• Sonuç bulunamadı

KURAMSAL ÇERÇEVE

Belgede T. C. ANKARA ÜN (sayfa 54-80)

kazandırılması, bireylere düşünme becerilerinin kazandırılmadığını göstermez.

Ülkemizde de eğitimin ağırlıklı olarak ezbere dayalı olduğu iddiaları bu becerinin öğrencilere kazandırılmadığı şeklinde yorumlanamaz. Burada yapılan bir yanlış da bu özelliğin, Batılılara ait bir “bilişsel beceri” olduğu noktasına dikkat çekilerek de anlaşılabilir çünkü “beceri” uygulanan yöntem ve tekniklerle geliştirilebilen bir özelliktir. 12 Bu özelliğin sadece belli ulus yada uluslara ait olması zaten “eleştirel düşünme” tanımlarının kendilerince de reddedilir.

Connolly (2000), Asya üniversitesinde Asyalı, ikinci yabancı dil (İngilizce dersi) dersi alan öğrencilerle, eleştirel düşünme becerilerinin metne aktarılıp aktarılamaması amacıyla ilgili bir yönlendirme yapmaksızın bir uygulamasını anlatarak bu öğrencilerin eleştirel yazma becerileri ile ilgili sonuçlarını açıklamaktadır. Connolly, alt seviye İngilizce sınıflarında, öğrencilerine kitap eleştirisi, film eleştirisi , makale yorumları yazdırmış ve haftalık bir dergi yayınlatmıştır. Öğrencilere, eleştirel düşünme becerilerini kullanma amacına yönelik herhangi bir açıklama yapmaksızın ödevleri verilmiştir. Bu çalışmalarında öğrencilerin analiz, sentez, yorum, kendini ifadede yaratıcılık gibi becerilerini kullanabildikleri çalışmaların sonunda görülmüştür. Öğrencilerden farklı konulara değinmeleri istenmiş ve yazma becerilerinde çok yetkin oldukları, fikir öne sürebildikleri ve düşüncelerinde iyi derecede eleştirel olabildikleri görülmüştür. (s. 9)

Konuyla ilgili olarak Davidson, (1998) eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımlarını kullanarak Atkinson’un yaklaşımını değerlendirmiştir : Atkinson, eleştirel düşünmenin farklı kültürlerde uygulanabilirliğini reddederken, asıl merak edilen (ikinci yabancı dil sınıflarında ) kendi uyguladığı yöntemleri neden reddettiğidir? (s. 120) Atkinson, farklı kültürlere

12 Beceri, kişinin, yatkınlık ve öğrenimine bağlı olarak, bir işi başarma, bir işlemi ereğine uygun olarak, gerektiği gibi sonuçlandırma yeteneği olarak tanımlanmıştır. (Püsküllüoğlu, Ankara 2000;

144). Bu tez içinde bilişsel özellik mesaj gönderen tarafından alıcıların mesajı nasıl algıladıkları bilgisinin oluşması olarak tanımlanmıştır. Bu süreç genellikle dinleyici analizleri ile önceden kestirilir. Deneyimli liderler gözlem yoluyla dinleyicinin analizini yapar ve konuşma metninin mantığını ona göre kurgular.

uygulanamadığını iddia ettiği ve farklı yetiştirilmiş kişilere bunu öğretmenin zor olduğunu savunurken içinde yetiştirildiği kültüre özgü beceriler olduğunu iddia ettiği becerileri yeterince iyi kullanabilmiş midir? Bu duruma bağlı olarak, Siegel (1989) eleştirel düşünmeyi destekleyen bir sav ortaya atar ;

“kendi kendini haklı çıkarabilen bir yöntem”. Bununla eleştirel düşünmenin karşıtlarının bile ona karşı önerdikleri savın geçerliliğini önceden kestirmek durumunda olduklarını ifade eder. (Davidson, 1998 ; 120)

Davidson, Atkinson’un farklı kültürlerde özellikle Asya kültürlerinde eleştirel düşünme becerilerinin, eleştirel mantık yürütme becerilerinin adaptasyonunun olamayacağı, yetiştirilmeye bağlı ve Amerikan tarzı bir düşünme biçimi olması görüşüne yanıtı, eleştirel düşünme ve eleştirel mantık yürütme becerilerini kullanarak ve “tanımın “ bizatihi kendisi ile Atkinson’un özellikle sonuç çıkarımı konusunda yetersizliğini de ortaya koyarak vermektedir. Atkinson, eleştirel düşünme ve mantık yürütme yaklaşımlarının olmazsa olmazlarından bilgi- kanıt-sonuçlar arası ilişkiyi doğru kurmadığı için haksız bulmaktadır. Davidson’un bu yaklaşımı haksız bulmasına yol açan bir başka neden de “ eleştirel” kelimesinin ne içerdiğidir.

