• Sonuç bulunamadı

II. AVRASYA’DA STRATEJİK REKABETTEN İŞBİRLİĞİNE

2.4. İkili İlişkilerde Orta Asya ve Kafkasya

2.4.2. Kafkasya

2.4.2.1. Kuzey Kafkasya’daki Sorunlar ve Türkiye-Rusya İlişkileri

Kuzey Kafkasya içerisinde batıdan doğuya bakıldığında idari olarak her biri federatif cumhuriyetler olan şu yapıları barındırmaktadır: Adıgey, Karaçay-Çerkes, Kabardin-Balkar, Kuzey Osetya-Alanya, İnguşetiya, Çeçenistan ve Dağıstan. Ayrıca

121 İsmail CEM, Stresses Wide-angle Foreign Policy Approach, Turkish Daily News, (19 Temmuz 1997), <http://www.acces.ch/turkei/GRUPF/İC/Dbbasing.htm>, (21.11.2006)

122İgor TORBAKOV, The Turkish Factor in the Geopolitics of the Post-Soviet Space, Free Republic, 12.23.02, <http://www.freerepublic.com/focus/news/813142/posts>, (02.05.2006)

etnik, kültürel ve sosyal bağları nedeniyle Azerbaycan’ın kuzeyinde yaşayan Lazgiler’i ve Gürcistan sınırları içerisinde kalan Abhazya ve Güney Osetya’yı da bu çerçevenin içine koyabiliriz.

Genel tanıtımını yaptığımız Kuzey Kafkasya'da yaşayan halklar dünyanın çok az bölgesinde rastlanılabilecek düzeyde bir çeşitlilik göstermektedir. Yaklaşık 6–8 bin yıldır bölgede yaşadığı varsayılan; Çeçen-İnguşlar, Avarlar, Lezgiler, Darginler, Laklar, Abazlar ve Çerkesleri sayabiliriz. Bunların yanı sıra bölgede Karaçay, Balkar, Kumuk ve Nogay gibi önemli sayıda ve yine yerli halk olarak kabul edilen Türk grupları ve İraniler olan Osetler ve Tatlar bulunmaktadır.123 Kuzey Kafkasya’nın tüm nüfusu 18 milyonu bulmaktadır. Bunun %74’ü Rus, Beyaz Rusya ve Ukraynalı, %7,6’sı Dağıstan etnik grupları, %5,7’si Osetin, %5’ Türk, %3,5’i ise Abhaz-Adıgey’dir124 (Harita 1: Kafkasya’nın etnik yapısı).

SSCB’nin dağılmasından itibaren Kuzey Kafkasya otorite boşluğundan ve etnik çatışmalardan kaynaklanan ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Kuzey Kafkasya halklarına göre bu sorunların sebebi yeni emperyalist güçler olarak kabul edilen, bağımsızlıklarını elde ederek dünya sahnesine yeni çıkan devletlerin hedefledikleri ve yürüttükleri politikalardır. Bu çerçevede karşımıza Azeri-Lezgi, Abhaz-Gürcü, Oset-Gürcü, Rus-Çeçen ve son dönemlerde daha da güncel hale gelmiş Rus-Gürcü anlaşmazlıkları ve mücadeleleri çıkmaktadır.

Bölgenin en önemli politik sorunları aşağıdaki gibidir:125

• İnguşetiya Cumhuriyeti’nin toprakları olan Sunzensk ve Malgobek bölgeleri için Çeçenistan’ın iddiaları ve Çeçen-İnguş mücadelesi.

• İnguşetiya’nın Sunzensk bölgesinde Kossak otonom cumhuriyetinin kurulma çabaları.

• Kuzey Osetya’nın Prigorodni kenti için İnguş-Osetin mücadelesi.

