• Sonuç bulunamadı

2.3. Kamu Alacaklarının Korunması Yöntemleri

2.3.3. Ġhtiyati Haciz

2.3.3.3. Ġhtiyati Haciz Uygulama Usulü

Ġhtiyati haciz, kamu borçlusunun malvarlığı üzerinde tasarruf hakkını kısıtlamakta ve bu nedenle borçlu aleyhine ağır sonuçlar doğurmaktadır. Bu nedenle ihtiyati haciz kararının alınması ve uygulanması ile ilgili olarak kanuni düzenlemelere kamu alacaklısı tarafından uyulması gerekmektedir.

2.3.3.3.1. Ġhtiyati Haciz Kararı Alınması

Kamu borçlusu hakkında ihtiyati haciz kararının uygulanması için yapılacak ilk aĢama, ihtiyati haciz kararının alınmasıdır (Bayraklı, 2000: 55).

Ġhtiyati haciz, 6183 Sayılı Kanun‟ un 13. maddesinde belirtilen nedenlerin ortaya çıkması halinde, hiçbir süreye sınırlı olmamak üzere alacaklısı kamu idaresinin mahallin en büyük memurunundan alınan kararla kesin hacze iliĢkin hükümlere göre derhal uygulanmaktadır. Derhal uygulanmasından kasıt, idarenin diğer iĢlerine öncelikli olarak uygulanmasıdır (ġenyüz vd, 2011: 277).

Ġhtiyati haciz kararı, tahsil dairesinin talebi üzerine alınır. 6183 Sayılı Kanun‟ un 13/1. maddesine göre ihtiyati haciz kararı alma yetkisi, mahallin en büyük memuruna aittir.

Bir görüĢe göre, illerde vali, ilçelerde kaymakam, ihtiyati haciz kararı almaya yetkilidir ve bu yetkiyi devretmeleri mümkün değildir. Maddenin düzenlemesinde yer alan“ …alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla…“ hükmü uygulamada, 5345 Sayılı Gelir Ġdaresi BaĢkanlığı ve Görevleri Hakkındaki Kanun‟ un 33. maddesine dayanılarak vergi idaresinin bağlı olduğu vergi dairesi baĢkanları veya defterdar kabul edilmekte olup ihtiyati haciz kararı bu kiĢilerce verilmekle uygulanmak- tadır. Oysa kanun düzenlemesinde defterdar ya da vergi dairesi baĢkanından bahsedile- bileceği gibi bu kiĢilere her hangi bir yetki de tanınmamıĢtır (Arslaner, 2010: 157; Ünlü, 1995: 176; Özbalcı, 2003: 208; Çelik, 2000: 64; Bayraklı, 2000: 55).

6183 Sayılı Kanun‟ un uygulama esaslarına gösteren Maliye Bakanlığı tarafın- dan yayınlanan Seri: A, 1 Sıra No. lu Tahsilat Genel Tebliği‟ ne göre; 6183 Sayılı Ka- nun‟ un 13. maddesine istinaden alınacak ihtiyati haciz kararlarının haciz varakalarına dayanması gerekmekte olup, ihtiyati haciz kararı verme yetkisi alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memuruna aittir. 5345 Sayılı Kanun‟ la kurulan Gelir Ġdaresi BaĢkan- lığı‟ na doğrudan bağlı vergi dairesi baĢkanlıklarının kurulduğu yerlerde ise aynı Kanu- nun 33. maddesi gereğince Gelir Ġdaresine bağlı tahsil daireleri (bağlı vergi daireleri dahil) tarafından takip ve tahsil edilen amme alacakları için ihtiyati hacze karar verme yetkisi vergi dairesi baĢkanlarına aittir. Alacaklı amme idaresinin il özel idaresi olması halinde, ihtiyati hacze karar verme yetkisi valiye; belediye olması halinde ise belediye baĢkanına aittir.

DanıĢtay‟ın konu ile ilgili olarak verdiği yeni tarihli bir kararında;

6183 Sayılı Yasa‟ nın 13. maddesinde ihtiyati haczi gerektiren hallerden herhan- gi birinin mevcudiyeti bulunduğunda hiç müddetle mukayyet olmaksızın alacaklı amme idaresinin mahalli en büyük memurunun kararıyla, haczin ne surette yapılacağına dair olan hükümlere göre; derhal tatbik olunacağı hüküm altına alınmıĢtır.

5345 Sayılı Gelir Ġdaresi BaĢkanlığının TeĢkilat ve Görevleri Hakkında Kanun„ un 33. maddesinde, diğer mevzuatta Gelirler Genel Müdürlüğüne yapılmıĢ olan atıflar ilgisine göre Gelir Ġdaresi BaĢkanlığına; Gelirler Genel Müdürüne yapılmıĢ atıflar Gelir Ġdaresi BaĢkanına; BaĢkanlığın görev alanına giren konularda mülki idare amirlerine, mahallin en büyük memuruna, ilin en büyük mal memuruna, defterdara ve defterdarlığa yapılmıĢ atıflar ilgisine göre vergi dairesi baĢkanına ve baĢkanlığına, vergi dairesi baĢ- kanlığı bulunmayan yerlerde vergi dairesi veya vergi dairesi müdürlüğüne; gelir müdür- lüğüne, takdir komisyonu baĢkanı veya baĢkanlığına, tahsil dairesine, mal müdürü veya müdürlüğüne yapılmıĢ atıflar ilgisine göre vergi dairesi baĢkanına ve baĢkanlığına veya ilgili müdür veya müdürlüğüne; vergi kontrol memuruna yapılmıĢ atıflar ise vergi denetmenine yapılmıĢ sayılacağı hükme bağlanmıĢtır.

