• Sonuç bulunamadı

Yerleşme birimleri hangi çağda olursa olsun, onları kuran toplumların maddi ve manevi yaşamlarını, kültürlerini yansıtırlar. Genellikle geçim kaynaklarına bağlı olan yaşam biçimi, aile ilişkileri, gelenek ve inanç sistemi ev mimarisinin mekânsal kurgusunu ve fiziksel yapısını da belirlemektedir.

Konya’nın M.Ö.7000’lere dayanan eski bir yerleşim yeri olarak ev mimarisinin zengin örneklerini sergiler. Tarihsel süreç içinde Konya evleri mekânsal kurgudan, yapım teknolojisine, kullanımdan içerisindeki ekipmana kadar pek çok fiziki değişim geçirmiştir204.

Anadolu Selçukluları tarafından başkent yapılan Konya, başkentlik özelliği kazanmış, bu durum Karamanoğulları tarafından da devam ettirilmiştir. 1465’te Osmanlı hâkimiyetinin Konya’da kurulmasıyla kent başkentlik özelliğini kaybetmiştir. Mimari olarak ise Selçuklu ve Osmanlı dönemi Konya ev mimarisinin özellikleri 1950’lere kadar büyük farklılıklar göstermeden, geleneksel oluşumlarını devam ettirmiştir205. 1950’lere kadar gerçek anlamda apartman tipi konuta pek rastlanmamıştır206.

202

Savaşan tarafların istatistiki bilgileri hakkında bk: Levon Panos Dabağyan, Pearl- Harbor’dan Hiroşima’ya, Kum Saati Yay., İstanbul 2004, s:330.

203

Armaoğlu, age., s. 402–403. 204

Semiz, İktisadi Durum, s.247. 205

Konya’da “Türbe önünde evin, Meram’da bağın olsun” sözü halk arasında söylenirdi. Bu deyiş Orta Asya’dan beri Türk yaşantısının parçası olan yaylak-kışlak arasındaki gidip gelmelerin de izlerini taşımaktadır. İbrahim Bakır, Havva Alkan Bala, “Konya’da Ev Mimarisinin Değişimi”,Yeni İpek Yolu Dergisi, Konya I, Konya Mayıs 1998, s:248.

206

Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte Osmanlı’dan kalan sanayi yatırımları genç cumhuriyeti ihya edecek düzeyde olmadığından, kentsel dönüşüm için önemli olan yeni yatırımlara ihtiyaç duyulmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında Ankara kent planlamaları yapılmış ve daha sonra yaygınlaştırılmasına karar verilmiştir207. 4 Kasım 1939’da Şehir haritası ihalesi 21.999.50 liraya yapılmıştı. Konya’nın imar işinin başlaması ve başarılması için bir harita gerekiyordu. 1927 yılında Skarya isminde bir uzmana şehir haritası yaptırılmış ise de bazı fenni eksikliklerden dolayı uygun görülmediği gibi o tarihten savaş yıllarına kadar bir hayli düzenleme gerekmiştir. Şehir haritası208 400 iş günü içinde başarılmak üzere 21.999 lira 50 kuruş bedel ile mühendis Hüseyin Avni Para’ya verilmiştir209. Alâeddin Tepesi şehrin merkezi kabul edilerek ilk açılan cadde daire şeklini almıştır. Konya’ya gelmiş olan Fransız şehir uzmanı ilk yapılan işi takdir etmiştir. Şehir haritası şehrin ciddi ve esaslı imarı için atılmış ilk adımıdır210.

Sonunda Konya şehrinin imar planı şehir uzmanı B.J.Lamber’e verilmiş ve Belediye ile uzman arasında meydana gelen itilaf üzerine Bayındırlık Bakanlığı tasdik edilmiş mukavele projesi gereğince, mukavele Belediye Başkanı Dr M. Dündar ile uzman B. İ. Lamber arasında imzalanmıştır. İmar komisyonu vereceği rapor üzerine Lamber faaliyete başlayacak ve 360 gün içinde projeyi tamamlayacaktı211. Fakat Konya imar planı hazırlamak o kadar kolay olmamıştır. Bunun için 1945’i beklemek gerekecektir. Konya’nın imar planını hazırlayan Yüksek Mimar Asım Kömürcüoğlu’nun hazırladığı projeye göre Konya şehrinin merkezini Alâeddin Tepesi ve çevresi teşkil edecekti. Bu merkeze göre Konya şehri 800 hektar olarak kabul edilmiş ve buna göre çalışılmıştır. Bu 800 hektarlık saha imar edildikten sonra uzun süre sonra daha ilerisi duruma göre düşünebilecekti212.

