• Sonuç bulunamadı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ HAVA ARACI İPOTEĞİ. Zeynep Evrim İZTAN GAYRİMENKUL GELİŞTİRME VE YÖNETİMİ ANABİLİM DALI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ HAVA ARACI İPOTEĞİ. Zeynep Evrim İZTAN GAYRİMENKUL GELİŞTİRME VE YÖNETİMİ ANABİLİM DALI"

Copied!
65
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

DÖNEM PROJESİ

HAVA ARACI İPOTEĞİ

Zeynep Evrim İZTAN

GAYRİMENKUL GELİŞTİRME VE YÖNETİMİ ANABİLİM DALI

ANKARA 2019

Her hakkı saklıdır.

(2)

i ÖZET Dönem Projesi HAVA ARACI İPOTEĞİ

Zeynep Evrim İZTAN Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü

Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Şebnem AKİPEK ÖCAL

Hava araçları günümüzde taşıdıkları ekonomik değer sebebiyle oldukça önem arz etmektedir. Bu çalışmada hava aracı ipoteği kavramı, ipoteğin hukuki niteliği, konusu, kuruluşu, hükümleri ve hava aracı ipoteğinin sona ermesi incelenmiştir. Ayrıca hava aracı ipoteği ile diğer rehin benzer rehin türleri birbirleriyle karşılaştırılmıştır. Çalışmada ilk olarak ulaşım aracı ipoteğinin tanımı, hukuki niteliği üzerinde durulmuş ve hava aracı ipoteğiyle diğer benzer kavramlar arasındaki fark ve diğer kavramlarla hava aracı ipoteğinin benzer yanları vurgulanmış; bu bağlamda hava aracı ipoteği kavramı tekrar açıklanarak hava aracı ipoteğinin konusu ortaya konulmuştur. Hava aracı ipoteğinin benzer kavramlardan farkı açıklandıktan sonra hava aracının diğer rehin türlerinden farkına değinilmiş ve hava aracının teslimsiz bir teminat türü olduğuna vurgu yapılarak bu kavramın diğer teslimsiz taşınır rehinlerinden farkı incelenmiştir. Hava aracı ipoteği taşınır rehininden farklı hükümler taşıdığından özellikle yerel mevzuatta yapılan düzenlemelere öncelik verilmiştir. Özellikle hava araçları üzerinde ipotek hakkı kurulabilmesi ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. İç hukukta ve yerel mevzuatta hava aracı üzerinde ipotek hakkının kurulabilmesi, genel olarak teslime bağlı taşınır rehine getirilen bir istisna vasfına sahip olduğundan bu konu ayrıntılı biçimde incelenmek istenmiş ve bu çerçevede hava aracının olası hukuki sebepleri farklı perspektiflerden incelenmiştir.

Ayrıca hava aracı ipoteğiyle ilgili olarak iç hukukta yer alan tüm yasal düzenlemeler detaylıca incelenmiştir. Çalışma neticesinde, hava aracının taşıdığı ekonomik değer sebebiyle diğer taşınırlardan farklılaştığı ve dolayısıyla hava aracı ipoteğinin teslime bağlı taşınır rehni hükümlerinden ayrıldığı ve günümüzde taşınmazlar için kabul edilen bir rehin türü olan ipoteğe yaklaştığı ve bu hükümlerin hava aracı ipoteğinde istisnai bir şekilde uygulandığı; ipotek kapsamına hava aracının kendisi ile kaim değerleri, bütünleyici parçalar, eklentiler ve semerelerin de girdiği sonucuna ulaşılmıştır.

Ocak 2019, 57 sayfa

Anahtar Kelimeler: Türk Sivil Havacılık Kanunu, hava aracı ipoteği ve sicilli taşınır rehni.

(3)

ii ABSTRACT

Term Project AIRCRAFT MORTGAGE

Zeynep Evrim İZTAN Ankara University

Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Real Estate Development and Management

Supervisor: Prof. Dr. Şebnem AKİPEK ÖCAL

Aircraft was different from other movable properties due to its economic value. This study is one of importance as it examines why it is not possible to implement the provisions concerning the mortgaging of movable property on aircraft, due to the economic value of these vehicles and the characteristics they possess, and therefore why the type of mortgage established on aircraft is closer to the provisions concerning the mortgaging of immovable property, in national and international law. The purpose of the study is to examine the provisions of the legislation and explain the mortgaging of aircraft in a clear and simple manner, emphasise that the mortgaging of aircraft is an exception of the movable property mortgage type and the points where the provisions of the legislation are in contrast with each other or have been left deficient. This subject has been chosen as the term project as the mortgaging of aircraft is nearer to the provisions concerning the mortgaging of immovable property, as it is registered on the records of the aircraft, just like an immovable property and as the compensation to be calculated as the replacement value for insurance purposes is a part of the field of expertise of the Department of Real Estate Development and Management. Firstly, the definition and legal nature of aircraft mortgages and the similarities and differences between aircraft mortgages and other similar concepts were emphasised in the study. This was followed by an examination of the regulations in the local legislation concerning aircraft mortgages and this matter was discussed in detail and from different perspectives, as aircraft mortgages are generally an exception to the mortgaging of movable property. As a result of the study, the conclusion was reached that aircraft was different from other movable properties due to its economic value, that therefore aircraft mortgages were treated separately from the provisions for the mortgaging of movable property and were closer to the provisions for the mortgages implemented for immovable properties in the current times, that the legislation contained provisions which were contradictory with each other or did not contain any provisions at all on this subject and that attempts had been made to fill any gaps in the legislation with the provisions of other legislation. It is recommended that parallelism between the laws be ensured, provisions be added to the legislation and attention be focused on signing international agreements and conventions in order to take precautions against the loss of rights of mortgagees and mortgagors, from every possible aspect, as a solution to this problem.

January 2019, 57 pages

Keywords: Civil Aviation Act, aircraft mortgage, movable pledge, registred movable mortgage.

(4)

iii TEŞEKKÜR

Sosyal bilimler alanının yanı sıra, gayrimenkul bilimleri alanında gelişim göstermemi sağlayan saygıdeğer hocam, Ankara Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı ve Fen Bilimleri Enstitüsü Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Harun TANRIVERMİŞ’e, değerli bilimsel katkıları ve yönlendirmeleriyle her zaman yanımda desteğini hissettiğim değerli hocam, Fen Bilimleri Enstitüsü Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Anabilim Dalı Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yeşim ALİEFENDİOĞLU’na ve çalışmamın her aşamasında beni destekleyen, değerli katkılarıyla çalışmamı anlamlı hale getiren danışman hocam Prof. Dr. Şebnem AKİPEK ÖCAL’a, Gayrimenkul Geliştirme ve Yönetimi Anabilim Dalı’nda yer alan tüm hocalarıma, yüksek lisans yıllarım boyunca yardım ve desteklerini esirgemeyen Toygun ATASOY, Salih DEMİRKAYA’ya teşekkür ederim. Ayrıca yüksek lisans sürecimi sevgileriyle ve her türlü maddi manevi destekleriyle tamamlamamı sağlayan, daima yanımda olan ve olmasını istediğim sevgili aile bireylerim Huriye İZTAN, Yusuf Haluk İZTAN, Beril İZTAN’a ve canım eşim Canol GENEL’e sonsuz teşekkürlerimi sunarım.

Zeynep Evrim İZTAN Ankara, Ocak 2019

(5)

iv

İÇİNDEKİLER

ÖZET ... i

ABSTRACT ... ii

TEŞEKKÜR ... iii

SİMGELER DİZİNİ ... vi

ÇİZELGELER DİZİNİ ... vii

1. GİRİŞ ... 1

1.1 Araştırmanın Önemi ve Amaçları ... 1

1.2 Literatür Özeti ve Araştırma Gereksinimi ... 5

2. HAVA ARACI VE ULAŞIM ARACI İPOTEĞİ KAVRAMI, HAVA VE ULAŞIM ARACI İPOTEĞİNİN KONUSU ... 9

2.1 Hava Aracı İpoteğinin Tanımı ... 10

2.2 Hava Aracı İpoteğinin Hukuki Niteliği ... 11

2.2.1 Taşınır rehninin bir türü olması ... 11

2.2.2 Alacağa bağlı (fer’i) bir hak olması ... 12

2.2.3 Hava aracı ipoteğine uygulanacak hükümler ... 13

2.2.4 Hava aracı ipoteğinin konusu ... 14

2.2.5 Üzerinde ipotek tesis edilebilen hava aracı ... 14

3. HAVA ARACI İPOTEĞİNİN DİĞER REHİN TÜRLERİNDEN FARKI . 16 3.1 Hava Aracı İpoteğinin Teslime Bağlı Taşınır Rehninden Farkı ... 16

