• Sonuç bulunamadı

BIBLIOGRAPHY Diplomatic reports

C. Yerel Düzeyde Örgütlenen Kurumlar

10. Konya İstasyon Kumandanlığı

İstasyondaki sevkiyatın güven ve düzen içinde yapılmasından sorumlu olan Konya İstasyon Kumandanlığı, menzil mıntıka müfettişliği ve farklı istasyon kumandanlıkları ile yazışmak suretiyle askeri sevkiyatları gerçekleştirebilmekteydi.

Dolayısıyla burasının emri ile 26.7.1922 tarihinde Ulukışla İstasyon Kumandanlığına yapılan bir sevkiyat ile 124 kilo ağırlığında 4 parça kamyon zinciri gönderilmişti54.

Bağdat demir yolu hattı Üzerinden Batı Cephesi ’ne Sevk Edilen Mühimmat

Mühimmat terimi farklı kaynaklarda savaş malzemesi ve lüzumlu eşya55 olarak ya da cephane şeklinde tanımlanmıştır56. Bu iki anlamdan yola çıkarak mühimmatı, düşmana karşı verilen mücadelede zafer kazanmaya yarayan canlı ya da cansız, ateşli ya da ateşsiz her türlü malzeme olarak tanımlamak mümkündür. Silah kavramı mühimmatın bölümlerinden birisini oluşturmaktadır. Avrupa’da bilimsel ve teknolojik gelişmeler mühimmat kavramını çeşitlendirirken etki gücünü artırmasıyla öneminin ordular açısından büyümesine neden olmuştur. I. Dünya Savaşı, uçak, tank, denizaltı ya

52 Pozantı Tren İstasyonu Arşivi (PZTİA), bkz. 19 Cilt no ve 265 teselsül nolu irsaliye.

53 Pozantı Tren İstasyonu Arşivi (PZTİA), bkz. 25 Cilt no ve 57 sıra nolu irsaliye.

54 Pozantı Tren İstasyonu Arşivi (PZTİA), bkz. 34 Cilt no ve 32 sıra nolu irsaliye.

55 Ferit Develioğlu, age., s. 714.

56 Komisyon, Örnekleriyle Türkçe Sözlük, C.3, Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları: 2967, İstanbul, 2004, s. 2041.

ULUSLARARASI EĞİTİM VE TARİH ARAŞTIRMALARI DERGİSİ (ETA JOURNAL)

INTERNATIONAL JOURNAL OF EDUCATION AND HISTORY RESEARCH Yıl: 2, Sayı: 3, Ocak 2020, s. 63-107.

I. Dünya Savaşı sırasında Sarıkamış harekâtında yaşanan sorunlar mühimmat ve ikmal konusunda Osmanlı Devleti’nin yetersizliğini ortaya çıkarmıştı. Orduların kullanmış olduğu silahların pek çoğunun yurt dışından satın alınmış olması bir tarafa, askerlerin iaşe ve takviyesi konusunda yaşanan sorunlar savaşın sonuna kadar sürmüştü.

Bu sorunların hüküm sürdüğü Osmanlı ordusunun dağıtılmasından sonra başlayan Milli Mücadele hareketi iaşe ve takviye konusunda Tekâlif-i Milliye Emirleri gibi kendine özgü çözüm yollarını uygulamaya koyarken Osmanlı döneminden edinilen tecrübeden de istifade etmeyi ihmal etmemişti. Örneğin bu konuda, Osmanlı Devleti’nden miras kalan ulaşım ağları kullanılarak cephelerde bulunan askeri birlikler takviye ve iaşe edilmiştir.

