• Sonuç bulunamadı

Araştırmanın Sınırlılıkları

Belgede T. C. ANKARA ÜN (sayfa 86-113)

1. YÖNTEM

1.4. Araştırmanın Sınırlılıkları

Araştırma, uyaran-tepki kuramının temel değişkenlerinden mesaj üzerine yapılacaktır. Diğer değişkenlerin ikna üzerinde farklı etkileri olduğu bilinmektedir. Bu araştırma, “mesaj” ve “mesajı daha ikna edici hazırlayabilmek için diğer değişkenlerin mesajın ikna etkilerini nasıl artırabilecekleri üzerine de çalışacaktır. Hedef kitlenin özellikleri de bu bağlamda incelenecektir. “Hedef kitlenin hangi özellikleri bilinirse mantıksal kurgusu güçlü bir mesaj hazırlanabilir?” sorusuna cevap aranacaktır. Tez, mesaj yapılandırmada etkili olan dil öğeleri, argüman gücü gibi diğer unsurları da inceler çünkü tez, mantık yönü ağır basan mesaj hazırlamak için geniş bir perspektiften ikna sürecini incelemeyi hedefler. Gönderenin özelliklerine değinmez, hedef kitlenin de mantık yürütme ile ilgili olan özelliklerine değinir çünkü her birinin ayrı birer tez konusu olabilecek özelliklere sahip oldukları araştırmacı tarafından düşünülmektedir.

Analiz yazılı dokümanların incelenmesine ve bu incelemeden niteliksel sonuçlar çıkartmaya dayandığı için geçerliliği ve güvenirliliği dokümanların karakterine ve araştırmacının anlama, nedensellik bağları kurma, sonuçlar

çıkartma ve değerlendirme yeteneğine ve elbette akademik etiğine bağlıdır.

Benzer sorun elbette tezin okuyucu ve değerlendiricileri için de geçerlidir.

1.5. Analiz

Bu bölümde mantık yürütme ve eleştirel düşünme yöntem ve yaklaşımları ve Toulmin Metodu’na uygun olarak farklı siyasi partilerin liderlerinin konuşmalarından seçilen alıntıların analizi yapılacaktır. Sunum yapanların hedef kitlenin bilişsel özelliklerini ne kadar dikkate alarak mesaj hazırladıkları ve genel mesaj yapılandırma yöntemlerini kullanıp kullanmadıkları da mantık yürütme ve eleştirel düşünme prensipleri çerçevesinde incelenecektir. Dil becerilerinin ve güçlü argüman kullanımının ikna üzerindeki etkileri de aynı metinlerde tezin kuramsal çerçevesi içinde incelenecektir.

Kullanılan metinler numaralandırılarak ekte verilmiştir. Analizler de aynı sayılarla numaralandırılmıştır.

Analiz- 1 :

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in NTV Televizyonunda 31 Ocak 2000 tarihinde yayınlanan mülakatının 12 ve 13. sayfalarından yapılan bir alıntının (Bkz. Ekler, Konuşma Metni 1 Sayfa 133) analizi :

BİLGİ : Zaten hadise şudur; Susurluk olayı : Arabanın içinde üç kişi vardır.

KARŞIT GÖRÜŞ : Tamam bunun arkası var.

İDDİA : Epeyce zamandan beri anlatmaya çalışıyorum ki, cinayetleri işleyen devlet değildir, işleten de devlet değildir. Sorumlu Devlet değildir.

TEMİNATLAR :

1) Ayrıca, Kanunsuz işler yapanlar sorumludur.

2) Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kanunsuzluklara iştiraki mümkün değildir.

3) TC’de hür basın, hür parlamento vardır.

DESTEKLEME : Onun içindir ki, bu konuda da devletin şu yada bu şekilde, ima yoluyla bile olsa töhmet altında bırakılması yanlıştır, fevkalade iftiradır.

BAĞLAÇLAR : Epeyce bir zamandır anlatmaya çalışıyorum ki, Ayrıca, Onun içindir ki denebilir ki . .

Kendi iddiasını kanıtlamak isteyen konuşmacı kendi görüşleri doğrultusunda farklı kanıtlarını sıralamış ve uygun bağlaçlar kullanmıştır.

