• Sonuç bulunamadı

YABANCI DİL OLARAK TÜRKÇE ÖĞRETMENİ İÇİN DİL HAKKINDA BİLGİ

Sayın…,

Dil öğretmenlerinin yeterlilikleri üzerine yapılacak bir anket çalışması için genelde diller, özelde de Türkçe için “Dil Hakkında Bilgi” listesi çıkarmaya çalışıyorum. Şu ana kadar oluşturduğum listeleri ekte görebilirsiniz. Sizden istediğim katkı, bu listeleri inceleyip eğer varsa gereksiz gördüklerinizi işaretlemeniz, yanlış olanlar için neden yanlış olduğunu Düzeltme Önerim bölümünde belirtmeniz, bunların dışında eğer bu listelerde yer almasını istediğiniz saptamalar varsa onları da EKLEME ÖNERİ(LERİ)M bölümüne yazmanız.

Çok yoğun olan programınız içinde bu çalışmaya ayırdığınız zaman ve sağladığınız katkı için teşekkür ederiz.

ALAN UZMANINA AİT BİLGİLER

1. (Unvan) Adı-Soyadı :

2. Mezun olduğunuz fakülte türü:

Eğitim Fakültesi Fen-Edebiyat Fakültesi Edebiyat Fakültesi Diğer : …….…………

3. Mezun Olduğunuz Bölüm:

4. Uzmanlık Alan(lar)ınız:

5. Dil Öğretmenliği Deneyiminiz var yok

İmza

153

1. Genel Bilgi

Gereksiz Yanlış Düzeltme Önerim

1 Her iletişim aracı, aynı zamanda o iletişimin dilidir.

2 İletişim dilleri doğal veya yapay olabilir. Hayvan ve insan dilleri doğal dillerken jest ve mimiklere dayanan işaret dilleri, flamalar ve ışıklar yoluyla oluşturulan gemici dilleri yapay dillerdir.

3 Esperanto gibi doğal insan dillerine benzetilerek kurgulanan yapay insan dilleri önerilmiştir ama bunların hiçbiri yaygınlaşmamıştır.

4 Dünyada bir dil konuşmayan herhangi bir insan topluluğu bilinmemektedir. İnsan topluluklarının konuştukları diller ise birbirinden az ya da çok farklıdır.

5 Yeryüzünde birbirinden farklı sayısı 3000-6000 arasında olduğu söylenen insan dili bulunmaktadır. Farklı sayılar verilemesinin başlıca nedeni, araştırmacılar arasında bazı dillerin başka dillerin lehçesi veya ağzı olduğuna dair farklı görüşlerin bulunmasıdır.

6 Diller birbirilerine göre “iyi-kötü”, “güzel-çirkin”, gelişmiş-gelişmemiş” diye adlandırılamaz.

7 Bir dilde başka dil veya dillerden öğeler bulunması veya bir dilin öğelerinin başka dil veya dillerde bulunması, bu diller arasında bir üstünlük konusu yapılamaz.

8 Diller doğanın “en az çaba yasası”na göre sürekli bir azalma ve kısalma sürecindedir, bu nedenle diller durmadan değişir. Bu nedenle dillerin önceki dönemlerdeki biçimleri bugünkü biçimlerinden genelde farklıdır.

9 Dillerin en kolay değişen yönü, onların sözvarlığı öğeleridir.

Sözvarlığını oluşturan öğelerin zamanla en çok değişen yönleri ise anlamları ve söylenişleridir.

10 Yazısı olan dillerin yazılış biçimleri ile söyleniş biçimleri arasında genellikle az ya da çok farklılıklar vardır. Bir dilin yazı sistemi ne kadar eski ise fark da o kadar büyüktür.

EKLEME ÖNERİ(LERİ)M

2. Sesbilim

Gereksiz Yanlış Düzeltme Önerim

1 Her dilin sesbilimsel yapısı, sınırlı sayıda seslerden oluşur;

insandaki ses aygıtı (diyafram, soluk borusu, ses telleri, ağız, dil, diş vb.) dildeki seslerden fazlasını çıkarabilir ama dil sesi olması için, sistemde yer alması gerekir.

