• Sonuç bulunamadı

KYÇDÖ ve Kern’s Güvenli Bağlanma Ölçeklerinden Farklı Değerler

Bu başlıkta, Kern’s güvenli bağlanma ölçeği ve KYÇDÖ’den farklı puanlar alan resimler değerlendirilmiştir. Yukarıda farklı puan alıp çocuğun anlattığı hikâye veya gerçekte içinde bulunduğu aile durumları bakımından sağlaması gerçekleştirilen resimler yorumlanmıştı. Bu başlıkta yer alan resimler için herhangi bir yorumlamanın yapılabilmesi için, alınacak ek bilgilere gereksinim duyulduğundan resimler içerik açısından açıklanacak, değerlendirme yapılmayacaktır. Bununla birlikte, çelişkili resimlere değinilmesi, değerlendiricilerin tekil bir yöntemden ziyade birden fazla değerlendirme yöntemini tercih etmeye yönlendirmeye kaynaklık oluşturması açısından kayda değerdir.

Örnek 1

Katılımcı No: 100

Cinsiyet: Kız Yaş: 10

120

Kern’s Bağlanma Puanı: 42 (Bağlanma Düzeyi Düşük/Güvenli olmayan) Resimde Bulunan Figürler: İnsan, ev, çimen, kuş, yuva, çiçek, bulutlar

Resmin Hikâyesi: Resimdeki yuvanın sahibi. Ek Bilgi:- Değerlendirme: - Örnek 2 Katılımcı No:12 Cinsiyet: Erkek Yaş:11

121

Kern’s Bağlanma Puanı: 37 (Bağlanma Düzeyi Düşük/Güvenli olmayan) Resimde Bulunan Figürler: Kuşlar, ağaçlar, salıncak, araba

Resmin Hikayesi: Baba yemek getirmeye gitmiş, anne yuvayı bekliyor. Ek Bilgi:- Değerlendirme:- Örnek 3 Katılımcı No:24 Cinsiyet: Erkek Yaş: 10

122

Kern’s Bağlanma Puanı: 36 (Bağlanma Düzeyi Düşük/Güvenli olmayan) Resimde Bulunan Figürler: : Ağaç, çimen, çiçekler, güneş, bulutlar, dağlar

Resmin Hikayesi: Yuvada yavru kuşlar oturuyormuş Ek Bilgi:-

123

BÖLÜM 5

TARTIŞMA VE YORUM

Bu bölümde, bulgular ilgili literatür ışığında tartışılmıştır.

Araştırmanın birinci alt problemi “ Kuş Yuvası Çizim Değerlendirme Ölçeği geç çocukluk dönemi çocuklarının (9-11) bağlanma durumlarının değerlendirilmesinde geçerli bir araç mıdır?” şeklinde ifade edilmiştir. KYÇDÖ’nün geçerliğine ilişkin gerçekleştirilen analizler göstermektedir ki Kern’s Güvenli bağlanma Ölçeği ile KYÇDÖ arasında orta düzeyde pozitif yönlü bir ilişki (r=.32, p<.001) vardır. Büyüköztürk vd. (2012), .00 ile .29 arasındaki değerlerin düşük, .30 ile .70 arasının orta ve .70’ten yukarısının yüksek olarak değerlendirilmesi gerektiğine işaret etmektedir. Bu durumda ölçeğin ölçüt bağıntılı geçerlik bakımından yüksek olmasa da orta düzeyde anlamlı bir geçerlik seviyesine sahip olduğunu ifade edebiliriz.