Bağlaçların uygunluğu incelendiğinde , neden sonuç ilişkisi içinde götürülen konuşmaya paralel olarak-“ bunun içindir ki,” bağlaç iki kere tekrarlanmış ve bu ilişki pekiştirilmiştir. Kullanılan kanıtlar içerik olarak konular, iddia ile örtüşmektedir; ilgisiz değildir.

Karşıt görüş de konuşma sırasında verilmiştir. Bu üç kişinin arkasının olması ne demektir? Arkasında kaç kişi vardır? 3, 300, 3000 kişi midir?

Devlet ile ilişkileri nedir? Konuşmacı örtülü olarak Susurluk Skandalı ile ilgili ayrıntılardan ve arkasındaki kişi yada kurumları üstü kapalı olarak bahsederek konuşma konusu içine almış ancak detaylarına girmeksizin bu görüşün iddia ve kanıtlarını çürütme yada detaylandırmasına değinmeksizin kendi fikrinin kanıtlarıyla ilişkilendirerek konuyu kendi lehine çevirmiştir.

Destekleme bölümünde ise yine karşıt görüşe yer vererek –değinmekle birlikte kendi doğrularına yönlendirerek-o şahıslar devleti temsil etmezler- devletin bu skandaldan sorumlu olmadığı iddiasına bağlamıştır. Neden – sonuç ilişkisi içinde kanıtların ve bağlaçların kullanıldığı çok net ,sade ve açık bir Türkçe ile kendi iddiasını destekleme boyutunda da kendi iddiasını güçlendiren bir argümanla iddia sahibi konuşmasını bitirmiştir.

Burada yapılan başkalarının mantık yürütme becerilerinin incelenmesi, ne kadar iyi mantık yürütme metotları bildiklerinin analizi ise bu konuşmacının uzun bir metni iskeletsel yapıya dönüştürülerek, bir iddianın, savın hedef kitleye ulaştırmak yolunda bütün unsurların ne derece kullanıldığı görülmüştür.

Konuşmacının kullandığı cümle bağlayıcıları da metnin parçaları arasında mantıksal ilişkiyi netleştirir. Dinleyicinin / alıcının aktif dinleyici yapılarak metnin argümanlarını takibi sağlanmıştır.

Analiz- 2 :

18 Mayıs 1997 , Kana D Televizyonunda Süleyman Demirel ile Güneri Civaoğlu’nun yaptığı mülakatın 13 ve 14. sayfalarından bir alıntının (Bkz.

Ekler Konuşma Metni 2 Sayfa 134) analizi :

İDDİA : Ben burada şunu söylüyorum : benim bulunduğum mevkiinin icabı, ben rejimi savunurum.

KARŞIT GÖRÜŞ : Ben siyasi iktidarı savunmam. Siyasi iktidar kendisini savunur.

TEMİNATLAR :

1) Ben diyorum ki, T.C. bir anayasa devletidir.

2) 20. madde değiştirildi.

3) Anayasanın öngördüğü şekilde Cumhurbaşkanı oldum.

4) Görevlerimi yapıyorum.

5) Kurumlar iyi işliyor.

6) Meclis çalışıyor.

7) Binaenaleyh, Cumhurbaşkanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın tayin ettiği bir kurum.

DESTEKLEME: Şimdi bakınız,… yöntem hatası yapılmaktadır

BAĞLAÇLAR : Ben burada şunu söylüyorum, Ama, Ben diyorum ki, Binaenaleyh, Ve ben diyorum ki, Şimdi bakınız

Yukarıda belirtilen kanıtların ayrıntılı açıklamaları olmaksızın konuşmacının kendi fikrini çok iyi savunduğu altı ayrı güçlü kanıtın sunumu ile açıktır. Karşıt görüşe ayrıntıları olmaksızın dahi değinmek konuşmacıyı dinleyenler karşısında güçlü kılmaktadır. Dinleyici, konuşmacının konuya hakimiyeti, farklı bakış açılarıyla konuyu değerlendirebildiği, farklı sorun yada çözümlerin de bilincinde olduğu yönünde izlenim edinmektedir. Toulmin yöntemi insanların nasıl düşündüğünün analizini yaparken “karşıt görüşün”

de belirtilmesinin gereği üzerinde durmaktadır. Ancak destekleme boyutunda

konuşmacının yine kendi fikri doğrultusunda kendi tezini savunan yeni bir argümanı kendine destek olarak ileri sürmektedir.

Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in konuşmaları ve yukarıda verilen örnekler incelendiğinde mutlaka genel bir bilginin ardından iddiasının sunulduğu ve iddianın neden-sonuç ilişkileri içeren güçlü argümanlarla desteklendiği ve tartışmanın sonucunun ise yine teziyle ilintili, iddiasını hem farklı bir boyuta taşıyabilecek, yeni bir iddiaya dinleyicileri taşıyabilecek aynı zamanda da kendi tezini destekleyen bir destek cümlesi ile tartışma sonlandırılır. Bağlaçlar, kanıtlar ve iddia ve karşıt görüşün birbirinden ayrılması noktalarında da son derece belirleyici ve cümlelerin birbirine fikirsel bağlantılarının kolaylıkla takibini sağlar niteliktedir. Bu özellik, argüman sunumlarında dil becerilerinin fikirlerin kolaylıkla takibini sağlamak boyutunda önemini gösterir. Konuşma çok açık , anlaşılması kolay olduğu kadar da güçlü argümanlar sunmaktadır (TC. bir anayasa devletidir - yeni bir iddia ve tartışma konusu olmaya değer güçte bir kanıttır.)

Karşıt görüşün sunumu ise mesaj gönderenin (Süleyman Demirel’in) ustalıkla kullandığı bir özelliktir. Dinleyici üzerinde konu hakimiyetini göstererek güven telkin eder. İkna ediciler karşıt görüş sunumunun esneklik getiren özelliğini bilirler. Hedef kitlenin, ayrıntılı yada yüzeysel işleme göre analiz yapması da sorun teşkil etmemektedir çünkü hedef kitle içindeki bilişsel becerileri yüksek kişileri de düşündürtecek kadar güçlü argümanlar vardır : TC‘de hür basın, hür parlamento vardır / Meclis çalışıyor / 20. madde değiştirildi vb. Konu ile birikimleri olmayan alıcıların değerlendirmesi “ben çalışıyorum, Meclis çalışıyor, Kanunsuz işler yapanlar sorumludur,” gibi argümanlar ile tutumlarını olumlu yönde değiştirmeyi düşünebilirler. Bilişsel becerileri yüksek olanlar ise “Bunun arkası var, 20. madde değiştirildi” güçlü argümanlarını irdeleyerek, Demirel’in “arkası var” ile ne demek istediğini düşünecek ve konu ile ilgili bilgilerini hatırlayacak ve yeniden değerlendireceklerdir. “20. madde” ise direkt olarak konu bazlı detaylı düşünenlere atıftır. Güçlü argümanlarla dinleyiciler üzerinde güven etkisi de yaratılmıştır ki bu ikna etkilerini olumlu olarak etkileyen faktörlerin başında gelir.

Demirel hedef kitlenin özelliklerine göre metin yapılandırmaktadır ; yüzeysel yada ayrıntılı işleme göre metin okuyan alıcıların her ikisine de hitap eden argümanlar içeren iletiler sunmaktadır. Ayrıca mesaj göndericisinin konuşma metni Toulmin mantık yürütme modeline göre çözümlenebilmektedir. Bazı araştırmacıların iddia ettiği gibi Doğu kökenlilerin düşünme sistematiğinin eleştirel düşünme becerilerinden yoksun değildir. Dolayısıyla da Toulmin Mantık Yürütme Metodu bu metinlere uygulanabilmiştir. Konuşmacının mantık yürütme becerilerinin de yüksek olduğu da analiz edilmiştir.

Analiz- 3 :

7 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset Meydanı programında Ali Kırca’nın ANAP (eski) Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 3 Sayfa 135) analizi :

İDDİA (1): AKP’nin geçilebileceğini söylüyorum TEMİNATLAR :

1)Kararsız oyların yönelmesi nedeniyle.

2)Bunu geçmeye en yakın parti de geleceğe dönük vatandaşı en ikna edici parti olacaktır.

KARŞIT GÖRÜŞ : AKP’nin oylarında ciddi bir düşüş olacağını düşünmüyorum.

NİTELEYİCİLER : Ama, umarım

İDDİA (2) : Hangi parti ikna ederse o parti geçer.

TEMİNATLAR : ………..

KARŞIT GÖRÜŞ:………

DESTEKLEME:………

BAĞLAÇLAR: ……….

Ali Kırca ve Mesut Yılmaz arasında geçen bu konuşma Toulmin Metoduna göre incelendiğinde kanıtlardan yoksun iddialarla dolu duygusal ifadelerin kullanıldığı desteksiz bir konuşma olduğu kolayca ortaya çıkar.