207

Ayhan, Kırgıl, agm, s.331–332. 208

Konya’nın ilçelerinde de şehir haritaları oluşturulmaktaydı. Ereğli’nin, Beyşehir’in ve Karaman’ın şehir haritaları üzerinde çalışılmaktaydı. Ekekon, 27 Kasım 1939, S:1222, s:2, Ekekon, 19 Ocak 1940, S:1267, s:2, Ekekon, 26 Ocak 1940, S:1270, s:2, Ereğli ve Karaman imar planını B. Lamber yapmıştır. Ekekon, 3 Nisan 1940, S:1328, s:2.

209

Ekekon, 4 Kasım 1939, S:1206, s:2. 210

Ziya Çalık, “Şehrin İmarında Esas”, Ekekon, 6 Kasım 1939, S:1207, s:2. 211

Ekekon, 23 Ekim 1940, S:1498, s:2. 212

Konya kentleşme açısından diğer illere göre oldukça iyi konuma ve avantajlara sahipti. Konya, imar sorunları açısından, gerek oldukça eskiden imar uygulamasına konu olması ve bu planların özenle uygulanmaya çalışılması, gerekse coğrafi konumun elverişli olması dolayısıyla imar ve kentleşme sorunu en düşük düzeyde olan illerimizden birisiydi.

Buna rağmen 1950’li yıllara kadar, bugünkü anlamda bir ilçe görünümündedir. Nüfusun özellikle köyde toplanması ve kent nüfusunun işbölümü için yeterli miktarda olmaması kentin olması gereken birçok özelliğinin geride kalmasına neden olmuştur. Diğer taraftan mübadele yıllarında kentte yaşayan birçok yetişmiş usta ve zanaatkârın şehri terk etmesiyle son bulmuştur. Tüm Türkiye’de olduğu gibi 1930’lu yıllarda Konya’da yenilik hareketleri için planlar hazırlanmış ancak bu planlar uygulamaya dâhil edilmemiştir.

1941 yılında yapılmış olan haritada213, doğuya doğru yol boyunca seyrek bir iskânın yayıldığı, 1945 yılında yapılan imar planında da kentin gelişim sahalarının şehrin batı ve güney batısı istikametinde tertiplendiği görülmektedir214. 1940 senesinde yapılan genel nüfus yazımı için sokaklara isim ve numara ve bütün binalara numara konulması hakkında hazırlanan talimatnameyi kabul etmiştir. Talimatnameye göre belediye teşkilatı olan yerlerde belediye hududu içindeki yerlerde sokaklar isim veya numaralandı. Her eve ve insan oturan her binaya numara konulan, mevcut sokak ve bina numaraları gözden geçirilmiş, bozulmuş, okunmaz bir hâle gelmiş olanlar değiştirilmiştir. Belediye teşkilatı olmayan yerlerde bütün

213

1942 yılında şehrin müstakbel planı hazırlıklarına başlandı. Meram, Alâeddin Tepesi ve Hükümet Meydanı merkezi hale konulmak istenmişti. Mimar Profesör Ölsner incelemesini bitirerek Konya’nın en değerli ve geleceği açık iki yeri: Meram ve Alâeddin Tepesi, Hükümet Meydanı abidevi hale konulmak istenmiştir. Yol olarak da Alâeddin- Müze Yolu da önemsenmiştir. Belediyeye altından kalkamayacağı kadar yük verilmemesi için şehir sahası sınırlanmıştır. Genişlik doğudan batıya 3,5; kuzeyden güneye 4 km uzunluğundan fazla olmaması kararlaştırılmıştır. 140.000 nüfusun barınabileceği bu saha Cenevre şehrinin genişliği kadardı. Sanayi mahallesi 3000 nüfusu barındırılabilecek şekilde düşünülmüştür. Bahçeli evleri için şehrin etrafında bir yeşil saha ayrılmıştır. Meram Yolu Meram’a kadar gelişecek şekilde düşünülmüştür. Ekekon, 3 Eylül 1942, S:1948, s:2, Eski eserlerle ibadet yerlerinin etrafının açılmasını, muntazam ve cazip bir hale konmasını hedefleyen Ölsner Planı’nın yavaş yavaş uygulanmasına geçilerek Aziziye Camii civarındaki kasap, yağcı, sebzeci gibi dükkânlarında istimlâkine başlanılması kararlaştırılmıştır. Ekekon, 22 Nisan 1944, S2195, s:2.