2 Bir dildeki seslerin kendi aralarından diziliş olasılıkları sınırsız değildir; kendi aralarından sıralanış ve yan yana gelme kısıtlamaları vardır. Örneğin Türkçede bazı sesler sözcüklerin başında veya sonunda yer alamaz; hiçbir sözcük, çift ünsüzle başlamaz; sözcük sonunda ancak birkaç ses için çift ünsüz olmaya izin vardır vb.

154

3 Sesler kendi aralarında çıkış biçimi, yeri ve süresi açısından (titremli-titremsiz, dudak-diş sesleri, kısa-uzun ünlüler gibi) farklılaşan kümeler oluştururlar. Birçok ses olayı, bu kümelere göre biçimlenir

4 Sesler birbirlerini ve hece, ek, sözcük gibi ses yığınları içeren yapıları, sesleri (düşme, türeme, değişme, benzeşme gibi) bazı süreçlere uğratma yoluyla etkileyebilirler

5 Dil sesleri arasındaki en temel ve en büyük ayrım, ünlü ve ünsüz olanlar arasındaki ayrımdır.

6 Ünsüzler, akciğerden gelen havanın ses yolunda bir daralma, kapanma ya da engelleme ile karşılaşması sonucunda çıkarılan seslerdir.

7 Ünlüler, akciğerden gelen havanın ses yolunda herhangi bir engelle karşılaşmadan ses tellerinin titreşimi sonucunda oluşan seslerdir.

8 Ünsüzler çıkış yeri açısından çiftdudak (bilabials), diş dudak (labiodental), dişlerarası (interdental), dişseti (dişyuvası) (alveolars), damaksal (palatals), artdamaksıl (velar), gırtlaksı (glottal), küçük dil (uvulars) olmak üzere sınıflara ayrılır.

9 Ünsüzler; çıkış biçimi açısından, patlamalı (plossive), genizsi (nasal), sürtünmeli (fricative) patlamalı sızmalı (affricative), akıcı (liquid) olarak sınıflandırılır.

10 Ünsüzler; ses tellerinin titreşimi açısından ötümlü ve ötümsüz olmak üzere iki sınıfa ayrılırlar.

a. Ünsüzler, çıkış sürelerine bağlı olarak da birbirinden farklılık gösterirler, bu sebeple soluklu (aspirated) ve soluksuz (unaspirated) olmak üzere ikiye ayrılırlar.

11 Ünlüler, sesin çıkarılışı sırasında dilin konumu, dudakların biçimi ve çenenin açısına göre sınıflandırılırlar.

a. Ünlüler, dilin konumuna bağlı olarak ön, orta ve arka dil ünlüleri olarak ayrılırlar.

b. Ünlüler, dudakların biçimine bağlı olarak yuvarlak ve düz olarak tanımlanırlar.

c. Ünlüler, çenenin açısına bağlı olarak geniş ve dar olarak sınıflandırılırlar

12 Ünlü seslerin çıkış süreleri anlam ayırıcı bir özellik olduğundan bir sözcükte bir sesin kısa ya da uzun sesletilmesi anlamın değişmesine neden olur.

13 Dil seslerinde, tek sesmiş gibi çıkarılan ya da başlangıçta duyulan sesin bitişte yerini başka sese bırakması olarak tanımlanabilecek ünlü kayması (dipthong) durumu görülebilir.

14 Ünlü ve ünsüz seslerin anlam ayrıcı özelliği bulunmayan değişkeleri görülebilir. Bu değişkeler ayrı sesler olarak tanımlanmazlar ve bu değişkeler anlam değişikliğine yol açmadan birbirilerinin yerine kullanılabilirler, ancak seslerin anlam ayırıcı özelliği bulunmayan değişkeleri, aynı sözcük içinde kullanılmaz.

15 Bir sesi dışında tüm birimleri aynı olan ve anlamları farklı sözcük çiftleri (yalın çiftler) belirlenebilir ve seslerin anlam ayırıcı özellikleri bu çiftler aracılığı ile ortaya konulabilir.

Bürünsel Özellikler

16 Bir sözcüğün seslemlerine (hecelerine) ayrılma kuralları vardır.

Bir sözcüğün seslemlerine farklı şekillerde ayrılması sözcüğün anlamının değişmesine neden olabilir.

