• Sonuç bulunamadı

E-öğrenme, örgütlere birçok avantaj sağlamakla beraber özelikle teknolojik altyapı maliyetleri ve öğrenenlerin yaşadığı etkileşim kısıtları gibi önemli engellerle karşılaşmaktadır. Bu nedenle, kazanım ve problemlerin teknolojik, mali, kurumsal, sosyal ve teknik yönlerden sürecin başında belirlenmesi gereklidir (Saraç ve Çiftçioğlu, 2010: 33). Hâlihazırda her birey ve örgüte uyabilen standart öğrenme uygulamaları

115

mevcut değildir. E-öğrenme de öğrenenler, farklı deneyimler yaşamakta ve süreçten farklı etkilenmektedirler. Herhangi bir e-öğrenme uygulamasında birtakım engeller yaşanması veya tüm e-öğrenme uygulamalarında benzer engellerle karşılaşılması kesin değildir. Örgütsel düzeydeki e-öğrenme süreçlerinde karşılaşılan engellerin belirlenmesine yönelik çalışmalarda, engellerle ilgili olarak farklı sınıflandırmalar yapılmaktadır. Yapılan çalışmalarda, e-öğrenmede süreçsel başarıyı belirleyen faktörlerle engel olarak değerlendirilen faktörler arasındaki ilişki göze çarpmaktadır (Semerci ve Keser, 2013: 97).

E-öğrenme sürecindeki başarı, öğrenmenin aktif olarak desteklendiği, çevrimiçi öğrenme ortamlarını planlama, tasarlama, değerlendirme ve uygulama adımlarında sistematik bir süreç izlenmesini zorunlu kılmaktadır. Bir e-öğrenme sistemi sadece öğrenenler için anlamlı olmamalı, aynı zamanda eğitmenler, destek hizmeti personeli ve kurum dahil olmak üzere tüm paydaş grupları için de anlamlı olmalıdır. Bir e-öğrenme sisteminin, kolay erişilebilir, açık bir şekilde organize edilmiş, öğrenen merkezli, verimli, esnek ve kolay bir öğrenim ortamı ve yazılıma sahip olması durumunda öğrenenler için anlamlı olma olasılığı daha yüksektir. Öğrenenler, bir kursun amaç ve hedeflerini karşılamada yüksek düzeyde bir katılım ve başarı sergilediğinde, bu e-öğrenmeyi eğitmenler için de anlamlı hale getirmektedir. Bunun yanında, öğrenciler, herhangi bir kesinti olmaksızın kursta sunulan tüm destek hizmetlerinden yararlandıklarında, kullanımı kolay ve güvenilir bir hizmet sunmak için çaba gösterdikleri için destek hizmetleri personelinin de memnuniyet düzeyi yükselecektir. Aynı zamanda, bir e-öğrenme sistemi, güçlü bir yatırım getirisi sağladığında, hem eğitim kalitesi hem de tüm destek hizmetleriyle orta ve yüksek düzeyde bir öğrenci memnuniyeti oluşturduğunda ya da düşük bir terk/ayrılma oranına sahip olduğunda kurumsal yönüyle de anlamlı olacaktır (Khan, 2005: 6-7).

Literatürde, e-öğrenmenin benimsenme ve uygulanmasının önündeki engeller genel itibariyle örgütsel ve teknik konularda yoğunlaşmaktadır. Teknik engellerin en yaygın olanları; kullanılan sistem çökmeleri, bant genişliği ve altyapının iyileştirilmesi, erişilebilirlik, kullanılabilirlik, teknik destek ve e-öğrenme sistem kullanımının algılanan zorluklarıdır. Bunun yanında, e-öğrenme kullanıcılarının iletişim teknolojileri ve çevrimiçi araçların kullanımı, etkili bir şekilde iletişim kurma ve belirli prosedürlerle (şifreler, izinler, vb.) ilgilenme gibi yeni bir beceri kümesine hakim olmaları gereklidir.

116

Örgütsel engeller olarak, eğitim için zaman ve özel ihtiyaçlarla ilgili uygun içerik eksikliği, içerikteki dil engelleri, e-öğrenme etkinliğini ölçmedeki zorluklar, iş hedefleriyle uyumun olmadığı durumlarda planlama ve yönelim eksikliği, e-öğrenme bilincinin eksikliği, teşvik ve yönlendirme eksikliği ve son olarak da yönetim desteği eksikliği gibi bariyerler sayılabilir (Ali ve Magalhaes, 2008: 40-41).

