• Sonuç bulunamadı

Eğitim programlarının merkez bazında dağılımı ile ilgili 2003 yılına ait veriler düzenlenmiş ve bu yıla ait genel eğitim programlarının merkezlere göre dağılım Tablo 25’te verilmiştir.

Tablo 25

2003 Yılı Genel Eğitim Programlarının Merkezlere Göre Dağılımı Eğitim MERKEZİ Eğitim Adedi Adet (%) Eğitimin Süresi (Saat) Süre (%) Katılımcı Sayısı Katılımcı (%) ADANA İGEM 6 0,7 50 0,5 241 1,6

Tablo 25’in Devamı

ANKARA OSTİM İGEM 100 11,3 958 10,3 1673 10,8

ANKARA SİNCAN LAB. MÜD 72 8,1 198 2,2 334 2,2

ANKARA SİTELER İGEM 16 1,8 397 4,3 228 1,5

AYDIN İGEM 1 0,1 12 0,1 13 0,1 BARTIN KÜGEM 5 0,6 48 0,5 59 0,4 BURSA İŞGEM 56 6,3 674 7,3 923 6,0 BURSA LAB. MÜD. 32 3,6 396 4,3 509 3,3 ÇORUM İGEM 46 5,2 624 6,8 538 3,5 DENİZLİ İGEM 21 2,4 198 2,2 313 2 ERZURUM İGEM 6 0,7 90 1 81 0,5 ESKİŞEHİR İGEM 29 3,3 240 2,6 635 4,1 ESKİŞEHİR LAB. MÜD. 7 0,8 72 0,8 152 1,0 GAZİANTEP İGEM 14 1,6 361 3,9 181 1,2 GEBZE İGEM 8 0,9 42 0,5 201 1,3 GYTE TEKMER 3 0,3 12 0,1 38 0,2 İSTANBUL İKİTELLİ İGEM 162 18,3 1606 17,5 2545 16,5 İSTANBUL İKİTELLİ LAB.MÜD. 3 0,3 30 0,3 45 0,3

İSTANBUL İMES İGEM 126 14,2 982 10,7 3406 22,1

İZMİR İGEM 49 5,5 582 6,3 812 5,3 KAHRAMANMARAŞ İGEM 4 0,5 60 0,7 55 0,4 KAYSERİ İGEM 30 3,4 590 6,4 442 2,8 KONYA İGEM 21 2,4 268 2,9 653 4,2 MALATYA İGEM 4 0,5 33 0,4 89 0,6 SAMSUN İGEM 32 3,6 312 3,4 728 4,7 SİNOP KÜGEM 1 0,1 6 0,1 29 0,2

ŞANLI URFA İGEM 3 0,3 36 0,4 60 0,4

TRABZON İGEM 15 1,7 162 1,8 254 1,6

VAN İGEM 9 1 108 1,2 111 0,7

ZONGULDAK İGEM 2 0,2 24 0,3 22 0,1

TOPLAM 886 100 9189 100 15435 100

Eğitim programları firmanın bulunduğu yörede ve uygun zamanlarda yapılmalıdır: Eğitim programları yerel kurumlar tarafından sağlanmalı ve esnek bir yapıda olmalıdır, işletme sahiplerinin uzak bir yerde verilen eğitime katılmak üzere işyerlerini uzun süre terk etmeleri tercih edecekleri bir seçenek değildir. Sanayinin Marmara bölgesinde yoğun olması nedeniyle, eğitimlerin büyük bir bölümü bu bölgede gerçekleşmiştir. Türkiye’de İstanbul’daki işletmeler sayıca büyük bir yer teşkil ettiği için yine eğitimlerin çoğunun bu ilde gerçekleştiği görülmektedir. Maalesef desteklerin büyük çoğunluğu “Gelişmiş Yöre İlleri”nde verilmiştir. 21. Yüzyılda bölgeler arası farklılıkların giderilmesi, dengeli kalkınmaya katkı sağlanması, işletmelerin rekabet şanslarının artırılması, istihdamın geliştirilmesi, işsizliğin ve içgöçün önlenmesi amacı ile KOSGEB’in, özellikle “Kalkınmada Öncelikli Yöre”, müteakiben “Normal Yöre İlleri”nde desteklerde bulunmasının zaruri olduğu değerlendirilmektedir.