“Eleştirel değerlendirme, bir kişinin mantık yürütme yollarındaki kötü ve iyi olanı değerlendirmeyi içerir.” (Thomson, 2000;2) Bu tezin de kuramsal sınırları içinde ana tanımlardan biri de budur.

Thomson,(2000) mantık yürütmeyi tanımlarken kendisinden önceki bilim adamlarının vurguladığı kanıtları ve bilgiyi iyi değerlendirebilme kriterlerine ek olarak diğerlerinin unuttuğu bir noktayı vurgular. “Eleştirel”

kelimesinin bireyler üzerinde bıraktığı yanlış algılamaya değinir. “Eleştirel”

demek her an her şeye karşı negatif olmak anlamına gelmez. “Eleştirel düşünme becerilerine sahip kişiler “neden”, “nasıl”, “eğer şöyle olursa ne olur” sorularını sorabilen kişilerdir. Eleştirel düşünme, sorunlara, sorulara ve durumlara nasıl yaklaştığımızdır.” (Facione, 1998 ;7)

Glaser (1941), Thomson (2000), Facione’ nin (1998), Siegel (1989), Davidson (1998), Toulmin (1969), Connolly (2000) ve D’Angelo (1971) eleştirel düşünme ve eleştirel mantık yürütme yaklaşımları içinde toplumların

özelliklerine vurgu yapmamışlardır. Glaser’ın 20. yüzyılın ilk yarısında, Thomson’un ise 21. yüzyılın başında yaptıkları tanımlar ırk, din, dil, ulus farkı gözetmeksizin düşüncelerin daha kolay, pratik, uygulamaya yönelik, mantık yönü ağır basan, ikna etkileri yüksek metinler, mesajlar olarak kağıda dökebilmenin, konuşma metinleri hazırlayabilmenin yollarına işaret ederler.

Bu tezin yaklaşımına göre de “eleştirel düşünmenin kökleri medeniyetlerin köklerinde yatar. Vahşi ilkellikten global duyarlılığa geçişte insanoğlunun köşe başı taşlarındandır. ” (Facione, 1998;8)

Amerikalı bilim adamı Facione, eleştirel düşünme göz önüne alınarak eleştirel düşünebilen ideal kişiyi Amerikan Felsefe Birliğinin (American Philosophical Association) bir araştırma projesine katılan 46 uzmanca oluşturulan bir komisyonun Critical Thinking: A Statement of Expert Consensus for Purposes of Educational Assessment and Instruction (1990) başlıklı çalışmadaki tanımlamasını şu şekilde aktarır :

“…. Eleştirel düşünme, yaygın ve kendi kendini düzelten, yenileyen bir insan fenomenidir. İdeal eleştirel düşünür, alışkanlıkları gereği sorgulayıcıdır, bilgilidir, mantığına güvenir, açık fikirlidir, değerlendirmelerinde adildir, kişisel önyargılarına karşı dürüsttür, yargılarında sağduyuludur, tekrar düşünmeyi yeğler, sorunlara açıktır, karmaşık durumlarda bile net ve açıktır, uygun bilgiyi bulmak konusunda özenlidir, kriter seçiminde akılcıdır, sorgulamaya odaklıdır, konu ve şartların sorgulamaya izin verdiği ölçülerde açık ve net sonuçları bulmaya kararlıdır.

(Facione, 1998;14)

Amerikan Felsefe Birliğinin bu açıklamaları içinde ırk, kültür yada yetiştirilme farklılıklarına eleştirel düşünme, mantık yürütme, eleştirel mantık yürütme becerilerinin tanımlarında yer verilmemiştir. Aksine kendi kendini de eleştirme ve düzeltme özellikleri de vurgulanarak bir “insan” fenomeni olarak ifade edilmiştir.

Öyleyse,bu tezin yaklaşımına göre yukarıda verilen tanımların hepsinde ortak olan özellikler bir araya getirildiğinde eleştirel düşünme becerilerinde iyi olan bir kişi :

1. Mantıksal sorgulama ve mantık yürütme metotları bilgisine sahiptir.

2. Bu metotları uygulama becerisi yada becerilerine sahiptir.

3. Açık fikirlidir.

4. Yargılarında sağduyulu ve adildir.

5. Karmaşık durumlarda bile açık ve nettir.

Bu evrensel özellikler Facione tarafından da makalesinde “Eleştirel Düşünme Düzeni” (The Disposition Toward Critical Thinking) başlığı adı altında verilir. Eleştirel düşünebilen bir kişinin sahip olması gereken özellikler, dairesel bir Tablo (4) içinde gösterilmiştir .