Konuşmacı, AKP’nin neden geçilebileceği konusunda iki farklı neden ortaya atmıştır. İleride de bu nedenleri açması daha fazla desteklemesi, daha ikna edici kanıtlarla desteklemesi gerekirken iddiasını kanıtsız ve desteksiz bırakmıştır.

Konuşmacıların karşıt görüşü belirttikleri durumlarda kendilerinin konuya ne kadar hakim olduklarını dinleyicilere hissettirmeleri beklenmektedir. Ancak burada konuşmacının karşıt görüşü “net” olmadığı için ve ayrıca kendisiyle çeliştiği ve desteklerle güçlendirilmediği için kendi aleyhine dönmüştür. ”AKP’nin oylarında ciddi bir düşüş olacağını düşünmüyorum.” diyerek negatif bir cümle yapısıyla AKP’nin geçilebileceği fikri dinleyici de çağrıştırılmıştır. Karşıt görüş manipule edilememiş aksine dinleyici nezdinde karşıt görüşün güçlü yanları pekiştirilmiştir. Konuşmacı kendi görüşlerini çürütmüştür. İkna etmekten bahsederken ikna ile ilgili yorumları, kendisi ile çelişmektedir.

İddia- (2) Hangi partinin daha ikna edici olacağı konusunda herhangi bir kanıt ileri sürülmemiştir. ANAP partisinin neden daha ikna edici olabileceği konusunda da herhangi bir iddia yada kanıt ileri sürülmeksizin.

Duygusal bir ifade kullanarak, duygusal bir dilekte bulunularak mülakatı yapan kişinin karşıt görüşleri dile getirmesine olanak tanınmıştır : “ Ama başkası da olabilir diyorsunuz”. Konuşmacı kendi görüşünün arkasında yer almamıştır. Kanıtlar ileri sürerek başka partilerin neden olamayacağı yada kendi partilerinin neden daha fazla şansı olduğu yada diğer partilerin kendi partilerinin özelliklerine kıyasla neden daha fazla şanslarının olmadığı yönünde hiçbir yeni iddia , yada kanıt ortaya atılmamıştır.

Duygusal, mantık yürütme becerilerini ifade etmeyen zayıf argüman ile konuşmacı kendi fikrinin çürütülmesine izin vermiştir. Mülakatı yapan kişi de farklı bir konuya geçmiştir.

Konuşmacı hedef kitleye ait herhangi bir çözümleme yapmamıştır.

Seçimler dolayısıyla hedef kitlesi durumunda olan kararsız seçmenlerin tutumlarında yapabileceği değişimlere yönelik rasyonel bir çaba tespit edilememiştir.

Analiz- 4:

7 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset Meydanı programında Ali Kırca’nın ANAP (eski) Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden yapılan alıntının (Bkz. Ekler, Konuşma Metni 4, Sayfa 135) analizi :

İDDİA : Bu seçimin birinci partisi AKP olmayacaktır.

TEMİNATLAR :

1) Sezgilerime dayanarak

2) AKP oyları tepkinin doruk noktasında oluşan kemikleşmiş oylardır.

3) Kararsızların buraya geçmeleri için bir neden yoktur.

KARŞIT GÖRÜŞ : ………..

DESTEKLEME : ………

BAĞLAÇLAR: Yine benim tahminime göre,Tamamen, Çünkü

Bu konuşmada, konuşmacı iddiasını üç kanıtla savunmaktadır.

Konuşmacının incelenen metinlerinde yerinde kanıtlar ortaya koyan konuşmalarının da olduğu gözlenmiştir fakat 3 Kasım öncesi seçim ile ilgili olarak sorulan kritik sorularda iddialarını yeterli kanıtlarla desteklemediği de açıktır. Sunulan kanıtların bir çoğunun da neden sonuç ilişkisi içermediği, duygusal, anlık ve dayanaksız olduğu belirlenmiştir. Konuşmacı zayıf argümanlar ileri sürmektedir. Sunulan kanıtların bireylerin mantık yürütme , eleştirel mantık yürütme süzgeçlerinden geçirilerek değerlendirileceğinin hatırda tutulması gerekmektedir. Neden-sonuç ilişkisi kurabilme, sonuçların kesinlik derecesinin kestirebilme belirtilmemiş; varsayımları fark edebilme gibi bilişsel becerileri yüksek alıcıları etkilemekten uzak sunumlar yapılmıştır.