sağlıklı olarak işleyişiyle KOBİ'lerin sistem içindeki varlıkları ve güçleri arasında yakın bir ilişki vardır. KOBİ'lerin çoğu, büyük işletmelerin yerine getiremediği bir takım fonksiyonları yerine getirdikleri için sisteme olumlu katkıda bulunmaktadırlar. KOBİ'lerin en önemli özellikleri arasında esnek bir yapıya sahip olmaları, piyasalardaki dalgalanmalara ve taleplerdeki değişikliklere çabuk adapte olabilmeleri, daha düşük maliyetlerle teknoloji geliştirebilmelerini saymak mümkündür. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler’in ülke ekonomisinde, istihdamda, bölgesel ve yerel kalkınmada her geçen gün öneminin arttığı birçok araştırmada kanıtlanmıştır.

Ülkeden ülkeye yapısal farklılıklar göstermelerine rağmen dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler’in ortak özelliği, sayısal olarak yoğunlukları ve istihdama olan katkılarıdır. Hayati öneme haiz Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler’in Türkiye’deki üretim, yatırım, katma değer, istihdamdaki payı diğer ülkelerle benzerlik göstermesine rağmen ihracatta ve kredilerdeki payının ciddi oranlarda düşük olması, diğer ülkelerden daha çok KOBİ’lere öncelik veren politikalar üzerinde durulması gereğini göstermektedir.

Türkiye’de, KOBİ’lerin teknoloji ve sanayi yarışında rekabet güçlerini artırmak ve çağı yakalayabilmelerini sağlamak için gerekli destek ve hizmeti verme vazifesi büyük bir oranda KOSGEB kurumuna verilmiştir. Bu bağlamda KOSGEB, sanayicilerin modern ve yeni teknolojiye dayalı üretim metotlarıyla çalışmalarını desteklemek, uluslararası standart ve normlara uygun kaliteli ürün üretmelerine yardımcı olmak, KOBİ’lerin verimli ve rasyonel çalışmalarını sağlamak, destekleme programlarını uygulamak ve milli ekonomiye katkılarını yükseltmek amacıyla hizmet vermektedir.

Üretim faktörlerinden emeğin, endüstri çağının başına kadar, insanın kol gücüne dayanması ve maliyetinin düşük olması nedeniyle diğer faktörler arasında önceliği yoktu ya da pek azdı. Günümüzde emeğin artan maliyeti; bilim ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak makine gücünün yaygınlaşmasına neden

olmuştur. Bu gelişme, insan gücünün (emeğin) üretim sistem ve mekanizmalarında emek-yoğun işlevini bilgi-yoğun işlevi ile yer değiştirmeye zorlamış, insanın zihinsel yeteneklerine olan ihtiyaç giderek artmıştır. Nitelikli insan gücü ihtiyacı, diğer üretim faktörlerinin tümünü kapsayan bir niteliğe dönüşmüştür. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler’in günün koşullarına uyum sağlayabilmesi, yetişmiş insan gücünü kullanabilmesi ile mümkün görünmektedir. Araştırmada KOSGEB’in yetişmiş insan gücü temini maksadıyla verdiği eğitim hizmet ve destekleri analiz edilmiştir. Yapılan değerlendirme neticesinde verilen hizmet ve desteklere yönelik sonuç ve öneriler aşağıda verilmiştir;

KOBİ'lerde eğitim ihtiyacı var olmasına rağmen, yeterli talebe dönüşmemektedir. KOBİ’lerin eğitime olan taleplerindeki etkenler: KOBİ’lerden kaynaklanan nedenler, KOSGEB’den kaynaklanan nedenler ve ülkenin içinde bulunduğu ekonomik konjonktür olarak sayılabilir.