TABLO 4: Eleştirel Düşünme

Tablo 4: Eleştirel düşünebilen bir kişinin sahip olması gereken özellikler. (Facione, 1998;14)

Bu özelliklerin dairesel bir tablo tercihi ile verilmesi bize göre her birinin bir diğerinden önem sırasına göre ayrımının yapılamaması ve birinin yokluğunun eleştirel düşünme becerilerinin tam ve etkin kullanımını aksatabileceğinin sembolik bir ifadesidir.

Sistematik

Sorgulayan

Analitik

Akıl Yürütme Becerilerinde Güvenli Gerçeği Arayan

Açık Fikirli

Mantık Yürütebilen ve Muhakeme Yapabilen

Türk Eğitim Sistemi, ilkeleri gereği ilkokul çağlarından beri öğrencilerin düşünme becerilerinin geliştirilmesi üzerinde ağırlıkla durmaktadır ve hazırlanan çoğunluk kitabın içeriği analiz, yorum, sonuç çıkarımı, anlatım, değerlendirme becerilerini kazandırmayı hedeflemektedir. Türk Milli Eğitimi, bilgili, adil, sağduyulu, sorgulayan, analitik düşünebilen bireyler yetiştirmeyi hedefler. Bu gençlerin Üniversite Eğitimi de özellikle ilk yıllarda Türkçe dersleri13 ile öğrencilerin akademik yazma becerilerini geliştirmeyi hedeflemektedir. Ancak Türk öğrencileri, yetişkinleri, özellikle kamuya sunum yapanlar (politik liderler, kamu yada özel sektörde çalışan üst düzey yöneticileri, bakanlık sözcüleri gibi) ikna edici herhangi bir metin hazırlama, sunum yapma durumunda, yukarıda açıklanan mantık yürütme ve eleştirel düşünme becerilerini sözlü yada yazılı metinlerine istendik düzeyde aktaramamaktadırlar.

Yukarıda verilen Tablo 4‘deki ve bu tezin eleştirel düşünme tanımındaki özelliklerin İlköğretim, Lise veya Dengi okulların ve Üniversitelerin mevzuatlarında sayfalarca anlatımına rağmen bireylerin kendilerini ifade becerilerinin sınırlı olmasının “Ben onu demek istemedim ki, beni yanlış anladınız, galiba anlatamadım, aramızda bir iletişim sorunu var galiba” vb. ifadelerle sıklıkla karşılaşmamızın nedenleri neler olabilir? Bu tezin amaçlarına paralel olarak ve karşılaşılan sorunların ana nedenlerinden olduğu düşünülen, Tablo 4’de verilen özelliklerden “sistematik” üzerinde durmak yerinde olacaktır.

Teorik yaklaşımların çokluğuna rağmen metodik önerilerin sınırlı sayıda oluşlarına sorun sunumunda da değinilmiştir. Kompozisyon, yazın kitaplarında dikkat edilmesi gereken unsurlar konuya özgü örneklerle anlatılmaktadır. Geleneksel (giriş, gelişme ve sonuç bölümlerinin özelliklerinin sıralanması) yazma kurallarını açıklar. Batı literatürü incelendiğinde eleştirel düşünme becerilerinin neler olduğunun ayrıntılarla açıklanmasının yanı sıra bu becerilerin nasıl geliştirileceği üzerinde de çok araştırmalar yapılmış ve yapılmaktadır. Bu tezin ve bir çok araştırmacının

13 Örnek olarak bkz. Çotuksözen, Y. (2003) Uygulamalı Türk Dili (2 Cilt), İstanbul: Papatya Yayıncılık

üzerinde hemfikir olduğu, eleştirel düşünmenin temelini teşkil eden ve mantık yürütme, eleştirel düşünme becerilerinin bireylerce çok iyi kazanılması ve bu becerilerin sunumlarda yazılı yada sözlü olarak ifadesini sağlayan metotların da bilinmesi gereklidir. Sorun sunumunda da belirtildiği gibi Halkla İlişkiler alanında mesaj yapılandırma konumunda olan kişilerin, sunum yapmak ve hedef kitleleri ikna etmek durumunda olan gönderen durumundaki kişilerin sahip olmaları gereken becerilerdir. Öyleyse kamuya mesaj verenler yada hakla ilişkiler uzmanları, mantık yürütme, eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımlarını kullanarak hedef kitlelerinin istendik yönde tutum ve davranış göstermelerini sağlayabilirler mi?

Eleştirel mantık yürütme ve düşünme becerilerinin yazılı yada konuşma metni olarak aktarımını sağlayan farklı modeller bulunmaktadır.

Toulmin Mantık Yürütme Modeli yaygın olarak Batı, özellikle Amerikan yazınında kullanılmaktadır. İlgili İncelemeler mantık yürütme bölümünde ayrıntılı olarak açıklanan bu metot, mantık yürütme, eleştirel düşünme ve eleştirel mantık yürütme kısacası hedef kitleyi rasyonel yönü ağır basan bir sunum ile etkilemek isteyen, hedef kitlenin tutum ve davranışlarını istendik yönde değiştirmek, değiştirmeye ikna etmek isteyen kişilerce yaygın olarak bilinmekte ve kullanılmaktadır. Bu model Türkçe’ye de uygulanabilir mi?