Araştırmanın ikinci alt problemi “Kuş Yuvası Çizim Değerlendirme Ölçeği geç çocukluk dönemi çocuklarının (9-11) bağlanma durumlarının değerlendirilmesinde güvenilir bir araç mıdır?” şeklinde ifade edilmiştir. KYÇDÖ’ye ilişkin yapılan analizler sonucunda, iki yarı güvenirlik yönteminden elde edilen .73 ve KR-20 iç tutarlık indeksinden edinilen .70 değerleri ölçeğin güvenirliğinin kabul edilebilir düzeyde olduğunu göstermektedir. Cohen, Manion ve Morrison (2007), güvenirlik düzeyinin .70-.79 arasında olmasını güvenilir, .80- .90 arasında olmasını yüksek düzeyde güvenilir ve .90 üstünde olmasını oldukça yüksek düzeyde güvenilir kabul etmektedir. Bu durumda hem iki yarı güvenirlik yöntemi hem de KR-20 iç tutarlılık katsayısı KYÇDÖ’nün güvenilir bir ölçek olduğunu göstermektedir. Araştırmada üçüncü alt problem “Katılımcıların bağlanma durumlarına göre kendi Kuş Yuvası Çizimlerini açıklamaya yönelik oluşturdukları hikâyeler (temalar) farklılaşmakta

124

mıdır?” şeklinde ifade edilmiştir. Bu alt probleme ilişkin bulguların tartışılması aşağıda verilmektedir.

Resim, parçalanmış ailelerin çocuk üzerindeki etkileri konusunda da bilgi veren önemli bir araçtır. Parçalanmış ailelerden gelen çocuklar içinde bulundukları mutsuzlukları ve özlemleri resimleriyle yansıtırlar ayrıca bazı parçalanmış aile resmi örneklerinde çocukların anne babaya duydukları ihtiyaç ve özlemi onları bir arada resmederek ortaya koyduğu bilinmektedir (Yavuzer, 2012, s. 114). Çocukların resimlere ilişkin ifade ettikleri temalara bakıldığında, biri hariç beş tema bakımından Kuş yuvası çizimlerinin güvenli bağlanan çocuklarla güvenli olmayan bağlanmaya sahip olan çocukları birbirinden .05 güven düzeyinde ayırabildiği ifade edilebilir. Aile içi ilişkilere, birlikte yaşama, yalnızlığa, yuvaya yemek taşımaya ve kendi ihtiyaçlarından yola çıkarak oluşturdukları hikâyelere vurgu yapan çocukların bu vurguyu yapmayanlara göre anlamlı düzeyde daha düşük güvenirlik seviyelerine sahip oldukları saptanmıştır. Yavuzer (2012, s. 87) çocuğun çiziminin onun için anlamına değinirken “Çocuğun plastik anlatım biçimleri, onun özel tavrını ve genel tutumunu anlamak için en iyi araçtır. Çünkü resmiyle çocuk, kendi iç dünyasıyla çevresindeki olaylar hakkındaki tutum, görüş ve düşüncelerini yansıtma olanağı bulur.” ifadesini kullanmaktadır. Ek olarak bazı parçalanmış aile resmi örneklerinde çocukların anne babaya duydukları özlemi onları birlikte resmederek ortaya koyduklarını bildirmektedir. Bu bulgu, Bulgular 4.2.1. numaralı başlıkta yer alan, resimlerinde aslında olmayan ve özlemini duyduğu sahneleri ortaya koyan çocukların resimlerine ilişkin bulgularla ve resimlerini anlatırken imgelem dünyalarında var ettikleri ve sahip olmayı arzuladıkları aile tablosunu söze dökmeleriyle tutarlıdır.

Resimlerde tespit edilen bir diğer tema, “olumsuz tema” başlığı altında kodlanmış olup içerisinde babayı bir avcının öldürmesi, çıkıp yuvaya geri dönmemek, boş yuva, kuşun tek başına yaşaması, satılık kuşlar veya yumurtaların tehlikede olması gibi ifadelerden derlenmiştir. Beklenenin aksine olumsuz içerikte bu cümleleri kuran çocukların bağlanma puanları ile diğerleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamış olmasıdır. Bu durum, araştırmanın başlangıcında edinilen bulgu ve bilgilerle kesinlik içerecek bir biçimde açıklanamasa da çocukların ifade ettikleri olumsuz temaların izledikleri film/belgesel veya duydukları hikâyelerle (babayı bir avcının öldürmesi veya yumurtaların tehlikede olması gibi) açıklanabilir gibi görünmektedir veya bu bulguyu açıklarken farklı bir bakış açısından, çocukların doğa ile ilgili çizimlerinin, onların doğayı sevme/ sevmeme

125

durumları ve doğada geçirdiği tecrübelerine bağlı olarak şekillenmekte olduğu (Kalvaitis, 2007)görüşünden faydalanılabilir. Bu durumda, resimlerinde olumsuz hikâyeler ortaya koyan çocukların bu davranışlarının sebeplerinin daha detaylı incelemeler sonrasında belirlenebileceği düşünülmektedir.

