• Sonuç bulunamadı

2.3. Lider İmajı

2.3.2. Lider İmajının Önemini Artıran Hususlar

Seçmenler için liderin karakteri ve duruşu, partiden daha ön plandadır (Jamieson,1988: vii-viii). Bu nedenle, imaj liderler açısından büyük bir önem sahiptir. Çünkü tüm dünya da olduğu gibi ülkemizde de lider siyasetin temel belirleyicisidir. Siyasette temel aktör partiler yerine liderdir. Ülkemizde lider imajını önemli hale getiren bazı etmenler bulunmaktadır. Bunlar (Yıldız,2002:82):

 Parti kimliği ve parti bağları

 Partilerin benzerliği ve kurumsallaşamama sorunu  Parti içi demokrasi

 Kitle iletişim araçları ve Yıldızlar Sistemi  Siyaset sürecinde dönüşüm

2.3.2.1. Siyasi Parti Kimliği ve Parti Bağları

“Seçmenin oy verme davranışını belirleyen en önemli etmen partidir” varsayımı geçerliliğini korumakla beraber liderin parti kadar etkileyici başat unsur olduğu da inkar edilemez bir gerçektir. Seçmen partiye oy verir; ancak liderin seçmen gözündeki imajı ve imajı oluşturan nitelikler partiden daha öne çıkmaktadır. Partinin kimliğinin oy verme davranışında merkezi değişken olmasına karşılık önemi

de gittikçe azalmaktadır. Buna karşılık parti kimliğinin önemindeki azalışa rağmen lider ve lider imajı dikkat çekici bir şekilde artmaktadır (McCaffery ve Rossenberg,1987: 34).

Bu konuya yönelik yapılan çalışmalara göz atıldığında liderin ve liderin imajının gititkçe artan bir öneme sahip olduğu daha net anlaşılacaktır. Lau’nun (1986) ile Boiney ve Paltez’in (1991) yaptığı çalışmalarda liderin daha kişisel özelliklerinin, parti kimliğinden daha önce geldiği görülmekte, başka bir deyişle liderin imajları seçmenin oy verme davranışını etkileyen birincil unsur haline gelmiştir. (Yıldız,2002:83-84). Ülkemizde yapılan çalışmalar değerlendirildiğinde ise; Ömer Çaha’nın (1996) yaptığı araştırmada “partiyi destekleme sebebiniz nedir?” sorusuna verilen cevaplarda liderin bazı partilerde partinin ideolojisi ve seçmenin siyasi görüşünden daha önemli olduğu görülmekte; genel toplamda ise liderin seçmenin oy verme davranışını etkileyen en önemli unsur olduğu ön plana çıkmaktadır (Çaha,2008:94). Hatta seçmen parti liderini partinin kimliği, ideolojisi ile özdeşleştirip, lider nerede olursa parti ruhunun da orada olacağını düşünmektedir (Çaha,2008:101). Bundan başka TÜSES’in 1990’larda yaptığı araştırma, seçmenin oy verme davranışını etkileyen en önemli faktörün partiden lidere doğru kaydığının önemli bir göstergesidir (Erder,1997:37-39). Türkiye’de siyasetin diğer ülkelere göre daha parti üyeliğinden bağımsız olması, birbirine benzeyen partilerin tercihinde liderin ve lider kadronun etkili olduğuna işaret etmektedir.

Liderin ve lider imajının seçmen davranışında başat aktör olması, kitle iletişim araçlarında görünürlülüğü ile doğru orantılıdır. Başka bir deyişle, lider medyada ne kadar çok yer alırsa; seçmenin oy davranışını lidere göre belirlemesi o kadar güçlüdür. Buna örnek olarak, Ankara Üniversitesi’nin Nisan 1999 yılında yaptığı “Medya ve Seçmen” araştırması örnek olarak verilebilmektedir. Söz konusu araştırmaya göre, liderin yalnız başına ve ailesi ile verdiği görüntüler ve söylemler seçmenin gözünde lider merkezli bir siyasetin varlığına işaret etmektedir (Yıldız, 2002:84-85).

