• Sonuç bulunamadı

Erişim esnekliği ve tam zamanında dağıtıma olanak sağlaması nedeniyle, e-öğrenme, kurumlarda öğrenme için popüler bir yaklaşım olarak ortaya çıkmaktadır (Rosenberg, 2001). Stratejik hedeflerine ve rekabet avantajına ulaşmaya çalışan kurumlar; zorlu küresel rekabet, zaman baskısı, genişleyen faaliyet alanı ve coğrafyası, tam zamanlı öğrenme talebi, modern işgücü, dijital topluma yönelik hızlı tepki verme baskısı gibi faktörlerin etkisiyle, e-öğrenmeyi kurumsal öğrenme programlarının bir bileşeni olarak değerlendirmek zorundadırlar. Rekabetin odağındaki kurumlar; kurumsal gelişmelerine e-öğrenmeyi uyarlamalıdırlar (Tai, 2008: 7).

İşyerinde; sürekli, esnek ve yaşam boyu öğrenmeyi destekleyen e-öğrenmenin kullanım pratiğine rağmen, uygulamaların çoğu, çalışanların öğrenmesi için onları motive etmede yetersiz kalabilmektedir. E-öğrenme söz konusu olduğunda, kurum çıkarları ve öğrenen ihtiyaçları arasında önemli boşluklar bulunabilmektedir. Çalışanlar, e-öğrenme programlarına katılarak bilgi ve becerilerini artırabilmelerine rağmen, öğrenilenlerin iş performanslarını iyileştirmeye yardımcı olmayacağını değerlendirdiklerinde,

e-108

öğrenmenin yararlı olduğunu düşünmemektedirler. Kurumsal e-öğrenme süreçleri, genel olarak organizasyonun vizyon ve misyonunu yerine getirmeden tasarlanmaktadır. Ayrıca, mevcut kurumsal e-öğrenme girişimleri, öğretim tasarımının teknik konularına odaklanma eğiliminde olup, etkili e-öğrenme programlarının ele alınması için gerekli olan bireysel, eğitsel ve örgütsel konuları göz ardı edebilmektedir. İlgili problemin temelinde, kurumsal e-öğrenme uygulamalarının resmi ve formel derslere ağırlık vermesi yatmaktadır. Ancak, öğrenme alanı olarak kurumlar, resmi müfredat uygulayan okullardan farklıdır. Kurumsal öğrenme, örgütsel amaçlara hizmet etmek amacıyla pratik görevler ve çalışma durumları üzerine kurulmuştur. Kurumsal iş ortamında öğrenme, kullanım ve uygulama bağlamında gerçekleşmekte ve sonuç olarak genellikle iş uygulamalarına yerleşik olmaktadır. Dahası, kurumsal ortamlarda öğrenme, daha fazla işbirliğine dayalıdır ve bireysel bilginin iş arkadaşlarıyla paylaşılması, öğrenme pratiğinin önemli bir parçasıdır (Wang ve diğerleri, 2010: 171).

Kurumsal e-öğrenme uygulamaları, birer açık uçlu eğitim ortamı olarak değerlendirilmelidir. Bu ortamlar, öğrenme sürecinin denetimi ve ortamın düzenlenmesi açısından katılımcı merkezlidir. Bilginin aktarılmasından çok bilginin üretilme yeteneğinin geliştirilmesi önemlidir. Katılımcı, öğrenme ortamının asıl parçası olarak değerlendirilir. Ayrıca bütünleştirilmiş öğrenme süreçleri kullanılır. Açık uçlu ortamlar ve bunu sağlayan uzaktan eğitim teknolojileri; kullanım kolaylığı, düşük işletim maliyeti, yüksek öğrenme hızı, daha uzun süre aktif bellekte tutma, başarı değerleme kolaylığı, sürecin parçası olma, tutarlılık gibi faktörler açısından geleneksel öğrenme ortamlarından daha etkilidir. Kurumsal öğrenme ve özellikle yöneticilerin geliştirilmesi sürecinde e-öğrenmeyi çok önemli bir işleve sahip olması noktasına getiren temel unsurlar aşağıdaki gibi sıralanabilir (Oktal, 1999: 51-53);

Güncelleştirme gereksinimi: Yönetim bilimine ilişkin uygulama ve ilkeler,

diğer birçok bilim dalı ile olan ilişkisi nedeniyle hızlı bir değişim göstermektedir. Özellikle orta ve üst düzey yöneticilerinin zaman içerisinde gerek günlük işlerin yoğunluğu gerekse uygun ortamların bulunamaması yüzünden eski bilgilerle yetinmek zorunda kaldıkları gözlenmektedir. Bilginin güncelleştirilmesine duyulan ihtiyaç e-öğrenmenin önemini artırmaktadır.

