• Sonuç bulunamadı

KOOPERATİFİN TANIMLANMASI

B. CUMHURİYET SONRASI GELİŞMELER

I. KOOPERATİFİN TANIMLANMASI

Kooperatifler hem ekonomik hem de sosyal kuruluşlardır denilebilir. Kooperatif- ler, ekonomik kuruluşlardır çünkü kooperatifi oluşturanlar kooperatifçe yaratılan eko- nomik değerden pay almaktadırlar. Aynı zamanda kooperatifler, sosyal kuruluşlardır çünkü gelirin eşit olarak dağıtılmasını sağlamakta, kooperatifi üyelerinin ekonomilerini reel olarak güçlendirmekte ve ortakların eşitliğine dayanan bir yönetim anlayışı içeri- sinde demokrasiye katkıda bulunmaktadır135.

Bir ihtiyacın iş birliği ve karşılıklı yardım anlayışı içerisinde karşılanması amacıy- la ve gönüllü olarak oluşturulan kooperatiflerin bütün özelliklerini yansıtabilecek bir tanımını yapmak kolay değildir136. Ayrıca günümüzde kooperatiflerin birçok türünün olması sebebiyle bunların hepsini kapsayacak genel bir tanıma ulaşmak pek kolay gö- rünmemektedir137.

135 ÖZMEN, s. 23. 136 HAZAR, (1996) s. 10.

Toplumsal ve ekonomik hayatta yaşanan gelişmeler maddi olarak güçsüz olan ve tek başlarına istedikleri amaca ulaşamayan kişilerin ekonomik ve sosyal güçlerini bir araya getirip ortak bir amacın gerçekleştirilmesine yönelik birlikte çalışma yapmaları ihtiyacını ortaya çıkarmıştır ki bu ihtiyaç kooperatifin oluşmasındaki en önemli etken- dir.

Kooperatifçiliğin temelinde genellikle “ortaklaşa çalışma ve birlikte iş yapma” düşüncesi bulunur. Kavram olarak iş birliğini işaret eden kooperatif, hukuksal ve eko- nomik yönden farklı şekillerde tanımlanabilir138. Kooperatifler iş birliği ve yardımlaşma içerisinde bireyin ekonomisini geliştirmek amaçlarıyla kurulduğundan kooperatif tanı- mının hukuki niteliğin yanı sıra sosyolojik boyutunu da kapsaması gerektiği düşünül- müştür139.

Doktrinde yapılmış olan kooperatif tanımlarında kooperatiflerin farklı unsurlarına işaret edildiği görülmektedir. Kooperatifte ekonomik faaliyetler, ihtiyaçların karşılan- ması, birleşme ve beraber iş yapma iradeleri ile oluşma, kişisel ekonomik çabalar, iş ve işletme hususlarına yer vermek suretiyle FINDIKOĞLU kooperatifi şu şekilde tanım- lamıştır:

“İstihsal, kredi, istihlâk ve mesken temini gibi başlıca ekonomik ihtiyaçların tat- mini maksadıyla kendi arzu ve iradeleri ile bir araya gelen, bu ihtiyaçları karşılamak için kendi iktisadî gayretleri ile bir işyeri ve işletme vücuda getiren insanların birleşme teşebbüsüne kooperatif denir”140.

Ülkemizde 15 yıldan fazla süreyle kooperatifçilik dersi vermiş olan KESSLER141 kooperatifi şöyle tanımlamıştır: “Kooperatif azasına istihsal veya istihlâke müteveccih

138 ÖZMEN, s. 23; MÜLAYİM (2013), s. 67. 139 POROY/TEKİNALP/ÇAMOĞLU (2010), s. 977. 140 FINDIKOĞLU, s.54’ten naklen alınmıştır.

141 Gerhard Kessler, 1933 yılında Almanya’dan kaçmak zorunda kalıp genç Türkiye’ye iltica eden ve

ülkemizde üniversitelerin Avrupa modeli kapsamında inşa edilmesinde katkıda bulunan bilim adamla- rı arasında yer almaktadır. Kessler Türkiye’de sosyal politika biliminin temellerinin oluşturulması ve bunların pratikte uygulanmasına katkıda bulunma imkanını değerlendirmiş bir bilim adamıdır. Ayrın- tılı bilgi için bkz. Andreas HÄNLEİN (Çeviren: Alpay HEKİMLER), GERHARD KESSLER: Türki- ye’de Sürgün Bir Alman Sosyal Politikacı, http://www.calismatoplum.org/sayi9/hanlein.pdf Ayrıca bkz. Prof. Z. Fahri. Findikoglu, Türk Sosyolojisinde iki Alman Sosyologu - Prof. Kessler ve Prof. Rustow, http://dergipark.gov.tr/download/article- file/9024

hususlarda yardım maksadıyla kendi zati müşterek işletmeleri etrafında çalışmak için insanların serbestçe iktisaden birleşme ve bir araya gelmesidir.”142