Silah ve mühimmat sağlamak, takviye konusunun en önemli meselelerinden birisiydi. Kuvayimilliyecilerin ve düzenli ordu mensubu askerlerin kullanmış olduğu silahların bir kısmı Osmanlı ordusunun silahları iken bir kısmı yurt dışından yardım, bağış ya da satın alma yoluyla edinilmiş silahlardı. İaşe ve ikmal konusunda ise tamamen yerli ve milli imkânların kullanılması gerekmekteydi. Ülkenin en önemli iktisadi kaynaklarının İtilaf devletlerince kontrol altına alınmış olması mühimmat konusunu daha acil ve önemli hale getirmekteydi. 23 Nisan 1920’de TBMM açıldıktan sonra kurulan yeni hükümet, kurulmakta olan düzenli orduyu mühimmat, elbise ve iaşe yönünden donatmak için yoğun bir çaba göstermişti. Osmanlı’dan kalma mevcut menzil teşkilatı işletilirken aynı zamanda 8 Ocak 1921’de yayınlanan Tekâlif-i Milliye emirlerinde olduğu gibi halktan silah ve mühimmat sağlanmaya çalışıldı. Bu konuda epey yol alındı ise de Büyük Taarruzun başladığı 26 Ağustos 1922’ye kadar bu sorunlar varlığını yine de sürdürdü.

I. Meclisin 29.10.1921 tarihli oturumunda Müdafaa-i Milliye Vekili Fevzi Bey, ordunun 30,000 kat elbiseye ihtiyacı olduğunu ve bu miktar elbisenin İtalya’dan satın alınarak 1-2 haftaya kadar Antalya’ya getirileceğini bahsetmekteydi57. Yozgat Mebusu Süleyman Sırrı Bey ise aynı tarihli oturumda yaptığı konuşmada, askerlerin soğuktan sırt sırta vererek yattığını, soğuktan mustarip olduğunu ve süvari alayları için mühim bir role sahip olan atların ve diğer hayvanların aç olduğunu bildirdikten sonra bunları iaşe için vardıkları yerde bir harman varsa fırkaya bağlı iaşe memuru tarafından bir mazbata düzenlenerek buna el konulduğunu eğer saman yoksa harman yerindeki saplara bir miktar fiyat takdir edilerek mazbata karşılığında el konulduğunu bildirmekteydi. Eğer bunlar da yoksa hayvanların aç kaldığını itiraf etmekteydi58.

Milli Mücadele Döneminde Mühimmatın Kaynakları

Kuvayimilliye hareketi, 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes anlaşmasını müteakip itilaf devletlerince gerçekleşen işgallerden sonra başladığında, derme çatma birliklerden oluşan çetelere mühimmat ve erzak temini önemli bir sorun olarak Milli Mücadele yanlılarının önünde durmaktaydı. Özellikle 15 Mayıs 1919’da İzmir’de başlayan ve Batı Anadolu boyunca yaygınlaşan Yunan işgali karşısında, Kuvayimilliye çetelerinin sayısının artması ve bunların iaşesi meselesi sorunun önemini büyütmüştü. İttihat ve Terakki’nin istihbarat örgütü olan Teşkilat-ı Mahsusa ve İstanbul’daki Karakol Cemiyeti vasıtasıyla yapılan yardımlar, Batı Anadolu’daki direnişi sürdürmede epey işe

57 TBMM Gizli Celse Zabıtları, C. 2. s. 454.

58 TBMM Gizli Celse Zabıtları, C. 2, s. 393.

ULUSLARARASI EĞİTİM VE TARİH ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

çözmekte yetersiz kalmaktaydı. İşin aslı Kuvayimilliye çetelerinin silah temini, nakliye ve iaşe gibi sorunları, bunların şefleri tarafından halktan gönüllü ya da zorla alınan ayni ve nakdi yardımlar yoluyla çözümlenmeye çalışılmaktaydı. 8 Ağustos 1919 yılında toplanan Nazilli Kongresinde, merkezi Nazilli’de olan bir Heyet-i Milliye oluşturulmuştu. Heyetin askeri ve mali konularda yetkileri bulunmaktaydı. Örneğin mali konularda Heyet-ii Milliye, hem cephe hem de cephe gerisinin giderlerinin halkın yardımlarıyla karşılanması ve yapılacak olan yardımın miktarının ihtiyar heyetleri ve bilirkişiler tarafından belirlenmesi usulünü kararlaştırmıştı59. Bu durum yeni kurulan bir devletin mali ve siyasi düzeni ile bağdaşmadığı gibi uzun süreli bir mücadeleyi yürütmeye el verecek kadar güçlü bir nitelikte değildi.