109

Coğrafi dağılım ve eğitim veren merkezlere uzaklık: Büyük şehirler dışında

görev yapan yöneticilerin; eğitim verilen kuruluşların bulunduğu şehirlere seyahat zorunluluğu olması, iş ortamından ayrılmanın mümkün olmaması gibi nedenlerle bilgilendirilme ortamından uzak kalmalarına neden olmaktadır.

Yönetim danışmanlığına duyulan gereksinim ve sorun çeşitliliği: Yönetim

danışmanlarının organizasyon sorunlarını öğrenmek amacıyla ilgili işletmeye gelmeleri çok pahalıya mal olmaktadır. Karşılaşılan sorunlar, fonksiyonel alanlar ve yönetim kademeleri itibariyle çeşitlilik göstermekte ve genel yönlendirmeler yeterli olmamaktadır. E-öğrenme uygulamaları, yönetim danışmanlığını hızlandırma, daha ucuza mal etme ve çözümleri genelleştirme değil yerelleştirme olanaklarını sağlamaktadır.

E-öğrenmeyi kullanan kurumları, bu öğrenme ortamını kullanmaya yönlendiren çeşitli nedenler bulunmaktadır. Bu nedenler (Tai, 2008: 13-19);

Stratejik Sebepler: Kurumlar, insan sermayesinin en değerli kaynak olduğunu

ve eğitimin organizasyonunun etkinliğini artıracağını kabul etmektedirler. Kurumlar, daha büyük karlar ve daha sıkı bütçeler için baskı altında tutulduğunda, yönetim, çalışan eğitimine giderek daha fazla önem vermektedir. % 10 daha yüksek bir eğitim düzeyi olan işgücüne sahip olan kurumlar, % 86 oranında daha yüksek bir verimlilik elde etmektedirler. Öğrenme girişimi, kurumun sektördeki en iyi yetenekleri geliştirmesine yardımcı olmakta ve kurumun doğrudan rekabetçi bir pazarda kazanma ve büyümesini sağlamaktadır. Herhangi bir e-öğrenme yatırımının başarısını haklı çıkaran üç durum sözkonusudur. İlki, hızlı değişime cevap ve sahaya destek vererek iş gereksinimlerini karşılaması, ikincisi, diğer öğrenme biçimlerinden daha ekonomik olması ve üçüncüsü bilgiyi sadece bir maliyet olarak değil, bir varlık olarak da ele almasıdır.

Erişilebilirlik: E-öğrenmenin en çok tercih noktalarından biri, herhangi bir

sayıda kurs ya da içeriğe esnek, günün her saati çevrimiçi erişim olanağı tanımasıdır. Bununla birlikte, esnekliğin büyük bir dezavantajı da vardır. E-öğrenme, yapısı gereği öz-yönelimli bir çalışmadır ve yüksek düzeyde motivasyon gerektirir. Kendi kendine çalışma, eğitmen tarafından yönlendirilen

110

sınıf eğitimine daha alışık olan yetişkinlere yabancı değildir. Sınıf eğitimi, insanların çalışmayı bıraktığı, eğitime odaklandığı bir ortam yaratmakta ve öğrencileri soyutlanmış bir ortamda öğrenmeye yönlendirmemektedir. Motivasyon olmadan, öğrenciler e-öğrenme sürecini tamamlayamayabilirler. Çalışanlar, iş ortamındaki e-öğrenmeyi, onları kesintiye uğratmadan tamamlamalıdırlar. Çalışanların yanı sıra, e-öğrenmenin erişilebilirliğinden yararlanan diğer önemli bir kitle de müşterilerdir. E-öğrenme, müşterilerin ürün ve hizmet sunumlarıyla daha rahat olmalarına yardımcı olacak bir rol oynamaktadır. Teknolojik ilerlemelerle birlikte artık ürün ve hizmetler daha bol ve karmaşık hale gelmektedir. Örneğin, ortalama bir dijital fotoğraf makinesinin ortalama 50' den fazla işlevi mevcuttur. Ayrıca, müşterilerin sorularını yanıtlamak için, kurumların da paydaşlarını iyi bilgilendirildiğinden emin olmaları gerekir. Kurum paydaşlarını eğitmek için e-öğrenmeyi kullanmak, pahalı seyahat veya sınıf derslerinin monotonluğundan kaçınmanın bir yoludur. Bilgi sık sık güncellenebilir ve paydaşlar, öğrendikleri becerilere not veren çevrimiçi testler yoluyla belirli alanlarda sertifikalandırılabilir. IBM’in e-öğrenme servisleri, harici müşterilere 30 dakikadan tüm güne kadar süren ve yılda iki milyon eğitim günü tutarında kurs ve içerik sunarak çevrimiçi oturumlarla müşterilerinin eğitimini sağlamaktadır.