3.2 Hava Aracı İpoteğinin Taşınmaz İpoteğinden Farkı ... 17

3.3 Hava Aracı İpoteği ve Cape Town Konvansiyonu ... 18

4. HAVA ARACI İPOTEĞİNİN KURULUŞU ... 23

4.1 Hava Aracı İpoteğinin Hukuki Sebebi, Sözleşmesel İpotek ... 23

4.2 Hava Aracı İpoteğine Uygulanacak Hükümler ... 24

4.3 Hava Aracı İpoteğinin Geçerlilik Şartları ... 25

4.4 Hava Aracı İpoteği Sözleşmesinin Tarafları ... 27

4.5 Hava Aracı İpoteği Sözleşmesinin Unsurları ... 27

4.6 Hava Aracı İpoteğinin İfası ve İfa Etmemenin Sonuçları ... 28

4.7 Tescil Talebi ve Tescil ... 30

4.7.1 Tescil talebi ... 31

4.7.2 Tescil talebinde bulunmaya yetkili kişi ... 31

4.7.3 Tecil talebinin şekli ve tescil ... 32

(6)

v

4.7.4 Tescilin kapsamı ve hükümleri ... 33

5. HAVA ARACI İPOTEĞİNİN HÜKÜMLERİ ... 37

5.1 Hava Aracı İpoteğinin Kapsamına İlişkin Hükümler ... 37

5.2 Hava Aracı İpoteğinin Değerinin Korunması İçin Alınacak Tedbirler ... 40

5.3 İpoteğe ve Teminat Kapsamındaki Alacağa Dair Hükümler ... 42

5.3.1 İpoteğe ilişkin hükümler ve hava aracı üzerindeki ipoteğin kaldırılması ... 42

5.3.2 Teminat kapsamındaki alacağa ilişkin hükümler ... 43

6. HAVA ARACI İPOTEĞİNİN SONA ERMESİ ... 44

6.1 Alacağın Sona Ermesi ve Alacaklının İpotekten Feragat Etmesi ... 44

6.2 Hava Aracının Sicilden Terkin Edilmesi ve Diğer Sebepler ... 45

6.3 Sona Ermiş Hava Aracı İpoteğinin Terkini ... 47

7. TİTRK KAPSAMINDA HAVA ARACI İPOTEĞİ ... 49

8. SONUÇ VE ÖNERİLER ... 52

KAYNAKLAR ... 56

ÖZGEÇMİŞ ... 57

(7)

vi

SİMGELER DİZİNİ

AÜHFD Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi

N. Paragraf Numarası

TL Türk Lirası

Kısaltmalar

ABD Amerika Birleşik Devletleri BK 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu CTK Cape Town Konvansiyonu GSN Gemi Sicil Nizamnamesi GTB Gümrük ve Ticaret Bakanlığı

IATA Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği ICAO Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü İİK 2004 sayılı İcra İflas Kanunu

KOBİ Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler

m. Madde

MK 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu TTK 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu

TSHK 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu

TİTRK 6750 sayılı Ticari İşletmelerde Taşınır Rehni Kanunu T.C. Türkiye Cumhuriyeti

UBAK Ulaştırma Bakanlığı

UNIDROIT Özel Hukukun Birleştirilmesi Uluslararası Enstitüsü (International Institute for the Unification of Private Law)

RG Resmi Gazete

(8)

vii

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 3.1 Teslime bağlı taşınır rehni ve hava aracı ipoteği arasındaki başlıca farklar .... 16 Çizelge 3.2 Taşınmaz ipoteği ve hava aracı ipoteği arasındaki başlıca farklar ... 17

(9)

1 1. GİRİŞ

1.1 Araştırmanın Önemi ve Amaçları

Ulaşım araçlarından özellikle hava araçlarının konu oldukları ticari ilişki sebebiyle taşıdıkları değer, onları çok önemli bir teminat konusu haline getirmektedir. Hava aracı malikleri ticari hayatta gerek kendi borçları gerekse de üçüncü kişilerin borçlarını teminat altına almak için hava araçları üzerinde rehin hakkının bir türü olan ipotek hakkı tesis etmektedirler. Hatta hava aracı malikleri hava aracı edinmek için girmiş oldukları borç yüküne karşılık olarak satın aldıkları hava aracını teminat olarak gösterip bu araç üzerinde de rehin hakkı kurabilmektedirler.

Türk Hukuku’nda mümkün olan bu olanağa rağmen yine mevzuattan kaynaklı olarak;

hava aracı olan taşınırlar üzerinde tesis edilen rehin hakkının teslim ile gerçekleşmesinden ötürü zorluklar yaşanmakta ve bu durum hava aracı maliklerini oldukça zor ve çelişkili bir duruma sokmaktadır. Bunun sebebi hava aracının ticari hayatta oynadığı büyük roldür. Borçtan sorumlu olan hava aracı malikinin adeta bir üretim aracı olarak hizmet sektöründe kullanarak (yolcu ve/veya kargo taşıyarak) gelir elde ettiği hava aracının zilyetliğini alacaklıya ve/veya başka bir kişiye devretmesi, hava aracı malikinin önemli bir gelir kaynağında mahrum kalması anlamına gelecektir. Bu durum da hava aracı malikinin borcunu ödemesi için gerekli olan mali kaynaktan mahrum kalmasına yol açacak ve hava aracı maliki borcunu yerine getirmekte sıkıntıya düşecektir. Bunun sonucunda ise alacaklı, malikin hava aracının üzerindeki rehin hakkını paraya çevirmek suretiyle hava aracını sattıracaktır.

Önemle belirtmek gerekir ki teslime bağlı olan taşınır rehinleri borçlu açısından sıkıntı yarattığı gibi, rehin alacaklıları açısından da sıkıntı yaratabilmektedir. Rehin hakkına sahip olan alacaklının alacağının teminatını oluşturan hava aracı oldukça yer kaplayan ve muhafazası da kolay olmayan bir taşınır maldır. Ayrıca mevzuatta yer alan düzenlemeler ışığında alacaklının teslim aldığı taşınırı saklama ve muhafaza zorunluluğu bulunduğundan, hava araçlarının teslime bağlı rehni usulünün ve yükümlülüklerinin alacaklı için de ciddi bir masrafa neden olacağı açıktır. Bu nedenle mevzuatta yer alan taşınır rehni hükümleri, taşınmaz rehni için uygulanmamakta olup bu hükümlerin

(10)

2

taşınmaz rehni için esnetildiği ve daha farklı hükümler getirildiği görülmektedir.

Yukarıda kısaca değinilen bu sebeplerden ötürü aslında Roma Hukuku’ndan beri var olan ancak Ortaçağ’dan itibaren terk edilen ve hatta ağır bir yaptırım olarak yasaklanan taşınır rehin hükümlerinin tekrar uygulamaya dönmesi ve bu hukuk düzenlemelerinin hava aracı rehninde uygulama alanı bulması zorunluluğu doğmuştur. Türk Hukuku’nda özellikle taşınır ipoteği kavramına mesafeli durulmakta ve tıpkı İsviçre Hukuku’nda olduğu gibi bu konuya temkinli yaklaşılmaktadır. Bunun sebebi hukuk sisteminin Roma hukukuna olduğu kadar Cermen Hukuku’na da dayalı olmasıdır. Bu iki hukuk düzeni, taşınır rehni konusunda tamamen zıt düzenlemelere sahiptir. Roma Hukuku’nda ipotek kavramında taşınır mal veya taşınmaz ayrımına gidilmeden alacaklı ve malik arasındaki taşınır rehni ilişkisinin sadece iradelerin uyuşması yoluyla kurulduğu görülmektedir. Ancak bunun tam tersi olarak Cermen Hukuku’nda ipoteğin sadece taşınmazlara ilişkin bir teminat olduğu ve kesinlikle taşınır mallar için uygulama alanı bulmadığı göze çarpmaktadır. Bu nedenledir ki, Cermen hukukunda bir sicile tescil edilmek suretiyle taşınırlar üzerinde ferden tayin edilebilen ipotek seçeneği hukuken tamamen kapalıdır.

Özellikle taşınır ipoteğinin Ortaçağ’da yasaklanmasının sebebi, Roma hukukuna olmayan taşınır-taşınmaz ayrımının yapılması ve taşınmazların derebeylik düzeninin bir etkisi olarak zenginlik kaynağı olarak görülmesidir. Bu görüşün bir etkisi olarak da o dönemlerde taşınır mallara fazla değer verilmemiş, taşınır malların teminatın bir türü olamayacağı düşünülmüştür. Bu düşünceler ise Fransız Medeni Kanunu’nda taşınırlar üzerinde kurulan ipoteğin alacaklısına takip yetkisi verilmemesi şeklinde vücut bulmuştur. Fransız Kanunu’nda yer alan bu maddeden her ne kadar taşınırlar üzerinde takip yetkisi olmasa dahi taşınırlar üzerinde ipotek tesis edilebileceği dolaylı olarak çıkmaktadır. Ancak bu dolaylı çıkarım Fransız Medeni Kanunu’nun bir başka maddesi olan 2279. madde ile çelişmektedir. Bu çelişki ve Fransız Medeni Kanunu’nun taşınır ipoteğinin yasaklanmasından dolayı ortaya çıkan haksız durumları yumuşatmak amacıyla getirdiği hükümler birlikte değerlendirildiğinden Fransız Hukuku’nun taşınır ipoteğini yasakladığı sonucuna varılmaktadır.

İsviçre’de Medeni Kanun hazırlanma çalışmaları esnasında taşınır ipoteğinin mülkiyeti saklı tutma olgusu ve sözleşmesiyle bağdaşmayacağı üzerinde durulmuş ve mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi ve tanışır ipoteği arasında bir seçim yapılmasına karar verilmiştir.

(11)

3

İlerleyen yıllarda yapılan tartışmalar sonucunda ise, mülkiyeti saklı tutma sözleşmesi tekrar düzenlenmiş ve bu sözleşmenin geçerliliği bir sicile dayandırılarak Medeni Kanun’a alınmış ve taşınır ipoteği de hayvan rehni dışında yasaklanmıştır.