Düzenli ordu kurulduktan sonra onun mühimmat ve iaşe yönünden donatımı için iç ve dış kaynaklara başvurulmuştur. İç kaynaklardan en önemlisi 8 Ağustos 1921 tarihinde Mustafa Kemal Paşa tarafından çıkarılan Tekâlif-i Milliye emirleriyle kendisine başvurulan Türk halkıydı. Tekâlif-i Milliye emirlerinden 3 ve 4 numaralı emirler bu bağlamda önem taşımaktaydı. Tekâlif-i Milliye emirlerinden olan 3 numaralı emir, tüccar ve halkın elinde bulunan çamaşırlık bez, Amerikan patiska pamuk, yıkanmış ve yıkanmamış yün, tiftik, erkek elbisesi yapımına yarayan her türlü kışlık ve yazlık kumaş, kösele, sarı ve siyah meşin, sahtiyan, mamul ya da yarı mamul çarık, demir kundura çivisi, tel çivi, nal, nal yapımında kullanılan demir, mıh, yem torbası, yular, kolan, kaşağı, semer ve urganın % 40’nın Tekâlif-i Milliye komisyonlarına teslim edilmesini öngörmekteydi. 4 numaralı emir ise, tüccar ve halkın elinde bulunan mevcut buğday, un, saman, arpa, kuru fasulye, bulgur, nohut, mercimek, koyun, keçi, kasaplık sığır, şeker gaz yağı, pirinç, tereyağı, zeytinyağı, tuz, çay ve mum stoklarının %40’na ordu tarafından el konulmasını öngörmekteydi60.

3 ve 4 numaralı emirlerde talep edilen malzemeler incelediğinde, bunların büyük bir çeşitlilik gösterdiği ve Türk ordusunun elbiseden silaha, ayakkabıdan mühimmata, atların yiyeceğinden askerlerin erzakına kadar bütün ihtiyaçlarının karşılanmasına çalışıldığı görülmektedir. Türk halkının kendi rızasıyla yaptığı yardımlar sonucunda sağlanan bu malzemelerin büyük kısmı, demir yolları vasıtasıyla cepheye ulaştırılmıştır. Ve şüphesiz Mersin istasyonundan Akşehir ve Afyon istasyonlarına kadar Bağdat demir yolu hattı ile bu demir yolunda çalışan personel, bu malzemelerin Batı Cephesi ’ne sevkinde önemli rol oynamıştır.

Düzenli ordunun kurulmasından sonra onun donatımında başvurulan ikinci yol ise yabancı ülkelerden sağlanan dış yardımlar ve satın almalardı. Bu minvalde Sovyet Rusya’nın yardımları ile İtalya’dan satın alınan malzemeler ve Anadolu’nun güney vilayetlerini 20 Ekim 1921’de imzalanan Ankara Anlaşması’yla boşaltan Fransa’nın geride bıraktığı mühimmat bahse değer nitelik taşımaktadır. Para ve silah yardımı şeklinde gerçekleşen Sovyet Rusya’nın yardımları, 16 Mart 1921 tarihinde imzalanan Moskova Anlaşması’ndan sonra resmi bir nitelik kazanmıştır. Sovyet kaynaklarına göre, Nisan 1921’de 4 milyon, Mayıs-Haziran 1921’de 1,4 milyon, Kasım 1921’de 1,1 milyon, Mayıs 1922’de 3,5 milyon altın ruble Anadolu’daki Millî Mücadele Hareketine yardım olarak gönderilmiştir. Halil Paşa’nın Temmuz 1920’de Moskova’dan getirmiş olduğu 100,000 lira değerindeki külçe altın ile İktisat Vekili Yusuf Kemal Bey’in 6

59 Tevfik Çavdar, Türkiye Ekonomisinin Tarihi, (1900-1960), İmge Kitabevi, Ankara, 2003, s. 137-138.

60 Mustafa Kemal Atatürk, Nutuk, Alfa Yayınları, 34. Basım, İstanbul, 2015, s. 434.

ULUSLARARASI EĞİTİM VE TARİH ARAŞTIRMALARI DERGİSİ (ETA JOURNAL)

INTERNATIONAL JOURNAL OF EDUCATION AND HISTORY RESEARCH Yıl: 2, Sayı: 3, Ocak 2020, s. 63-107.