Resimlerin KYÇDÖ kapsamında değerlendirilmesine bakıldığında, literatürle tutarlı bulgulara ulaşıldığı söylenebilir; Araştırmada son olarak “ Bağlanma düzeyi bakımından güvenli olan ve olmayan çocukların resimlerinde vurgulanan figür veya yapılar nelerdir?” sorusuna yanıt aranmıştır. Bu maddeyi tespite ilişkin yapılan incelemeler sonucunda ortaya çıkan ayrıştırıcı figür ve yapılar aşağıda tartışılmıştır.

İlk olarak, Bulgular bölümünde 4.2.2. başlıkta örneklerinden anlaşılabileceği gibi, kâğıdın çok küçük bir kısmını kullanan çocukların ağırlıklı olarak güvenli olmayan bağlanma durumuna sahip çocuklardan oluştuğu görülmektedir. Bu bulguyu destekleyici bir biçimde, Yavuzer (2012, s.18) birkaç santimetre büyüklüğündeki resimlerin çoğunlukla korkak, çekingen ve içedönük çocukların ürünü olduğunu ifade etmektedir. Yavuzer’e göre küçük boyut onların güvensizliklerinin simgesidir.

Uzmanın elde ettiği bulguların resimle örtüşmesi uzmana hem tanı hem tedavi noktasında önemli bilgiler sunar (Yavuzer, 2012, s. 87). Bu çalışmada yalnızca nitel bir analizle resimlerin değerlendirilmesi veya rakamsallaştırılması yoluyla dar kapsamlı ve sağlamaya olanak tanımayacak bir yöntem belirlenmesinden ziyade spesifik bilgiler alıp bu bilgileri sayısal değerler kullanarak derinleştirmeye imkan veren karma bir model kullanılmıştır. Edinilen bulgular ışığında kabul edilebilir geçerlik ve güvenirlik düzeyine sahip olan KYÇDÖ, katılımcıların resimlerine ilişkin değerlendirmeleri doğrulamakta yorum yapılmaya uygun hale getirmektedir.

Bazı resimlerde çocuğun ihtiyaç duyduğu özgürlüğü resimde kuşlara yüklediği ve onlar üzerinden açıkladığı görülmektedir. 69. Çizime bakıldığında, bağlanma puanı oldukça düşük olan çocuğun, resmettiği kafesli ve serbest kuşlarla ender bir çalışma ortaya koyduğu, resmin hikâyesini özgürlük olarak tanımladığı ve çiziminde yer alan özgürlük konulu değerleri vurgulayarak kendi özgürlük ihtiyacını dile getirdiği saptanmıştır. Yavuzer (2012, s.125) benzer bir çalışmada çocuğun sadece akademik başarısına odaklanarak ona oyun ve arkadaş imkânı tanımayan, çevreden soyutlayan annesinin bu

