• Sonuç bulunamadı

II. AVRASYA’DA STRATEJİK REKABETTEN İŞBİRLİĞİNE

2.6. Avrasya’da Güvenlik Arayışları ve Türkiye-Rusya İşbirliğinin Kaçınılmazlığı

2.6.5. Askeri-Teknolojik Alanda İşbirliği Olanakları

Soğuk Savaş sonlarından başlayarak Türkiye ve Rusya arasında askeri-teknolojik alanda ilişkiler gelişmeye başlamıştır. Rusya ile bu alanda işbirliği yapan ilk NATO ülkesi olan Türkiye bu açıdan Rusya için önemini korumaktadır. Ancak diğer taftan da Türkiye'nin NATO’ya üyeliği iki ülke arasında askeri ilişkilerin hacmini ister istemez sınırlandırmaktadır. ABD ve diğer Batılı ülkelerin bu konudaki baskıları ve lobi faaliyetleri de bu alandaki işbirliğinin artmasının önünde engel teşkil etmektedir. Türkiye'nin Rusya’dan askeri malzeme alması bazı NATO ülkelerinin tepkisini de çekmiştir. Ayrıca, Türkiye'nin bir NATO ülkesi olması ve dolayısıyla uymak zorunda olduğu silah standartları ve tarafların karşılaştığı finansal zorluklar da askeri alanda ilişkilerin gelişmesinin önündeki objektif engellerdir. Bütün bu zorluklara rağmen Rusya söz konusu işbirliğinin arttırılması için aktif olarak yeni arayışlar içerisine girmiştir.

Türkiye ve Rusya arasındaki askeri-teknolojik alanda ilişkilerin büyük bir kısmını silah ve malzeme alımı ve satımı oluşturmaktadır. Türkiye zaman zaman silah ve askeri teknoloji alımı veya modernizasyonu için uluslararası ihaleler açmaktadır. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) 1995 yılında 4 milyar dolar tutarında “ATAK” diye adlandırılan 145 adet taarruz-taktik-keşif helikopteri alımına dair ihale açmıştır. Rusya, 1997 yılından itibaren Türkiye'nin açtığı saldırı helikopteri alımı konusundaki ihaleye “KA–50–2 Erdoğan” helikopteri ile Rus “Kamov” ve İsrail “İAİ” (İsrael Aircraft İndustries Ltd.) şirketlerinden oluşan Rusya-İsrail konsorsiyumu ile katılmıştır. Rusya ihalenin çeşitli aşamalarını başarıyla geçmiştir. İhalenin son aşamasına “KA–50–2 Erdogan” modeliyle Rus Kamov ve “AH-İZ King Cobra” modeliyle Amerikan BellTextron şirketleri kalmıştır.275 2004 ve 2005 yıllarında ertelenen ihale son olarak 2006 yılının sonlarında belirsiz bir süre için ertelenmiştir. Füze alımı projesinde ise ABD'nin Patriot 3 füzeleriyle, Rus S–300 füzeleri arasında rekabet vardır. Fakat rekabet yoluyla alınması öngörülen bu projede Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın (HKK) Rus füze ve füze sistemlerini detaylı bir biçimde incelemesi, TSK’nın, Rus askeri sistemleriyle artık yakından ilgilendiğinin de önemli bir göstergesi olduğunun

işaretidir.276 Nitekim TSK yöneticileri tarafından, menzillerinin, Patriot'lara göre daha uzun olması nedeniyle S-300'lerin Türkiye'nin füze ihtiyacını daha fazla karşıladığı konusunda verilen açıklamalar, ABD nezdinde rahatsızlık oluşturmuştu.277

Rusya'nın ihaleyi kazanma şansının olup olmadığını söylemek zordur. Ancak Rus şirketlerinin Türkiye'de ihale almakta güçlükler çekmesi ve ihalelerin sık-sık ertelenmesi Rus tarafından tepkiyle karşılanmaktadır ve üst düzey görüşmelerde bu konular sürekli dile getirilmektedir. Türkiye'nin uzun zamandır çeşitli nedenlerden sonuçlandırılamayan savaş helikopteri alımına dair açtığı ihalenin Rus yapımı “Erdoğan” helikopterlerinin kazanması durumunda iki ülke arasındaki silah ticaretinin hacmi büyüyeceği düşünülmektedir.278 Bu aynı zamanda iki ülke arasındaki askeri-teknolojik ilişkilere büyük bir ivme kazandırabilir.

İki ülke arasında askeri-teknolojik işbirliği alanındaki önemli bir diğer konu da Karadeniz’de kurulan Deniz Görev Gücü’dür (BLACKSEAFOR). Türkiye'nin önderliğinde, Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Gürcistan, RF ve Türkiye arasında 2 Nisan 2001 tarihinde İstanbul’da imzalanan antlaşmayla bu Gücün temelleri oluşturulmuştur.279 Karadeniz’de NATO girişimine gerek bırakmamak için yaratılan BLACKSEAFOR Antlaşması, Kasım 2003 tarihine kadar tüm üye ülkelerce onaylanması sonucu yürürlüğe girmiştir. BLACKSEAFOR’un amacı, Karadeniz’e sahili bulunan ülkelerin donanma kuvvetleri arasında işbirliği ve ortak projelerin geliştirilmesi, Karadeniz’de dostluk, iyi ilişkiler ve karşılıklı anlayışın daha da güçlenmesine katkıda bulunmaktır. Sadece ihtiyaç halinde göreve çağrılması öngörülen BLACKSEAFOR çerçevesinde, üye ülkelerin deniz kuvvetlerinin katılımıyla denizde arama-kurtarma operasyonları, mayın temizleme faaliyetleri, çevre koruma ve temizleme operasyonları, insani yardım, üye ülkeler arasında karşılıklı iyi niyet

276İrfan SAPMAZ, Türkiye-Rusya Askeri İlişkileri, TGRT Haber, Analiz, 2 Haziran 2006,

<http://www.tgrthaber.com.tr/section_view.aspx?guid=731726fd-c882-48aa-a90e-bc4192d52d0b>, (20.01.2007)

277İbid.