Yukarıda anılan kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde 6183 sayılı Yasa- nın 13. maddesinde ihtiyati haciz kararını alacak makam olarak ifade edilen mahallin en büyük memurunun ilgisine göre vergi dairesi baĢkanı veya vergi dairesi baĢkanlığı bu- lunmayan yerlerde vergi dairesi müdürü olduğu sonucuna ulaĢılmaktadır.” Ģeklinde ka- rar vermek suretiyle görev alanı içinde sayılan kamu alacağının tahsilini teminen Vergi Dairesi BaĢkanlığı tarafından verilen ihtiyati haciz kararını, yetki ve Ģekil yönünden hukuka uygun bulmuĢtur (DanıĢtay 9. Dairesinin 2007/4659 E. ve 2009/321 K. sayılı 29.01.2009 tarihli kararı, http://www.kazanci.com/kho2/ibb/files/9d-2007-4659.htm, 22.08.2011).

Kanaatimizce, 5345 Sayılı Kanunun 33. maddesi uyarınca, vergi dairesi baĢkanı veya vergi dairesi baĢkanı bulunmayan yerlerde vergi dairesi müdürü tarafından ihtiyati haciz kararı alınması hukuki düzenlemelere uygundur. Vergi Dairesi BaĢkanlığı kurul- mayan illerde, 5345 Sayılı Kanunda önceki Ģekliyle, ihtiyati haciz kararı Vali tarafından alınacaktır. Kamu alacaklısının il özel idaresi olması halinde, ihtiyati hacze karar verme yetkisi valiye; belediye olması halinde ise belediye baĢkanına aittir.

2.3.3.3.3. Ġhtiyati Haczin Uygulanması

Ġhtiyati haciz kararı, alındıktan sonra kamu borçlusunun malvarlığı üzerine uygulanır. Tahsil dairesi tarafından ihtiyati haciz iĢlemine esas olmak üzere haciz varakası düzenlenir ve onaylanır. Ġcra müdürü, haciz varakasında belirtilen borçlu adresinde kamu alacağın karĢılar miktarda taĢınır mallarını tespit ederek kıymetini takdir eder ve bu durum haciz tutanağı ile tespit edilir. Ayrıca, tapuda borçlu adına kayıtlı olduğu tespit edilen ve edilecek taĢınmazların ve borçlunun üçüncü kiĢilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczi usulüne uygun olarak yapılır. Ġhtiyaten haczedilen taĢınır mallar istenildiği zaman para veya ayın olarak verilmek ve bu hususu temin için malların kıymetleri depo edilmek yahut tahsil dairesinin bulunduğu mahalde ikametgah sahibi bir Ģahıs müteselsil kefil gösterilmek Ģartıyla borçluya ve mal üçüncü Ģahıs ye- dinde haczedilmiĢse bir taahhüt senedi alınarak kendisine bırakılabilir (Bayraklı, 2000: 56-57).

Ġhtiyati haciz, kamu borçluları hakkında uygulanır. Ġhtiyati haciz uygulamasına asıl borçlu yanında, kanuni temsilci, limited Ģirket ortakları, kanuni temsilciler, kefiller, yabancı kiĢi ve kurum temsilcileri, mirasçılar, Ģahıs Ģirket ortakları, Yeminli Mali Mü- Ģavirler ihtiyati haciz nedenlerinden birisinin bulunması halinde muhatap olacaktır (Beyazkılıç ve Kaplan, 2008: 130).

Ġhtiyati haciz, hiçbir süre kısıtlaması olmadan uygulanabilecektir. Ancak, bir idari iĢlem niteliğinde olan ihtiyati haczin, süre yönünden de amacına uygun olarak kul- lanılması gerekmektedir.

Kanunda, ihtiyati haczin infaz edildikten sonra haczedilen mal üzerinde ne kadar süre devam edeceği de belirtilmemiĢtir. Alınan ihtiyati haciz, ancak kamu borçlusuna ödeme emri tebliğ edilip takibin kesinleĢmesini müteakip kesin hacze dönüĢmesi, kamu borçlusunun teminat göstermesi ve ihtiyati haczin kesinleĢmiĢ yargı kararı ile kaldırıl- ması halinde artık hüküm ifade etmeyecektir (Ünlü, 1995: 175).

Ġhtiyati haczin herhangi bir süre kısıtlaması olmaksızın uygulanması ve uygu- landıktan sonra ihtiyati haczin kaldırılmadığı sürece borçlunun malları üzerinde devam etmesi, kamu alacağının korunması yönünde konulan çok özel bir hükümdür.