• Sonuç bulunamadı

Aşama: Faturasını satıcıdan direkt alan müşteri, katılım bankasına

KATILIM BANKALARININ FAALİYETLERİ VE KLASİK BANKALAR İLE KARŞILAŞTIRILMAS

FAALİYETLERİ

5. Aşama: Faturasını satıcıdan direkt alan müşteri, katılım bankasına

ödeyeceği kar farkı içinde katılım bankasından BSMV’li işlem kar farkı dekontu alarak, projeyi bitirir.

2.3.2. Kar – Zarar Ortaklığı Yatırımı (Muşaraka)

K/Z ortaklığı, katılım bankalarına fonladığı belirli bir proje bazındaki faaliyetten veya bir parti malın alım satımından elde edilecek kar / zarara önceden kararlaştırılan oranlar dahilinde iştirak etmesini sağlayan bir finansman yöntemidir. Bu yöntem, bankaların kredi kullandırmalarına tekabül etmekte olduğundan, bir tür bankacılık faaliyetidir.125

Muşaraka finans yöntemi şöyle uygulanır ve yürütülür. Katılım bankası, ortağı durumundaki müşterisi tarafından istenilen sermayenin bir kısmını sağlama sorumluluğunu üzerine alır. Müşteri ise, kendi mali imkanları ve projenin özelliğine uygun olarak proje sermayesinin geri kalanını sağlar. Müşteri kendi uzmanlığı nedeniyle istenilen ve alınan mali yardımın idare, denetim ve gözetiminin sorumluluğunu üzerine alır. Bu sorumlulukların müşterinin üzerine kalması ona kardan daha fazla pay alma hakkını kazandırır.126

125

Mehmet VURAL, “Finansal Hizmetlerin ve Özel Finans Kurumlarının Vergilendirilmesi”, Türkiye’ de Özel Finans Kurumları Teori ve Uygulama, Albaraka Türk Yayınları:17, Kültür Kitapları:2, İstanbul, 2000, s.232.

Bu yöntemde net gelir taraflar (banka ve ortak-müşteri) arasında şöyle dağılır: Ortaklardan birisi olan müşteri yaptığı iş ve uzmanlığı nedeniyle belirli bir pay alır. Gelirin geri kalanı yatırıma mali katkısı bulunan iki ortak arasında, iştirak paylarıyla orantılı olarak dağıtılır.127

Zarar olduğunda ise ortakların sermaye paylarına orantılı olarak gerçekleşir. Zararın paylaşımı konusunda sözleşme serbestîsi yoktur.128

Müşteri ilave bir zarara maruz bırakılamaz.129

Kar–zarar ortaklığı yatırımının özellikleri şu şekilde sıralanabilir.

 Bu yöntem genellikle sanayi kesiminin finansmanında kullanılır.  Taraflar ortaya hem emek hem de sermaye koyarlar.

 Fonu kullanacak olan kişilerle “Kar – Zarar Ortaklığı Sözleşmesi” düzenlenir. Bu sözleşmede bankaların alacağı pay ve varsa alacağı teminatlar gösterilir.  Ortaklardan birisinin daha fazla iş ve görev üstlendiği durumlarda belirlenen

kar oranından farklı olarak bir pay alabilirler.

 Gerçekleşen zarar, sermaye payları ile orantılı olarak dağıtılır.

 Bu yöntem, ekonomik dalgalanmaların olduğu durumlarda uygulanırsa, katılım bankaları açısından bir risk oluşturur.

2.3.3. Finansal Kiralama (Leasing; İcara)

ABD’ de 1950’lerde orta vadeli finansman ihtiyacının karşılanması düşüncesinden doğan finansal kiralama sistemi, İslam toplumlarında asırlar boyu bir finansman metodu olarak uygulanmış, İslam hukuk eserlerinde bu yöntemin kullanılış esasları çok ince detaylarıyla yer almıştır.130

Finansal kiralama işleminde, katılım bankaları, müşterinin ihtiyaç duyduğu malı (makine, teçhizat, araç vb.) satıcı firmadan satın alarak, mülkiyeti kendisinde kalması koşulu ile müşterisine, belirli bir vade ve kira bedeli ile kiralamaktadır. Kira bedeli

127 İsmail ÖZSOY, a.g.e., s.95.

128 Öztin AKGÜÇ, “100 Soruda Türkiye de Bankacılık”, Gerçek Yayınevi, 1.Baskı, İstanbul, 1999,

s.150

129 İsmail ÖZSOY, a.g.e., s.95.

130 Akbar SAFDARİ, “Iranda ki İslami Bankacılıkta Denetim”,

http://akbarsafdari.blogspot.com/2009/02/irandaki-islami-bankacilikta-denetim.html Erişim Tarihi: 23.09.2010

ile vade, müşterinin ödeme gücü göz önüne alınarak belirlenmektedir.131 Ödenecek kira bedeli genellikle kiraya verenin amortisman giderlerini karşıladıktan sonra, belirli bir kar payını da kapsayacak şekilde tespit edilir.132

Finansal kiralama ile kiracı sabit ödemeler karşılığında kiraladığı varlığın kullanım hakkından daha fazlasına sahip olur. Kiralama konusu olan varlığı ekonomik ömrünün önemli bir kısmı süresince kullandığı gibi, kiralama dönemi sonunda varlığın bedelsiz olarak veya nominal bir bedelle kiracıya devri söz konusu olabilir.133 Finansal kiralama yöntemiyle dayanıksız tüketim malları dışında sayısız denecek kadar taşınır ve taşınmaz mal çeşidi kiralanabilmektedir.