278Oleg KOLOBOV, Çağdaş Türk-Rus İlişkileri, 1992–2005, s. 270

279Dışişleri Bakanlığı, KEİÖ,

<http://www.mfa.gov.tr/MFA_tr/DısPolitika/UluslararasıKuruluslarlaİliskiler/BLACKSEAFOR_htm>. (18.12.2006)

ziyaretleri ve diğer görevlerin gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır.280 Türkiye için BLACKSEAFOR’un bir diğer önemli yönü ise, Rusya’nın askeri deniz gücüyle temasa geçmesi için bir fırsat yaratıyor olmasıdır. BLACKSEAFOR üyesi olmakla Türkiye'nin askeri gemileri Karadeniz’e sınır ülkelerin tümünün limanlarına ve askeri deniz üslerine giriş hakkı kazanmıştır.

Bahsettiğimiz dönemler arasında (2001 yılından sonra) Türkiye ile Rusya arasında birçok askeri-teknolojik alanda işbirliği antlaşmaları imzalanmıştır. Bunlardan en önemlileri, 15 Ocak 2002 yılında Rusya Genel Kurmay Başkanı Aleksandr Kvaşnin’in Türkiye'yi ziyareti esnasında imzalanan Kurumlar Arasında İki Taraflı

Askeri İşbirliği Antlaşması, 16 Mayıs 2002’de imzalanan Askeri-Teknolojik Alanda

Karma Komisyon Kurulmasına Dair Protokol, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 6 Aralık 2004 tarihinde gerçekleşen Türkiye ziyaretinde imzalanan Savunma Sanayileri

Arasında İşbirliği Kapsamında Mübadele Edilen Gizlilik Dereceli Bilgi ve Malzemenin Karşılıklı Korunması Antlaşması ve İkili Askeri-Teknik İşbirliği Kapsamında Mübadele

Edilen Fikri ve Sınai Mülkiyet Haklarının Karşılıklı Korunması Antlaşması’dır.281 Diğer bir önemli gelişme de Eylül 2005’de Rusya Savunma Bakanı Sergey İvanov’un yaptığı, Türk ordusunun gücünü daha da artıracak ve iki ülke arasındaki ilişkilerin stratejik boyuta ulaşmasına olanak sağlayabilecek askeri ve siyasi işbirliği önerileridir.282 Öneriler arasında NATO standardı olan 120 mm.lik namlu ile donatılmış T–80 ve T–90 tanklarının Türk askeri firmalarında lisanslı üretim ve montajının yapılması; BTR-80, BTR-90 zırhlı personel taşıyıcıları ile özel amaçlı Tigr zırhlı araçların lisanslı üretim ve montajının yapılması; Türk Savunma Bakanlığı’nın ihtiyacı için yakın ve uzak menzilli reaktif zırh delici mühimmatın Rusya’da üretimi; ortak arama-kurtarma gemilerinin inşası; ASELSAN’ın ürettiği hava savunma sistemi ile Rus

280Dmitriy SEROV, Morskie Strategii Çernomorskix Gosudarstv (Ukraina, Rossiya,Turçiya) i Borbı s

Terrorizmom, (Karadeniz ülkelerinin Deniz Stratejileri (Ukrayna,Rusya, Türkiye) ve Terörle Mücadele), <http://harvard-bssp.org/rus/publıications/?id=257>, (13.03.2006)

281Rossiya i Turtsiya Zaklyuçili Soglaşenie, (Rusya ve Türkiye Antlaşma imzaladılar), (Nezavisimoe Voennoe Obozrenie dergisi, 10 Aralık 2004), Spisok Dokumentov, Pdpisannıh i prinyatıh v hode

ofiçialnovo vizita v Turçii, (Türkiye Ziyareti Sırasında İmzalanmış Belgeler) <http://www.kremlin.ru/text/docs/2004/12/80763.shtml>, (11.04.2006)

ZRK Strelets uçaksavar sisteminin entegre edilmesi; askeri amaçlı dünyanın gelişmiş uydularla izlenmesine yönelik olarak uzay çalışmalarının yapılması bulunmaktaydı.283

İki ülke arasında savunma sanayi ve askeri-teknolojik alandaki ilişkiler tarafların uzun süreli barış ve iyi komşuluk ilişkileri sürdürebilmeleri için mihenk taşlarındandır. Taraflar arasındaki silah ticareti, askeri-teknolojik işbirliği, ortak projeler yürütülmesi güven ortamının bölgeye de yansıtılması açısından önemli gelişmeler olarak görülmelidir. Kısacası, özelde, tarafların ilişkide bulunduğu ve çıkarlarının çatıştığı bütün bölgelerde ve genelde de uluslararası arenada güven arttırıcı gelişmelerdir.