenin konusunun emredici hukuk kurallarına, kamu düzenine, genel ahlaka ve/veya kişilik haklarına aykırı hükümler içermemesi, imkansız olmaması ve ayrıca sözleşmeyi oluşturan taraf iradelerinde sakatlık bulunmaması ve/veya bu iradelerin muvazaalı olmamasıdır.

27 4.4 Hava Aracı İpoteği Sözleşmesinin Tarafları

Hava aracı ipoteğinin alacaklı tarafın borçlunun sahip olduğu hava aracı üzerinde ipotek tesis etmesi olduğunu daha önce belirtmiştir. Bu kapsamda hava aracı ipoteği sözleşmesinin taraflarının tekrar analiz edilmesi gerekmektedir. Nitekim, ipotek borçlusu ile asıl borç ilişkisinin borçlusu faklı kişiler ise asıl borç ilişkisinin borçlusu hava aracı ipoteği sözleşmesinin tarafı haline gelmeyecektir. Ancak söz konusu durum alacaklı açısından farklılık arz etmektedir. Alacaklı, hem hava aracı sözleşmesinin bir tarafı olarak alacaklı hem de asıl borç ilişkisinin alacaklısıdır. Zira hava aracı ipoteği sözleşmesinin amacı asıl borç ilişkisinden kaynaklanan alacağın teminat altına alınmasıdır.

Bazı durumlarda hava aracı maliki, kendi hava aracı üzerinde üçüncü bir kişinin borcu için hava aracı ipoteği tesis edebilir. Bu gibi borç ilişkilerinde hava aracı maliki alacaklıya karşı değil, üçüncü bir kişiye karşı borç altına girer ve ifa yükümlülüğü sorumluluğu taşır.

Üçüncü kişi ile alacaklı arasındaki sözleşme bağımsız bir sözleşme tipi olmadığı için hukuken ipotek sözleşmesinin geçerlilik şartlarına tabi olmaktadır. Dolayısıyla hava aracı malikinin üçüncü kişi yararına sözleşme yapması halinde bu sözleşmenin yazılı olması ve yazılarının noterlikçe onaylanması zorunluluğu vardır.

Yukarıda açıklanan husus ile hava aracı malikinin üçüncü kişi yararına ipotek tesis etmesindeki en önemli fark asıl borç ilişkisi borçlusunun alacaklıya karşı bütün malvarlığı ile sorumluluğu devam ederken, üçüncü kişinin sadece üzerinde ipotek tesis edilen hava aracı ile sorumlu kalacaktır.

4.5 Hava Aracı İpoteği Sözleşmesinin Unsurları

Hava aracı ipoteğinin unsurları objektif esaslı unsurlar ve sübjektif esaslı unsurlar olarak ikiye ayrılabilir. Objektif esaslı unsur denildiğinde bu unsur veya unsurlar sözleşmenin kurulması için esaslı unsurlardır. İkinci derecede unsurlar ise, tarafların kanundaki düzenlemeye ek olarak sözleşmeye getirdikleri ve bu şekilde yedek hukuk kurallarından ayırdıkları koşullardır.

28

Hava aracı ipoteği sözleşmesinin ise üç adet esaslı unsuru olduğundan söz edilebilecektir.

Bunlar: ipotek tesisine yönelik anlaşma, ipoteğe konu olacak hava aracının belirlenmesi ve güvence altına alınana alacağın miktar olarak belirlenmesidir. Hava aracı ipoteği sözleşmesinin tarafları alacaklı ve borçludur. Sözleşmenin tarafı olan borçlu, maliki olduğu hava aracı üzerinde alacaklı lehine olacak şekilde hava aracı ipoteği tesis etme yükümlülüğü altına girmektedir. Sözleşmenin kuruluşu ile borçlu, sözleşmeden doğan yükümlülüğü olarak bir hukuki işlem yapma ve yükümlülük yerine getirme borcu altına girmektedir. Bu borç ise özellikle hava aracı ipoteği sözleşmelerinde, ipotek borçlusunun, uçak sicili memuruna yapacağı tescil talebiyle birlikte yerine getirilmiş sayılmaktadır.