Avrupa Birliği Eğitim Vakfı ve KOSGEB tarafından 2003 yılında gerçekleştirilen proje raporunda; KOBİ yöneticilerinin eğitimin yararları konusunda bilinçsiz olması, kısa vadeli düşünme alışkanlığı, eğitimin firmaya olan maliyetinin yüksekliği, eğitilen personelin, eğitimini firma başarısına yansıtacak süre ile firmada kalmayıp eğitimin sağladığı avantajı kullanarak başka firmalara transfer olabileceği vb. düşüncelerle KOBİ’lerin diğer işletmelere nazaran eğitimlerden yeterli düzeyde faydalanmama sebepleri olarak belirtilmiştir.

KOSGEB’in 1990 – 2002 yılları arasında KOBİ’lere verdiği eğitim hizmetlerinde, organizasyon yapısında, misyon ve vizyonunda kayda değer bir gelişme tespit edilmemesine rağmen, inişli çıkışlı olduğu görülmüştür. Bu iniş ve çıkışların tarihleri incelendiğinde ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik konjonktürden etkilendiği değerlendirilmektedir.

KOSGEB, kuruluş yılı 1990’da 341 katılımcıya 172 saatlik 18 eğitim programı düzenlemiştir. KOSGEB, 1990-2002 yılları arasında, 103.193 saatlik 4.886 adet eğitim programı düzenlemiş ve verilen eğitim programlarına katılımcı sayısı 2002 yılında 96.119’a ulaşmıştır. 12 yıllık süre zarfında katılımcı sayısında yaklaşık olarak 35 katlık bir artış gerçekleşmiştir. Bu süre zarfında vermiş olduğu eğitim

programlarında program sayısı, süresi ve katılımcı sayısında genel bir artış gözükmektedir. Bütün bu gelişmelere rağmen 2002 yılında KOSGEB eğitim programlarından faydalanan 12.048 katılımcı, imalat sanayinde ortalama yıllık çalışan kişi sayısının %0,58’dir ve oldukça düşük olduğu değerlendirilmektedir.

2003 yılında KOSGEB yeniden yapılanma süreciyle destekleri ile ilgili bir takım değişiklikler yapmıştır. Öncelikle mevcut desteklerin etkinliği ve verimliliği analiz edilmiş ve gelişmiş ülkelerdeki benzer kuruluş örneklerini incelenmiştir. KOBİ’lerle ilgili 600 adet kurum/kuruluşun KOSGEB destekleri hakkında görüş ve önerileri alınmıştır. Bu bağlamda, 8 adet olan destek sayısını 22 ana başlık altında yeniden düzenlenmiştir. Önceki yıllarda destekler için işletmelerden talep edilen evrak sayısı da önemli ölçüde azaltılmıştır.

Ayrıca, daha önceki uygulamalarda KOBİ’ler istediği desteği seçebilirken, geliştirilen yeni sistemde KOBİ’lerin analizi yapılarak belirlenen öncelikli ihtiyaçları çerçevesinde destek verilmesi modeli benimsenmiştir. Bu kapsamda 2003 yılında KOSGEB uzmanları tarafından işletme analizleri gerçekleştirilerek yaklaşık 7.000 işletmeye ulaşılmıştır. Saha tarama çalışması yaptırılarak yaklaşık 43.000 KOBİ’ye anket uygulanmıştır. Analiz edilen 43.000 işletme gruplandırılarak işletme bazında stratejik hedeflere yönlendirilmiştir. KOSGEB’in 1990 - 2002 hizmet döneminde ulaşılan işletme sayısı yaklaşık 4.000 iken anket uygulaması ile bu sayının 10 kat arttığı görülmüştür.