126

tavrını kuşlar resmederek ve özgürlük temasıyla açıkladığını vurgulamıştır. Bu bağlamda benzer kısıtlamaları resimde çocuklar tarafından ortak figürlerle açıklandığı söylenebilir. Ağaç figürü, önemle üzerinde durulması gereken bir figürdür. Çankırılı (2012, s. 276)“ Ağaç, ilk atalarımızdan bu yana daima hayatın bir sembolü olmuştur.” İfadeleri ile bu öneme dikkat çekmektedir. Güvenli bağlanan çocukların çoğunun resimlerinde ağacın, üzerinde bir meyve veya çiçek figürüyle resmedildiği görülmektedir. Çankırılı (2012) literatürde ağacın aileyi, meyvenin de çocukları simgelediğini ifade etmekte, bir çalışma üzerinden ağaca çizilen dikenli tellerin çocuğun bilinçaltında yer etmemiş olumsuz bir olaydan kaynaklanabileceğini (örnekte cinsel istismar) ifade etmektedir. Stewart (1995) de araştırmasında bu bulguyu desteklemekte, ağaçların dal veya meyveden yoksun çizilmesinin, cinsel istismara maruz kalmış çocuklarda bu durumda olmayanlara göre daha sık rastlanan bir durum olduğunu rapor etmektedir. Bu çalışmada ağaçlarda meyve çizimleri le ilgili edinilen bulguların literatürü destekler nitelikte olduğu söylenebilir; güvenli bağlanan çocukların pek çoğunda çiçekler ve meyveler güvenli olmayan bağlanma durumuna sahip çocuklarda yerlerini dikenler veya kuşları ağaçlara bağlayan iplere bırakmaktadır.

Kendisiyle barışık çevreye duyarlı çocukların çizdikleri evin çevresine ayrıca ışığıyla gülümseyen bir güneş, bulutlar, dağlar, ay ve yıldızlar ilave ettikleri bilinmektedir (Çankırılı, 2012, s. 273). KYÇDÖ’nün iki maddesi, resimde yer alan güneş ve bulut figürleri ile alakalıdır. Edinilen bulgular da katılımcıların bağlanma puanlarının yüksekliğinin güneş ve bulut çizme ihtimalleri ile birlikte arttığına, gülen yüzler ve olumlu bir hava yaratan ek figürlerin çoğaldığına işaret etmektedir.

Çocuğun çizdiği ağaç resminde yarık veya çiziklerin olması, travmaları (anneden ayrılma ev veya okul değiştirme gibi) temsil etmektedir. Ağacın dalları arasındaki yuva boş veya ağaç gövdesinde bir delik varsa, bu çocuğun sevgi ve korunmaya ihtiyaç duyduğu anlamına gelebilir (Çankırılı, 2012). Ayrıca ev içi şiddete şahitlik etmek de projektif ağaç çizimlerinde ağaç gövdelerine delikler eklemeyle ilişkili bulunmuştur (Zannis, 2002). Bu çalışmada, güvenli olmayan bağlanma durumuna sahip çocukların resimlerinde KYÇDÖ’de de yer alan “Yuvayı bir ağacın gövdesine hapsederek resmetme” eğilimlerinin güvenli bağlanan gruba göre yüksek düzeyde olduğu gözlenmektedir. Bu bulgu, literatürü desteklemektedir.

127

Yalnızlık temasına vurgu yapan çocukların diğerlerinden daha düşük bağlanma düzeyine sahip oldukları Bulgular bölümü başlık 3.4’te açıklanmıştı. Halvorsen (1994) de bunu destekler nitelikte bulgulara dikkat çekmekte, yalnız çocukların kendilerini bir kapsül içinde betimlediklerini, bu durumun onları diğerlerinden ayrıştırdığını ifade etmektedir. Çalışma bütünsel olarak değerlendirildiğinde, pek çok figür, tema, ölçek maddesi güvenli ve güvenli olmayan bağlanma durumuna sahip çocuklarla ilgili derinlemesine bilgi edinilmesine olanak tanısa da Wolfson (2008) in de ifade ettiği gibi sadece verilen bir özelliğin nadiren görülmesi (dişi/ anneyi çağrıştıran, ona ait bir figürü unutmak gibi) çocuğu psikopatolojik özellikler taşıyan biri yapmaz.