Fransız ve İsviçre Medeni Kanunları’nda yaşanan bu gelişmelere nazaran geçmiş yüzyılın başlarında ticari anlamda yaşanan gerekliliklerden ötürü taşınır ipoteğini canlandırma girişimleri olmuş ve özellikle Fransız Medeni Kanunu’nda yer alan düzenlemelerin aksine başkaca kanunlarda taşınır malların ipotek edilebileceğine ve bu sayede taşınır mal maliklerinin taşınırlardan faydalanmak suretiyle gelir elde etmelerinin önüne geçilmemesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu çerçevede aslında Fransız Medeni Kanunu’nun 2119. maddesi ile yasaklanan taşınır ipoteğine temel olan görüşün bu düşünce ile geride kaldığını vurgulamak gerekmektedir. Fransa’da gemi ipoteği, hava aracı ipoteği, nehir aracı ipoteği; tarım varantı, otel varantı, ticari işletme rehni, taşıt üzerinde rehin gibi taşınır ipoteği türlerine yasal mevzuatta yer verildiği görülmektedir. Fransa dışında İtalya, İspanya, Yunanistan ve Belçika da, hayvan rehni ya da tarımsal işletmelerde kullanılan taşınır mallar üzerindeki rehin gibi taşınır rehninin türleri kabul edilmiş ve ayrıca ulaşım araçları üzerindeki rehin türleri de yasal mevzuata girerek kabul edilmiştir.

Dünyada yaşanan bu gelişmeler çerçevesinde Türkiye’de ise öncelikle 1956 yılında Türk Ticaret Kanunu (TTK) ile gemi ipoteği hakkındaki hükümler kabul edilmiştir. Ardından 1983 yılında Türk Sivil Havacılık Kanunu (TSHK) ile Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen gemi ipoteği yanında hava aracı ipoteğine ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.

2001 yılında kabul edilen Türk Medeni Kanunu’nun (MK) 940. maddesi gereğince ise:

gerçek ve tüzel kişilerin alacaklarının güvence altına alınması için kanun gereğince bir sicil tutulmasının zorunluluğu olduğuna, taşınır mallar üzerinde zilyetlik devredilmeden de sadece taşınırın kayıtlı bulunduğu sicile yapılacak tescil ile rehin kurulabileceği düzenlenmiştir. Son olarak, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanunu’nda yapılan derişikliklerle birlikte gemi ipoteği çerçevesinde mevzuata eklenen düzenlemeler korunmakla beraber, yeni düzenlemeler de doktrinde yapılan eleştiriler ışığında eklenmiştir.

Yukarıda değinilen ulusal mevzuat hükümleri yanı sıra hava aracı ipoteğinin uluslararası bir boyutu olduğu da unutulmamalıdır. Bunun sebebi aslında hava araçlarının çok kolay

(12)

4

ve kısa sürede yer değiştirebilme özelliklerinin var olmasıdır. Keza hava araçları çok kısa sürede birden çok hukuk sistemine ve/veya ülke kanununa tabi olabilir. Dolayısıyla hava aracı üzerinde alacaklı lehine kurulmuş olan rehin hakkının hava aracı başka ülke sınırına girdiğinde de var olmaya devam etmesi büyük önem taşımaktadır. Bunun sebebi başka ülke sınırlarında hava aracı ipoteğinin varlığını bilmeyen diğer üçüncü kişilerin hava aracı üzerinde alacaklının tasarrufunu etkileyen davranışlarda veya fiillerde bulunmasını engellemektir. Bu nedenledir ki, hava aracı üzerindeki rehin hakkının uluslararası seviyede tanınması bir ihtiyaçtır.

Ulaşım araçları ipoteğinde olduğu gibi hava aracı ipoteğinde de uluslararası seviyede tanıma, hava aracı üzerindeki ayni haklara ilişkin konvansiyonlarla sağlanmaktadır. Hava araçları üzerindeki hakların uluslararası düzeyde tanınması için 19 Haziran 1948 tarihli Cenevre Konvansiyonu oldukça önemlidir. Ayrıca Cenevre Konvansiyonu kadar önemli olan ve hava aracı üzerindeki ipoteğin, teminatların ve başka ayni hakların tesisi için özellikle uluslararası düzeyde bir sicilin tutulmasına ilişkin 1 Mart 2001 tarihli Cape Town Konvansiyonu (CTK) da Cenevre Konvansiyonu’nun tamamlayıcısı konumunda bulunmaktadır.

Hem yerel, hem de uluslararası boyutta bir kredi ve teminat aracı olarak görülen hava aracının uluslararası yeni yapılanmalarda rol oynadığı görülmüştür. İç hukukta taşınır mal olarak nitelendirilen hava araçlarının taşıdıkları ekonomik değerden ötürü diğer taşınır mallar gibi mülkiyet hakkı devri ve sınırlandırmasına tabi olmaması hususu ve iç hukuk sisteminde taşınır rehni hükümlerinin taşınmaz rejimi hükümlerine kayan yapısı incelenmek istenmiş, her bir kavrama hem ulusal hem de uluslararası mevzuat çerçevesinde ışık tutmak amaçlanmıştır.

Çalışmanın amacı doğrultusunda ele alınan hava aracı ipoteği, yedi ana başlık altında incelenmiştir. İlk bölümde ulaşım aracı ipoteğinin tanımı, hukuki niteliği üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde, hava aracı ipoteğiyle diğer benzer kavramlar arasındaki fark ve diğer kavramlarla hava aracı ipoteğinin benzer yanları vurgulanmış, bu bağlamda hava aracı ipoteği kavramı tekrar açıklanarak hava aracı ipoteğinin konusu ortaya konulmuştur.

Hava aracı ipoteğinin benzer kavramlardan farkı açıklandıktan sonra üçüncü bölümde hava aracının diğer rehin türlerinden farkına değinilmiş ve hava aracının teslimsiz bir

(13)

5

teminat türü olduğuna vurgu yapılarak bu kavramın diğer teslimsiz taşınır rehinlerinden farkı incelenmiştir. Dördüncü bölümün tamamı hava aracı ipoteğinin kurulmasına ayrılmış ve bir taşınır olan hava araçları üzerinde ipotek hakkı kurulabilmesi ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. İç hukukta ve yerel mevzuatta hava aracı üzerinde ipotek hakkının kurulabilmesi, genel olarak teslime bağlı taşınır rehine getirilen bir istisna vasfına sahip olduğundan bu konu dördüncü bölümde ayrıntılı biçimde incelenmek istenmiş ve bu çerçevede hava aracının olası hukuki sebepleri farklı perspektiflerden incelenmiştir.

Çalışmanın beşinci ve altıncı bölüm ise, hava aracı ipoteğinin hükümlerine ve hava aracı ipoteğinin sona ermesine ayrılmıştır. Bu bölümlerde hava aracı ipoteği için iç hukukta yer alan tüm düzenlemelere detaylıca yer verilmiştir. Bu açıklamaları ve incelemeleri takiben hava aracı ipoteğinin sona ermesi hususu irdelenmiş ve hava aracı ipoteğinin sona ermesine ilişkin sebeplerin yanı sıra hava aracı ipoteğinin sona ermesi için geçerli olan hukuki sebeplere de ayrıca yer verilmiştir. Son olarak ise Türk Hukuku’nda yeni yapılan bir düzenleme olarak 6750 sayılı Ticari işlemlerde Taşınır Rehni Kanunu’na (TİTRK) yer verilmiş ve hava aracı ipoteğinin bu Kanun’da düzenleniş biçimine ve Kanun’un amacına yer verilerek, iç hukukta yeni olan bu mevzuat ile Türk Sivil Havacılık Kanunu maddeleri ve diğer ilgili mevzuatlar kıyaslanmıştır.

1.2 Literatür Özeti ve Araştırma Gereksinimi

Bu çalışmada hava aracı ipoteği kavramı; ipoteğin hukuki niteliği, konusu, kuruluşu, hükümleri, sona ermesi ve hava aracı ipoteği kapsamında Türk Hukuku, Cape Town Konvansiyonu ve Hava Aracı Protokol’ü incelenmiştir. Ayrıca hava aracı ipoteği ile diğer benzer rehin türleri birbirleriyle karşılaştırılmıştır. Bu alanda yapılan daha önceki araştırmaların incelenmesi sonucunda bu çalışma konusuyla ilgili fazla bilimsel araştırma olmadığı görülmüştür. Hava aracı ipoteği ve ulaşım araçları ipoteğine ilişkin önceki çalışmalar kısaca özetlenerek bu çalışmaya olan katkıları değerlendirilmiştir.

Hızır ve Turaev (2008) tarafından yapılan “Hava Türk Hukuku’nda Hava Araçları Üzerinde İpotek Tesis Edilmesi” isimli eserlerde; Türk hukukunda hava araçları üzerinde ipotek tesis edilmesi hususuna ve mevzuatta Türk Sivil Havacılık Kanunu’na ilişkin maddelere yer vermişlerdir. Hızır ve Turaev (2008) iç hukukta hava aracı konusunda yer

(14)

6

alan düzenlemelerin oldukça yetersiz olduğu kanısına varmışlar ve bu eksikliğin giderilmesi için, eğer MK’da taşınmaz ipoteğine ilişkin açık bir atıf mevcut değilse, vasfı itibariyle hava aracı ipoteğine daha yakın olan ve TTK’da yer alan gemi ipoteği hükümlerinin uygulanmasının doğru olacağını belirtmişlerdir. Ayrıca Hızır ve Turaev (2008) hava aracı ipoteğinin tescilli taşınır rehni niteliğinde olduğunu vurgulayarak bu nedenle tescile kayıtlı olan hava araçlarının rehne konu edilmesinin ancak yazılı bir rehin sözleşmesi yapılması ve bu rehnin ilgili sicile kaydı ile mümkün olacağını belirtmişlerdir.