155

17 Sözcükte vurgu alan seslemlerin belirlenmesine yönelik kurallar vardır. Sözcükteki vurgulanan seslemin değiştirilmesi anlamın değişmesine neden olabilir.

18 Son sesi ünsüz olan bir sözcükle önsesi ünlü olan sözcük arasında ulamayı ortadan kaldırmak için durulması, anlamın değişmesine neden olabilir.

19 Bir tümcede odaklanmak istenen sözcükler ses tonu ve kısa duraklarla belirtilebilir. Ses tonunda yapılan değişiklik anlamın değişmesine ve tümcenin türünün değişmesine neden olabilir.

20

Sesler, yazıda harf ile gösterilir. Kullanılan ses sayısı ile yazıda kullanılan harf sayısı aynı olmayabilir. Yazıdaki her harf bir sesi gösterebileceği gibi, bir harf birden fazla sesi ya birden fazla harf bir sesi gösteriyor olabilir.

EKLEME ÖNERİ(LERİ)M

3. Biçimbilim

Gereksiz Yanlış Düzeltme Önerim

1 Sözcüklerin yapıları vardır; ya ayrımlaştırılamayan (kök) yapılardır ya da ayrımlaştırılabilen (türemiş veya çekimlenmiş) yapılardır.

2 Sözcükler, gerek başka sözcüklere dönüşürken (türetim) gerekse tümce içinde çeşitli görevler üstlenirken (çekim) ses ve yapı bakımından değişime uğrayabilir.

3 Sözcükler çekimlenirken ve türetilirken hangi tür değişim (çekimleme, bükümleme, ekleme vb.) baskınsa, dilin biçimbilimsel karakterini de (çekimleyen dil, bükülmeyen dil, ekleyen dil, yalınlayan dil gibi) o belirler. Türkçe ekleyen dillerin tipik üyesidir.

4 Bazı sözcükler, türemiş veya çekimlenmiş ama yapısı ayrımlaştırılamayacak kadar belirsizleşmiş olabilir (go>went).

Türkçede böylesi sözcükler bulunmaz; sözcüğün yapısındaki sesbilgisel değişimler (daralma, ses düşmesi, ses türemesi, ünsüz yumuşaması, ses değişimi vs. ses olayları yoluyla) açıklanabilirdir.

5 Çoğu dilde, ancak mevcut sözcüklerle birlikte görünebilen

“ek”ler bulunur. Ekler, bir dilin ana biçimbilimsel karakteri

“ekleme” olmasa da o dilde bulunabilir.

6 Ekler sözcüklere dillerde çoğunlukla sondan, önemli oranda önden ama nadiren içten eklenir. Türkçede ekleme sondandır.

7 Ekler, eklendikleri tabana göre sesbilimsel olarak değişime uğrayabilir. Türkçede ekler ünlü ve ünsüz uyumlarına göre en çok 8 farklı biçime girebilir.

8 Bazı eklerin hiç değişmeyen tek bir biçimi bulunur. Türkçede -ken, -ki, -yor, -gil bu tür eklerdendir.

9 Hiçbir sesbilimsel içeriği olmasa da bir (sıfır) ek, paradigmatik olarak var sayılabilir. Türkçede eylem çekimlerinde 3. Tekil-kişi kategorisini gösteren öğe, böyle bir ektir.

10 Bir ek, başka bağlamlarda ayrı ayrı görünen birden fazla eki ortaklaşa temsil edebilir. Türkçede belirli geçmiş zaman 1. çoğul-kişi eki (-k) böyle bir ektir; tek bir sesten oluşmasına karşın başka

156

biçimbilimsel bağlamlarda ayrı ayrı eklerle (örneğin geliyorsunuz’da -sun kişiyi, -uz sayıyı) anlatılan hem kişi hem de sayı kategorisini temsil etmektedir.

11 Dillerde ekleme, bileşme, yineleme, bükülmeme, kayma, tonlama, başkalaşma, kırpma, gerioluşum gibi çeşitli sözcük türetme yolları bulunur. Türkçe bu yolların birçoğunu kullanan bir dildir.