E-Öğrenme uygulaması, sadece bir örgütte olup bitenlerden değil, aynı zamanda dış ortamda neler olup bittiğinden de etkilenmektedir. E-öğrenme ortamının bu çok yönlü açık pozisyonu, çevrimiçi öğrenenlerin bu karmaşık iç ve dış ortam dinamiklerinden etkilenen bir öğrenme sürecine dahil olmalarına neden olmaktadır. E-öğrenme uygulamasındaki başarı, arka plan ve deneyim gibi bağlamsal, hız ve teslimat yöntemleri gibi kurumsal, tasarım ve dağıtım gibi eğitsel ve bireyin önceki öğrenmeleri ve iletişim teknolojileri kullanım yetkinlikleri gibi kişisel faktörlerin bileşimine bağlıdır (Mungania, 2004: 53).

Çalışanlar, e-öğrenmenin önündeki en büyük engel olarak, ilgili içerik, zaman eksikliği ve iş performansını iyileştirmedeki düşük katkıyı göstermektedirler. Çalışanlar, e-öğrenmeyi, önemli gördükleri ve işleriyle ilgili olan alanlarda sağlanan içerikler uygun olduğunda ve öğrenmenin performanslarını artıracağını öngörümlediklerinde daha fazla kullanmaktadırlar. Bunun yanında, içerik ne kadar ilgili olursa olsun, çalışanlar uygun zamana sahip değilse, e-öğrenmeyi veya başka bir öğrenme ortamını kullanmamaktadırlar. Çalışanların e-öğrenmeyi kullanması önündeki bir diğer bariyer de ilgili teknolojilerin iş performansını iyileştirmediği algısıdır. Bu algı, kötü tasarlanmış e-öğrenme çözümleri veya zayıf destekten kaynaklanabilmektedir. Sonuç olarak ortaya, e-öğrenmeye karşı kırılması zor olan bir direnç çıkabilmektedir. Çalışanlar ayrıca, e-öğrenme çabaları için tanınma ve ödüllendirilmek isterler. Kişisel gelişim arzusuyla motive olurken, aynı zamanda çabalarının yöneticileri tarafından fark edildiğini ve takdir edildiğini bilmek isterler. Yöneticiler; ödüllendirme ve farkındalığın, e-öğrenmenin ve hayat boyu öğrenmenin önemini güçlendirmek ve öğrenmeye devam etmek için çalışanları motive etmenin kritik yolları olduğunun farkında olmalıdır (Mungania, 2003: 21-22).

Schilke (2001); e-öğrenenlerin öğrenme süreçlerinde karşılaştıkları engelleri beş ana kategoride değerlendirmiştir. İlgili kategoriler;

117

Kişisel engeller: Öğrenme stillerindeki farklılık, öğrenci beklentileri, önceki

öğrenme tecrübeleri, değişime direnç, motivasyon vb. engellerdir.

Kurumsal engeller: Kurumsal iletişim problemleri, zaman kısıtları, teşvik ve

motivasyondaki zayıflık, kurumsal destek hizmetlerinin güvenilirliği ve zayıflığı, kurumsal politikalar vb. engellerdir.

Teknolojik engeller: Teknolojik altyapı, bant genişliği, bağlantı hızı, donanım

özellikleri, erişim problemleri vb. engellerdir.

Epistemolojik engeller: Öğrencinin bilişsel ve duyuşsal özellikleri, bilgi algıları,

konuyla ilgili bilgi ve doğası arasındaki uyumsuzluklar, ders içeriği veya beklentilerinin öğrencinin bilişsel yapısıyla uyumluluğu vb. engellerdir.

Durumsal engeller: Çalışma için zamanın kullanılabilirliği, yaşam koşullarında

değişiklikler, beklenenden fazla zaman alan dersler, çalışma ortamının yoğunluğu, izolasyon vb. engellerdir.

Şekil 20: Kurumsal E-öğrenme Sürecinde E-öğrenme Engelleri Kaynak: (Mungania, 2003: 41)

Her ne kadar kurumsal mahiyette e-öğrenme kullanımı artmaya devam etse de uygulamaların birçoğu öğrencileri öğrenmek için motive etmede eksik kalabilmektedir. Kuruluşlarda e-öğrenmeye yönelik tutumlara ilişkin yapılan çalışmalarda, teslimat

118

ortamı, motivasyon sorunları, pedagojik ve örgütsel konuların dikkate alınmaması, e-öğrenmenin kurumsal beklentiyi karşılamasından ziyade tasarımın teknik meselelerine odaklanılması, iş performansının iyileştirilmesinde etkisiz olması, bilgi ve iletişim teknolojileri kullanım becerilerinin eksikliği, eğitimin erişilebilirliği, ilgi çekici materyal eksikliği, etkileşim eksikliği faktörleri, temel öğrenme bariyerleri olarak ortaya çıkmaktadır. İlgili bariyerler e-öğrenme sürecinde önemli bir problem alanı olarak görülen ve öğrenenin süreçten tecridine sebep olan izolasyona neden olmaktadır (Reynolds, 2012: 23).

2.6. E-öğrenmenin Değerlendirilmesinde Kritik Başarı Faktörleri