Demir’in (2009) “Hava Aracı İpoteği” isimli doktora tezinde; hava aracı ipoteğini sınırlı bir ayni hak olarak tanımlamış ve ipoteğe konu olan alacağın teminatını oluşturmak üzere hava aracı malikinin yani borçlunun hava aracı üzerinde, zilyetliğin devrine gerek olmaksızın, hava aracı siciline tescil suretiyle tesis edilen ve rehin sahibine, borçlunun borcunu ifa etmemesi halinde hava aracını, İcra ve İflâs Kanunu (İİK) hükümlerine göre paraya çevirerek alacağını tahsil etme yetkisi veren sınırlı bir aynî hak olarak tanımlanmıştır. Ayrıca hava aracı ipoteğinin, ilgili sicile tescil suretiyle kurulan bir taşınır rehni türü olarak belirtmiştir. Demir (2009) tarafından hava aracı ipoteğinin diğer ipotek türleri gibi alacağa bağlı fer’î bir hak olduğu ve bu çerçevede ipoteğin sadece teminat fonksiyonu bulunduğunu vurgulamıştır. Tüm bunlara ek olarak devlet araçları ile Türk sivil hava aracı tanımı dışında kalan hava araçlarının hava aracı ipoteğine konu olmayacağı belirtilmiştir.

Atamer’in (2012) “Gemi ve Uçak İpoteğinin Hukuksal Temelleri” adlı eserinde; gemi ve uçak ipoteğinin yerel mevzuat bakımından temelleri ve Türk Özel Hukuk Sistemi içindeki yerini araştırmıştır. Bu doğrultuda önce, genel anlamda rehin kavramının Roma Hukuku’ndaki köklerine inmiş ve "ipotek" teriminin anlamı araştırmıştır. İpotek kavramının farklı ülkelerde yer alan tanımlarına ve uygulamalarına değinerek özellikle gemiler üzerinde kurulan rehin hakkının Alman Hukuku’nda sicile kaydedilen bir taşınır rehninden tam taşınmaz ipoteğine nasıl dönüştüğü incelenmiştir. Atamer (2012) tarafından yapılan çalışmada; Türk Hukuku için gemi ile uçak ipoteklerine uygulanacak hükümlere ilişkin yasal kaynakları, kısa yasama süreçleriyle birlikte ortaya koymuştur.

Ertaş (2013) ise “Tescilli Taşınır Rehinleri” isimli eserinde; genel anlamda taşınır rehnine ilişkin ilkelere değinerek, taşınır rehninin teslimsiz kurulabilme özelliğine vurgu yapmış

(15)

7

ve bu konuda bilimsel araştırmada bulunan kişiler gibi tescilli taşınır rehni kavramını açıklamıştır. Tecilli taşınır rehni kavramına: hayvan rehni, ticari işletme rehni, sanayi işletmesi rehni, maden rehni, gemi ipoteği ve hava aracı ipoteğinin girdiğini belirtmiştir.

Ertaş (2013), hava aracı ipoteğinin kapsamının belirlenmesine ilişkin Medeni Kanun’un taşınmaz rehnine ilişkin hükümlerinin uygulanacağını ancak sigorta bedelinin yani tazminatının taşınır rehni kapsamına girip girmeyeceği konusunda kanunda açıklık bulunmadığını ancak hava aracı ipoteğinde sigorta tazminatının rehin kapsamına girdiğini vurgulamıştır. Ayrıca hava aracı ipoteğinde alacağın temliki için aynı gemi ipoteğinde olduğu gibi yazılı bir temlik sözleşmesi ve sicile tescil şartının var olduğu belirtilmiştir.

Kurtuluş’un (2017) “Hava Aracı İpoteği” adlı eserinde; taşınır mallara ilişkin rehnin ana tipinin teslimi zorunlu rehin olduğunu ancak diğer rehin türlerinin ise teslimi zorunlu rehnin birer istisnası olarak ortaya çıktığı üzerinde durmuştur. Hatta teslimsiz rehnin, teslimi zorunlu rehin nedeniyle oluşan bazı sakıncaları gidermek için oluşturulduğunu ileri sürmüştür. Bu düşüncesine örnek olarak ise hava aracı ipoteğini vermiş ve bu tür rehinlerin özelikle sicilli taşınır rehni olarak anıldıklarını ifade etmiştir. Ayrıca Kurtuluş (2017), bu sicillere tescil suretiyle rehin konusunda belirlilik ve alenilik sağlandığını ve bu rehin türlerinden biri olan hava aracı ipoteğinin ilgili kanunlara göre her ne kadar taşınır mal olarak düzenlenmişse de ekonomik değeri ve kapladığı hacim sebebiyle herhangi bir taşınır mala göre farklılıklar içerdiği üzerinde durmuştur.

Tek (2012) tarafından yapılan “Ulaşım Araçlarının İpoteği” adlı eserinde; taşınır mal ve ulaşım aracı olarak nitelendirdiği gemi, hava aracı ve motorlu taşıtların bir sicile tescil edilmek sureti ile rehin hakkına konu olmaları hususunu Türk Hukuku çerçevesinde genel hatlarıyla incelenmiştir. Her biri ulaşım aracı olan bu taşınır malların arasındaki farklılığı yaratan mevzuat hükümlerine değinilmiştir. Özellikle gemiler için TTK ve hava araçları TSHK hükümleri değerlendirilmiş; 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu arasındaki farklılıklar analiz edilmiştir. TTK ve TSHK’daki düzenlemelerin daha iyi anlaşılabilmesi ve yorumlanabilmesi için İsviçre ve Fransız hukukları ile Türk mevzuatı arasında karşılaştırmalar yapılmıştır. Motorlu taşıtlar bakımından ise, MK’nın taşınır rehni ve taşınmaz rehnine ilişkin düzenlemeleri arasından uygulanması gereken hükümler tespit edilmeye çalışılmıştır.

(16)

8

İnceleme sonuçlarına göre bu çalışmanın, Türkiye’deki önceki akademik ve bilimsel çalışmalardan farkı; hava aracı ipoteğine uygulanan yerel mevzuatın yanı sıra uluslararası konvansiyonların detaylı olarak incelendiği, Türk mevzuatında bulunan kanun hükümlerinin farklıklarına yer verildiği ve mevzuatta hava aracı ipoteğine ilişkin hükümlerin yeteri kadar bulunmaması veya eksik bulunması nedeniyle çözüm önerisinin yapıldığı bir çalışma olarak hazırlanmasıdır.

(17)

9

2. HAVA ARACI VE ULAŞIM ARACI İPOTEĞİ KAVRAMI, HAVA VE ULAŞIM ARACI İPOTEĞİNİN KONUSU

Eşya Hukuku bakımından eşyaların tabi olduğu temel ayrım taşınmaz eşya - taşınır eşya ayrımıdır. Bu ayrımın temel noktası: eşyanın bir yerden başka bir yere taşınıp taşınamayacağı olgusuna dayanmaktadır. Genel olarak, bir yerden başka bir yere özünde herhangi bir değişiklik olmadan taşınabilen eşyalar taşınır eşya; özünde bir değişiklik olmadan bir yerden başka bir yere taşınamayan eşyalara ise taşınmaz eşya denilmektedir.

Eşya Hukuku çerçevesinde yapılan bu tanımın ve taşınır eşya ile taşınmaz eşya ayrımının kesin bir ayrım olduğunu söylemek oldukça güçtür. Keza Sirmen (2017) hukuk düzeni tarafından yapılan bu ayrımda, eşyanın yalnız doğal yapısının değil, aynı zamanda ekonomik yapısının ve karşıladığı ihtiyaçların da dikkate alacağını özellikle vurgulanmıştır (Sirmen 2018). Nitekim bu açıdan ele alındığında hukuk düzeninin eşyalar üzerinde yaptığı bu ayrımın ve taşınır eşya olarak kabul ettiği bazı şeylerin, başka bir hukuk kuralı ile ya da o şeyin ekonomik yapısı gereği taşınmaz eşya olarak kabul edilmesi mümkün olmaktadır.

Eşya Hukuku’nda yapılan ayrım gereğince ulaşım araçlarının bir yerden başka bir yere özünde değişiklik olmadan taşınabilen eşyalar olduğunu söyleyerek bu araçların taşınır eşya kavramına girdiğini söylemek elbette mümkündür. Ancak hava araçlarının günümüzde taşıdıkları büyük ekonomik değer göz önüne alındığında, bu araçların taşınır eşya statüsünden çok taşınmaz eşya statüsüne girdiğinden ve bu özelliklerinden dolayı hava araçlarının günümüz ekonomik hayatında önemli bir teminat konusu olduğundan bahsedilebilecektir.

Ulaşım aracı ipoteği, Tek’in (2012) de belirttiği gibi: gemiler, hava araçları ve motorlu taşıtları konu alan bir rehin hakkıdır (Tek 2012). Bu çerçevede ulaşım aracı ipoteği aslında ipotek sahibine borçlunun borcunu yerine getirmemesi halinde ipotek konusu olan ulaşım aracının mülkiyetini paraya çevirmek ve elde edilen meblağ üzerinden öncelikle alacağını temin etmek hakkını veren bir sınırlı ayni haktır (Akipek vd. 2014, Seliçi 1974).