Yukarıda incelenen metinlerde (Konuşma Metni 3-4) mantık yürütme becerilerini ifade edebilecek dil becerilerine de vakıf olunmadığı belirlenmiştir. Konuşmacı, neden-sonuç ilişkisi belirten bağlaçları tercih etmemiştir. Kendi fikrinin daha önemli olduğu noktasına dikkat çeken niteleyicileri seçerek daha bireysel bir yaklaşımı tercih etmiştir.

Analiz- 5 :

16 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset Meydanı programında Ali Kırca’nın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile yaptığı programdan NTV internet sayfası Program metinleri bölümünden yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 5, Sayfa 136) analizi :

BİLGİ : Parti demokratik bir parti. Yeni arkadaşlarımız göreve geldiler. Kendi kararlarıyla olağanüstü kurul kararı aldılar.

İDDİA : Partinin seçim kaybı karşısında sorumluluğu üstlenip gereğini yapması gereken insan Genel Başkandır.

TEMİNATLAR :

1)Örgüt, toplum, arkadaşlar benim mücadelemin haklılığını anladılar.

2) Beni sorumluluk almaya çağırdılar.

3) Ben genel başkanlıktan ayrılmıştım.

4) Siyaseti bırakmamı gerektiren bir tablo yoktu.

5) Partinin üyesiydim.

6) Her türlü görevi üstlenmeye hazırdım.

KARŞIT GÖRÜŞ :Siyasetten elini eteğini çek, siyaset senin için yasak oldu.

DESTEKLEYİCİ : Ben sorumlu, partinin üyesi bir insanım.

BAĞLAÇLAR : Yani, yani

Yukarıda Toulmin Modeline göre çıkarılan tabloda konuşmacının Toulmin tarafından oluşturulan mantık yürütme yöntemlerine kendi iddiasını kanıtlamak ve desteklemek noktalarında uymaktadır. Avrupa yada Amerikan Siyasetçilerinin bir seçim yenilgisi aldıklarında tekrar siyasi hayata dönmeleri

mümkün olmamaktadır. Ancak konuşmacı kendi mantık yürütme becerileri ve neden-sonuç çıkarımlarını iyi kullanarak kendince haklılığını başka nedenlere bağlayarak kanıtlamaktadır. Onun durumunda siyaseti bırakmasını gerektiren bir tablo olamadığı iddiasını kanıtlayan toplum, örgüt, ve arkadaşları vardır.

Bireysel olarak verdiği bir karar değildir, anti-demokratik bir hareket değildir, ama sorumlu bir parti üyesinin davranışıdır. İddiası, sorumluluğunu üstlenen bir Genel Başkan olduğu yönündedir. Kanıtlar ve destekleyicilerle bu iddiayı kanıtlamaktadır. Karşıt görüş olarak sunulması gereken “Genel Başkan tekrar olmaması gerektiğidir. Ancak konuşmacı kendi tezi doğrultusunda karşıt görüş olarak “siyasetten el çektirmek” gibi genel bir karşıt ifade kullanarak kendi iddiasını desteklemeyenleri de yanlış bir iddia içinde oldukları şeklinde yönlendirmektedir. Dinleyiciler, karşıt görüşe sahip olanların yanılgı içinde olduğunu düşünmeye, iddiayı destekleyen güçlü kanıtlarla sevk edilmektedirler.

“Her türlü görevi üstlenmeye hazırdım.” kanıtının sonuç çıkarımları, dinleyiciyi şu yöne yönlendirmeyi hedeflemektedir : Konuşmacı başka bir görev verilseydi de yapardı. “Örgüt, toplum, arkadaşlar” onu bu kararı almak durumunda bırakmışlardır.

Konuşmacı, bir seçim yenilgisi almış bir genel başkanın tekrar genel başkan seçilmesi konusunda gelecek eleştirileri önceden tahmin ederek kendisine gelebilecek eleştirilere karşı kanıtlar ile hazırlıklı gelmiştir. Bu da konuşmacının eleştirel mantık yürütme becerilerinde özellikle belirtilmemiş varsayımları önceden kestirebilme becerilerine oldukça hakim olduğunu göstermektedir.