Yukarıda yer alan hususların gerçekleşebilmesi için ise, ipoteğe konu olacak olan hava aracının belirli olması gerekir. Hava aracı ipoteğinin taşınmaz ipoteğinden birçok alanda farklı olduğu söylenebilir. Bunun en iyi örneği, hava aracı ipoteği açısından taşınmaz ipoteğinden farklı olarak resmi şekilde birlikten söz edilemeyecek olmasıdır. Daha açık ifade etmek gerekirse hava aracı ipoteğinde taşınmaz ipoteğinden farklı olarak, borçlandırıcı işlem ile tasarruf işlemi farklı aşamalarda gerçekleştirilmektedir. Hava aracının sözleşmenin yapıldığı sırada belirlenebilir olmasını yeterli saymak makul olabilir. Ancak tescil talebi anında üzerinde ipotek tesis edilecek hava aracının belirlenmiş olması gerekecektir.

Hava aracı ipoteğinde yine taşınmaz ipoteğinden farklı olarak, ipotek sözleşmesi taraflarının, hava aracı ipoteği sözleşmesi yapılırken, hava aracı ve/veya uçak üzerinde tesis edilecek ipotek hakkıyla hangi alacağın teminat altına alındığını belirlemeleri ve hangi alacağın temin edildiği konusunda anlaşmış olmaları gereklidir. Bu durum, ipoteğin alacağa bağlı bir hak olmasından kaynaklanmaktadır.

4.6 Hava Aracı İpoteğinin İfası ve İfa Etmemenin Sonuçları

Hava aracı ipoteği sözleşmesinin ifası, ipoteği tesis edenin uçak sicil memuruna yapacağı tescil talebi ve sicil memurunun da ipotek hakkını tescil etmesiyle gerçekleşmektedir.

İpotek tesis edenin tescil talebi ile ve ayrıca sicil memurunun gerçekleştirdiği tescil işlemiyle birlikte hava aracı ipoteği kurulmuş olur. Ancak ipotek sözleşmesinin kurulmasının ardından ipotek borçlusunun borcunu yerine getirmemesi ve/veya tescil

29

talebinde bulunmaması halinde ipotek alacaklısı eda davası açarak ipotek borçlusunu sözleşmeden kaynaklanan borcunu yerine getirmeye ve tescil talebinde bulunmaya zorlayabilecektir. Bu şekilde yasal yollarla ve cebri icra ile borçlu borcunu yerine getirmeye zorlanacaktır. Böylelikle borçluya borcunu ifa ettiren husus taraflar arasında yapılan ipotek sözleşmesi değil mahkeme kararı olacaktır.

Borç ilişkilerinde alacağın miktarı bazen oldukça yüksek rakamlara ulaşmaktadır.

Özellikle hava aracı üzerinde ipotek kurulmasında hava aracının değeri bazen taraflar arasındaki alacak ve/veya borç ilişkisine konu olan alacak tutarını karşılamaya yetmemektedir. Yani hava aracının değeri, bazen taraflar arasındaki alacak/borç ilişkisine teminat teşkil edememektedir. Bu husus özellikle hava aracı ipoteğinin alacaklı tarafının banka olduğu durumlarda daha çok dikkat çekmektedir.

Kanun koyucu birden fazla rehin konusu üzerinde aynı borç ve/veya borç ilişkisi için ipotek tesis edilmesine izin vermiştir (Hızır ve Turaev 2008).

TSHK m. 72’de: “Bir alacak için birden çok hava aracı ipotek edilmiş bulunursa, aksine bir anlaşmaya dayanılarak sorumluluk miktarları sicilde belirtilmedikçe, bunlardan her biri borcun tamamından sorumludur” denilmektedir. Bu maddeden de anlaşılabileceği üzere, ipoteğe konu olan hava araçlarının her birinin borcun tamamından sorumlu olduğu hususu net bir şekilde ifade edilmiştir. Bu hususa müteselsil ipotek adı da verilebilmektedir. Ancak TSHK’nın 72. maddesinin uygulanabilmesi için ipotek alacaklısı ve ayrıca ipotek borçlusunun bu hususta anlaşmış olmaları ve bu anlaşmanın sicile paylı ipotek olarak kaydedilmesi gerekmektedir. Ancak MK m. 855 doğrultusunda hava araçları üzerinde birlikte rehin hakkı kurulabilmesi için öncelikle hava araçları üzerinde birlikte mülkiyet tesis edilmesi ve her bir hava aracının maliklerinin de aynı olması veya bu hava araçlarının maliklerinin farklı ise bunların aynı borçtan müteselsilen sorumlu olmaları gerekmektedir. Burada önemle belirtmek ve bir kez daha ifade etmek gerekir ki, taşınmaz rehninde paylı ipotek kural olmakla birlikte, müteselsil ipotek ise istisnadır. TSHK’da birlikte ipoteği düzenleyen hükümde (TSHK m. 72) MK m. 855’te aranan iki şart aranmamaktadır. Bu maddede müteselsil ipotek kural, paylı ipotek istisnadır (Hızır ve Turaev 2008).