(18)

10

Gemiler, hava araçları ve motorlu taşıtlar işlevleri ve yapıları gereği bir yerden bir yere özlerinde bir değişiklik olmadan taşınabilen eşyalardır. Motorlu taşıtların taşınır vasfına dair herhangi bir tartışma olmasa da kanun koyucu TTK’nın 977/I. maddesinden dolayı gemilerin; TSHK’nın 65. maddesinden dolayı ile de dolaylı olarak hava araçlarının taşınır mal olduklarını düzenleme altına almıştır. Ancak yukarıda da kısaca değinildiği gibi bu malların diğer taşınmazlara oranla hareket kabiliyetleri oldukça sınırlıdır. Ulaşım araçları çok kısa sürede bir yerden bir yere gidebilmelerine rağmen gerek hacimleri ve boyutları gerekse de taşıdıkları ekonomik değer nedeniyle diğer taşınır mallar gibi mülkiyet hakkı devri ve sınırlandırmasına tabi olamamaktadırlar.

2.1 Hava Aracı İpoteğinin Tanımı

Hava aracının tanımı TSHK. m. 3’de yapılmıştır. Bu tanıma göre hava aracı: havada seyredebilme kabiliyetine sahip her türlü araç olarak tanımlanmıştır. Eşya Hukuku ve TSHK. m. 65’e göre hava araçları taşınır mal olarak tanımlanmıştır. Ancak taşınır mal statüsünde yer alan hava araçlarının hareket kabiliyetleri kendi sınıflarında yer alan diğer taşınır mallara göre oldukça sınırlıdır. Ayrıca diğer taşınır mallara nazaran hava araçları, taşıdıkları büyük ekonomik değer sebebiyle malikleri tarafından sıkça mülkiyet hakkı devrine ve/veya sınırlandırılması işlemlerine konu olmaktadırlar. Bu çerçevede hava araçlarının diğer taşınır mallara nazaran daha ayrıcalıklı ve farklı bir statüde olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

Hava araçlarının tescili için TSHK. m. 50’de belirtildiği gibi Ulaştırma Bakanlığı (UBAK) nezdinde “Uçak Sicili” tutulmakta ve hava araçları bu sicile kaydolmaktadır.

Uçak Sicili adeta taşınmazlardaki tapu sicili gibi işlev görmekte ve hava araçlarının bu sicile kaydolma zorunluluğu bulunmaktadır. Bu sicille hava araçlarının taşınmazların tabi olduğu hukuki statü ve rejime yaklaştığı görülmektedir. Bu hususa örnek olarak ise, hava aracı üzerindeki rehin uçak siciline tescil ile kurulduğundan aynı zamanda hava aracının zilyetliğinin rehin alacaklısına devredilmesi söz konusu olmamaktadır. Bu husus aynı taşınmazlarda olduğu gibi hava araçlarında da söz konusudur. Taşınır olarak nitelendirilen hava aracı olan uçağın aleniyeti uçak sicillerine kaydedilmesiyle sağlanmaktadır. Bu çerçevede aslında hava aracının aleniyetinin zilyetlikle değil, kaydın yapıldığı sicil ile sağlandığı söylenebilecektir.

(19)

11

Türk Hukuku çerçevesinde ele alındığında ulaşım araçları ve özellikle hava araçları üzerinde tescil yoluyla kurulan güvence “hava aracı ipoteği” olarak anılmakta ve adlandırılmaktadır. Oysa MK’nın sistematiğine bakıldığında “ipotek” kavramının sadece taşınmazlar ve/veya eşyalar üzerinde kurulduğu görülmektedir (Ertaş, Cumalıoğlu ve Serdar 2017). Bunun taşınır mallar üzerindeki karşılığı ise rehin hakkının zilyetliğinin devri yoluyla kurulan “taşınır rehni” olduğu görülmektedir.

Belirtilen tanımlardan ve sınıflamalardan hareketle hava araçlarının taşınır mallar olmalarına rağmen, bir taşınmaz rehin türü olan ipotek hakkına konu olduğu dikkat çekmektedir. Hava araçlarının ayni hakları düzenlenirken doğrudan gemilere ilişkin TTK hükümlerinden yararlanılmıştır (Atamer 2012). Türk Hukuku’nda ve ilgili kanunlarda gemi ipoteğine oldukça detaylı olarak yer verilmesine rağmen hava aracı ipoteğine daha az ayrıntıyla yer verilmiştir.

2.2 Hava Aracı İpoteğinin Hukuki Niteliği

Hava aracı ipoteğinin hukuki niteliğinden bahsederken iki önemli özellik öne çıkmaktadır. Bunlar: hava aracı ipoteğinin taşınır rehninin bir türü olması ve hava aracı ipoteğinin alacağa bağlı (fer’i) bir hak olmasıdır.

2.2.1 Taşınır rehninin bir türü olması

Hava aracı ipoteği, bir taşınır rehni türüdür (Steinauer 2003). Bunun sebebi ipoteğe konu olan malın veya malların taşınır mal olmasından kaynaklanmaktadır. Hava araçlarının ipoteği konusunu özel kılan ise, bir taşınır olan hava aracının sicile kayıtlı olması ve sicile kayıtlı olan bu taşınmazların rehninin ise taşınır malların kaydoldukları bu sicile tescil işlemiyle gerçekleşiyor olmasıdır.

Taşınır ipoteği ve çeşitleri Türkiye’de olduğu kadar Fransa’da da tartışma konusu olmuştur. Taşınır ipoteğini temelde iki unsura ayırmak mümkündür. Bunlardan ilki, tam taşınır ipoteği (hypothèquemobilièreparfaite) ve eksik taşınır ipoteği (hypothèquemobilièreimparfaite) olarak adlandırılmaktadır (Hofsetter 1950). Tam taşınır ipoteği sicile kaydı zorunlu olan bir taşınır mal üzerinde sicile tescille kurulan bir ipotek

(20)

12

türüdür. Bu çerçevede sicile kayıtlı olması zorunlu olan taşınır mallardan ne kastedildiğinin açıklanması gerekmektedir. Sicile kaydı zorunlu olan taşınır mallardan kastedilen: gerek ekonomik büyüklükleri, gerek uyrukları, gerekse de nispeten sabit durumları sebebiyle, nitelikleri itibariyle taşınmazlara yaklaşan mallardır. Bu tanımdan yola çıkarak hava araçlarının özellikle uçakların bu tipte taşınır mallardan olduğu, hava araçlarının üzerlerinde gerçekleşen ipotek işleminin tam taşınır ipoteği olduğu ve bu ipoteğin sicile tescil ile birlikte kamu güvenine sahip olduğundan bahsedilebilecektir (Akipek ve Akıntürk 2018).

Kamu güvenliğine sahiplik ve ipoteğin sicile tescil işleminin hukuken koruma sağlamadığı düşünülemez. Tıpkı tapu sicilinde olduğu gibi tam taşınır ipoteğinin sicile tesciliyle birlikte ipotek hakkı sahibi, ipotekli hava aracı üzerinde diğer alacaklılara göre öncelik kazanacak ve ayrıca hava aracını daha sonradan iktisap eden 3. kişilere karşı takip yetkisine sahip olacaktır (Dingreville 1937).

Eksik taşınır ipoteği ise, tam taşınır ipoteğinin aksine ferden belirlenmeleri daha güç ve daha az sabit olan malları konu almaktadır. Bu ipoteğin tam taşınır ipoteğinden en önemli farkı ipoteğin kamu güvenliğinden yoksun olmasıdır. İpoteğin kamu güvenliğinden mahrum olması ise, bu taşınır malı iyi niyetle iktisap eden kişilere karşı sicildeki kayıtların ileri sürülemeyecek olmasıdır. Kamu güvenliğinden yoksun olan bu sicil aynı zamanda hak sahiplerine tam taşınır ipoteğinde olduğu gibi takip yetkisi de vermemektedir. Eksik taşınır ipoteğinde hak sahibine verilen tek yetki öncelik yetkisidir.

2.2.2 Alacağa bağlı (fer’i) bir hak olması

Diğer bütün rehin hakları gibi, hava aracı ipoteği de alacağa bağlı bir haktır. Alacağa bağlılık kavramı ise, alacak ile fiziksel bir bağlılıktan öte, alacak ile alacağa bağlı hak arasında bir bağlantıyı tanımlamaktadır. Bu nedenle hava aracı ipoteğini ele alıp incelerken aynı zamanda tam taşınmaz ipoteğine konu olan borç ilişkisinin de ayrıca incelenmesi gerekmektedir.

Daha açık ifade etmek gerekirse: eğer alacaklı ve borçlu arasındaki borç ilişkisi geçersizse ipotek de geçersiz olacak, alacak sona ererse ipotek de sona erecektir. Aynı kapsamda

(21)

13

eğer alacak üçüncü kişiye temlik edilirse, bu alacakla beraber ipotek hakkı da kendiliğinden yeni alacaklıya devredilmiş olacaktır.

Eşya Hukuku’nun temel ilkelerinden biri olan sicile güven ilkesi ve sicillerin aleniyeti nedeniyle tam taşınır ipoteğinde, ipoteğin varlığı ile sicil kayıtlarının örtüşmemesi durumunda yani yolsuz tescilin söz konusu olduğu hallerde, yolsuz tescile bilmeden güvenerek ayni hak iktisap eden iyi niyetli üçüncü kişinin kazanımı korunacaktır. Ancak bu kazanımın gerçekleşmesi için ayrıca alacağın mevcut ve geçerli olması gerekmektedir.