Analiz- 6:

16 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset Meydanı programında Ali Kırca’nın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 6, Sayfa 136) analizi :

İDDİA : Partiler bir araya gelirse güçlü bir olay çıkmaz

TEMİNATLAR:

1) İttifakla büyümek kolay değil.

2) Denedik olmadı.

KARŞIT GÖRÜŞ :Partiler bir araya gelirse güçlü bir olay çıkar.

DESTEKLEME: Büyümeyi sağlayan bir temel dinamik vardır TEMİNATLAR:

1) Bu dinamiği AKP yakaladı.

2) Biz de Derviş ile yakaladık.

BAĞLAÇLAR :Şimdi tekrar diyorsanız ki, yani,.

Yukarıda Toulmin Modeline göre çıkarılan tabloda konuşmacının Toulmin tarafından oluşturulan mantık yürütme yöntemlerine kendi iddiasını kanıtlamak ve desteklemek noktalarında uymaktadır. Karşıt görüşe de yer vererek dinleyicilerin eleştirilerini deşarj etmektedir. Dinleyicileri, o yönde de düşündürmekte ancak kendi tezi yönünde kanıtlar ve destekleyicilerle iddiasına onları yönlendirmektedir. Konuşmacı, karşıt görüşün egemen bir noktaya varmaması için yeni bir iddiayı kendi tezini destekleyici olarak ortaya atarak (Derviş ile yakaladıkları dinamik ve artan büyüme hızı) tartışma konusunu kendi istediği şekilde yönlendirmektedir. 3 Kasım seçimlerinde oy oranını artıran diğer bir parti ile kendilerini özdeşleştirmektedir: AKP ve CHP yeni bir dinamik yakalamış; başkaları ile birleşmeye ihtiyacı olmadan büyüyen partilerdir.

Bu konuşmacıyı dinleyenlerin, eleştirel mantık yürütme becerilerini kullanarak konuşmacının karşıt görüş üzerinde önceden kestiremediği yada kendi tezi lehine çeviremeyeceği kanıtları, sağlam neden- sonuç ilişkisi kuran karşıt görüş yada kanıtları ortaya koyabilmelidirler.

Bu arada konuşmacı kendisine hatırlatılan DSP’nin görüşlerini değerlendirmeyeceğini de net bir tavırla ortaya koyarak (onun söylemesi ne doğru yapar ne de yanlış) konuyu yine kendi istediği yöne çekmeyi

başarmıştır. Mülakatı yapan kişi bu konuda yeni bir argüman açamamış ve konuşmacının anlatmak istediği konuyla devam etmiştir .

Konuşmacının görüşlerini kanıtlarla savunuyor olması pozitif bir özelliktir. Ancak konuşmacı önemli bir noktayı da göz ardı etmektedir : Bireysel yaklaşım. Konuşmacının, argümanın destek noktalarında farklı görüşlere önem vermeyen tarzı dikkat çekicidir.

Örneğin : (Konuşma Metni 6) ”Bu doğrudur”. (Konuşma Metni 5 ) ”Ben sorumlu bir insanım.” gibi. .

Analiz- 7 ve 8 :

16 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset Meydanı programında Ali Kırca’nın CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden yapılan alıntıların (Bkz. Ekler Konuşma Metni 7 ve 8, Sayfa 137-138 ) analizi:

(Konuşma Metni 7 ve 8 eleştirel mantık yürütme becerilerinin kurallarından olan belirtilmemiş varsayımları fark edebilme ve sonuçları önceden kestirebilme becerilerinin kullanıldığı iki örneği içermektedir).

Konuşmacı, sorular tam sorulmadan keserek soruya müdahale ederek sorunun ne getireceğini tahmin edip kendi lehine çevirmektedir. Eleştirel mantık yürütme becerilerinde iyi olabilmenin kurallarından önemli bir özellik olan “sonuçların kesinlik derecesini kestirebilme” konuşmacının kullandığı kurallardandır. Sorunun neler getirebileceğini kestirip soruyu kendi istediği şekilde yönlendirebilme, özellikle belirtmek istediği konuyu da dinleyiciye aktarabilme, cevabı istediği yönde verebilme şansını yaratmaktadır.

7. ve 8. metinler incelendiğinde konuşmacının bireyselliği, konuşma tonunun hoş sohbet bir tarzdan uzak olması alıcıların tutumların karşı tarafın yanında yer almaya götürmektedir. konuşmacı önemli bir noktayı da göz ardı etmektedir : Bireysel yaklaşım. Örneğin: “Buralarda bunları konuşmanın anlamı yok. Burada ben CHP'nin iktidar hazırlığı konusunda konuşmak istiyorum, ben siyasetin içindeyim”.