Toulmin Modeli’ne göre hazırlanmış sözlü yada yazılı metin, hedef kitle üzerinde daha ikna edici olabilir mi? Bu modele göre yapılandırılmış mesajlar hedef kitlenin tutum ve davranışlarını istendik düzeyde değiştirmede etkili olur mu? Toulmin Mantık Yürütme Yaklaşımı kullanılarak hazırlanan mesajlar Toulmin Mantık Yürütme Yaklaşımı kullanılmadan hazırlanan mesajlardan daha ikna edici olabilir mi?

Bundan sonraki bölümde mantık yürütme yöntem ve yaklaşımları ile ilgili sorunun değerlendirmesi ve bu soruna bağlı olarak da Toulmin Modeli’nin Türkçe’ye uyarlaması ile ilgili sorun tartışılacaktır.

2. 2. Mantık Yürütme ve Toulmın Modeli

Glaser’in (1941) eleştirel düşünme becerilerinde başarılı olmak için gerekli temel beceriler olarak sıraladıkları ve Thomson’un (2003) mantık

yürütme tanımının ve Toulmin Mantık Yürütme Modelinin içinde yer alan birbirini tamamlayan ve destekleyen unsurları değerlendirilerek bu tez kendi mantık yürütme tanımını oluşturur: Bilgiyi derleyebilme, kullanabilme ve yorumlayabilme; kanıtları değerlendirebilme, bilgi-kanıt-iddia arasında mantıksal ilişkiler kurabilme ve kanıtlara dayalı sonuçlar çıkarabilme.

Sıralanan bu beceriler, bir ilkokul öğrencisinin basit bir matematik problemini, bir dedektifin bir cinayeti, bir psikologun bir davranış sorununu, bir yöneticinin yönetsel problemleri çözmede kullandığı bilişsel becerilerdir.

Bu beceriler sosyal yada akademik hayatın her anında kullanılması gereken ve kullanılmakta olan becerilerdir. Sorun sunumunda ve ilgili incelemeler bölümünde de belirtildiği gibi siyasal iletişim alanında ikna süreçlerinde mantık yürütme becerileri, konuşma metinlerine politik liderlerce istendik ikna düzeyini sağlayacak; hedef kitlelerinin onay ve kabulünü sağlayacak düzeyde yansıtılamamaktadır.

Mantık yürütme becerilerinin metinlere yansıtılması, bilişsel becerilerin bir yöntem dahilinde, bir kılavuz önderliğinde kağıda dökümünü kolaylaştıran bir metot Toulmin tarafından geliştirilmiştir. (Bkz. İlgili incelemeler sayfa 23) Batılı, özellikle Amerikan siyasal iletişimcilerince ikna edici yazılı yada sözlü bir metin hazırlamak gerektiğinde bu metodu, kılavuzu kullanarak mesaj yapılandırmaktadırlar ve bu tür iletilerin analizlerinde14 de kullanmaktadırlar.

Ancak eleştirel düşünme, mantık yürütme, eleştirel mantık yürütme becerilerinin Batı kültürüne ait beceriler olduklarını iddia eden bilim adamlarının bakış açılarıyla Toulmin Mantık Yürütme Modelini değerlendirenler, ilgili incelemelerde de belirtildiği gibi (Bkz. sayfa 29) Batı retoriğine göre yazılmamış metinlere uygulanamayacağı tezlerini öne sürmektedirler.

Bu iddiaya rağmen, bu tezin savunusu eleştirel düşünme ve mantık yürütme becerilerinin evrensel bilişsel beceriler olduğudur. Bu sava bağlı

14 Bkz Hart,1997;117 – Reagon, Nixon konuşma analizleri .

olarak Toulmin Mantık Yürütme Modeli de aynı becerilerin kullanıldığı, kendi içinde sistematiği olan bir uygulama aracıdır. Tartışması yapılan mantık yürütme becerilerinin bir sistem dahilinde bir araya getirildiği bir şematik açıklamadır. Etkin mantık yürütebilmek için bilgi, kanıt, iddia, karşıt görüşün ifade edilebilmesi, bütün bunlar arasında nedensellik bağları kurabilmek ve sonuç çıkarımında bulunabilme, belirtilmemiş varsayımları fark edebilme, sonuçların kesinlik derecesini kestirebilme ve bu becerileri ifade edebilecek dil becerilerine sahip olabilmek gerekir ve Toulmin Modeli de bu özellikleri kendi içindeki diyalektiğini bozmadan uygulamaya dökmeye yarar.

