• Sonuç bulunamadı

Limited ġirketin Kamu Borçlarından Ortakların Sorumluluğu

2.3. Kamu Alacaklarının Korunması Yöntemleri

2.3.5. Kamu Alacaklarının Korunmasında Diğer Yöntemler

2.3.5.7. Limited ġirketin Kamu Borçlarından Ortakların Sorumluluğu

Limited Ģirketlerin ortaklarının Ģirketin kamu borçlarından dolayı sorumluluğu, 6183 Sayılı Kanun‟ un 35. maddesinde kamu alacaklarının korunması yöntemlerinden biri olarak düzenlenmiĢtir.

Söz konusu maddenin birinci fıkrası uyarınca, limited Ģirket ortakları, Ģirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaĢılan kamu ala- cağından dolayı sermaye payları oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve 6183 Sayılı Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulurlar.

Bu hükümden çıkan sonuç, limited Ģirketin her bir ortağının, Ģirketteki payı ora- nında Ģirketin borçlarının ödenmesinden alacaklı tahsil dairesine karĢı sorumlu olması- dır. BaĢka bir ifadeyle, ortaklar, Ģirketin kamu borcunun ödenmesinden tüm malvarlık- ları ile sorumludur (Sarıcan, 2011: 93).

6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu‟ nun 503. maddesinde, limited Ģirket; iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kiĢi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulup, ortakları- nın mesuliyeti koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile mahdut ve esas sermayesi muayyen olan Ģirket olarak tanımlanmıĢtır.

Anılan hüküm uyarınca, limited Ģirketler; ortaklarından bağımsız tüzel kiĢiliği haiz olan ve Ģirket ortaklarının Ģirket borçlarından sorumluluğunun koymayı taahhüt ettikleri sermaye miktarı ile sınırlı olan Ģirketlerdir. Buna göre, limited Ģirket ortakları koymayı taahhüt ettikleri sermaye miktarının tamamını Ģirkete ödedikleri takdirde, Ģir- ketin borçlarından dolayı üçüncü kiĢilere karĢı sorumlu olmayacaktır. BaĢka bir değiĢle, bu durumda olan Ģirket ortaklarına karĢı, Ģirketin ödenmemiĢ borçlarından dolayı icra takibi yapılamayacaktır (Ünlü, 1995: 304).

Türk Ticaret Kanunu‟ nda yer alan genel kurala 6183 Sayılı Kanun‟ un 35. mad- desi hükmü ile kamu alacakları bakımından istisna getirilmiĢtir. Bu hüküm uyarınca, Ģirket ortakları, Ģirketin borçlarından koymayı taahhüt ettikleri sermaye payı oranında kamu alacaklarından sorumlu tutulmuĢtur (Çelik, 2000: 117). Burada, ortağın koymayı taahhüt ettiği sermaye payını limited Ģirkete ödemiĢ olmasının bir önemi yoktur.

Limited Ģirket ortaklarının Ģirketten tahsil olanağı bulunmayan kamu alacakla- rından kendi malvarlığı ile sorumlu tutulması; sermaye Ģirketi mantığı ile çeliĢtiği, Ģir- kete sermaye koymuĢ olan ortağın sorumlu olmasının adalet ve hakkaniyete aykırı ol- duğu gerekçeleri ile öğretide eleĢtirilmiĢtir (Çelik, 2000: 119). Ayrıca, anılan kanun maddesinin Anayasa‟nın 2. maddesindeki hukuk devleti ve adalet ilkelerine, 10. mad- dedeki eĢitlik ilkesine, 36. maddedeki hak arama hürriyetine ve adil yargılanma hakkı- na, 38. maddedeki masumiyet karinesine ve cezaların Ģahsiliği ilkelerine aykırı olduğu da ileri sürülmektedir (Baykara, 2008).

Kanaatimizce, kamu alacakları için getirilen bu istisna hükmü, ortaklarından ayrı bir tüzel kiĢiliğe sahip olup hak ve borçlara ehil bir sermaye Ģirketi durumunda olan limited Ģirketlerin varlık nedenine, kanuni düzenlemenin amacına, teĢebbüs hürriyetine ve ticari hayatın gereklerine ters düĢmektedir.