Yeniden yapılanma süreci ile KOSGEB eğitim hizmetlerinde adeta atılım yapmıştır. KOSGEB’in hizmet anlayışındaki bazı olumlu değişiklikler KOBİ’lerin eğitime olan taleplerini de arttırmıştır. Görülüyor ki, KOSGEB’in destek politikaları ve hizmet anlayışındaki değişmeler eğitime olan talepte etkili bir öğedir.

Sosyal ve ekonomik değerleriyle toplumumuza büyük katkılar sağlayan Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler aynı zamanda girişimcilik potansiyelini içinde barındıran ve onları sahaya indiren birimler olarak da büyük önem arz ederler. KOSGEB’in genel girişimcilik ve genç girişimciliği desteklemeye yönelik yapmış olduğu eğitim faaliyetleri sevindirici düzey ve kalitededir. Üniversiteler, Ticaret ve

Sanayi Odaları, dernekler, sivil toplum örgütlerinden gelen talepler doğrultusunda ve onlarla işbirliği içerisinde gerçekleştirilmektedir.

Genel girişimcilik ve genç girişimcilik eğitimlerinin en büyük hedef grubunu işsizler, öğrenciler, öğretmenler, gençler ve kadınlar oluşturmaktadır. Çoğunlukla özel hedef gruplarına yönelik gerçekleştirilen bu eğitimler, sosyal sorumluluk açısından ülkenin sağlıklı gelişimine çok önemli katkılar sağlamaktadır. Genç girişimci geliştirme programını ve genel girişimcilik eğitimlerini başarıyla tamamlayan özel hedef gruplarına başlangıç giderlerini sağlamaya yönelik finanssal destek sağlanabilmesi ile ilgili olarak KOSGEB bünyesinde çalışmalar yapılmalıdır.

2004 yılında KOSGEB desteklerinden faydalanan 14000 civarındaki işletmenin 7705’i eğitim desteği almıştır. KOSGEB tarafından sağlanan bütün destekler arasında, işletme adeti olarak faydalanılan en yüksek destek türü eğitimdir. Buna bir de desteklenme oranı en yüksek destek türü bilgisini de kattığımızda KOSGEB’in eğitime verdiği önemin iyi düzeyde olduğu söylenebilir.

KOSGEB “Saha Tarama Çalışması” kapsamında yaklaşık 43.000 KOBİ’ye anket uygulanmıştır. Saha tarama çalışması verilerine göre işletmelerin % 73,9’unun KOSGEB’i tanıdıkları, destek ve hizmetlerden yararlananların % 94'ünün ise KOSGEB’le çalışmaktan memnun oldukları saptanmıştır.

KOBİ’lerin en önde gelen sorunlarının çözümü için ihtiyaç duydukları eğitim konuları ile 2004 yılında KOSGEB veri tabanında kayıtlı eğitim kuruluşları, eğitmenlerin uzmanlık alanları ve verilen eğitim konularının dağılımları karşılaştırılmış ve büyük bir oranda örtüştüğü görülmüştür. KOBİ’ler tarafından ikinci sırada eğitim ihtiyacı olarak belirtilen ihracata yönelik eğitim ile üçüncü sırada belirtilen üretim yönetimi ihtiyacına karşılık, az sayıda uzman kuruluş ve eğitmen sayısının mevcudiyeti ihtiyacın karşılanmasında, bir arz problemi olarak değerlendirilmektedir. İşletmeler eğitim ihtiyacı olarak üst sıralarda ihracat ve üretim yönetimi konularını bildirilmelerine rağmen son yararlandıkları eğitim programları arasında, bu konularda eğitim almadıkları görülmüştür. Eğitim programlarının henüz pazara arz edilmemiş olması veya çok kısıtlı arz, eğitim hizmetlerine olan talebin olumsuz yönde etkilendiğini göstermektedir.