Çizim, çocukların içinde bulundukları anlık ruh hallerinin iyileştirilmesinde ve herhangi bir etkiyi söze dökmelerinde etkili ve kolaylaştırıcı bir araçtır. Bu çizimin özel bir konu üzerine olmak zorunda olmayışı ve herhangi bir konunun da çocuğun anlık ruh halini etkilemede yeterli olacağı bulgusu, Freudenheim (2004) tarafından alanda nadir görülen deneysel çalışmalardan biriyle ortaya konuştur. Resimler, hem terapötik destekleyiciler hem değerlendirme aracı olarak kullanılmalıdırlar ancak yalnızca özel belirleyiciler kapsamına indirgenmeleri sakıncalıdır. Bununla beraber diğer kanıtları doğrulayıcı nitelikte ve “bütüncül” araçlar olarak ele alındıklarında oldukça faydalı araçlar oldukları yadsınamaz (Sleger Moore, 2002; West, 1994). Özellikle de hem çizim hem hikayelendirme yöntemlerinden faydalanıldığında, bu, diğer çalışmalara kıyasla daha duyarlı, daha derinlemesine ve daha doğru bilgi alınmasına kapı aralayabilir. Konuşurken aynı zamanda resim yapan çocukların diğerlerine göre anlamlı derecede daha uzun ve zengin hikâyeler anlattıkları (Weinle, 2002) bu ifadeyi desteklemektedir. Kısaca, KYÇDÖ’nin geç çocukluk dönemi çocuklarının (9-11) bağlanma durumlarını saptamada güvenilir ve geçerli bir araç olduğu söylenebilir. KYÇ testinin ve KYÇDÖ’nün diğer tekniklerin bir tamamlayıcısı olarak kullanılması, çocuğu hem terapötik anlamda rahatlatmak hem konuşmaya yönlendirerek bir “buz kırıcı” etkisi yaratmak bir çalışmayla birden çok faydanın gözetilmesine uygun düşmektedir. Test sonuçları bireye bildirilirken uyulması gereken kurallar vardır (Kuzgun, 1991) bu tezde, bu kurallara uyulması gerektiği üzerinde ayrıca durulmamış ancak KYÇDÖ’nün kullanımı ve sonuçlarının değerlendirilmesi ve paylaşılmasında söz konusu kurallar göz önünde bulundurulmuştur.

129

BÖLÜM 6

SONUÇ VE ÖNERİLER

1. Araştırmada elde edilen sonuçlar

Bu araştırma sonucunda aşağıda ifade edilen sonuçlara ulaşılmıştır:

 Kuş Yuvası Çizimi Değerlendirme Ölçeği 9-11 yaşları arasındaki bireylerin bağlanma durumlarını ölçmede güvenilir bir araçtır.

 Kuş Yuvası Çizimi Değerlendirme Ölçeği 9-11 yaşları arasındaki bireylerin bağlanma durumlarını ölçmede geçerli bir araçtır.

 Çocukların çizdikleri resimlere yönelik anlattıkları hikâyeler, bağlanma durumlarına göre farklılaşmaktadır.

 Güvenli bağlanan çocuklar, resimlerinde figürleri doğaya uygun renklerde çizmektedirler, anne ve baba kuşlar resimlerde yavru kuş veya yumurtalarla beraber resmedilmektedir, resimlerde çeşitli ekstra figürlere yer verilmektedir, kâğıdın %20’sinden fazlası kullanılmaktadır, resimlerde güneş ve bulut figürlerine yer verilmektedir, resimler genel olarak olumlu bir izlenim bırakmaktadır.

 Güvenli olmayan bağlanma durumuna sahip çocuklarda figürler doğadaki hallerine uygun renklerle renklendirilmemektedirler, kâğıdın yüzde 2’sinden azı kullanılmaktadır, yuva boşlukta veya kuş bakışı resmedilmektedir, Resimde olumsuz figür ve temalar bulunmaktadır, yuva ağacın gövdesine hapsedilmektedir.  “M” biçiminde kuşların varlığı, çocuğun bu kuşlara yüklediği rollerle bağlantılı

olarak çocuğun bağlanma durumunun güvenli veya güvensiz olmasına işaret etmektedir.

130 2. Öneriler

Bu bölümde, Kuş Yuvası Çizimi Tekniğinin 9-11 yaş arası çocuklarda kullanımına ilişkin araştırmacılar ve uygulayıcılar için bazı öneriler ifade edilmiştir.