Ayrıca, 1950 yılında kooperatifçilik konusunda ülkemizde rapor hazırlayan koo- peratif uzmanı COLOMBAIN143’e göre kooperatif;

“Aynı iktisadî müşküllerle mücadele eden hak ve vecibelerini müsavat esasına gö- re bir araya getiren kimselerin bir veya birkaç iktisadî vazifelerini müşterek bir iş birliği halinde maddi ve manevi istifadeleri için devrettikleri teşebbüsü idare ve istimal ederek mezkûr belli başlı zorlukları gidermek maksadıyla değişebilecek sayıdaki şahısların bir araya gelmesinden husule gelen bir teşekküldür”144.

2004 yılında 5146 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle mevzuatımızdaki kooperatif tanımında “teşekkül” sözcüğü yerine “ortaklık” kullanılmış ve 1163 sayılı kanunun 1. maddesinde kooperatif şu şekilde tanımlanmıştır:

“Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşı- lıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir”.

Kooperatiflerin hukuki niteliğinin belirlenmesi açısından 5146 sayılı kanunla ya- pılmış olan bu değişikliğin çok önemli olduğunu vurgulamak gerekir. Zira, doktrinde yapılan tartışmalarda kendine özgü teşekkül olduğu iddia edilen kooperatifler kanun koyucu tarafından “ortaklık” olarak gösterilmiştir. Bu değişiklik, Ticaret Kanununu hazırlayan bilim komisyonunu kooperatifin ortaklık olup olmadığı konusunda tartışmak zorunda bırakmıştır. Komisyon, kooperatiflerde ortaklık olarak nitelendirmeye uyulma-

142 FINDIKOĞLU, s. 52’den naklen.

143 1950 yılında Uluslararası Çalışma Örgütü aracılığıyla getirilen ve kooperatifçilik konusunda uzman

olan M.Colombain’in hazırladığı raporunun etkisi ve uzun tartışmalar sonucunda 1163 sayılı Koope- ratifler Kanunu 1969 yılında kabul edilmiştir. https://mafiadoc.com/trkiyede-kooperatif-ve-devlet- likilerinin-tarihi-

sını ve bu sayede tartışmalara engel olunmasını uygun bulmuştur145. Ancak, beklenenin aksine tartışmalar son bulmamış olup halen devam etmektedir.

1995 yılında Manchester’da toplanan ICA kongresinde yapılmış olan tanıma göre “kooperatif, kişilerin ortak ekonomik, sosyal ve kültürel gereksinim ve özlemlerini, müş- tereken sahip olunan ve demokratik kurallarla yönetilen bir işletme vasıtasıyla karşıla- mak için gönüllü olarak oluşturdukları özerk bir işletmedir”146. Bu tanımda kooperatif- lerin “özerk bir işletme” olarak nitelendirilmesi, bu müesseselerin kamu kurumlarından ayrıldığının en önemli göstergelerindendir. Bu yönüyle kooperatiflerin özel hukuk mü- esseseleri oldukları açıkça vurgulanmıştır.

Yapılan incelemeler ışığında “kooperatif; yardımlaşma ve dayanışma anlayışı içe- risinde ekonomik faydalarını sağlama amacıyla bir araya gelen147, birbirlerini tanıyan veya tanıması mümkün kişilerin kendi istekleri doğrultusunda148 maddi ve manevi güç- lerin birleştirildiği149, demokratik olarak yönetilen ve denetlenen bir işletme yoluyla150 ihtiyaçların daha iyi koşullarda karşılanarak reel kazancın arttırılması151 için en az yedi kişi tarafından kurulan, ortak sayısı sınırlı olmayan152, insanca değerlerin ön planda ol- duğu153, eşitlikçi, değişir sermayeli, sermayenin ön planda tutulmadığı154, kâr elde etme amacı taşımayan ve tüzel kişiliği olan kişi birliğidir155” şeklinde tanımlabilir.