• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM III. KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

3.5. Kurumsal Sürdürülebilirlikten Beklenen Faydalar

Artan çevresel, sosyal ve ekonomik baskılarla birlikte işletmelerde artan kârlılık endişesi, yasal düzenlemeler ve paydaş baskıları işletmeleri bu baskılara karşı yeni çözüm yolları aramaya yöneltmiştir (Epstein ve Buhovac, 2014). 2002 yılında Pricewaterhouse Coopers(PWC) tarafından Amerika’da 140 işletme katılımıyla sürdürülebilirlik raporlaması üzerine yapılan bir araştırmaya göre; araştırmaya katılan işletmelerin %75’nin sürdürülebilirlik uygulamalarına katılımlarının başlıca nedenleri; %90 işletme itibarını arttırması, %75 rekabet avantajı sağlaması ve %73 maliyetlerden tasarruf etmeleri olarak belirtilmiştir(Kestane,2016).

Birçok işletme ve sektörel organizasyonlar tarafından sürdürebilir kalkınmaya katkı sağlanması ve üçlü sorumluluk raporlamasının geliştirme yollarının tanımlanmasında sürdürülebilirlik kavramı tartışılmaktadır. Azapagic (2002), işletmeleri kurumsal sürdürülebilirliğe yönlendiren iki temel neden olduğunu belirtmiştir. İşletmeleri kurumsal sürdürülebilirliğe yönlendiren ana neden sürdürülebilir gelişmenin desteklenmesine katkı sağlanması için artan yasal düzenlemelerdir. Buna örnek olarak Avrupa Birliği Komisyonu tarafından kurumsal sosyal sorumluluğa teşvik etmesi amacıyla politikalar ve yasal

düzenlemeler oluşturulmuştur. Üretici sorumluluğundan kirlilik ödemeleri

düzenlemelerine, sosyal hükümet ve iş gücü standartlarına kadar bütün endüstri sektörlerini kapsayan tüketim ürünlerinin temel süreçleri ele alınmıştır. Diğer önemli temel neden ise, işletmelerin ticari hayatlarının daha uzun vadeli olması için mantıklı yol olarak görülmesi ve faydalar içermesi düşüncesidir (Azapagic, 2002). Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (WBCSD) ve Uluslararası Sürdürülebilir Kalkınma Enstitüsü (IISD)

73

tarafından yayınlanan son raporda kurumsal sürdürülebilir kalkınma faydaları aşağıdaki gibi sıralanabilmektedir (Tokgöz ve Önce, 2009):

1. Maliyet Tasarrufları,

2. Sermaye Kaynaklarına Ulaşılmasında Kolaylık, 3. Sektörel Standartların Belirlenmesinde Etkinlik, 4. Kurumsal İtibarin Güçlendirmesi,

5. Pazar Avantajları,

6. Etik Değerlere Duyarlı Yatırıcıları Cezbetme.

3.5.1. Maliyet Tasarrufları

Temiz üretim yöntemleri ve teknolojik ürünlerin kullanılması hammadde, ürün ve enerji kullanımını verimli hale getirerek işletmelere maliyet tasarrufu sağlamaktadır (Azapagic, 2002).

Maliyet tasarrufuna yönelik faydalar, üretim faaliyetlerinde, işçilik maliyetlerinde ve işçi sağlığı ve güvenliği maliyetlerinde görülmektedir. Çalışanlar ve toplum için sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı, motivasyonu arttırma yoluyla üretkenlik sağlarken tazminat ve yasal ihtilafları azaltmakta, sosyal hizmet ve sağlık giderlerini düşürmektedir. İyi çalışma koşulları, iş gören devir hızını attırmakta diğer bir deyişle devamsızlığı önlemekte sendikalarla olası çatışmaları azaltmaktadır (Tokgöz ve Önce, 2009).

3.5.2. Sermaye Kaynaklarına Ulaşılmasında Kolaylık

İşletmeler sürdürülebilirlik kalkınma uygulamaları yoluyla daha az riskle karşılaşmakta ve daha düşük faizlerle borç kaynağı sağlayabilmekte, sigortalama maliyetlerini düşürülebilmektedirler (Azapagic, (2002).

3.5.3. Sektörel Standartların Belirlenmesinde Etkinlik

En iyi uygulamaların gerçekleştirilmesiyle işletmeler, sektöre yön verebilme rakiplerinden önde olma avantajı sağlamakta yasal düzenlemelerde değişime yöne verebilme fırsatı yakalamaktadırlar.