Toulmin Modeli, tümevarım ve tümdengelim mantık yürütme yöntemlerinin bir arada kullanıldığı birleşik bir yöntem önerir. Modelin bu bütüncül yapısını Crusius ve Channell ”The Aims of Argument” adlı kitaplarında şu şekilde açıklarlar :

“Gerçekte bu model tüm disiplinlere uygulanabilir niteliktedir. Toulmin Modeli, karmaşık olmayan mantık yürütmesi hem tümevarım hem de tümdengelim mantık yürütme yollarının birleşimi olması nedeniyle bütüncül bir bakış açısı sağlar. ” (www. goreason. com)

İlgili incelemelerde de açıklandığı gibi Toulmin Mantık Yürütme Modeli, eleştirel mantık yürütme yaklaşımlarının sistematik bir uygulama biçimidir. Bilimsel iki mantık yürütme metodunun- “tümdengelim ve tümevarım- birleştirildiği bütüncül” bir yöntemdir. Dikkat etmek gerekir ki iki bilimsel yöntemin birleşimi olan bu model, bilimsel araştırmanın iki ispat yöntemini bir araya getirmektedir. Bu ispat yöntemleri kültüre, ırka dayalı bir tanım içermezler. Evrensel ispat yöntemleridirler.

Toulmin Modeli’nin şematik gösterimi (bkz. Tablo 3 Sayfa 27) üzerinde yapılacak bir inceleme Toulmin Metodunun bir tümdengelim (Bkz. Tablo 5 Sayfa 56) mantık yürütme yaklaşımı kullandığını net olarak belirler. Genel bilgi, bir iddiaya, sava dönüştürülerek daha spesifik bir biçim verilir. Sav, nedenler ile daha netleştirilir ve karşıt fikirler verilerek dinleyiciye açık kapı bırakmayacak şekilde izah edilir. İlgili incelemelerde de belirtildiği gibi

B B İL İ LG G İ İ

İDDİA

Karşıt Görüş ve uygulanır. Çünkü bu bölüm tümevarım (Bkz. Tablo 6 Sayfa 57) mantık yürütme yaklaşımının devreye girdiği ve metodu bütüncülleştirdiği basamaktır.

Detaylandırılarak kanıtlanan iddia alıcıların kanıtlar, karşıt görüşler arasında karmaşıklaşan düşünceleri netleştirir. Destekleme basamağı konuyu özetler ve başladığı noktayı, ana iddiayı, rasyonel bir neden daha sunarak sonlandırır. Tümdengelim ve tümevarım mantık yürütme yöntemlerinin bütünleşmiş olarak bu modelde kullanıldığını aşağıdaki tablo (Bkz.Tablo 7 Sayfa 58) açık olarak ifade etmektedir.

TABLO 5: Tümdengelim :

TABLO 6: Tümevarım

İDDİA

TE NA TL

DESTEKLEME

AR

TABLO 7: Toulmın Modelinin Bütünleşik Yapısı: TÜMDENGELİM TÜMEVARIM

Toulmin Modeli’nin Türkçe’ye uyarlanması ile ilgili iki örnek aşağıda verilmiştir. Tablo 8’de verilen örnek İngilizce bir metindir. Tablo 9’da verilen örnek ise İngilizce metnin Türkçe’ye çevirisidir. Bilgi, iddia,teminat, karşıt görüş, destekleme arasındaki geçişler, kesik çizgilerle ifade edilerek bu unsurlar arasındaki geçişlerin esnekliği ve değişkenliği anlatılmak istenmiştir.

Toulmin Modelini güçlü kılan ve diğer modellerden (özellikle ZOPP ve LFA modellerinden farklı olarak) ayıran özelliklerden biri de bu esnekliği mesaj yapılandıranlara sağlamasıdır. Modelin unsurları arasında kullanılacak cümle bağlayıcıları da anlam birliğini sağlamak ve geçişler arasında anlam bozukluklarını önlemek, dinleyicilerin unsurlar arasındaki anlam bütünlüğünü kavramaları ve gönderenin amacı doğrultusunda yönlendirilmeleri

B İL LG İ

İİDDDDİİAA

K

KAARŞIITT GÖRÜŞ

TETEMİNNAATT

D

DEESSTTEEKLKLEEMMEE

sebepleriyle çok önemlidirler. (Toulmin modelinde “qualifier” olarak isimlendirilen bu bölüm “dil ve ikna” alt başlıklı bölümde tartışılacaktır. )

Tablo- 9’da verilen örnekte, modelde hiçbir değişiklik yapılmaksızın direk çeviri olarak yapılan adaptasyon çalışmasında, Toulmin Modeli’nin Türkçe’ye adaptasyonunda bir soruna rastlanmamıştır. Başka bir örnek (Tablo-10) teşkil etmesi amacıyla Toulmin Modelinin Türkçe’ye adaptasyonu ile ilgili iddia da Toulmin Metodu kullanılarak ispatlanmaya çalışılmıştır.