12 Birden fazla türetme yolunun bulunduğu dillerde, bunlardan biri daha yaygın ve(ya) daha baskın olabilir. Türkçede ekleme en yaygın türetme yoludur.

13 Bir dilde hangi türetme yolunun daha yaygın ve daha baskın olduğu, o dilin yapısal tipolojisinden etkilenir. Türkçe ekleyen bir dil olduğundan bu dilde görülen en yaygın türetme yolu da eklemedir.

EKLEME ÖNERİ(LERİ)M

4. Sözvarlığı

Gereksiz Yanlış Düzeltme Önerim

1 Sözvarlığı, dilin kök ve köklerden türemiş öğelerinden oluşur.

2 Bir öğenin sözvarlığı öğesi olabilmesi için mevcut yollarla türetilmiş olması yetmez, o öğenin dilde tutunması da gerekir.

3 Sözvarlığı öğelerinin kullanım sıklığı ve yaygınlığı zamanla azalabilir ve artabilir.

4 Kullanım sıklığı ve yaygınlığı nisbeten yüksek olan ve bu sıklık derecesi zamana ve dönemlere göre pek değişmeyen öğeler, temel sözvarlığı öğeleridir.

5 Sözcükler zaman içinde toplumsal değişimlere de bağlı olarak sahip oldukları anlamları kaybedip yeni anlamlar kazanabilir.

6 Kullanım sıklığı ve yaygınlığı belirgin biçimde düşen sözcükler önce “eski dil” öğesi olur, sonra sözvarlığından tamamen silinebilir.

7 Bir toplumda icatlar, teknolojik gelişmeler ve toplumsal değişimlere bağlı olarak ortaya çıkan yeni nesnelere ya da olaylara yeni adlar verilebilir ya da başka bir dilden ödünçleme sözcükler alınabilir ve bu yabancı sözcükler, zamanla, kullanıldıkları dilin özellikle söyleyiş kurallarına uyarak söz konusu dile yerlileşebilirler.

8 Bir sözcük, tek bir anlam taşıyabileceği gibi kullanıldığı bağlama bağlı olarak, temel anlamına yakın ya da temel anlamından farklı anlamlar da taşıyabilir.

9 Bir sözcük ile aynı, yakın veya zıt anlama gelen başka sözcükler olabilir.

10 Aynı şekilde sesletilen ve yazılan, birbirinden farklı anlamlara gelen sözcükler olabilir.

11 İki ayrı sözcük birlikte bir öbek olarak kullanıldığında, sözcüklerin ikisi de temel anlamlarını koruyabilir ya da yeni anlamlar taşıyabilir.

12 Sözcükler kısaltılarak kullanılabilir.

13 Sözcüklerin yazımları için belirli kurallar bulunur.

157

EKLEME ÖNERİ(LERİ)M

5. Sözdizimi

Gereksiz Yanlış Düzeltme Önerim

1 Sözcükler öbekleri, öbekler de tümceleri oluşturmak üzere yan yana gelir.

2 Sözcüklerin yan yana gelmesini düzenleyen diziliş kuralları vardır.

3 Bir öbekte, öbeğin karakterini belirleyen baş öğe ile birlikte seçimlik veya zorunlu başka öğeler bulunur.

4 Dillerde baş öbeğin en sağında veya en solunda veya her iki konumda da yer alabilir.

5 Dilleri, sözcüklerin sınırlı sayıda olan diziliş sıralarına göre sınıflamak mümkündür. Türkçe, temel sözcük dizilişi ÖNE olan dillerdendir.

6 Bir tümce, başka bir tümce içine, ekler ya da işlevsel sözcükler kullanılarak neden, sonuç, amaç, nitelik, yer, zaman gibi bilgi taşıyan tümcecikler olarak yerleşebilir.

7 Dilbilgisel olan tümceler, kullanım (anlam ve işlev) açısından doğru ya da uygun olmayabilir.

EKLEME ÖNERİ(LERİ)M

6. Edimbilim

Gereksiz Yanlış Düzeltme Önerim

1 Kuramsal olarak herkes her istediğini söyleyebilir, ancak pratikte uyulması gereken kullanımsal kurallar dışına çıkıldığında bir tümce yanlış olarak kabul edilebilir.