Asıl tartışılması gereken hususun şarta bağlı alacaklar üzerinde ipotek tesis edilip edilmeyeceği, yani alacağın belirli olup olmamasının hava aracı ipoteğinin bir koşulu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Bu soruya yanıt vermek için her ulaşım aracı için getirilen özel düzenlemelerle bakmak gerekmektedir. İlgili mevzuatlar incelendiğinde, hava aracı ipoteğinin ve dolayısıyla ulaşım aracı ipoteğinin bağlı olduğu alacağın mutlaka para alacağı olması gerekmemektedir. Para ile ölçülebilen alacaklar da hava aracı ipoteğinin veya ulaşım aracı ipoteğinin konusu olabilirler. Nitekim bu husus TSHK. m. 69’da açık bir şekilde ifade edilmiştir.

TSHK 69. maddesi: “Bir alacağın temini için hava aracı üzerinde ipotek tesis olunabilir.

Hava aracı ipoteği, alacaklıya hava aracı bedelinden alacağını alma yetkisi verir.

Müstakbel alacaklar veya şarta bağlı olan bir alacak için dahi ipotek tesis edilebilir”

düzenlemesiyle, hava aracı ipoteğinin para ile ölçülebilen alacaklar için kurulmadığı, şarta bağlı alacaklar için bile ipotek tesis edilebileceği net bir şekilde ifade edilmiştir.

2.2.3 Hava aracı ipoteğine uygulanacak hükümler

Hava aracı ipoteğine uygulanacak kanun Türk Sivil Havacılık Kanunu’dur. Hava aracı ipoteğine konu olan hükümler ise yine TSHK. m. 69 ve 84 arasında düzenlenen hükümleridir. Ancak özel kanun niteliğine sahip Türk Sivil Havacılık Kanunu’nda hüküm bulunmayan hallerde uygulanacak kanun Türk Medeni Kanunu’dur. Ayrıca yine Türk Sivil Havacılık Kanunu özel olarak düzenlenmeyen faize, değer kaybına karşı önlem

(22)

14

almaya, rehinden sonra kurulan ayni haklara, yabancı para üzerinden ipotek hakkı tesisine ve alacakların temsiline yönelik olarak Türk Medeni Kanunu hükümleri yine kıyasen hava aracı ipoteğine uygulanması gereken hükümler arasında yer almaktadır.

2.2.4 Hava aracı ipoteğinin konusu

TSHK. m. 3’de yer alan tanımdan yola çıkarak, bir taşıtın hava aracı olarak sayılabilmesi için o aracın havalanabilmesi ve havada seyredebilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede aslında bir taşıtın hava aracı olması için o taşıtın büyük olması ve/veya havada seyretme amacına veya yolcu veya kargo taşıma amacına özgülenmiş olması gerekmemektedir. Bu tanımdan hareketle paraşüt kendiliğinden havalanma özelliğine sahip olmadığından hava aracı olarak tanımlanamazken; balon, zeplin, helikopter, uçak ve hatta insansız hava araçları, hava aracı olarak tanımlanabilecektir. Dolayısıyla aslında ilgili kanun maddesinde aranan iki şartın motor yardımı veya motor yardımı olmadan atmosfere çıkma özelliği olan araçları ve hava basıncının sayesinde havada tutunabilen araçları ifade ettiği söylenebilecektir. Kanun tanımında yer alan bu iki özelliğin sürekli kaybı halinde taşıt hava aracı vasfını kaybedecektir.

2.2.5 Üzerinde ipotek tesis edilebilen hava aracı

TSHK. m. 49’da hangi hava araçlarının Türk sivil hava aracı sayılacağı belirtilmiştir.

TSHK. m. 49: “Bir sivil hava aracı aşağıda belirtilen durumlarda da Türk sivil hava aracı sayılır. Türk kanunları uyarınca kurulup da; a) Kamu kurumu niteliğindeki mesleki kuruluşlar, dernekler, siyasi partiler, sendikalar veya vakıfların mülkiyetinde bulunan hava araçları, idari organını oluşturan kişilerin çoğunluğunun Türk vatandaşı olması, b) Türk Ticaret Siciline kaydedilmiş ticari şirketler, kooperatifler ve bunların birliklerinin mülkiyetinde bulunan hava araçları, şirketi idare ve temsil etmeye yetkili olanların çoğunluğunun Türk vatandaşı olması ve şirket ana sözleşmesine göre oy çoğunluğunun Türk ortaklarda bulunması” şeklindedir.

TSHK’nın 49. maddesinde belirtilen durumlara sahip bir hava aracı Türk sivil hava aracı sayılmakta ve yine TSHK’nın 50. maddesinde düzenlendiği gibi tescile tabi

(23)

15

tutulmaktadır. Türk sivil hava araçlarının tescilleri de UBAK tarafından tutulan “Uçak Sicili” ile sağlanmaktadır.

Dolayısıyla Türkiye’de ve Türk Hukuku’na tabi konularda bir hava aracı üzerinde ipotek tesis edilmek istenmesi halinde öncelikle o aracın ilgili olduğu sicile kaydedilmiş olması zorunludur.

TSHK’nın 60. maddesi ise tescilin genel şartlarını düzenlemiştir: “Bir sivil hava aracının tescil edilebilmesi için, aşağıdaki hususlar gereklidir. a) 49 uncu madde uyarınca hava aracının Türk sivil hava aracı sayılması. b) Başka bir memlekette tescil edilmemiş olması ve eğer tescil edilmiş ise oradan kaydının silindiğine dair belge getirilmiş olması. c) Hava aracının uçuşa elverişli bulunduğuna dair Ulaştırma Bakanlığınca verilmiş belgeyi haiz olması” TSHK’nın bu maddesinde yer alan ters hüküm gereğince devlet araçlarının, başka bir ülkede sicile kaydedilmiş hava araçlarının, kaydı silinmemiş olan hava araçlarının ve UBAK tarafından uçuşa elverişli belgesi bulunmayan hava araçlarının tescil edilmesi mümkün görülmemiştir.

Tescile tabi olan hava araçlarına dair bu düzenlemeler haricinde TSHK’nın ilgili maddelerinde “tescile tabi olmayan” hava araçlarının da olduğu anlaşılmaktadır. Keza TSHK’nın 67. maddesinde tescile tabi olmayan hava araçlarının durumu düzenlenmektedir. Bu maddelerden yola çıkarak kanunda belirtilen şartları yerine getiren sivil hava araçları dışında tescili zorunlu olmayan sivil hava araçlarının da bulunduğu sonucuna varılmaktadır. Ancak hangi hava araçlarının tescilinin zorunlu, hangilerinin zorunlu olmadığına dair hukuki bir metin bulunmadığından sadece TSHK’nın 49.

maddesinde ve 60. maddesinde yer alan koşulları sağlayan hava araçlarının tescile tabi olduğu söylenebilmektedir. Bu durumda tescile tabi olmayan bir hava aracı üzerinde ipotek tesis edilmesinin mümkün olmadığı ve ancak bu hava araçlarının teslime bağlı taşınır rehni hükümlerine tabi olacağı açıktır.

(24)

16

3. HAVA ARACI İPOTEĞİNİN DİĞER REHİN TÜRLERİNDEN FARKI

Hava aracı ipoteği, diğer ipotek tesis etmeye yönelik olan ayni sözleşmelerden ve işlemlerden ayırt edilmelidir. Bu nedenle hava aracı ipoteği ile oldukça benzer olduğu ve uygulamada çokça karıştırılan teslime bağlı taşınır rehni ve ayrıca taşınmaz ipoteği üzerinde durulacaktır.

3.1 Hava Aracı İpoteğinin Teslime Bağlı Taşınır Rehninden Farkı

Teslime bağlı taşınır rehni ile hava aracı ipoteği arasındaki farkları ele almadan önce teslime bağlı taşınır rehninin ne olduğunun üzerinde durmak gerekmektedir. Akipek ve Akıntürk (2018)’in de belirttiği gibi teslime bağlı taşınır rehni; rehin konusu olan malın, malikinin dolaysız zilyetliğini sona erdirmek suretiyle alacaklının alacağına teminat olması için alacaklıya ya da tarafların anlaştıkları üçüncü bir kişiye devredilmesiyle kurulan bir taşınır rehni türüdür. Teslime bağlı taşınır rehni ile hava aracı ipoteği arasındaki farklar aşağıda tablo halinde sunulmuştur (Çizelge 3.1).

Çizelge 3.1 Teslime bağlı taşınır rehni ve hava aracı ipoteği arasındaki başlıca farklar TESLİME BAĞLI TAŞINIR REHNİ HAVA ARACI İPOTEĞİ Alacaklının alacağına teminat olması için

alacaklıya ya da tarafların anlaştıkları üçüncü kişiye devir ile kurulur.

Hava aracının kaydedildiği sicile yapılan tescil işlemi ile kurulur.

Malikin dolaysız zilyetliği söz konusu

değildir. Malikin dolaysız zilyetliği korunur.

Rehin hakkı sahibi, rehin konusu malı korumak ve saklamakla yükümlüdür.

İpotek hakkı sahibi ipotek konusu malı saklamak ya da korumak yükümlülüğü altında değildir.

Rehin hakkı sahibi ve malik taşınır malı kullanamaz ve semerelerinden yararlanamaz.

Malik dolaysız zilyetliğe sahip olduğundan ulaşım aracı kullanılabilir ve semerelerinden yararlanılabilir.

Borçlu verme borcu altındadır. Zilyetliğin devri ile rehin sözleşmesi ifa edilir.

Borçlu yapma borcu altındadır. Borç tescil talebiyle ifa edilir. Yapma borcu yerine getirilmediğinde borçlu ifaya zorlanabilir.

Rehnin aleniliği zilyetliğin devri ile sağlanır.