30

Yukarıda yer alan hususlara ek olarak, TSHK m. 71, hava aracının yapımcı ya da onarımcısının ipotek hakkından bahsetmiş ve MK 895. ile 897. maddelerine atıf yapmıştır. Gerçekten de TSHK m. 711. fıkrasına göre: “Hava araçlarının yapımı ve onarımından doğan alacaklar için yapımcı veya onarımcı, hava aracı üzerinde kanuni bir ipoteğin tescilini isteyebilir” denmektedir. Bu madde hükmü düzenlemesinden hava araçları açısından sadece yapı alacaklısı ipoteğinin kanuni ipotek hakkı olarak tanındığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple medeni kanunun taşınmazlar açısından düzenlenmiş diğer kanuni ipotek hakları yorum yoluyla hava araçlarına uygulanamamaktadır. Dolayısıyla hava araçlarında kanun hükmünden kaynaklanan tek ipotek türü yapı alacaklısı ipoteğidir (Hızır ve Turaev 2008).

Hava aracı ipoteği yukarıda açıklanan sözleşme ve kanun hükmü dışında, ölüme bağlı tasarruflar (MK m. 517), malikin tek taraflı tasarrufu veya mahkeme kararından da kaynaklanabilmektedir. Borçlunun yani hava aracı malikinin tek taraflı iradesinin tescil sebebini oluşturması hali, kıymetli evraka bağlı alacaklar için tesis edilen hava aracı ipoteğinde de karşımıza çıkmaktadır.

Özellikle büyük ölçekli işletmeler ve/veya şirketler yüksek miktardaki kredi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla halktan borç alma yoluna gitmektedirler. Bu çerçevede her bir alacaklı için çok sayıda ipotek kurmak pratik açıdan oldukça güç olduğundan TSHK m.

74 çerçevesinde sadece nama ve hamiline yazılı tahvillerden doğacak alacakların hava aracı ipoteği ile temin edilebileceği açıkça düzenlenmiştir.

4.7 Tescil Talebi ve Tescil

Hava aracı üzerinde ipotek tesisi için belirli aşamalar mevcuttur. Bu bölümde, hava aracı üzerinde ipotek tesisinin aşamalarını oluşturan ve her biri tasarruf işlemi aşaması olarak kabul edilen, tescil talebi ve tescil incelenecektir. Her iki tasarruf işleminin de niteliği açısından doktrinde oldukça fazla görüş ayrılığı bulunmaktadır. Bu nedenle iki işlemi de detaylıca inceleyerek, bu işlemlerin bir tanesi bile olmadığında hava aracı üzerinde ipotek tesis edilemeyeceği de göz önüne alınarak ipotek tesisi için hayati öneme sahip olan her iki işlem de inceleme konusu yapılacaktır. Bu çerçevede her iki işlemin de hava aracı ipoteği için oldukça önem arz ettiği kuşkusuzdur.

31 4.7.1 Tescil talebi

İpotek tesis etme borcunun ifasını sağlayan işlem tasarruf işlemi olup bu işlem tecil talebi olarak adlandırılmaktadır. Genel olarak tescil talebi uygulamada hava aracı ipoteğinin ya da ulaşım aracı ipoteğinin tescil edilebilmesi için hukuken tescil talebinde bulunabilecek olan yetkili kişi tarafından ilgili sicil memuruna yöneltilen irade açıklaması olarak adlandırılmaktadır. Doktrinde tescil talebi niteliği oldukça tartışmalı olup görüşler arasında birlik bulunmamaktadır. İlk görüşe göre tescil talebi tescil beyanından ayrı bir hukuki niteliğe sahiptir ve tescile yönelik beyan maddi hukuk işlemi olan sözleşmeyi ifade eder. Bu görüşe karşı ileri sürülen en büyük eleştiri, tek taraflı irade beyanı sonucunda ayni bir sözleşme kurulduğunun kabul edilmesinin yapay bir düşünce olduğudur. Tescil talebinin niteliğine yönelik olan ikinci görüş, ipotek sözleşmesinin içinde tasarruf işlemini de barındırdığına dair görüştür. Bu görüşe göre tescil talebi sadece ilgili memuru tescil için harekete geçiren bir işlem niteliğindedir. Bu görüşe karşı savunulan en büyük eleştiri ise, ayni hakkın tescil ile kazanılması karşısında tescil talebinin sadece idari bir işlem olarak kalmasıdır. Aslında tescil talebi sadece tasarruf işlemi olduğundan, tescil isteminin resmi ve yetkili memura iletilmesi ipotek hakkının tesisi işlemi için yeterli değildir. Tescil işleminin hukuken geçerli ve tarafları bağlayıcı olabilmesi için bu istem sonucunda yetkili memur ya da resmi makam/mercii tarafından fiilen tescil edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla aslında ipotek alacaklısının ipotek hakkı, borcun ifası için ilgili memura sözlü olarak tescil talebi istemiyle değil, bizzat bu hakkın tecili ile kazanıldığı söylenebilecektir (Tek 2012).