123 Ronald WİXMAN, Language Aspects of Ethnic Pattern and Processes in the North Caucasus, Chicago: University of Chicago Department of Geography Research Paper, 1980, No. 191, s.17–19

124Victor PANİN and Henry PANİEV, Turkish Foreign Policy in Post Cold War Era, Idris BAL, Boca Raton, USA, Florida: Brown Walker Press, 2004, s. 255-257

• Dağıstan ve Azerbaycan topraklarının bir kısımlarını içine alacak olan Lezgistan devletinin kurulması istekleri.

• Dağıstan’ın Novolaz bölgesinde Çeçen-Laz anlaşmazlıkları.

• Dağıstan’da Türk etnik grubu olan Kummiklerin bağımsız devlet kurma istekleri.

• Nogay Türklerinin Dağıstan, Çeçenistan ve Stavropol topraklarını kapsayacak olan devlet kurma istekleri.

Bölgenin en büyük sorunu ise Rus-Çeçen mücadelesidir. SSCB’nin çöküşünden hemen sonra diğer cumhuriyetlerle beraber bağımsızlığını ilan eden ve 27 Ekim 1991’de seçimler yoluyla Cohar Dudayev’i Çeçenistan’ın ilk devlet başkanı seçen Çeçenler kısa süre sonra toprak bütünlüğüne bir tehdit olarak algılanarak Rusya'nın olaya müdahalesiyle karşı karşıya kalmıştır. 1993 yılında başlayan savaş 31 Ağustos 1996 yılında imzalanan Hasavyurt antlaşmasıyla sona erdirilmiş ve Çeçenistan’ın statüsü 5 yıllık süre için anlaşmaya varılmak şartıyla belirsiz bırakılmıştır.126 Fakat Ağustos 1999 yılından itibaren yeniden Rus orduları Çeçenistan’a saldırmış ve ikinci savaş başlamıştır. Anlaşmanın bozulmasına sebep olarak Rusya Dağıstan’da ortaya çıkan gelişmelerin127 yanı sıra Moskova ve Volgadonsk’ta meydana gelen apartman bombalama olayları ve bu olaylarda Çeçenlerin yer almasını göstermiştir. Son yıllarda Çeçenistan’da Ruslar tarafından parlamento ve başkanlık seçimleri geçirilerek bölgedeki durumu sabitleştirmeye çalışılsa da Çeçen militanları Rusya’ya karşı direnmekte devam etmekteler. Bu çerçevede son dönemde Çeçen ve Çeçenistan meselesi Kafkasya ve Rusya’yı meşgul eden bir olay olmanın ötesinde dünya gündemindeki yerini muhafaza etmektedir.

Diğer önemli sorunlar da Abhazya ve Güney Osetya meselesidir. Daha bağımsızlık yıllarının başlarından Gürcistan’ın toprak sınırları içinde bulunan ve

126 Mithat ÇELİKPALA, Avrasya’da Türkiye-Rusya İlişkileri, Mustafa AYDIN ve Çağrı ERHAN, Beş

Deniz Havzasında Türkiye, Ankara: Siyasal Kitabevi, 2006, s. 92

127 26 Nisan 1998’de Grozni’de toplanan Dağıstan ve İçkeriya Halk Kongresi, Dağıstan ve Çeçenistan’da bir yönetim krizi olduğu, bu nedenle de farklı bir yönetim, yani Şura oluşturulması gerektiği kararını vermiştir. Kurulan Dağıstan-Çeçenistan İslam Şurasıdır. Basayev ve Udugov öncüllüğündeki hareket, Dağıstan ve Çeçenistan’ın birleştirilerek İslami esasların hâkim olduğu bir devletin kurulmasını öngörüyordu. Bkz: Mithat ÇELİKPALA, Avrasya’da Türkiye-Rusya İlişkileri, s. 93–94

nüfusunun çoğu Ruslardan ve Ruslarla asimile olunmuş Gürcülerden oluşan bu bölgeler ayrılarak Rusya’ya bağımlı veya bağımsız devlet olmak için Gürcistan’a karşı direnmektedir. Abhazya’nın Çeçenistan’ı desteklediği iddialarıyla Rusya’nın Abhazya’ya karşı başlattığı ambargo Gürcistan tarafından da devam ettirilmektedir. Ülkeden çıkışların ve tüm iletişimin kontrol altında tutulduğu Abhazya’ya yönelik kara ve deniz yolu ablukası Rusya'nın da desteği ile sürdürülmektedir. 12 Ocak 2005 seçimlerini kazanan Sergey Bagapş, Abhazya Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda kabul görülmesini sağlamak yönünde faaliyetlerini sürdürmektedir.