2 Anlam, kullanılan sözcüğü ve tümcenin kendi anlamına bağlı olabileceği gibi, bağlama göre farklılıklar gösterebilir.

3 Tümce, kendi bildiriminin yanı sıra çıkarımsal olan başka bildirimlerde taşıyabilir.

4 Konuşmacı, sözcesinde dinleyicinin bildiğini varsaydığı ifadeleri çıkarımsal olarak sunabilir.

5 Bireysel özellikler, dünya görüşü, eğitim, toplumsal statü, içinde yaşanan toplumun özellikleri gibi durumların izlerine, bireyin dil kullanımında rastlanabilir.

6 Bir söz ile sadece bilgi aktarılabileceği gibi, aynı zamanda bir eylem de gerçekleştirilmiş olabilir.

7 Konuşucunun söylediği sözün dinleyici üzerinde etkisi sayesinde ortaya çıkan sözler ve eylemler görülebilir.

8 Gereken ölçüde ve gereken düzeyde konuşulmadığında iletişim sürdürülemeyebilir. Bu koşullar sözcüklerle, kurulan metnin yapısı ve söylem belirticileri gibi dilsel birimlerle sağlanır.

158

9 Açık, anlaşılır, net ve belirsizlikten uzak konuşulmadığında iletişim sürdürülemeyebilir

10 Dürüst, yanlışsız, eksiksiz, desteklenmemiş konuşmalarla iletişim sürdürülemeyebilir.

11 Konuyla alakası olmayan konuşmalarla iletişim sürdürülemeyebilir.

12 Sözceler aracılığıyla, dünyada gerçekleşmiş olan, gerçeklemesi olası olaylar, vuku bulduğundan emin olunan olaylar, varsayımlar, tahminler belirtebilir.

13 Sözceler aracılığıyla, dinleyicinin bir işi yapmasını sağlayacak olan ifadeler aktarılabilir.

14 Sözceler aracılığıyla, konuşucu gelecekte gerçekleştirmeye yönelik bir yükümlülük aldığını belirtebilir.

15 Sözceler aracılığıyla, konuşucu içtenlikle ya da içtensiz olarak psikolojik durumunu dışa vurabilir.

16 Sözceler aracılığıyla, bir durum değişikliğine yol açabilir.

17 Sözcelerde, dinleyicinin sahip olduğu eski bilgiler ve dinleyici için yeni olan bilgiler verilebilir.

18 Söz aracılığı ile ifade edilen her şey, gerçekte doğruluk değeri taşımayabilir.

EKLEME ÖNERİ(LERİ)M 7. Toplumdilbilim

Gereksiz Yanlış Düzeltme Önerim

1 Toplumun özelliklerinin dil kullanımında değişikliklere neden olabileceği gibi; dil kullanımı toplumun gelişimi ve şekillenmesinde etkili olabilir.

2 Bir dil, toplumun farklı kesimlerinde, sessel, biçimsel ve sözcük seçimi açısından farklı görünümler sergileyebilir.

3 Bir dilin, farklı değişkelerini kullanan gruplarının kullanmasalar da anlayabildiği, resmi ortamlarda ve durumlarda kullanılan standart değişkeleri vardır.

4 Dünyada, ticarette, uluslararası ilişkilerde kullanılan ve farklı dili konuşan toplumlarca ikinci dil ya da yabancı dil olarak öğrenilen bir dil olabilir.

5 Birden fazla farklı dilin karışması, kurallarının ve sözcüklerinin iç içe geçmesi ile oluşmuş karma diller görmek mümkündür.

Karma diller, zaman içinde kendine ait özellikleri bulunan bağımsız dillere dönüşerek, kırma dil olarak tanımlanabilirler.

6 Bir dilde belirli meslek grupları tarafından kullanılan ve diğerlerinin anlamlandıramadığı değişkeler bulunabilir.

7 Dilde bazı sözcüklerin kullanımı tabu olabilir, toplumsal özelliklere bağlı olarak bir sözcüğün kullanılıp kullanılmayacağına yönelik algı değişebilir.

EKLEME ÖNERİ(LERİ)M

159