KOSGEB’e aşağıda bir takım öneriler verilmiştir;

KOSGEB’in verdiği eğitimler çoğunlukla genel kapsamlı konulardan oluşmaktadır. Grup eğitimi ve bire bir danışmanlık ihtiyacının ayırt edilmesi önemlidir. Grup eğitiminin yeni kurulan firmalar, bire bir danışmanlığın ise kurulu firmalar için daha yararlı olduğu söylenebilir.

Hemen her ülkede sayıca fazla ve ülke çapında dağınık olarak yerleşmiş bulunan KOBİ'lerin eğitim ihtiyaçları çok çeşitlidir ve belirlenmesi de oldukça zordur. Bu hususta diğer KOBİ destekleme kuruluşları, KOBİ dernekleri, danışmanlar, finansal kurumlar, odalar ve birlikler, üniversitelerin eğitim merkezleri ve araştırma kuruluşları gibi kaynaklarla işbirliği yapılmalıdır.

İhtiyaç analizinin dinamik ve sürekli bir süreç olması gerekmektedir. Bireysel sorun ve ihtiyaçlarının, program tasarımında göz önünde bulundurulması ve grup eğitimleri yapılacaksa aynı sektördeki veya benzer ihtiyaç ve sorunları paylaşan firmaların bir araya getirilmesi (pazarın uygun gruplar tanımlanarak bölünmesi- segmentation) önerilmektedir. Firmaların bireysel ihtiyaçlarını gidermeye yönelik, firmaya özel eğitim programlarında, eğitim ihtiyacı ile eğitime katılacak grup veya bireylerin ihtiyaç ve hedefleri çakıştırılmalıdır.

Eğitim homojen gruplara verildiği zaman daha yararlı olmaktadır. Bir çok durumda bu homojenlik sağlanamamaktadır. Grup eğitim programlarında gruplar ilgi alanları ve bilgi düzeyleri mümkün olduğunca birbirine yakın katılımcılardan oluşturulmalıdır. Bu nedenle klasik sınıf içi eğitimden elektronik ortamda eğitime doğru bir değişim yaşanmaktadır.

KOBİ'lere yönelik eğitimler, çağdaş iş ortamlarının gerektirdiği becerileri bir paket halinde sunabilmelidir. Bu çerçevede, yeni kurulan işletmeler için bu paket, iş planı hazırlama, hedef pazarların belirlenmesi, uyulması gereken mevzuat gibi konuları kapsarken, kurulu ve gelişmeye yönelik KOBİ'ler için, pazarlama ve ihracat, ürün geliştirme, yeni teknoloji kullanımı, bilgi teknolojilerinin kullanımı, ekip çalışmasının teşvik edilmesi, tedarikçilerin yönetimi, müşteriler ve diğer firmalarla işbirliği ve iletişim ağları oluşturulmasına yönelik konuları kapsayabilir.

Ülke genelinde KOSGEB eğitim program ve desteklerinin büyük bir çoğunlukla gelişmiş illerde veriliyor olması(Tablo 25) özellikle kalkınmada öncelikli yöre ve normal yörelerdeki KOBİ’lerin faydalanmasını oldukça güçleştirdiği değerlendirilmektedir. Bu bağlamda eğitimlerin, kolay ulaşılabilir yerlerde, gerekirse iş saatleri dışında veya hafta sonlarında ve yoğunlaştırılmış olarak gerçekleştirilmesi tavsiye edilmektedir. Eğitim programları firmanın bulunduğu yörede ve uygun zamanlarda yapılmalıdır. Eğitim programları yerel kurumlar tarafından sağlanmalı ve esnek bir yapıda olmalıdır, işletme sahiplerinin uzak bir yerde verilen eğitime katılmak üzere işyerlerini uzun süre terk etmeleri tercih edecekleri bir seçenek değildir.