4.7.2 Tescil talebinde bulunmaya yetkili kişi

Tescil talebinde bulunmaya yetkili kişinin belirlenmesinde asıl etken, ipotek olgusundan kaynaklanan edinim sebebine göre değişiklik göstermektedir. Bu çerçevede aslında ipotek tescili için talepte bulunacak kişiyi tespit edebilmek için, ipotek kazanma sebebine göre bir inceleme yapmak ve talepte bulunacak kişiyi belirlemek sağlıklı olacaktır.

Temelde tescil talebinde bulunmaya yetkili kişiler olarak iki kişi gösterilebilir. Bunlardan ilki malik olup diğeri ise ipotek alacaklısıdır. Ulaşım aracı ipoteği eğer bir ipotek sözleşmesi ve/veya bir sözleşme veya hava aracının malikinin tek taraflı tasarrufundan kaynaklanıyorsa, tescil talebinde bulunacak kişi de malik olarak karşımıza çıkmaktadır.

32

Bunun sebebi ipotek tescil işleminin hava aracı malikinin mal varlığının pasifinde bir artış meydana getirmesinden dolayı malike külfet yükleyen bir işlem olmasıdır.

İpotek alacaklısı ise tescil talebini ancak ipoteğin kanun hükmü ve/veya mahkeme kararından kaynaklandığı hallerde talep edebilmektedir. Özellikle hava araçlarında TSHK m. 71 açıkça alacaklıların alacaklarının temini için ipoteğin tescilini talep edebileceklerini düzenlemektedir. İpotek borçlusu malikin, borcunu ifa etmekten kaçınması yani tescilini talep etmekle yükümlü olduğu ipotek hakkını tescil etmemesi halinde eda davası açabilecek ve bu eda davası sonunda mahkemece verilen karara istinaden ipotek hakkını uçak siciline icra kanalıyla ve/veya mahkeme kararından sonra ve bu karara istinaden ipotek borçlusu tarafından bizzat tescil ettirebilecektir (Tek 2012).

4.7.3 Tecil talebinin şekli ve tescil

Genel anlamda ulaşım araçlarının ipoteğine yönelik tescil taleplerinin hangi resmi kurum/kuruluş tarafından yapılacağı ulaşım aracının türüne göre farklılık gösterdiğinden, hava aracı için tescil talebinin Ulaştırma Bakanlığı tarafından tutulan uçak siciline yapılması gerekmektedir. Tescilin nasıl yapılacağına ve tescil başvurusunun hangi şekil şartlarına tabi olduğuna dair açık bir hüküm mevzuatta bulunmamaktadır. Ulaşım araçlarından sadece gemi ipoteği için mevzuatta hüküm bulunmakta olup bu ipoteğin kurulması için Gemi Sicil Nizamnamesi (GSN) nin 85. maddesinde, gemi üzerinde ipotek tesisi isteminin yazılı şekilde yapılması gerektiği açıkça düzenlenmiştir. Genel anlamda ulaşım araçları açısından ipotek sözleşmesinin ilgili sicile tescilinin kurucu mahiyette bir işlem olduğu belirtilmiştir. Bu husus ayrıca ipotek tesisini düzenleyen ilgili kanun maddelerinden de açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Özellikle inceleme konumuz olan hava aracı ipoteğinde TSHK m. 70/l’de bu husus açıkça vurgulanarak; hava araçları üzerinde, hava aracı maliki ile ipotek alacaklılarının veya alacaklısının anlaşmalarıyla ipoteğin sicile tescil edilebileceği açıkça düzenlenmiştir. Bu çerçevede hava aracı ipoteğinin sicile tescilinin yenilik doğurucu bir hak olduğundan söz edilebilecektir.

