• Sonuç bulunamadı

KATILIM BANKALARININ FAALİYETLERİ VE KLASİK BANKALAR İLE KARŞILAŞTIRILMAS

FAALİYETLERİ

2.3.1. Finansman Desteğ

2.3.1.1. Kurumsal Finansman Desteği (Murabaha Finansmanı)

Katılım bankası ile fon talebinde bulunan işletmenin (kredi müşterisi) arasında imzalanan bir sözleşmedir. Bu sözleşme kapsamında katılım bankası, işletmenin ihtiyaç duyduğu her türlü gayrimenkul, emtia ve hizmet bedellerini işletme adına satıcıya ödemekte ve vadeye göre üzerine kar marjı ekleyerek işletmeyi borçlandırmaktadır.

Şekil 1. Genel Olarak Murabahanın İşleyişi115

Yukarıdaki şekilde de görüldüğü gibi, alıcı (müşteri), almak istediği mal için aracıya (Katılım Bankası) başvurmuş, aracıda satıcıdan, alıcının istediği mal ya da malları 100 TL karşılığında almış ve alıcıya anapara + kar marjıyla birlikte satmıştır.

Daha ayrıntılı ifade edilecek olunursa, murabaha; satılacak malın maliyeti tespit edilip üzerine bir miktar kar koyularak yapılan satış muamelesidir.116

Böyle bir sistemde üç taraf vardır. Bunlar; katılım bankaları, müteşebbisler ve malın tedarik edileceği işletmeler. Müteşebbis önce malın tedarik edileceği işletmeyle ön bir

114 Mikail ALTAN, a.g.e, s.203. 115 Osman Nihat YILMAZ, a.g.e., s.11.

anlaşma yapar, mal konusunda, fiyat konusunda teslim şartları konusunda ve malın diğer özellikleri konusunda. Ön anlaşmaya müteakip katılım bankalarına müteşebbis başvuruda bulunur. Eğer katılım bankalarında belli bir kredi limiti varsa, katılım bankası mal alım talebini alır, teminatları da aldıktan sonra, mal siparişini verir ve peşin ödemeyi satıcı işletmeye yapar. Satıcı işletmeden müteşebbis adına peşin fatura kesilir. Daha sonra mal teslimi için irsaliye söz konusu malla birlikte müşterinin adresine gönderilir. Katılım bankaları daha sonra kar marjını da üzerine koyarak müteşebbise bu malı fatura eder. Vade sonunda da müşteriden mal bedeli artı kar marjı tahsil edilir.117

Kurumsal finansman desteği şekil yardımıyla aşağıdaki gibi ifade edilebilir.

Şekil 2. Kurumsal Finansman Desteği118

İslami finans piyasasında bilhassa Türkiye’de kullanılan finansman tekniklerinin çoğu murabaha esasına dayanmaktadır. Murabahanın temelinde sadece riba sözcüğünün (Türkçede faiz olarak geçen kelimenin aslı ribadır.) kar marjı, vade farkı veya fiyat artırımı gibi terimlerle değiştirilmesi yeterli değildir. Murabaha işlemi ile

117 Adnan BÜYÜKDENİZ, “Faizsiz Finans Kurumlarının Mali Sistem İçindeki Yeri ve Çalışma

Prensipleri”, Türkiye’de Özel Finans Kurumları Teori ve Uygulama, Albaraka Türk Yayınları: 17, Kültür Kitapları:2, İstanbul, 2000, s.26.

118

faizli krediler arasında şeriat kurallarına göre kesin bir ayrım yapmak gerekmektedir. Bu ayrımlar aşağıdaki gibi sıralanabilir.119

 Murabaha, bir malın veya hammaddenin, alıcı ve satıcının arasında anlaşması neticesinde, belirli bir kar marjının eklenmesi ile ödemeyi direkt satıcıya yapması işlemidir.

 Murabaha işleminde, kesinlikle gerçek bir mal söz konusudur.

 Murabaha işleminde, genel kural, dayanıklı malların finansmanıdır. Ancak dayanıklılık azaldıkça örneğin toptan et finansmanında vadeler kısa tutularak finansman yapılabilmektedir.

 Murabaha işlemi, İslam dinin yasaklamış olduğu (alkol, domuz eti, müstehcen, silahlanma vb.) konular dışında yapılmalıdır.

 Malın mülkiyeti, nihai alıcısına satılana kadar, finansman sağlayan kuruluşa aittir.

 Murabahada malların üçüncü kişilerden satın alınmış olması zorunludur. Alıcı satıcı arasındaki dolaylı ilişki kabul edilemez.

 Satıcı müşterisinden vadede mal bedelini ödeyeceğine dair teminat isteyebilir. Bu teminat ipotek, rehin, bono, senet veya ihracat vesaiki olabilir.

 Alıcının mal bedelini vadede ödememesi durumunda, malın fiyatı arttırılamaz. Aynı zamanda alıcının mal bedelini vadeden önce erken ödemesi durumunda ise, malın fiyatı üzerinden indirim yapılamaz.