Bir eğitim programındaki bölümler arasında belirli süreler bırakılması, katılımcılar arası görüşmeler, danışmanlara başvurma fırsatı ve öğrenilen konuların uygulanması için imkan sağlayacaktır. Zamanın ekonomik kullanılması ve KOBİ’lerdeki coğrafik dağılımın getirmiş olduğu dezavantajları en aza indirmek için elektronik ortamda eğitim ve araçlardan mümkün olduğunca yararlanılmalıdır. Gelecekte, KOBİ eğitim paketlerinin, elektronik ortamda sunulmasının yaygınlaşacağı düşünülmektedir. Nitekim KOSGEB’in bu yönde çalışmalar başlatması gelecek adına sevindiricidir.

Kullanılabilecek eğitim yöntemleri arasında, klasik sunuş, grup çalışması, örnek olay, simülasyon ve oyunlar, daha ziyade bilgisayar destekli eğitim vb. sayılabilir. Uygun programlarda saha ziyaretlerine yer verilmeli, eğitim programı süresinin bir bölümü katılımcıların birbirleriyle etkileşimlerine ayrılmalıdır. Eğitimde kullanılan yöntemler yetişkinlerin eğitimi için uygun olmalıdır, içeriğin ilginç yöntemlerle sunulmasına, pratik ve uygulanabilir olmasına özellikle dikkat edilmeli, soru sorulması için yeterli zaman ve imkan verilmeli, katılımcıların örnekler ve problemler üzerinde çalışarak etkileşimli öğrenmeleri sağlanmalıdır.

Yazılı-basılı eğitim malzemeleri, mümkün olduğunca özenle hazırlanmalı, bağımsız çalışma yapmaya uygun olmalı ve bilgi düzeyi bakımından program katılımcılarının bilgi seviyelerine uygun olmalıdır. Çünkü bu malzemelerin programlardan sonra KOBİ'lerce başvuru kaynağı olarak kullanıldığı bilinmektedir.

Konularına hakim, teorik bilgiler yanında uygulamalar konusunda da deneyimli eğiticilerin yanı sıra çeşitli uygulamalarda, misafir konuşmacılar, başarılı girişimciler, bankacılar, KOBİ'lere çeşitli destekler sağlayan kuruluş görevlilerinden de yararlanılmalıdır.

Çeşitli tedarikçiler tarafından kullanılan broşür ve doğrudan satış gibi yöntemlerin eğitim programlarının tanıtılmasında fazla etkili olmadığı görülmüştür. Firmalar daha ziyade, daha önce hizmet alarak memnun kaldıkları tedarikçileri ya da tavsiye edilen tedarikçileri tercih etmektedir. En etkili yöntemin, KOBİ ağları vasıtasıyla yapılan duyurular olduğu değerlendirilmektedir.

Eğitim Programı’nın izlenmesi ve değerlendirilmesinin amacı, eğitimin firma için etkin ve uygun olup olmadığını belirlemektir. Bu amaçla bireysel ve kurumsal düzeyde inceleme yapmaktan söz edilebilir. Bunlar;

Bireysel Düzeydeki Katılımcı Değerlendirmeleri: Eğitim programı süresince veya bitişi sonrasında, bazen de belirli bir süre geçtikten sonra yapılmaktadır. Bireysel değerlendirme çeşitli biçimlerde olabilir:

– Anket (genellikle memnuniyeti belirlemek için),

– Belirlenmiş davranış kriterleri çerçevesinde (örneğin ilgi ve katılım düzeyi, eğitim sırasındaki davranış, tepkiler, verilen taahhütler, vb.) performans değerlendirmesi, – Belirlenmiş teknik kriterler çerçevesinde (örneğin, eğitim sırasında kazanılan

bilginin ölçülmesi-sınav) performans değerlendirmesi,

– Açık uçlu kriterler (örneğin, açıklama yazısı talep edilen sorular, eğitim sırasında yapılan ödevler, vb) çerçevesinde performans değerlendirmesi.