33 4.7.4 Tescilin kapsamı ve hükümleri

Tescilin kapsamından anlaşılması gereken; hava aracı üzerinde ipotek tesis edilirken ilgili sicilde belirtilmesi gereken mutlak unsurlardır. Bunlar: ipotek alacaklısı, ipoteğin sırası ve teminat kapsamındaki alacağın miktarıdır. İpotek alacaklısı kavramına hava aracı ipoteği bakamından TSHK’nın 74. maddesinde yer verilmiştir. Bu çerçevede hava aracının ipoteğinin tescilinde; ipotek alacaklısının adı, soyadı ve adresi tescil olunmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 1016. maddesinin ilk fıkrasında yer alan gemi ipoteğinin aksine TSHK’nın 74. maddesinde hava aracı ipoteğinin alacaklısının bir gerçek kişi olduğu varsayılmaktadır.

Oysaki ipotek alacaklısının hem tüzel kişi hem de gerçek kişi olabilmesi mümkündür. Bu durumda TSHK’nın 74. maddesinde tescil için zorunluluğu belirtilen ad, soyad ve adres hususunun, tüzel kişiler bakımından da tezahür edeceği ancak bu sefer ipotek alacaklısının tüzel kişi olmasından ötürü tescilde yer verilecek bilgilerin tüzel kişiliğin ticaret unvanı ve faaliyet merkezi olduğu kuşkusuzdur.

Bilindiği gibi ipoteğin bağlı olduğu alacak üçüncü kişilere devredilebilir. Bu durumda alacağın tescilinden sonra üçüncü bir kişiye devredilmesi halinde ipoteğin geçerliliği etkilemeyecek ancak yeni alacaklının bu alacağı tescil ettirmesi gerekecektir. Dolayısıyla yeni alacaklının (gerçek ve/veya tüzel kişi) bilgilerinin ilgili sicile ilgili memur ile iletişim kurulduktan sonra sağlıklı bir şekilde kaydedilmesi hususu gündeme gelecektir.

Gemi ipoteği için, TTK’nın 1017. maddesinde her ne kadar Türk Medeni Kanunu’nun taşınmaz rehnine ilişkin hükümlerine atıf yapılsa da, hava aracı ipoteğinde durum oldukça farklı olup hava aracı ipoteğinin sırası için mevzuatta hiçbir hüküm bulunmamaktadır. Her ne kadar doktrinde bazı yazarlar, taşınır mallarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça sabit dereceler sistemi uygulanmaz dese de, taşınır rehninde sabit derece sistemi değil, boşalan dereceye kendiliğinden ilerleme ilkesinin geçerli olduğu kuşkusuzdur (Ertaş 2013). Boşalan dereceye ilerleme sistemine göre hava aracı ipoteği sırası tescil tarihine göre sıralanacaktır. Ancak bu görüşün ve uygulamanın aksine TSHK’nın 7. maddesinin ilgili bentlerinde ipotek sırası için “sorumluluğu devam eden ve derecesi aynı olan” ifadelerinin kullanıldığı dolayısıyla bu ifade nedeniyle kanun

34

koyucunun hava araçları ipoteğinde asıl amacının sabit dereceler sistemini benimsemek olduğu ileri sürülmüştür (Hızır ve Turaev 2008).

Sabit dereceler sistemi: Taşınmaz üzerinde birden çok rehin hakkı tesis edilmesi halinde, taraflar arasında kararlaştırılan sıralama ile bu rehinlerden belirlenmesidir. Malikin ancak tek taraflı yazılı beyanı ile dereceler oluşturulabilir. Rehin hakkı hangi dereceye yazılmışsa o derece miktarı kadar bir güvence oluşur ve bir önceki sıraya ilerlemenin de mevcut olmadığı bir sistemdir. Bu çerçevede sabit dereceler sisteminde ipotek hakkında konu olan hava aracının sadece alacaklı ve borçlu tarafından kararlaştırılan belirli bir bölümü ipotek alacaklısına güvence teşkil edecektir. Taraflarca kararlaştırılan bu belirli bölüme “derece” adı verilmektedir.

Derecenin sağladığı güvence miktarını malik belirlerken, bu derecenin sırası, malik ve

Derecenin sağladığı güvence miktarını malik belirlerken, bu derecenin sırası, malik ve