Sovyet Rusya’nın, TBMM’ye bu yardımları yapmasının sebebi ise iki beklentiye dayanmaktaydı. Birincisi TBMM başarılı olursa Çarlık Rusya’nın müttefiki olan ve Sovyet Rusya’daki iç savaşı destekleyen İngiltere ve Fransa gibi itilaf devletleri Sovyet Rusya ile karadan ve denizden komşu hale gelemeyecekti. Bu da Sovyet Rusya için güney sınırlarının güven altına alınması anlamına gelmekteydi. TBMM’nin verdiği mücadele İngiltere, Fransa, İtalya gibi emperyalist ve kapitalist devletlerin Anadolu’daki emellerine karşı yapılmaktaydı. Bu emellerin koruyucusu olan Yunan ordusunun yenilmesi aynı zamanda Sovyet Rusya’nın da zafer kazanması anlamına gelmekteydi. TBMM’nin zafer kazanmasında Sovyet Rusya’nın ikinci beklentisi ise Anadolu’daki Milli Mücadele hareketini komünist karakterli bir halk ihtilaline dönüştürerek burada Bolşevik bir yönetim kurmaktı. Bu maksatla, Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi’ni kurdurarak Mustafa Suphi’yi Anadolu’ya göndermişti.

Fransızlar ise 20 Ekim 1921’de Anadolu’nun güney vilayetlerinden çekilmeye başladıklarında ellerindeki silah ve cephanenin bir bölümünü burada bırakmışlardı.

Bunların miktarı konusunda net bilgiler yoksa da bazı kaynaklar bunu 10,089 adet piyade tüfeği, 1505 sandık cephane ve 10 uçak olduğunu kaydetmektedir62.

Gerek Fransızların geride bıraktığı mühimmat olsun ve gerekse Sovyet Rusya’nın yardım olarak göndermiş olduğu mühimmat olsun bunların önemli bir kısmının Batı Cephesi’ne nakledildiğinden şüphe yoksa da bunların ne kadarının Bağdat demir yolu hattı üzerinden sevk edildiğini tespit edebilmek mümkün değildir. Belgeler daha çok malzemenin sevkiyat yeri, zamanı ve türü ile ilgili olarak tanzim edilmişlerdir.

Bu yüzden nereye gittiğini ya da ne miktar malzemenin gittiğini tespit etmek mümkün ise de bunların yurt içinde ya da dışından nasıl temin edildiğine dair bir ayrıntıya ulaşmak mümkün olmamıştır.

Sevk Edilen Mühimmatın Türleri

Mersinden başlayıp Afyona kadar uzanan Bağdat demir yolu hattında, 1920, 1921 ve 1922 yılı boyunca mühimmata konu çok sayıda malzeme sevk edilmiştir.

Bunların bir kısmı silah ve cephaneyle bir kısmı erzak ve yiyecek malzemeleriyle, bir kısmı hayvanlarla, bir kısmı otomobillerle bir kısmı da askerlerle ilgilidir. Bunların çeşitliğine binaen bunları tasnif ederek kısımlara ayırmak suretiyle incelemek daha faydalı olacaktır63;

61 Tevfik Çavdar, age. , s. 147.

62 Tevfik Çavdar, age. , s. 148.

63Pozantı Tren İstasyonu Arşivi (PZTİA), arşivinde mevcut bulunan irsaliye kaimelerinin cilt ve sıra(teselsül) numaraları: 1/5, 1/27, 1/39, 1/57, 1/75, 1/48, 1/88, 2/47, 2/127, /2/162, 2/167, 2/170, 2/272, 2/182, 2/192, 2/194, 2/197, 2/200, 2/204, 2/218, 2/215, 2/265, 2/234, 2/254, 2/255, 2/259, 3/8,

ULUSLARARASI EĞİTİM VE TARİH ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 4. Sağlık Malzemeleri

5. Hayvanlar ve Hayvan Malzemeleri 6. Ulaşım Malzemeleri

7. İletişim Malzemeleri