74

3.5.4. Kurumsal İtibarı Güçlendirmesi

Paydaşların işletme hakkındaki duygusal bir yansıması olan kurumsal itibar, işletmeye rekabet avantajı sağlayan maddi olmayan varlıklardandır (Musteen ve diğerleri,2010). İşletmeye itibar ve statü sağlayabilmekte, olumlu değerler yaratabilmektedir.

İşletmenin sürdürülebilir girişimlerde bulunması, kurumsal itibarlarının artış göstermesine, sosyal itibarlarının güvence altında olmasına ve itibar konusundaki risklerinin de azalmasına yardımcı olmaktadır. Etkili iletişimin olması için paydaşların beklentilerine özen göstermeli, eğitim faaliyetlerine çaba harcanmalı, doğru bilgilendirilme yapılmalıdır (Kestane,2016).

3.5.5. Pazar avantajları

Tüketicilerin bilinçlenmesi, geri dönüşüme ve çevreye verdiklerin önemin her geçen gün artması, işletmeleri, etkileri çevresel ve toplumsal unsurları göz önünde bulundurulmuş ürün ve hizmetler sunmaya ve bu konuda daha bilinçli olmaya yöneltmiştir. Tüketicilerin satın alma düşüncelerini ve beklentilerini test etme konusunda birçok araştırma bulunmaktadır. Bu araştırmalardan biri; 2010 yılında National Geographic tarafından 17 ülke ve 17000 tüketicinin katılım sağladığı tüketicilerin sürdürülebilir davranış ve tutumları araştırmasıdır. Yapılan araştırmayla tüketicilerin sürdürülebilir davranış ve tutumlarında artış gözlemlenmiştir (Coscone ve Diğerleri,2010).

İşletmelerin sürdürülebilirlik uygulamaları ile güçlü tedarik zinciri yönetimi, müşterileri ile daha nitelikli ve kapsamlı ilişkilerinin kurulmasının yanı sıra sadece üretim yapan işletme modelinden ürettiği ürünlerle birlikte hizmet sağlayabilmesi açısından değer yaratılabilmektedir (Tokgöz ve Önce, 2009).

3.5.6. Etik Değerlere Duyarlı Yatırımcıları Cezbetme

Özellikle borsada işlem gören işletmeler, kurumsal sürdürülebilirlik uygulamaları ve raporlaması ile kurumsal itibarlarını güvence altına alarak etik değerlere duyarlı yatırımcıların ilgisini çekebilmektedirler (Azapagic, 2002).

75

1990’lı yıllardan itibaren Anglo-Amerikan işletmeleri tarafından, işletmeler ile çevre arasındaki ilişki önem kazanarak dünyada iş etiği yaygınlaşmıştır. Günümüzde ise, çalışanların ve iş beklentilerinin farklılaşması, işletmelerin uluslararası özelliklerinin artması, işletmelerin ve toplumların kültürel yönlerinde oluşan farklılıklar organizasyon verilerinin yeniden biçimlendirilebilmesine olanak sağlamıştır. İşletmelerin, organizasyon yapılarında örgütsel etik davranış kuralları çalışmalarını arttırma eğiliminde oldukları gözlemlenmiştir (Gök, 2008). Bu farklılaşmalara ve çabalara rağmen yapılan araştırmalarla işletmelerdeki etik uygulamaların beklentilerin altında olduğu görülmüştür. 2002 yılında İngiltere’de insan hakları ve çevre üzerine yapılan bir araştırmaya göre; katılımcıların yarısından fazlasının sivil toplum kuruluşlarına inandığı buna nazaran işletmelerin açıklamış oldukları bilgiye ise %6 gibi düşük bir oranla inandıkları görülmüştür. Bu

nedenle, işletmelerin etik uygulamalar konusundaki çalışmalarını arttırmaları

gerekmektedir. Dünyada meydana gelen işletme skandalları, işletmelerde etik uygulamaların öneminin vazgeçilmezliğini ortaya koymuştur. Örneğin Alman firması olan Wolkswagen 2015 yılında, emisyon testlerinde manipülasyon yapmış insan sağlığına ve çevreye zarar vererek etik olmayan davranış sergilemiş ve itibar kaybetmiştir. Bu nedenle, yatırımcıların ve tüketicilerin işletmelerde sadece kârlılığa odaklanılmadığı, işletmelerdeki itibar ve etik uygulamalara önem verdikleri ortaya çıkmıştır.

Yapılan birçok araştırma ve tüketici davranışları, işletmelerde iş planlamalarının oluşturulması, ürün geliştirme süreçleri, iç ve dış pazarlarda sürdürülebilirliğin sağladığı rekabet avantajı gibi konular sebebiyle sürdürülebilirlik uygulamalarına önem vermeleri gerektiğini gözler önüne sermiştir.