Konuşmacı, 7 ve 8. alıntılarda “düşmanca bir ton sergilemektedir”. Bu düşünce mesaj yapılandırma stratejileri içinde yapılmaması tavsiye edilen önemli bir unsurdur çünkü bu, okuyucu yada dinleyiciyi içine kapatır; karşıt tarafın yanında yer almaya yönlendirebilir. Olumlu ton, olumlu tepkiler verilmesini sağlar. Oysa Baykal, Soruları soran kişinin de sıklıkla sözünü keserek konuşmacının hedeflemediği sorulara sert geçişler (“yok öyle bir şey”) yapmaktadır .

Analiz- 10 :

16 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset Meydanı programında Ali Kırca’nın DYP (eski) Genel Başkanı Tansu Çiller ile yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 10, Sayfa 138) analizi :

BİLGİ :ANAP ile aslında bizim tabanlarımız bir, ama tavanda çok farklı politikalara doğru gittik. Sayın Yılmaz'ın Avrupa Birliği konusunda bize yaklaşmış olması yani gümrük birliği konusu döneminde hep karşımızdaydı.

Hatta gümrük birliğinden çıkılacağını söylüyordu; Refah Partisi de öyle söylüyordu ve Yılmaz da söylüyordu. Yani şimdi Sayın Yılmaz'ın Avrupa Birliği konusunda geldiği nokta bizi birleştirdi. Ama onun dışında ne çiftçi politikaları, ne esnaf politikası, ne ihracat dışı açılma, ne üretim, ne diğer bütün bir vizyon, liberalizm dediğimiz meselelerin öğeleri, ne kültürel milliyetçilik diye benim üzerinde durduğum milliyetçiliğe verdiğimiz ehemmiyet, ne üniter devlet yapısı konusundaki hassasiyetimiz bütün bu kavramlar artık tam örtüşmüyor. Ama bunların örtüştüğü partiler var.

İDDİA: DYP baraja çok yakın kritik noktada duruyor. (Şimdi onu anlatacağım.)

TEMİNATLAR :...

KARŞIT GÖRÜŞ:……….

DESTEKLEME :……….

BAĞLAÇLAR : ………

Konuşmacı iddiaya yanıt vermiyor. Karşıt görüş yada herhangi bir kanıt üzerinde konuşmuyor. Kendi anlatmak istediği konu ne ise o konu hakkında hiçbir nedensel ilişki kurmaksızın bilgi veriyor.

Analiz- 11:

16 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset Meydanı programında Ali Kırca’nın DYP (eski) Genel Başkanı Tansu Çiller ile yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 11, Sayfa 139) analizi :

İDDİA : DYP’nin baraja takılacağı yönünde endişelerimiz yoktur.

BİLGİ: ………...

TEMİNATLAR :

1) Biz biliyoruz.

KARŞIT GÖRÜŞ : Ben merkez sağa talibim.

DESTEKLEME : Seçim yasalarını değiştirelim.

BAĞLAÇLAR: Ama, çünkü, yani,

Konuşmacı ortaya atılan iddiayı destekleyici bilgi yada kanıtlardan yoksun bir tartışma ortaya koymakta ve ana iddia ile ilgili olarak neden sonuç ilişkisi içeren hiçbir rasyonel kanıt ileri sürmemektedir. Baraja takılmayacaklarını neye dayanarak bilmektedir? Baraj konusu ile ilgili olarak seçim yasalarının değiştirilmesi bu konuşmanın yapıldığı ortamda geçmişte kalmış bir konudur. Konuşmacı aslında yaptıkları yada yapmak istediklerini anlatmakta mülakatı yapan kişinin sorularına direkt olarak cevap vermek ve yerine kendi istediği yönde bilgi aktarmaktadır. Sorulan sorular ve konuşmacının verdiği cevaplar arasında mantık ilişkisi bulunmamaktadır.

Toulmin Metoduna göre yapılan bu analiz, konuşmacının sorulan soru ve cevap arasında herhangi bir nedensellik bağı kurmamaktadır. Kanıt, hiçbir istatistik veri içermemektedir, konuşmacının kanıtı duygusaldır.