Metnin çevirisinde orijinal metne en uygun şekilde çevrilmeye çalışılmıştır çünkü amaç dilin uyarlaması değil modelin uyarlamasıdır.

TABLO- 8:

therefore Probably Qualifier Data

Russia has violated 50

of 52 international

agreements

since Warrant Past violations are symptomatic

of probable future violations

unless Rebuttal The ban on nuclear

weapons testing is significantly different from the violated agreements Toulmin’s Model

Claim Russia would

violate the proposed ban

on nuclear weapons

testing

because Backing

Other nations that had such a record of violations continued such action; Expert X states that nations that have

been chronic violators nearly always continue such acts; etc.

TABLO- 9:

İDDİA : Rusya, nükleer

silah denemeleri ile ilgili yasaları da

çiğneyecektir.

Bağlaçlar Zarflar Muhtemeldir ki,

Nedeniyle BİLGİ :

Rusya, 52 uluslararası anlaşmanın

50’sini çiğnemiştir.

TEMİNAT : Geçmiş uygulamalar gelecektekilerin olası göstergeleri olmaları

nedeniyle

KARŞIT GÖRÜŞ : Muhtemeldir ki, Nükleer silah testleri

ile ilgili yasalar, çiğnenmiş anlaşmalardan önemli ölçüde farklı

olarak hazırlanmadıkça DESTEKLEME :

Uzmanlar da , bu tür yasak delme konusunda kayıtları

olan ülkelerin bu tür uygulamaları tekrarladıklarını ve kronik olarak yasa çiğneyen ülkelerin neredeyse her zaman

aynı uygulamalara devam ettiklerini bildirmişlerdir.

Toulmin Modeli

BAĞLAÇLAR ZARFLAR Çünkü, Ancak, Ayrıca, Olmasına

Rağmen, Şu Unutulmamalıdır ki TABLO- 10 :

Toulmin Modeli

BİLGİ : Toulmin Modeli, Batı yazınında ikna

etkilerini artıran bir mantık yürütme

modeli olarak kullanılmaktadır.

İDDİA : Toulmin Mantık Yürütme Modeli

Türk Literatüründe de kullanılabilir

TEMİNAT :

1 ) Çünkü, Toulmin Modeli, tümevarım ve tümdengelim yöntemlerinin birlikte

uygulandığı bütüncül bir modeldir.

2) Tümdengelim ve

tümevarım mantık yürütme yöntemleri Türk literatüründe bilimsel yada günlük hayatta kullanılan yöntemlerdir.

3 ) Ayrıca Toulmin

Metodunda kullanılan kanıt sunumu İspat gerektiren durumlarda Türk

literatüründe de kullanılmaktadır.

4 ) Toulmin Metodunda kullanılan kanıta dayalı neden-sonuç çıkarımları Türk literatüründe de kullanılmaktadır.

KARŞIT GÖRÜŞ : Ancak Toulmin mantık yürütme modeli, Batı retoriğinin

dışında uygulanamaz iddiasında olanların

aksine / olanlar olmakla birlikte / olmasına rağmen

DESTEKLEME :

Şu unutulmamalıdır ki, Toulmin Mantık Yürütme Modelinin kullandığı bütün yöntem ve yaklaşımlar evrensel düşünme ve

mantık yürütme yaklaşımlarıdır.

Tablo- 10 incelendiğinde, İngilizce metinde kullanılan bilgi, iddia, teminatlar, karşıt görüş, destekleme arasındaki mantıksal bağ Türkçe metinde de aynen korunmuştur. Eleştirel mantık yürütme, daha önce de belirtildiği gibi , bir kişinin mantık yürütme yollarındaki kötü ve iyi olanı değerlendirmeyi, bir kişinin mantık yürütme metotlarını bilme ve bunları uygulama becerisini içerir.

Burada önemli olan sunulan konuşma yada hazırlanan yazılı metnin güçlü argümanlar kullanılarak sav-teminat-sonuç arasındaki ilişkinin mantıksal boyutunun dil öğeleri yardımıyla net olarak verilebilmesidir.

Alıcının, göndereni karşıt görüş sunumuyla da bilgili ve olayları farklı açılardan ele alabilen güvenilir kaynak olarak algılaması çok önemlidir.

Güvenilir kaynaktan mesaj almak alıcının tutumları üzerinde etkiye neden olur. Bu etki kuramı çerçevesinde yapılan araştırmaların önemli sonuçlarındandır. Destek boyutu ise gönderenin istediği yönde olumlu tutum oluşturma, davranış değiştirme aşamasının gerçekleşmesinde kilit görev yapar. Gönderenin, alıcıya gönderdiği son ve toparlayıcı güçlü bir argümandır. Cümle bağlayıcıları daha önce de belirtildiği gibi modelin önemli unsurlarındandır ve dil ile ilgili bölümde önemi ve gereği tartışılacaktır.