2.3.2.2. Partilerin Benzerliği ve Kurumsallaşamama Sorunsalı

Lider imajının öne çıkmasını sağlayan faktörlerden bir tanesi de partilerin benzerliği ve kurulan partilerin kurumsallaşamamasıdır. Post modern dünyada toplumda yer alan grupların gittikçe kutuplaşmasına rağmen siyasi partilerin birbirine benzediği görülmektedir. Partiler, siyasi programları, parti tüzükleri, seslendikleri hedef kitlenin aynılaşması sonucu kendi çerçeveleri içerisinde birbirine benzemektedir. Partiler gittikçe daha şekilci, daha otomatik bir hal almaktadır. Farklı grupların sorunlarına rağmen inşa etmeye çalıştıkları ortak payda ile siyasalarını oluşturan partiler, kemik oylarının yanında kararsız seçmenin oylarını alarak daha merkeze yığılmalarını meşrulaştırma isteği içerisindedir. Başka bir deyişle seçmen, partinin ideolojik arka planına ve kimliğine bakmadan herhangi bir partiye yönelebilmektedir. Günümüzde artık siyasal partilerin ideolojik temelleri ve seçmenlere verdikleri vaatler birbirine benzemektedir. Bu nedenle, ideolojiler ve partilerden çok siyasal liderler önem kazanmaya başlamış ve liderin kişisel özelliklerini ön plana çıkaran lider imajları popüler hale gelmiştir(Uztuğ, 2004: 25). Böylece; seçmen ile parti arasındaki bağ zayıflamakta ve lider ön plana çıkarak seçmen tercihini liderin farklılığına göre yapacaktır. Liderler ise farklılıklarını yaptıkları imaj çalışmaları ile ortaya koymaya çalışacaktır. Seçimler de partilerin yanı sıra liderlerin imajlarının da rekabetinin hüküm sürdüğü ortamlardır. Lider tasarlanan imajı ile kitleleri memnun ederek diğer parti liderlerine seçim sonuçlarında fark atmayı hedeflemektedir. Böylece seçmen, liderin kendilerine çizdiği yeni görünüm- ki bu görünüm sadece fiziksel görünüm değil- lidere güvenerek daha fazla memnun olacaktır. Lider imaj çalışmalarında sadece geçmişteki başarılarına dayanmamalıdır. Seçmen tarafından bilinen bu başarıların vurgulanması liderin geleceğe dair söyleyeceği bir hedefinin olmadığı, geçmişe gömülü kaldığını ifade etmektedir. Bu da lider imajını olumlamaktadır. Örnek olarak Mustafa Kemal Atatürk hiçbir zaman askeri başarılarını referans olarak göstermemiştir. Atatürk gibi Eisenhower’da örnek olarak verilebilmektedir. Eisenhower, İkinci Dünya Savaşındaki başarılı performansına rağmen başkanlık seçimlerinde Amerikan halkının barış özlemini dile getirerek askeri başarısına hiçbir zaman atıf yapmamıştır(İslamoğlu,2002:120).

Partilerin kurumsallaşamama sorunlarından bir tanesi de, parti kapatılmasıdır. Ülkemizde anayasa mahkemesinin partileri anayasaya aykırılık gerekçesi ile kapatması sonucu kapatılan partilerin, siyasetten uzaklaşma cezası almayan mensupları farklı isimlerde ancak aynı ideoloji ya da ilkeler doğrultusunda yeni partiler kurmaktadırlar. Hal böyle olunca, partilerin kurumsallaşamama krizi, liderin önemini daha da ön plana çıkarmaktadır. Yeni kurulan partiler merkez ve taşrada kadrolaşabilmek için partilerinin eski liderlerden ya da kendi parti kimliklerine veya ideolojilerine yakın başka liderlerden medet ummaktadır. Bu gibi durumlarda liderin karizması ve liderin belirli kitleleri kendi etrafında konumlandırma kabiliyeti etkili olmaktadır.

2.3.2.3. Parti İçi Demokrasi

Liderleri partilerden daha ön plana çıkaran nedenlerden bir tanesi de parti içi demokrasidir. Siyasal katılım ve kültürün birincil unsuru olan siyasi partilerde ne yazık ki parti içi demokrasi uygulanamamaktadır. Parti içi demokrasi yokluğu demokratik bir örgütlenme modelini de engellemektedir.

Ülkemizde parti içi demokrasi sağlanamamaktadır. Aday belirleme ya da karar alma sürecinde normatif olarak uygulanması gereken demokratik yöntemin yerine lider sultası ya da lider oligarşisi olarak adlandıracağımız “tek adam” zihniyeti etkilidir. Bu süreç ise, partilerde liderler olması gerekenden daha fazla etki ve ağırlığa sahip olmasına yol açmaktadır. Halkın yönetiminin gerçekleştirilebilmesi için, halkı Meclis’te temsil eden parti (üyeleri) ile halk arasındaki bağların kuvvetli olmasına, parti içinde demokratik bir karar alma mekanizmasının kurulmasına bağlıdır. Halkın yalnız seçimler yoluyla değil, parti içinde etkili olmak suretiyle de aktif ve bilinçli olarak siyasete katılması arzulanır bir durumdur. Parti ile ilgili kararların oligarşik olarak değil, aşağıdan yukarıya demokratik kurallara uygun bir şekilde oluşması da önemlidir(Bektaş, 1993:109). Bundan başka özellikle, aday belirlenme sürecinde parti içi demokrasinin işletilmediği görülmektedir. Partilerin adaylarını belirlerken parti üyelerine ya da üyelerin belirlediği delegelerin oyları ile adayların belirlenme süreci olarak genel adıyla adlandırılan “temayül yoklaması” ya da günümüzde en çok kullanılan yöntemlerden bir tanesi olan sosyal medya yardımı ile yapılan elektronik oylama gibi yöntemler işletilmemekte; işletilse işlevsel manada