Aleniliğin sağlanması için sicile tescil zorunludur. Tescil hava aracı ipoteğinde kurucu unsurdur.

Alacaklının sicil inceleme zorunluluğu yoktur. Alacaklı sicil inceleme zorunluluğu altındadır.

Alacaklının artık zilyet olmaması ya da rehin konusu malı üçüncü kişiden geri alamaması halinde rehin son bulur.

Malik aynı zamanda zilyet olarak kaldığından, rehin konusu taşınırın rızalı ya da rızasız devri alacaklının hakkını zedelemez.

(25)

17

Çizelge 3.1 Teslime bağlı taşınır rehni ve hava aracı ipoteği arasındaki başlıca farklar (devamı)

TESLİME BAĞLI TAŞINIR REHNİ HAVA ARACI İPOTEĞİ Rehin tesisi için malikin taşınır mal üzerinde

tasarruf yetkisinin varlığı gereklidir.

Hava aracı üzerinde tasarruf yetkisine sahip olan (ipotek tesis edebilecek kişi) hava aracının malikidir.

Art rehin kurulabilir. Ancak rehin hakkı sahibine art rehin tesisi ve alacağın ödenmemesi halinde zilyetliğin art rehin sahibine geçeceği ihtar edilir.

Art rehin kurulabilir. Sicile tescil yapılması yeterlidir. Yazılı ihtarda bulunulması gerekmez.

Alacaklılara rehin sırasına göre ödeme yapılır.

Boş dereceye ilerleme sözleşmesi yapılarak boşalan ya da saklı dereceye tescil söz konusu olabilir.

Rehin hakkı sona erdiğinde rehin konusu taşınır malike geri verilir.

Hava aracı ipoteğinde rehin konusu taşınır mal iade edilmez. Sadece sicildeki kayıt terkin edilir.

3.2 Hava Aracı İpoteğinin Taşınmaz İpoteğinden Farkı

İpotek, doğmamış ve/veya doğması muhtemel bir kişisel alacağın temininin sağlanması için taşınmaz üzerinde tesis edilen ve kıymetli evrak niteliğinde olan ancak senede bağlanmamış bir taşınmaz rehnidir. Taşınmaz rehninin diğer rehin türlerinden faklı olarak amacı, taşınmazın değerini tedavül ettirmek değil alacağı teminat altına almaktır. Hava aracı ipoteği ile taşınmaz ipoteği arasındaki farklar aşağıda tablo halinde sunulmuştur (Çizelge 3.2).

Çizelge 3.2 Taşınmaz ipoteği ve hava aracı ipoteği arasındaki başlıca farklar TAŞINMAZ İPOTEGİ HAVA ARACI İPOTEĞİ İpotek konusu taşınmazlar İpotek konusu taşınır mallardır.

Bütün taşınmazlar üzerinde kurulabilir. Hava aracı ipoteği sadece hava araçları üzerinde kurulur.

İpoteğe konu taşınmaz maliki ile alacaklı arasında tapuda resmi şekilde borçlandırıcı bir sözleşme yapılması gerekmektedir.

Noterde imzaların onaylanması yoluyla gerçekleşen sözleşme üzerine malik, kural olarak, ilgili sicilde tescil beyanında bulunur.

(MK m. 1013/I)

Sabit dereceler sistemi uygulanır. Sabit dereceler sistemi uygulanır.

Tapu kütüğüne kayıtlı olmayan taşınmazlar rehnedilemez ve sadece ipotek hakkının değil hiçbir rehin hakkının konusu olamaz.

Kendi siciline kaydedilmeyen hava aracı üzerinde ipotek tesis edilemez. Ancak bu taşınırlar üzerinde tescil edilmeseler bile teslime bağlı taşınır rehni kurulabilir.

(26)

18

Çizelge 3.2 Taşınmaz ipoteği ve hava aracı ipoteği arasındaki başlıca farklar (devamı) TAŞINMAZ İPOTEGİ HAVA ARACI İPOTEĞİ

Taşınmaz rehni taşınmazın tamamen yok olmasıyla sona erer. (MK m. 858)

Hava aracının ve özellikle geminin kısmen yok olması halinde konu oldukları haklar kaybolmaz.

3.3 Hava Aracı İpoteği ve Cape Town Konvansiyonu

Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında CTK, Özel Hukukun Birleştirilmesi Uluslararası Enstitüsü (UNIDROIT) nün uluslararası enstrümanlarından birisidir. Bu enstrüman her ne kadar son zamanlarda işlevselleşen bir enstrüman olsa da belki de diğer enstrümanlar arasında uluslararası özel hukuka uygulanan en başarılı araçlardan birisi olma özelliğini taşımaktadır.

Son dönemlerde hava araçları açısından yaşanan ekonomik gelişmeler ve hatta dünyada güncel olarak gerçekleşen olaylar ışığında, hava araçlarının finansmanı veya kiralanması işlemleri söz konusu hava araçlarının, hızlı ve kısa sürede yer değiştirebilme özellikleri olduğundan bulundukları ülke sınırları dışına girip çıkmaları nedeniyle hava aracı üzerinde hakkı olan alacaklıların ve/veya kiralayanların haklarının kullanımında birtakım sorunlar ortaya çıkmaktadır. Menşe ülkesinde tesis edilmiş ve kaydedilmiş olan bir hakkın o ülke dışında, özellikle de ayni teminatların hukuken koruma altına alınmadığı yerlerde ileri sürülebilmesi veya icrası mümkün olamamaktadır. Ayrıca borçlunun temerrüdü halinde alacaklıları koruyacak hukuki mekanizmalar da her ülkede bulunmamaktadır.

Belirtilen çerçevede kısaca “Cape Town Konvansiyonu” olarak anılan “Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme” ile kısaca “Hava Aracı Protokolü” olarak adlandırılan “Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Konulara Dair Protokol”

hava araçları için finansman sağlayan finansörlerin, satıcıların, hava aracı kiralayanların veya hava aracı kiracıların haklarını sadece ulusal anlamda değil uluslararası anlamda da korumak için uluslararası bir sicile kaydetmek ve borçlu gerçek ve/veya tüzel kişinin tasfiye haline girmeleri durumunda bu alacaklılara mezkur nesneler üzerinde öncelik

(27)

19

tanımak suretiyle alacaklıları koruyacak istikrarlı bir uluslararası hukuki rejim tesis etmek amacını gütmektedir.

Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) ve Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA) yakın iş birliği neticesinde Türkiye Cumhuriyeti 16 Kasım 2001 tarihinde CTK ve Hava Aracı Protokolü’nü imzalamıştır. 1 Nisan 2004 tarihinde Cape Town Konvansiyonu ve 1 Mart 2006 tarihinde ise Hava Aracı Protokolü yürürlüğe girmiştir.

Hava Aracı Protokol’ü Aralık 2009 tarihi itibariyle aralarında Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) de bulunduğu 31 ülke ile Avrupa Birliği (AB) tarafından da onaylanmış bulunmaktadır.

CTK ve Hava Aracı Protokolü olmak üzere iki belge ile oluşturulan bu sistemle, tüm akit devletler tarafından tanınan uluslararası geçerliğe sahip bir teminat sistemi ihdas edilmiştir. Teminat sistem ile, hava aracı işlemlerinde borçlu sıfatına sahip gerçek/tüzel kişilerin borçlarını ödemede temerrüde düşmeleri tasfiye haline girmeleri durumunda;

borçlulara finansmanla kredi sağlamış olan finansörlerin, hava aracı üzerinde hak sahibi olan diğer alacaklılara karşı önceliğinin olması ve bu sıranın garanti altına alınması için bazı haklar tanınmıştır. Bu hakların bahsedilen ayrıcalıkları sağlaması için uluslararası geçerliğe sahip bir sicile tescil edilmesi gerekmektedir. Bunun amacı sözleşmeyi imzalayan devletlerin, uluslararası sicile tescil edilen teminatları tanımaları ve kendi ülkelerinde ilgili hava aracı ve donanımları üzerinde rehinden kaynaklı hakların icra edilmesine olanak sağlamalarıdır. Devletlerin herhangi bir şekilde borçlu gibi alacaklılara karşı sorumlu olmaları ve devlet maliyesine ek bir yük getirilmesi de bu çerçevede söz konusu olmayacaktır.

Açıklanan çerçevede CTK, uluslararası geçerliğe sahip bir teminat sicili tesis etmek suretiyle finansman maliyetlerinin düşmesini sağlamaktadır. Hava aracı finansmanı maliyetlerinin düşmesi, hava aracı edinmeyi ve sektöre yeni havayolu şirketlerinin girmesini de bu anlamda kolaylaştırmaktadır. Sektöre yeni giren şirketler pazarın büyümesini sağlamakta ve turizm başta olmak üzere ekonomiye olumlu katkı sağlamaktadırlar. Bilet fiyatları da yukarıda bahsedilen maliyetlerin düşmesi neticesinde düşecek, yolcular tarafından daha faza bilet alımı gündeme gelecek ve aynı zamanda bu durum havayolu şirketlerinin hava araçları sayılarını arttırmalarına yol açacaktır.

(28)

20

Zincirleme bir etki olarak havayolu şirketlerinin uçak filosunu arttırması aynı zamanda uçuş sıklıklarını ve uçulan güzergahların fazlalığını etkileyecektir. Bu durum da her halükârda yolculara olumlu bir şekilde geri dönüşe neden olacaktır.