Özetle, Toulmin Mantık Yürütme Modeli, gönderenin kendi görüşlerini hedef kitlesine etkin bir şekilde aktarabilmek, ikna edici mesaj hazırlamak için mükemmel bir modeldir. Farklı bir açıdan bakarak kendi düşüncelerimizi daha kurallı, anlaşılır, sistematik olarak anlatabilme ve hedef kitlemize kendi iddiamız, kanıtlarımız ve destekleme boyutumuzla daha etkin ulaşabilme olanağı sağlar.

Ayrıca, Toulmin Metodu, hedef kitlenin mantıksal yönüne hitap ederek ikna etkilerini kuvvetlendirmeyi amaçlayan metinler oluşturmak için kullanılabileceği gibi bir metnin aynı nedenlerle analiz edilebilmesine de olanak tanır. Eleştirmen “bir metni iskeletsel yapıya indirgeyerek, metin içindeki destekleyici yada şaşırtıcı noktaların büyük bir bölümünden kurtulmuş olur. En basit anlatımıyla, Toulmin sistemini kullanarak eleştirmen bir iletiyi- mesajı Toulmin terminolojisine çevirir. Eleştirmen en önemli

mantıksal noktalara yoğunlaşabilir; mesajı Toulmin planına göre inceleyerek bir başlangıç noktası yakalar ve daha ileri bir analize yönelebilir; standart bir sistem kullanarak diğer makale yada söylemler; de buna göre açıklayabilir.”

(Hart, 1997;100).

Mesaj gönderenlerin hedef kitleleri üzerinde ikna etkilerini artırmak için iletilerinin yeter derecede ikna edici olma yada olamama nedenlerini algılamamıza yardım edecek bir yöntem sunar Toulmin yaklaşımı. Politik liderlerin sunumlarında eksik kalan unsurların tespiti, olumlu özelliklerin belirlenmesi ve gelecek sunumların Toulmin analizi kullanılarak daha etkin, ikna edici, daha rasyonel olmalarını sağlamak, alıcıların argümanları anlama, takip edebilme ve yorumlayabilmelerinde kolaylık sağlamak için kullanılabilir.

Bu nedenlerle Türk politik liderlerinin yaptıkları sunumların sözü edilen iskeletsel yapıya dönüştürülerek analizlerinin yapılması tasarlanmıştır. Türk siyasi liderlerinin sunumları Toulmin Modeli kullanılarak analiz edilebilir mi?

Bu analiz bize bu metinlerin neden daha fazla ikna edici olamadıklarını gösterebilir mi? Yada bize bu metinlerin diğerlerine göre daha fazla ikna edici olduklarını gösterebilir mi?

Bu sistemin, Toulmin Modeli’nin, bize mesajın ikna ediciliği hakkında da bilgi vermesi beklenmektedir, bunun nedeni de mantık yönü kuvvetli, rasyonel mesajların (hedef kitlenin de özellikleri dikkate alınarak hazırlanması şartıyla) alıcılar üzerinde daha ikna edici oldukları düşünülmektedir. “Bu sistem ile bir mesajın neden ikna etmekte başarısız olduğunu bulabiliriz. Diğer eleştirel araçlar gibi Toulmin yaklaşımı da kolayca anlatılamayacak retorik eğilimleri teknik bir dille anlatmayı sağlar.

Böylece, örneğin,bir mesaj başarısız olmuştur denilebilir çünkü ana iddialar birbirine bağlı değildir, çünkü iddialar bilgiden yoksundur. Çünkü ana bilgi asıl iddia ile ilgili değildir, ana bilgi verilmiş fakat ana iddia ile ilintili değildir, çünkü bilgi için seçilen kanıtlar kültürle ilgili değildir, konuşmacı kanıtları üstünkörü vermektedir gibi. ” (Hart, 1997;104)

Hart’ın Toulmin Metodu ile ilgili yorumu, Toulmin Metodunun iletinin ikna ediciliği ile ilişkisini kurmaktadır. Bir mesajın içerdiği iddia, kanıt ve

bilginin içerik ile ilgisi kadar, birbirleri ile de ilişkileri, ne derece birbirlerini desteklediklerini de analiz edilebilmektedir. Hart, çok net bir şekilde kanıtların yeterli yada yetersiz sunumlarının kültürel yaklaşımlar, kültürel yapı ile ilgisinin olmadığını ama gönderenin kanıt sunumuna yeterli önemi vermemesinden kaynaklandığını açıklar. Kanıt sunumunun, güçlü argüman sunumunun önemi, mesajın rasyonelitesi ve alıcı üzerinde bıraktığı etkiyi bilmeyen, yeterli ileti hazırlama bilgisine sahip olmayan gönderen bu konuda bilgilendirilmelidir.