Murabaha fonksiyon olarak klasik bankalardaki kredinin yerine geçmekte ise de arada önemli farklar vardır. Bunlar;120

a- Kredide iki taraf, murabahada üç taraf vardır. Kredide banka ile müşteri

karşı karşıya gelmekte ve arada başka bir taraf bulunmamaktadır. Halbuki murabahada satıcı, banka ve müşteri (alıcı) üçlüsü devrededir. İşlem şu şekilde gerçekleşir. Banka müşterinin işletmesi için ihtiyaç duyduğu 100 parça halıyı 100.000 liraya satın almış ve müşterisine 6 aylığına 110.000

119 Mehmet Fehmi EKEN, “Faizsiz Bankacılık

Enstrümanları”,http://www.bilgininadresi.net/Madde/32762/Faizsiz-

liraya satmak ve satış bedelini 4 taksitle tahsil etmek üzere anlaşmış olsun. İşlem yine yukarıdaki gibi gerçekleşecek, aracı yerine bu kez banka devreye girecektir.

b- Kredi ödünç para verme (ikrazat) işlemi, murabaha ise, gerçek bir finansman işlemidir. Kredi, belirli bir tutarda paranın faiz karşılığında belirli

bir sürede kullandırılmasıdır. Karşılığında faiz alınır veya ödenir. Murabaha ise, bir ticarettir ve mutlaka bir alışveriş karşılığında gerçekleşir. Bir mal alım satımı olmaksızın murabaha veya finansman işlemi gerçekleşmez. Murabahada bankanın alış bedeline ilave olarak aldığı tutara, vade farkı ya da kar adı verilir.

Finansman, alım satım işlemi tamamlanınca gerçekleşmiş ve sonuçlandırılmış olur. Bundan sonraki işlem mal bedelinin mutabık kalınan vadelerle tahsilinden ibarettir. Kredi ise, borç para verme (ikraz) işlemidir. Borç para vermekle finansman sağlanmış olmaz. Sadece finansmanda ilk adım atılmış olur. Finansmanın gerçekleşmesi için, borç para alan müşterinin aldığı borç para ile işletmesinin ihtiyacı olan bir mal veya hizmeti satın alması gerekir.

c- Kredinin getirisi faiz, finansal murabahanın getirisi ise kardır. Faiz belirli

bir paranın belirli bir süre kullanılması karşılığında paranın sahibine ödenen bir bedeldir. Kar ise, alışveriş sonucunda elde edilen bir gelir veya vade farkıdır. Alıcı, ihtiyaç duyduğu bir mala belirli bir vadeden önce sahip olarak ondan para kazanma imkanı elde ettiği için, vade farkı ödemeye razı olmakta satıcıda bugün sahip olduğu malın bedelini belirli bir süre sonra elde etmeye razı olduğu için, vade farkı almaya hak kazanmaktadır.

d- Kredi finansal murabahadan daha risklidir. Murabahada müşterinin,

kullandırılan finansmanı başka amaçlarda kullanma imkanı yoktur. Çünkü banka alır, satar ve iş biter. Para satıcıya ödenir. Bu nedenle müşterinin eline para geçmez. Müşteri finansman sonucunda para değil mal almış olur. Bu işlemin bu şekilde gerçekleşip gerçekleşmediği satıcıdan alınan fatura ile kanıtlanmaktadır. Halbuki kredide para doğrudan müşteriye verilir. (Konut ve taşıt kredileri hariç, ancak bunun dahi istisnası olduğu, yani müşteriye zaman zaman nakit ödendiği bilinmektedir.) Banka, krediyi işletmesinin ihtiyacını

karşılamak amacıyla kullandırır. Halbuki parayı doğrudan müşteriye verdiği için, uygulama her zaman bu şekilde olmaz. Yani, müşteriler her zaman aldıkları krediyi veriliş amacına uygun olarak kullanmayabilirler. Bunu yapmak (yani alınan parayı doğru yerde kullanmak) daha ziyade müşterinin dürüstlük ve basiretine kalmıştır. Müşteri aldığı parayı kötü amaçlarla örneğin kumara ve lüks tüketimde de kullanabilir. Kumarda kullanmasa bile, riskli spekülatif ve paranın veriliş amacının dışındaki yerlerde kullanabilir. Örneğin, fabrikasına hammadde almak için kredi isteyen bir kişi parayı aldıktan sonra bu parayla yurt içinden veya yurt dışından lüks villa satın alabilir. Ya da ihracat yapmak amacıyla aldığı parayı konut ve işyeri inşaatı için kullanabilir. Bu durum banka için önemli bir risktir. Mevduat bankalarına kullandırılan kredilerin yaklaşık %15-20’ si bu şekilde yani veriliş amacı dışında kullanılmakta, bu da ülke kaynaklarının israf edilmesine ve bankanın zararına yol açabilmektedir. Çünkü veriliş amacı dışında kullanılan paranın geri dönmeme riski yüksektir.

3 - Murabaha daha rasyoneldir. Çünkü yapılan finansman işletmenin ihtiyacı ile birebir örtüşür. Yani işletmenin ne kadar ihtiyacı varsa, o kadar finansman sağlanır. Halbuki kredide alınan kredinin, işletmenin ihtiyacını tam karşılaması zordur. Yani işletme krediyi ya ihtiyacından fazla ya da noksan alabilir. Fazla aldığı zamanlar gereğinden fazla faiz ödemiş olur. Ayrıca krediyi gereksiz yerlerde kullanabilir.

4 - Murabahada, müşterinin ve kredinin takibi daha kolaydır. Çünkü murabahada verilen paranın nereye gittiği bellidir. Bu nedenle takibi kolaydır. Ayrıca alacağın taksitlerle tahsil edilmesi müşterinin finansal durumunun yakından takibini kolaylaştırır. Müşteri de taksitleri nakit akımına göre ayarlamak ve ödemek zorunda kalır ve bu da kredinin emniyetini, yani geri ödeme kabiliyetini arttırır.