Osetya’da ise durum biraz farklıdır. Gürcistan defalarca askeri müdahalede bulunmasına rağmen Rusların baskıları altında Gürcistan ordusu Güney Osetya’dan geri çekilmek zorunda kalmıştır. Gürcüler 1995’de yaptıkları Anayasa değişikliği ile Gürcistan’ın uniter bir devlet olduğunu, Osetya diye bir bölge olmadığını iddia etmektedir. Osetler de Kuzey Osetya ile birleşerek RF’ye katılmayı talep etmektedir.128

Coğrafi yakınlık, stratejik çıkarlar ve Türkiye’de yaşayan Çerkes nüfusa rağmen Kuzey Kafkasya, Türkiye için bilinmez, yabancı ve uzak kalmış bir bölgedir.129 Buna rağmen Türkiye’nin Kafkasya politikasının bir köşesinde de Kuzey Kafkasya her zaman yerini korumuştur. Türkiye'nin bölgeye yönelik dış politikasının temelinde çoğulcu demokrasinin ve piyasa ekonomisinin kurulması ve desteklenmesi yoluyla bölge ülkelerinin bağımsızlıklarının pekiştirilmesi yer almaktadır. Bölgedeki sorunlara yaklaşımı ise çatışma ve anlaşmazlıkların barışçı yollarla ve uluslararası camianın katılımıyla çözüm bulmak şeklindedir.130

Türkiye'nin ne tür politikalarla bölgede etkili olabileceği arayışları ise Türkiye'nin Kuzey Kafkasya politikasını belirlemesi önünde engel teşkil etmektedir. Türkiye'nin karşısına süreç içerisinde ideolojik bakış açılarına bağlı bir biçimde din, Türk milliyetçiliği ya da Rusya ile doğrudan doğruya karşı karşıya gelme gibi alternatifler çıkmakta, fakat bu alternatiflerin tamamı Türkiye ve bölge için beraberinde ciddi sıkıntılar getirmektedir.131 Rusya’yı karşısına alarak bir politika oluşturmak ise

128 South Ossetia Between War and Demilitarization, RFL/RL Caucasus Report, C. 7, No. 28, (15 Temmuz 2004)

129Mithat ÇELİKPALA, Avrasya’da Türkiye-Rusya İlişkileri, s. 96

130 İbid. s. 98

131 Mustafa AYDIN ve Tareq İSMAEL, Turkey’s Foreign Policy in the 21st Century: A Changing Role in

Türkiye-Rusya ilişkilerinin en üst düzeye ulaştığı bu dönemde pek de mümkün gözükmemektedir.

Bölge ülkelerinin toprak bütünlüğüne dayalı bir politika yürütülmesi çerçevesinde ekonomik ilişkiler ve çıkarlarla da paralel biçimde Türk dış politikasında Rusya ve Gürcistan ile yakınlaşma söz konusudur. Ayrıca, Kürt meselesi, Türkiye'nin bölgeye yönelik politikasının belirlenmesinde önemli bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır.132 Bu bağlamda Türkiye karşı-karşıya kaldığı iç sorunlarla paralel yönleri olduğu düşünülen Abhaz ve Çeçen meselelerine uzak durmaya çalışmıştır. Türkiye Abhazya politikası olarak, Gürcistan ile Abhazya arasındaki sorunların barışçıl yollarla ve Gürcistan’ın toprak bütünlüğü çerçevesinde çözülmesini benimsemektedir.