Boyut, Coğrafi Alan ve Hız: Günümüzde dünyanın çok daha fazla bölgesinin

iletişim ağlarıyla birbirine bağlı olması, buna bağlı bilgi işlem ve internet erişim maliyetlerinin hızla azalması ve ortaya çıkan daha uygun bant genişlikleri e-öğrenmeyi kurumlar için daha uygun bir öğrenme yöntemi haline getirmektedir. Kurumlar, günümüz bilgi güdümlü ekonomisindeki değişim hızı nedeniyle, e-öğrenmeye geçme ihtiyacını yoğun olarak hissetmektedir. E-öğrenme, seyahatleri en aza indirgemek ve bilgiyi çok sayıda kişiye hızlı bir şekilde dağıtmak için kullanılmaktadır. Geleneksel öğrenme ortamlarına ulaşım, büyük gruplar için çok uzun sürebilmektedir. General Electric, dünyanın dört bir yanındaki bölge ofislerinde, 28 işletme birimi ve 300.000' in üzerindeki çalışanına öğrenme içeriklerini ulaştırmak için e-öğrenme ortamını kullanmaktadır. Bununla birlikte General Electric, binlerce çalışan için yeni işe alım oryantasyon programını, e-öğrenme yoluyla onlara erişimini sağlamak için

111

standardize etmiştir. Bu gibi yönleriyle, e-öğrenmenin arkasındaki temel ilkeler, yazılımın giderek artan sayıda kullanıcıya erişim sağlama yeteneğine sahip olduğu ölçeklenebilirlik, erişilebilirlik ve zamanca uygunluktur.

Çekicilik ve Elde Tutma: Kurumlar, e-öğrenmeyi daha fazla iş tatmini, kariyer

gelişimi sağlamak ve çalışan sadakatini teşvik etmek için çalışanlarına yatırım yapmanın bir yolu olarak görmektedir Özellikle elektronik şirketleri, yüksek nitelikli işgücünü çekmek ve elinde tutmak için e-öğrenmeyi kullanmaktadır. Bir e-öğrenme şirketi olan AlTechOnLine, mühendislerin teknik becerilerini geliştirmek için e-öğrenme programları oluşturmaktadır. Procter ve Gamble, dünyanın dört bir yanındaki çok sayıda düşük vasıflı işçisine e-öğrenme teklifleri sunarak personelinin dikkatini çekmektedir. İsveç Bankası SEB, yeni satın alınan işletmelerin kültürüyle uyumun hızlı bir şekilde gerçekleşmesine yardımcı olmak için birleşmelerde e-öğrenmeyi kullanmaktadır.

Verimlilik: E-öğrenme, seyahat ve ilgili masraflardan tasarruf ederek eğitim

maliyetlerini düşürmektdir. Tasarruf; eğitmen ücretleri, tesis ücretleri veya sınıf öğrenimiyle ilişkili seyahat masraflarının ortadan kaldırılmasından kaynaklanır. IBM, dünya çapında 6,318 yöneticisini sınıf maliyetinin üçte biri oranında eğitmek için e-öğrenmeyi kullanmış ve sınıf eğitimlerindeki içeriğin beş katını, üçte bir maliyetle vererek yılda 200 milyon $ tasarruf sağlamıştır. IBM ve Microsoft, kurumsal e-öğrenme süreçleri ile otel ve seyahat faturalarında on milyonlarca dolar tasarruf sağlamıştır. İngiliz akaryakıt ve elektrik üretim şirketi Scottish Power, sağlık ve güvenlik eğitimi kurslarında yaptığı yatırımların yüzde 70'ini geri kazanmıştır. Kodak, eğitmen maliyetlerini, tesis maliyetlerini, seyahat masraflarını ve sınıf öğrenimiyle ilişkili maliyetleri azaltmak için e-öğrenmeyi kullanmış ve çalışan başına eğitim maliyetini 7,500 $ 'dan 3,000 $' a düşürmüştür. Cisco Systems 200 çalışanının üzerinde gerçekleştirdiği çalışmada, bir buçuk saatlik sınıf derslerine katılan grup ile e-öğrenme ortamını bir saat kullanan grubun ders sonundaki başarı durumunu değerlendirmiştir. Çalışma sonucuna göre; yüz yüze ve e-öğrenme sonuçları karşılaştırıldığında, e-öğrenme ortamını kullananların ders sonu yapılan sınavda % 10 daha fazla bir geçiş oranına ulaştığı görülmüştür. Amerikan Eğitim ve Geliştirme Derneğinin gerçekleştirildiği bir çalışmada, çalışan başına 1.500 dolar yatırım yapan

112

firmalarla ortalama 125 dolar yatırım yapan firmalar karşılaştırıldığında, çalışan başına 1500 dolar yatırım yapan firmaların ortalama yüzde 24 daha yüksek brüt kar marjı ve çalışan başına yüzde 218 daha yüksek bir gelir elde ettikleri ortaya çıkmıştır.

2.4. Kurumsal E-Öğrenmenin Avantajları, Dezavantajları ve Sınırlılıkları