Bilişsel becerileri yüksek alıcılara hitap edebilecek bir argüman ileri sürülmemiştir. Alıcılar üzerinde tutum değiştirme yönünde olumlu etki yapabilecek herhangi bir strateji, yöntem veya tekniğe başvurulmamıştır.

Analiz- 12:

28 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset Meydanı programında Ali Kırca’nın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 12, Sayfa 140) analizi :

BİLGİ : Sivil toplum kuruluşlarının bazılarından, bir takım konuşmalardan, o günlerin basını takip edildiği vakit, bunu çok sayıda insanın dillendirdiği dikkatimizi çekti.

İDDİA : Güvensizlikten ne amaçlanıyor onu anlamak mümkün değil TEMİNATLAR :

1)Bir kriz aşma sürecinde gayet güçlü temellerle kurulmuş olan bir hükümet ortada.

2)Parlamento gece gündüz çalışıyor.

3) Güçlü ekonomik programın gerektirdiği bütün yasalar çıkartılıyor.

4) Köklü yapısal reformlara gidiliyor.

KARŞIT GÖRÜŞ : Bazı sivil toplum kuruşlarımız, bazı iş adamlarımız, bazı basınımızın köşe yazarları bir güvensizlikten bahsediyorlar.

DESTEKLEME : Şimdi güvensizliği nasıl aşacağımız dediğimiz zaman onu doğru dürüst veren yok.

BAĞLAÇLAR : Ama deniliyor ki, . Analiz- 13 :

28 Ağustos 2002 tarihinde NTV Televizyonunda canlı yayında Siyaset Meydanı programında Ali Kırca’nın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile yaptığı programdan NTV internet sayfası program metinleri bölümünden yapılan alıntının (Bkz. Ekler Konuşma Metni 13, Sayfa 140) analizi :

İDDİA : Siyasi belirsizlik kavramı güvensizlik kavramının yerine geldi.

TEMİNATLAR :

1)Hükümet güçlü bir ekonomik program uyguluyor.

2) Krizi aşmak için uyguluyor.

3) Samimiyeti var.

4)Meclisi bu samimiyet ve iyi niyetle çalıştırıp ekonomik programı başarılı kılabilecek yasaları çıkartıyor.

KARŞIT GÖRÜŞ : Nedir bu siyasi belirsizlik güvensizlik kavramı sürekli tartışılıyor bunu anlamak mümkün değil

DESTEKLEME : Siyasi belirsizliğin kapsamını belirten yok, içini dolduran yok, siyasi belirsizliğin ortadan kalkması için neler yapılması gerektiğini ifade eden de yok.

BAĞLAÇLAR : Ama, Bunu anlamak mümkün değil,

Konuşmacının, Toulmin Metodu uygulandığında argümanını kanıtlar ve destekleyiciler kullanarak savunmuş olduğu görülmektedir. Alıntı 12 ve 13’nin analizleri yapıldığında konuşmacının niteleyiciler kullanmakla ilgili sıkıntı yaşadığı belirgindir. (Ama, ama deniliyor ki) Eleştirel mantık yürütme becerilerinin önemli özelliklerinden biri de mantık yürütme becerilerini uygun dil becerileri ile ifade edebilmektir. Konuşmacı, argümanın parçaları arasında nedensel ilişki kurmakta ancak bunu basit bağlaçlar, niteleyiciler kullanarak net bir forma dökememektedir. Kullandığı duygusal niteleyici (Bunu anlamak mümkün değil) açıkça neden- sonuç ilişkisi gerektiren anlaşılması pek de kolay olamayan siyasi belirsizlik ve güvensizlik ortamı arasındaki ilişki yada ilişkisizliği net, açık, bir tarzda anlatmakta yetersiz kalmıştır. Üç defa anlaşılamayan bir şeyler olduğu iddiası tekrarlanmıştır. Konuşmacı karşıt görüşlerin yetersiz ve anlaşılmaz olduğunu kanıtlamak, dinleyiciye bu mesajı vermek istemiştir. Mesajlar hazırlanırken yan anlamlar içeren, net olmayan ifadelerin kullanılmaması gerekmektedir. Belirsiz niteleyiciler, ikna olacakları bir fikir yada harekete katılımlarından alı koyarlar. İkna edici iddialarda, detaylardan yada belirginlikten yoksunluk ile karşılaştıklarında ikna

Belgede T. C. ANKARA ÜN (sayfa 86-113)

Benzer Belgeler