Maddenin birinci fıkrasında, limited Ģirket ortaklarının Ģirketin kamu borçların- dan dolayı sorumlu tutulabilmesi, kamu alacağının Ģirketten tamamen veya kısmen tah- sil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaĢılması Ģartına tabi tutulmuĢtur.

6183 Sayılı Kanun‟ un 35. maddesi uyarınca limited Ģirket ortakları hakkında cebri icra yoluna baĢvurulabilmesi için, Ģirket hakkında yapılan takip iĢlemleri sonu- cunda kamu alacağının Ģirketten tamamen veya kısmen tahsil edilememesi veya tahsil edilemeyeceğinin anlaĢılması gerekmektedir.

6183 Sayılı Kanun‟ un 3. maddesinde, “tahsil edilemeyen kamu alacağı” ile “tahsil edilemeyeceği anlaĢılan kamu alacağı” terimlerinin tanımı yapılmıĢtır. Verilen tanımlara göre; tahsil edilemeyen kamu alacağından maksat, kamu borçlusunun bu Ka- nun hükümlerine göre yapılan malvarlığı araĢtırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen malvarlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satıĢ bedelinin kamu alacağını karĢılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen kamu alacaklarıdır.

Tahsil edilemeyeceği anlaĢılan kamu alacağı ise kamu borçlusunun haczedilen malvarlığına bu Kanun hükümlerine göre takdir edilen değerlerin kamu alacağını karĢı- lamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen kamu borçlusundan aranılan kamu alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaĢılması gibi nedenlerle alacaklı tahsil dairelerince yürütülen takip iĢlemlerinin herhangi bir aĢamasında kamu borçlu- sundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan kamu alacaklarını ifade etmektedir (Sezgin, 2010: 249).

Anılan maddenin ikinci fıkrasında, ortağın Ģirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan kiĢiler devir öncesine ait olan ve devir tarihi itibarıy- la ödenmemiĢ bulunan kamu alacaklarının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacağı hükme bağlanmıĢtır.

Buna göre, Ģirket ortağının payını devretmesi halinde, devreden ve devralan kiĢi- ler, Ģirketin devir tarihi itibarıyla vadesi geldiği halde ödenmemiĢ borçlarından, Kanu- nun 35. maddesinin birinci fıkrası uyarınca sermaye payları oranında sorumlu olacak- lardır. Ancak bu sorumluluğa kamu alacağının Ģirketten tamamen veya kısmen tahsil edilememiĢ veya tahsil edilemeyeceğinin anlaĢılmıĢ olması durumunda baĢvurulabile- cektir.

6183 Sayılı Kanun‟ un 35. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, kamu alacağı- nın doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda pay sahiplerinin farklı kiĢiler olmaları halinde bu kiĢiler, kamu alacağının ödenmesinden birinci fıkra hükmüne göre müteselsilen sorumlu tutulacaktır.

Anılan hükme göre, Ģirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tah- sil edilemeyeceği anlaĢılan kamu alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda farklı kiĢilerin Ģirket ortağı olması halinde, söz konusu kiĢilerin bu kamu alacağından müteselsilen sorumlu tutularak, Kanunun 35. maddesinin birinci fıkrası uyarınca serma- ye payları oranında takip edilmesi gerekmektedir.

Limited Ģirket ortaklarının sorumluluklarına esas olan kamu alacaklarının doğ- duğu zamanlar, dönemleri ve ödeme zamanları kriterleri, yargı kararlarında da benim- senmesine karĢın bu dönemlerde farklı kiĢilerin Ģirkete ortak olması durumunda sorum- luluğun tespiti bakımından tam bir görüĢ birliği oluĢmamıĢtır. Anılan madde ile bu gö- rüĢ ayrılıklarını giderme amaçlanmıĢtır.

Diğer yandan hem payını devreden eski ortağın kamu borcunu ödemesi hem de payı devralan yeni ortağın limited Ģirket paylarının değerinin borçluluk durumuna göre tespit edebilmesi imkanı göz önünde tutularak Ģirket payını devreden ve devralan kiĢiler arasında müteselsil sorumluluk esası kabul edilmiĢtir (Tombaloğlu, 2011: 63).