Havayolu şirketleri CTK ile ihdas edilen uluslararası sicile kiralama sözleşmesinden kaynaklanan “ayıba karşı tekeffül” ve “satın alma opsiyonu” gibi haklarını kaydettirebilmektedir. Bu kayıt işlemi sayesinde hava aracı malikleri hava araçlarının malikinin değiştirilmesi veya değişmesi durumunda, yeni malike karşı da bu çok önemli haklarını ileri sürebilme hakkına sahip olmaktadırlar. Bahsi geçen bu yöntem ve sistem sayesinde havayolu şirketinin iflas etmesi ve/veya temerrüde düşmesi halleri vuku bulduğunda, hava aracı için finansman sağlamış kişilerin ya da havayolu şirketlerinden alacaklı olan gerçek ve/veya tüzel kişilerin olası zararlarının objektif ve süratli bir şekilde önlenmesi, bu konuda kişilerin mağduriyetine sebebiyet vermeden önlem alınabilmesi mümkün olabilecek; ayrıca bu iş ve işlemler tekdüze kurallar ve şeffaf bir sistem ile işlediğinden finansman sağlamış kişiler, halihazırda bulunan sözleşmelerde yer alan alt kira kısıtlamalarına gereksinim duymamakta ve bu husus da havayolu şirketlerine operasyonel anlamda daha fazla esneklik sağlamaktadır.

Hâlihazırda CTK’ya 74 ülke tarafken, bu ülkelerden 62’si CTK’yı onaylamış/kabul etmiştir. CTK’ya taraf olan Tükiye Cumhuriyeti (T.C.) yerel mevzuatı ile CTK ve Protokol hükümleri arasında kayda değer anlamda çelişkiler olması sebebiyle, yerel mevzuatımızın bu hükümler ile uyumlaştırılması konusunda Türkiye ciddi çabalar sarf etmiştir. Bu çabaların ve çalışmaların en başında 12 Temmuz 2012 tarihinde Resmi Gazete’de (RG) yayımlanarak yürürlüğe giren 6353 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gösterilebilecektir. Söz konusu 6353 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile 14/10/1983 tarihli ve 2920 sayılı Türk Sivil Havacılık Kanunu’nun 68. maddesinden sonra gelmek üzere aşağıda yer alan madde Türkiye’nin bu konudaki büyük çabaları ve çalışmaları sonucu eklenmiştir:

“Öncelikle uygulanacak hüküm

MADDE 68/A – Türkiye Cumhuriyeti adına 16/11/2001 tarihinde Cape Town’da imzalanan ve 10/3/2011 tarihli ve 6192 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan

(29)

21

“Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme” ve “Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Konulara Dair Protokol” ile kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda “Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme” ve “Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Konulara Dair Protokol” hükümleri esas alınır”.

Yukarıda yer alan söz konusu madde çerçevesinde aslında yerel mevzuat ile CTK ve Hava Aracı Protokolü’nün aynı konularda farklı hükümlerinin bulunması halinde izlenecek prosedür, hangi kanunlara atıf yapılacağı ve uygulanacak hükümler netleştirilmiştir. Yine bu çerçevede Resmi Gazete’de 19 Şubat 2014 tarihinde yayımlanan 6518 sayılı Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesiyle 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’na aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

“EK MADDE 2 – Türkiye Cumhuriyeti adına 16/11/2001 tarihinde Cape Town’da imzalanan ve 10/3/2011 tarihli ve 6192 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan

“Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme” ve “Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşmeye İlişkin Hava Aracı Donanımına Özgü Konulara Dair Protokol” çerçevesinde, “Taşınır Donanım Üzerindeki Uluslararası Teminatlar Hakkında Sözleşme” nin 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında haklarını kullanan güvence lehtarı ve 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında haklarını kullanan şartlı satıcı veya kiralayan, herhangi bir yargı kararı aranmaksızın, hak sahibi olduğunu gösteren ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenecek tescil belgesiyle Ankara İcra Dairesine başvurarak, tercih ettiği hakkın yerine getirilmesini talep edebilir.

Talep üzerine icra müdürü tarafından başkaca herhangi bir araştırma yapılmaksızın, hak sahibi lehine üzerinde güvence tesis edilen nesnenin zilyetliği veya kontrolünün devrine ilişkin karar verilir ve karar borçluya tebliğ edilir. Tebliğ tarihinden itibaren üç iş günü içinde borçlu taraf, bu emri yerine getirmezse icra müdürü, Sözleşme’nin anılan 8 inci ve

(30)

22

10 uncu maddeleri çerçevesinde gereğini yerine getirmesi için almış olduğu kararı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğüne gönderir. Bu madde gereğince icra dairesince yapılan işlemler nedeniyle, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun hükümlerine göre 10.000 Türk Lirası maktu harç dışında herhangi bir vergi, resim ve harç alınmaz. Harç ve giderler, talep edene aittir. İcra dairesince, Sözleşme ve Protokol çerçevesinde yapılacak iş ve işlemler ile takibe ilişkin esas ve usuller Adalet Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir”.

Bu düzenlemede yerel mevzuat ile uluslararası mevzuat anlamında düzenlenen hükümleri yeknesaklaştırmak ve uluslararası düzeyde uygulanmış bir işlemin Türkiye’de tanıma ve tenfiz hükümlerine tabi olmadan direkt icraya konulabilmesi imkanı ve pratikliği sağlanmıştır.

(31)

23 4. HAVA ARACI İPOTEĞİNİN KURULUŞU

Hava aracı ipoteğinin kurulması ve hava aracı maliki ile alacaklısı arasında geçerli ve hukuken var olan bir ipotekten bahsedilebilmesi için zorunlu olan şartlar ve bu koşulların özellikleri büyük önem arz etmektedir. Bu çerçevede hava aracı ipoteğinin hukuki sebebi, sözleşmesel ipotek, hava aracı sözleşmesinin hukuki niteliği, hava aracı ipoteğine uygulanacak hükümler ve hava aracı ipoteğinin geçerlilik şartları detaylıca incelenmiştir.

4.1 Hava Aracı İpoteğinin Hukuki Sebebi, Sözleşmesel İpotek

Hava araçları ile gemi ipoteği arasındaki benzerliklerden biri de kendisini bu kısımda göstermektedir. Keza gemi ipoteğinin kurulması için öncelikle geminin maliki ile alacaklının gemi üzerinde ipotek kurulması hususunda anlaşmaları ve ayrıca gemi ipoteğinin gemi siciline tescili gerekmektedir. Aynı şekilde hava araçları üzerinde ipoteğin tesis edilebilmesi için ise yine malik ile alacaklının anlaşması ve ayrıca ipoteğin tescil edilmesi aranmaktadır.

Belirtilen husustan hareketle hava aracı ipoteğinde malik ile alacaklı arasında sözleşme yapılması gerektiği ve ayrıca ipoteğin de sicil tescil edilmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Ancak hiçbir yasal mevzuatta bu tarz bir sözleşmenin unsurlarının neler olduğu ve/veya bu sözleşmesinin nasıl yapılacağına dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle hava aracı ipoteğine konu olan sözleşmenin atipik yani sui generis bir sözleşme olduğundan bahsedilmektedir (Eren 2015).

Hava aracı ipoteğinin sözleşmesi özellikle alacaklı ve borçlu arasında bir borç ilişkisi kurulması amacıyla akdedildiğinden, ipotek sözleşmesinin aynı zamanda bir borç sözleşmesi olduğu söylenebilecektir. Ayrıca, her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerden bağımsız olarak hava aracı ipoteği sözleşmesi sadece ipotek borçlusunu maliki olduğu hava aracı üzerinde bir ipotek hakkı tesis etme borcu altına soktuğundan, bu tarz sözleşmelerin tek tarafa borç yükleyen sözleşmeler kategorisine girdiği söylenebilecektir.

Hava aracı ipoteğinde teslime bağlı taşınır ipoteğinden farklı olarak ayrıca alacaklının malı muhafaza ve saklama yükümlülüğü, mal alacaklıya devredilmediği için,

Referanslar

Benzer Belgeler

Yargıtay hukuk genel kurulunun 20.11.1968 tarihli kararma göre, gayrimenkulü iktisap eden kimse, son kaydı ve ona ait tapu krokisini incelemekle yükümlü ise de, evrakı

………..tarafından “………” adı ile inşa edilmekte olan kompleksin Alışveriş Merkezi bölümünü ifade eder. e) Kiralanan Yer/Mecur: Kiraya Veren ile Kiracı arasında imzalanan

Araştırma sonuçlarına göre aynı projede yer alan birden fazla gayrimenkul için yapılan değerleme çalışmalarında şerefiyelendirme kriterlerinin ve bu kriterlerin

a) Varlığa dayalı tahvillerde olduğu gibi alacak havuzunun mülkiyeti kaynak kuruma aittir. b) İhraç işlemi gerçekleştirilen menkul kıymetler kaynak kurumun pasifinde

İnceleme sonuçlarına göre arazi bankacılığının Türkiye’de uygulanabilmesi için sağlıklı değerleme veritabanı yanında değerleme alanında uzman yetiştirilmesi,

Yeşil binalar, kamu-özel işbirliği modeli ile yapılan şehir hastanelerinin önemi ve bu binaların tesis yönetimi gibi konular analiz edilerek örnek olay

Bu yasal reform ile eşgüdümlü olarak atıl sermayenin ekonomiye entegrasyonunun bir an evvel yapılabilmesi için gayrimenkul sertifikalarında olduğu gibi SPK’nın

Daha önce yapılan bir çalıĢmada özellikle inelastik nötron saçılmasından sonra ortaya çıkan gama ıĢınlarının bu performansı olumsuz yönde etkilediği