bir etkinlik sergilememektedir. Bunun yerine aday belirleme yöntemleri parti liderleri tarafından yapılmaktadır. Bu durumun bir dizi sakıncası bulunmaktadır. Bunlardan ilki; merkezi aday belirleme yöntemleri parti liderlerine bağlılığı ödüllendirme mekanizması haline dönüşebilmektedir. Bu durum sonucu, liderlerin otoritesi ve liderin imajının önemi olağanüstü ölçülerde artırabilmektedir (Özer, 2001:34). Buna karşılık; siyasi partilere üye olan bireylerin bir partideki ağırlığını arttırmak ve parti liderinin etkisini azaltmak için parti içi demokrasi gereklidir (Kempf, 2002:3). İkinci sakınca ise, belirlenen adaylara ve o adayları belirleyen lidere yönelik güvenin azalmasıdır. Seçmen parlamento seçimleri için kendi seçtiği adaylara değil, parti liderinin uygun gördüğü adaylara oy vermektedir. Yani, seçmen milletin vekiline değil “liderin” vekili lehinde ya da aleyhinde oy kullanmaktadır. Seçmen bu durumsa sadece kabullenmekte, onaylamaktan başka bir şey yapmamaktadır (Duverger,1986:454). Bu durum, yukarda bahsettiğimiz gibi liderin ve adayın imajını ve güvenilirliliğini artırmakta ya da azaltmaktadır.

2.3.2.4. Kitle İletişim Araçları ve Yıldızlar Sistemi

Tüketim toplumunun en önemli özelliği kitle iletişim araçlarının çok yaygın bir şekilde kullanılmasıdır. Çünkü bireyi tüketime sevk eden yapının en önemli aracı olan kitle iletişim araçları imajları kurgulamakta ve yaymaktadır. Post modern dünyada insanlarında “ticari mallar” gibi algılanması ve insanların bazı özelliklerinin zihinlere yerleşmesi tüketim sürecini tüm alanlarda hızlandırmaktadır. Bu alanlardan bir tanesi olan siyaset yapım süreci görsel ve yazılı basının yanında sosyal medya tarafından yayılan imajlar sonucunda şekillenmektedir.

Genel olarak “seçmenin bir lider hakkındaki algısını şekillendiren en etkili aracın başında kitle iletişim araçları gelmektedir” şeklinde bir önerme kullanmak yanlış olmamaktadır. Bu durum geçmişteki siyaset anlayışında meydana gelen değişimin en açık göstergelerden bir tanesidir. Çünkü, eskiden seçimler miting alanlarında kullanılan ifadelerin geleneksel medyaya yansıması ile sınırlı iken günümüzde rekabet ortamı modern medyada sürdürülmektedir.

Kitle iletişim araçlarının özellikle görme duyusuna hitap etmesi sonucunda insanlar, görsellerde tanıdık simaları görüp, onları bir yıldız edası ile içselleştirecektir. Bu nedenle kitle iletişim araçlarındaki bu yayın, yıldız sistemleri

olarak ifade edilebilmektedir (Yıldız,2002:97). Türk siyasetinde “Yıldız Sistemi” denilen dönem sonucunda liderlerin tıpkı birer aktör gibi gündeme getirilmesi imaj kavramının ön plana çıkmasına neden olmuştur. Hollywood’da doğan “Yıldız Sistemi” izleyicilerin ilgilerini çekmek için oyuncuların özel hayatlarının gözler önüne serildiği, hatta bazen sırf ilgi çekici olabilmesi için oyunculara gerçek dışı yaşam hikâyeleri yazıldığı bir sistemdir. Bu bağlamda, siyasi sistemde yıldızların parti liderleri ve üst düzey yöneticiler olması kaçınılmazdır. Yıldız (2002)’ın, Sennett’ten aktardığı kadarıyla, yıldızlar sisteminin siyaset ve gösteri dünyası arasında kurulan bağın kişisel özellikler üzerinden ilerlemesi neticesinde oluştuğunu belirtmektedir (Yıldız,2002:98). Söz konusu sistem; liderlerin birbirleri arasındaki rekabetlerini konu edinmektedir. Liderler seçim sürecinde imajlarını sergileyerek seçmenin oy verme davranışını etkilemeye çalışmakta ve çoğu zamanda etkilemektedir. İşte bu süreci seçmenin perspektifinden değerlendirirsek, liderin ve liderin imajının ön plana çıktığı sonucuna ulaşabilmekteyiz.

Benzer Belgeler