Finansal kiralamanın sağladığı bazı avantajlar şunlardır.134

1) Bu yöntemle sağlanan finansman, mevcut piyasa alternatiflerine göre daha uzun sürelidir.

2) Özvarlıkları ve borçlanma imkanları sınırlı şirketlere büyüme imkanı sağlar. 3) Diğer finansman alternatiflerine göre daha düşük maliyetlidir.

4) Kira ödeme planı ve kira tutarları, kiralayan ve kiracının karşılıklı mutabakatıyla ve kiracının ödeme gücü ve nakit akışı göz önüne alınarak belirlenir.

5) Kiralayan tarafından kesilen kira faturalarının tamamı, kiracı tarafından gider yazılabilir.

6) Bu yolla elde edilen mal % 1 gibi düşük bir katma değer vergisine tabidir. 7) Bu yöntemle yapılan yatırımlar kiracının bilançosunda gözükmediği için,

borç/özvarlık oranı etkilenmez. Böylece kiracının borçlanma imkanları daralmamış olur.

131 Ayrıntılı bilgi için bkz. 10/06/1985 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanunu’nun ilgili maddeleri. 132 Mehmet TAKAN, a.g.e., s.18.

2.3.4. Mal Karşılığı Vesaikin Finansmanı

Dış ticaret ve kambiyo mevzuatı çerçevesinde, katılım bankaları ile fon kullanan arasında düzenlenecek yazılı bir akde istinaden, mal karşılığı vesaikin, katılım bankalarınca peşin satın alınması ve vadeli olarak fon kullanana daha yüksek bir fiyattan satılması işlemidir.135

Bu uygulamada da gerçek bir malın ticaretinin yapılmış olması gerekmektedir. Aslında bir anlamda yurt dışı kurumsal finansman desteği olarak nitelendirilebilir. En önemli fark ise, Dış Ticaret ve Kambiyo Mevzuatına tabi olmasıdır.136

Yabancı ithalatçının ve bazen de ayrıca kefil olan bankanın imzasını taşıyan poliçe veya senet bir finans enstrümanıdır. Bu belge ithalatçı tarafından nakit ödemeye bir alternatif olarak düzenlenir. Yani, dışalımcı malın mülkiyetinin kendisine aktarılması karşılığında, böyle bir borç belgesi düzenlemiştir. Bu senet, iki amaca hizmet eder.137

a) Söz konusu dış ticaret işleminden doğan borç-alacak ilişkisini kanıtlar. b) İhracatçının, vadeyi beklemeden ihracat bedelini bir banka veya mali

kurumda ıskonto etmek suretiyle nakde kavuşmasını sağlar.

Bu yöntemde zaman zaman malın veya başka bir varlığın fiili olarak alım satımının yapılmadığı, bunun yerine yalnızca vesaikin alım satımının gerçekleştirildiği, dolayısıyla bu yöntem ile ilgili olarak, katılım bankasının yalnızca evrak üzerinde mal alıp sattığı iddia edilebilmektedir. Özellikle dış ticaret işlemlerinde başvurulan bu yöntem, kimi zaman literatürde katılım bankalarına ait fon kullanma şekilleri arasında “gri alan” oluşturan bir yöntem olarak ifade edilmektedir. Bu nedenle katılım bankaları, uygulama da bu sorunu bertaraf edebilmek için, müşterilerinin talep ettikleri varlığı fiilen edinip edinmediklerini kontrol etmektedirler.138

135 www.türkiyefinans.com.tr/tr/hakkimizda/faizsiz_sistem_hakkinda.aspx Erişim Tarihi: 12.01.2011 136

Mehmet Fehmi EKEN, “Faizsiz Bankacılık Enstrümanları-II”

http://www.bilgininadresi.net/Madde/32763/Faizsiz-Bankac%C4%B1l%C4%B1k- Enstr%C3%BCmanlar%C4%B1---II Erişim Tarihi: 10.09.2010

137 Sibel DOĞAN, a.g.e., s.26-27. 138

2.3.5. Ortak Yatırımlar

Bankaların kredi işlemlerine ilişkin yönetmeliğin 19. maddesinde ortak yatırımlar şöyle tanımlanmıştır.

“Kanun’un 56’ncı maddesinin birinci fıkrasındaki sınırlamalar dikkate alınmak kaydıyla, gelişme potansiyeli taşıyan ve kaynak ihtiyacı olan şirketlerin sermayelerine, taraflar arasında düzenlenecek sözleşme hükümleri çerçevesinde edinilecek ortaklık paylarının en fazla yedi yıl içinde halka arz yoluyla elden çıkarılması şartıyla, katılım bankalarınca iştirak edilmesi veya belirli bir yatırımın finansmanı amacıyla oluşturulacak fonlara katılınmasıdır. Sermayeye iştirak şeklindeki yatırımlar için düzenlenecek sözleşmelerde, sermayesine iştirak edilen şirketin yönetimi hususu başta olmak üzere, tarafların hak ve yükümlülükleri ile sermayenin halka arz edilmesi sürecine ilişkin hükümlere yer verilmesi zorunludur.”

2.4. KATILIM BANKALARININ FON KULLANDIRMA