Memnuniyet düzeyini belirlemek üzere yapılan anketlerde, katılımcılara aşağıdaki türde sorular sorularak, eğitim programının etkinliği değerlendirilebilir: – Eğitim programı ile firma öncelikleri ve ihtiyaçları arasındaki uyum (yanıtın

katılımcının bireysel değerlendirmesi olduğu unutulmamalıdır), – Eğitimin bilgi, beceri ve davranışlar bakımından yaptığı katkılar, – Eğiticinin performansı, yeterliliği ve iletişim becerisi,

– Eğitim malzemelerinin uygunluğu, – Eğitim yönteminin uygunluğu,

– Eğitim çıktılarının, örneğin rapor, plan ve benzeri ürünlerin eğitim sonrası kullanılabilirliği,

– Örnek olayların ve saha gezilerinin yararlı olup olmadığı,

– Katılımcıların eğitimden yararlanmasını engelleyen konuların (örneğin bilgisayar bilgisi, lisan, vb.) olup olmadığı.

Kurumsal Düzeydeki Değerlendirmeler: Daha ziyade tek bir firma bazında uygulanan grup eğitimlerinde uygulanabilir ve aşağıdaki konuları kapsayabilir:

– Eğitimin belirli bir kurumsal fonksiyon üzerindeki etkisi (örneğin, pazarlama eğitiminin, firmanın pazarlama faaliyetleri üzerindeki doğrudan (muhtemel) etkisi), – Aynı katılımcı grubunun ilave eğitim ihtiyacı,

– İlgili bir başka birimin ilave eğitim ihtiyacı (örneğin, müşteri ilişkileri konusunda ilgili birime verilen eğitim sonrası, muhasebe biriminin de pazarlama ihtiyaç ve politikalarından haberdar olma ihtiyacı),

– Diğer kurumsal fonksiyonların ve altyapının varlığına duyulan ihtiyaç (genelde eğitimin firma performansını değiştirebilmesi için başka önlemlerin neler olduğu gibi: örneğin pazarlama eğitiminde öğrenilen konuları hayata geçirebilmek için gerekli bütçenin ayrılabilmesi gerekmektedir).

KAYNAKÇA

AKAY, Diyar, Metin DAĞDEVİREN, Necla HALİLOĞLU, Mustafa KURT, ve Nilgün TAŞ. (2003). Türkiye’de KOBİ’ler İçin Eğitim Hizmetleri Pazarı. Ankara: KOSGEB Yayını

AKGEMCİ, Tahir. (2001). Kobilerin Temel Sorunları ve Sağlanan Destekler. Ankara: KOSGEB Yayını

AKTAŞ, Ramazan. (2001). Doğu Anadolu Bölgesinde Kobi’lerin

Finansman Sorunları Ve Çözüm Yolları , Kara Harp Okulu Bilim Dergisi. Sayı:1

ALGAN, Neşe. (1991). Küçük ve Orta Ölçekli, Sanayi İşletmelerinde

Etkinlik, Verimlilik ve Karlılık Açısından Bir Değerlendirme, Verimlilik Dergisi.

Sayı:34

ALPUGAN, Oktay ve Tamer MÜFTÜOĞLU. (1991). Türkiye’de Esnaf-

Sanatkar ve Küçük Sanayicinin Gelişimi İçin Sosyo-Ekonomik ve Yasal Şartların Değerlendirilmesi. Esnaf-Sanatkar ve Küçük Sanayi Dergisi.