2.2.1. Argüman Gücü

Bu araştırma, ikna etkilerini artıran değişkenlerden biri olarak argüman gücünü belirlemiştir. Bunun nedeni, bir tartışma, ikna ortamında, konuşmacının diğer konuşmacıya kıyasla daha fazla inanılır, güvenilir, daha ikna edici bulunmasının nedenlerinden biri, savunduğu konu ile ilgili güçlü argümanlar ortaya koyabilmesidir. İlgili incelemelerde (Bkz. Sayfa 29) açıklandığı gibi bu argümanların yine güçlü kanıtlarla desteklenmesi, alıcıların tutumları üzerinde olumlu etkilere neden olabilir.

Bu , John Reinhart (1988), Gibbons, Bradac, Busch (1991), (Sparks

& Charles & Areni & Cox, 1998;121), Holtgraves, Lasky (1999), Hosman, Huebner ve Siltanen (2002) tarafından ELM Modeline dayalı olarak yapılan araştırma sonuçlarının bizim için önemi argüman gücünün gönderenin özelliklerinden kaynaklanan etkenlerin önüne geçmesi ve argüman gücünün ikna etkilerini artıran önemli bir değişken olduğunu ortaya koymasıdır.

Bu araştırma yukarıda verilen ve bu konu üzerine çok ayrıntılı çalışmalar yapmış olan bilim adamlarından da etkilenerek : argüman gücü yüksek mesajı ; mesajın içerdiği kanıtların / teminatların rasyonel olması ve alıcının istek ve beklentilerine uygun (alıcılara bilişsel birikimlerini irdeleme gereği hissettiren) olarak tanımlamıştır. Argüman gücü düşük mesajı ; mesajın içerdiği kanıtların rasyonel olmaması ve alıcının istek ve beklentilerine uygun olmaması (alıcılara bilişsel birikimlerini irdeleme gereği duyurmayan) olarak tanımlamıştır.

Güçlü argümanların, ikna üzerinde etkilerini savunan modellerden biri de Toulmin Modelidir. Model, argüman oluşturma sürecinde mantık yürütme, neden- sonuç ilişkisi, kanıt kullanımı ve diğer unsurların önemini vurgularken güçlü argümanlar oluşturmanın önemi üzerinde ısrarla durur. Politik sunumların hedef kitle üzerinde etkisi üzerine yapılan diğer araştırmalar da kanıt sunumunun hedef kitlenin tutum ve davranışları üzerinde farklı düzeylerde olmakla birlikte kesin etkisini ortaya koymuştur.

Toulmin Modeli ve ELM Modeli, argüman gücünün etkileri konusunda birbirlerini destekler sonuçlar ortaya koymaktadır. Her iki modelin birbirini destekleyen başka bir ortak özelliği de Toulmin Modelinde destekleme olarak isimlendirilen ve son bir kez daha iddianın güçlü bir argümanla pekiştirilmesini hedefleyen basamağın Hosman & Huebner & Siltanen’nin (2002) bulgularıyla uygun düşmesidir :“Argüman kalitesi destek materyallerinin kullanımı ile ilgilidir. Güçlü bir argümanın destekleyici materyal kullanımı gibi bazı yönleriyle, mesajın diğer özelliklerinden, örneğin mesajın ulaştırılması gibi, daha fazla ikna etkisi oluşturabilir”. (s. 376)

2. 2. 2. Dil ve İkna

İletişim alanında ikna etkilerini artırabilmek için diğer öğelerin yanında etkin dil kullanımı da önemlidir. Siyasal iletişim alanında da etkin dil becerilerinin kullanımı ikna üzerinde etkilidir. Dalkılıç (1995), güçlü dil becerilerine sahip olmayı daha fazla ikna etkisi elde etmek için politik liderlerin amaçlarına ulaşmaktaki en kısa yol olarak göstermektedir :

“Politik etkinlik, geniş ölçüde dilin etkin bir biçimde kullanılışı politikacıların ulaşmak istedikleri amaçlara varmada yolu oldukça kısaltmaktadır. İstenilen inandırmak, ikna etmek, tartışmak yada sindirmek olsun, dile başvurmak fiziksel yüce bir alternatif olarak ortaya çıkar. ”(Dalkılıç, 1995;46).

Dilin kullanımının iletişimin her alanında ikna üzerinde önemli etkileri olduğunu bu araştırma da kabul eder. Bu nedenle de dil öğelerinin, hedef kitlenin ikna edilmesi sürecinde, mesaj yapılandırma yöntemleri üzerindeki

Belgede T. C. ANKARA ÜN (sayfa 54-80)

Benzer Belgeler