ALPUGAN, Oktay. (1998). Küçük İşletmeler, Kavramı, Kuruluşu ve Yönetimi. Ankara: Per Yayınları

BAĞRIAÇIK, Atilla. (1989). Dışa Açılma Sürecinde Küçük ve Orta Boy Firmalar. İstanbul: Dünya Yayınları, No 14

BAL, M. Narin ve Sevim AKDEMİR. (2005). Türkiye’de KOBi’lere

Sağlanan Destekler, Ekonomik Yaklaşım, sayı: 16(55)

BAYKAL, Cevdet. (2000). KOBİ’lerde Yapısal Düzenlemeler, Gümrük Birliği Sürecinde KOBİ’ler Semineri. İstanbul

ÇETİN, Canan. (1996). Yeniden Yapılanma, Girişimcilik, Küçük ve Orta Boy İşletmeler ve Bunların Özendirilmesi. İstanbul: Der Yayınları

ÇOLAKOĞLU, Mustafa. (2002). KOBİ Rehberi. Ankara: TOBB Genel Yayın No:359-PM:2

DEMİREL, Özcan. (1993). Eğitim Terimleri Sözlüğü. Ankara: ÜSYEM Yayınları-10

DİE (Devlet İstatistik Enstitüsü). (2003). GSİS Sayımı 2002. Ankara DİLİK, Bedri ve Mustafa DURAN. (1998). Türkiye'de Uygulanan KOBİ

Teşvik Politikası ve KOBİ Teşvik Politikası ve Uygulama Sonuçlarının Değerlendirilmesi, Hazine Dergisi. Nisan

DİNÇER, Ömer ve Hüner ŞENCAN. (1995). Orta Büyüklükteki İşletmeler ve Bürokrasi. İstanbul: Müsaid Yayınları

DİNÇER, Ömer. (2004). Stratejik Yönetim ve İşletme Politikası. İstanbul: Beta, 7. Baskı

DPT (Devlet Planlama Teşkilatı). (2004). KOBİ Stratejisi ve Eylem Planı. Ankara

ERTÜRK, Selahattin. (1991). Eğitimde Program Geliştirme. Ankara: Meteksan Yayımcılık

GEZMİŞ (KAVŞAT), Sanem. (1998). KOSGEB’in Hizmetiçi Eğitim Programlarında Yer Alan Etkinlikler. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü

GÜLTEKİN, K. (1999). KOBİ Finansman Kaynakları. İzmir: İzmir Ticaret Odası Yayını, No:59

İRAZ, Rıfat. (2005). Yaratıcılık ve Yenilik Bağlamında Girişimcilik ve KOBİ’ler. Konya: Çizgi Kitabevi, Mayıs

İSMAİLOĞLU, Hamdi. (1992). Küçük İşletmelerin Toplumsal Özellikleri

KARACA, Yaşar. (2000). Hizmetiçi Eğitim. Ankara: Yayınlanmamış KOSGEB Uzman Araştırması

KARATAŞ, Süleyman. (1991). Sanayileşme Sürecinde Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler. İstanbul: Veli Yayınları, 2. Baskı.

KOÇEL, Tamer. (1993). İşletme Yöneticiliği-Yönetim organizasyon ve Davranış. İstanbul: Beta

KOSGEB. (1995). Eğitim Paketi Uygulama Kılavuzu. Ankara: KOSGEB Yayını

KOSGEB. (2000a). Dünya'da ve Türkiye'de KOBİ Tanımları. Ankara: KOSGEB Yayını

KOSGEB. (2000b). Türkiye’de KOBİ Anlayışının Dünü Bugünü Geleceği Paneli. Ankara: KOSGEB Yayını

KOSGEB. (2004) 2003 Faaliyet Raporu. Ankara: KOSGEB Yayını

KOSGEB. (2005a). 2002 Yılı Genel Sanayi ve İşyerleri Sayımı İmalat Sanayi Değerlendirmesi. Ankara: KOSGEB Yayını

KOSGEB. (2005b). KOSGEB Destekleri Uygulama Yönergesi. Ankara: KOSGEB Yayını

KOSGEB. (2005c). 2004 Faaliyet Raporu. Ankara: KOSGEB Yayını KOSGEB. Tanıtım Broşürü. Ankara: KOSGEB Yayını