214

Konya İl Analitik Etütleri, İmar ve İskân Bakanlığı Bölge Planlama Daire Başkanlığı, [Y.Y], Konya [T.Y], s.20–21.

binalara numara koyularak, sokaklara isim ve numara koymak ihtiyari olmuştur. Numarasını koruyamayanlara 5 liradan 25 liraya kadar para cezası verilmiştir215.

Konya’nın sembolü olan Konya Alâeddin Tepesi’nin o zamana kadar ki çorak hali giderilmeye çalışıldı. Konya bu konuda Ankara’yı kendisine örnek almıştır. Ankara’da Hacettepe’nin yeşillendirmesi gibi Konya Alâeddin Tepesi’nin de eski bakımsız, çorak halinin giderilmesi için azimle çalışılmıştır. Bu konuda bir plan yaptırılması kararlaştırıldı. Burada çalışacak kalifiye elemanı yetiştirebilmek için 3 bahçıvan Ankara’ya götürülerek buradaki yeşillendirme faaliyetlerinde çalıştırılmıştır216. Ankara Bahçeler Müdürü Ali Rıza Uluçam, Alâeddin Tepesi düzenlenmesi işi için bir projeyi belediyeye vermiştir217. Daha sonra Alâeddin Tepesi şirin bir koru haline getirilmiştir218.

Tozlu ve topraklı bir meydan olan Hükümet Binası’nın önündeki alan vilayetlin kıymetli eliyle mükemmel parkelenmiş ve ortada vücuda getirilen çiçeklik için de Konya’ya gelmiş olan şehir mütehassısı B.Lamber’in tavsiyeleriyle düzenlemeler yapılmıştır219. Belediye, Cumhuriyet Meydanı’nın parkesini yaptırmakla beraber, Belediye Binasının da rengini değiştirmiştir. Gerek temizlik ve gerekse hava taarruzuna karşı bir tedbir olan koyu kurşuni renk tercih edilmiştir220. Hükümet –İstasyon Caddesi en modern şehirlerde olduğu gibi çok güzel tanzim edilmiştir ve şehre bambaşka bir ruh verilmiştir. Bu güzel bulvarın yanları ve sayısı artan muhteşem ve güzel binalarla süslenmiş, şehrin çehresi güzelleştirilmiştir. Konya’nın birçok yolları, meydanları, parkelenmiştir221.

Güzel görünmesi için Çarşı ve İstasyon Caddesi’ndeki dükkân, mağazalarla herhangi bir binanın caddeler itibariyle ayrı ayrı renklerde badana edilmesi uygun görülmüştür222. Gene Atatürk Anıtı etrafı asfaltlanmıştır. İstasyon-Anıt ve Anıt- Hükümet Bulvarı parkelenmesi bitmiştir223. Daha önceki zamanlarda Alâeddin 215 Ekekon, 19 Ekim 1939, S:1192, s:3. 216 Ekekon, 7 Ağustos 1939, S:1129, s: 3. 217 Ekekon, 23 Ağustos 1939, S:1143, s: 2. 218 Ekekon, 29 Ekim 1939, S:1201, s:5. 219 Ekekon, 11 Ağustos 1939, S:1133, s:2. 220 Ekekon, 18 Ağustos 1939, S:1139, s:2. 221 Ekekon, 29 Ekim 1939, S:1201, s:5. 222 Ekekon, 27 Eylül 1939, S:1173, s:2. 223 Ekekon, 1 Nisan 1940, S:1326, s:2.

eteğindeki muazzam bulvar açılmadan önce İstasyon Caddesi olarak kullanılan caddede Konya’nın meşhur Atlı Tramvay Yolu olan bu caddede eski devre ait izler bulunmaktaydı. Bir tarafında kaldırım kalıntıları, diğer tarafında ise şose kalıntıları vardı. Fakat caddenin Cumhuriyet Meydanı’ndan itibaren Arapoğlu Makası’na kadar kısmına kadar bozulması, bilhassa kanal yapılırken çıkarılan toprakla o derece tozlanmış ve çamurlanmıştır ki, geçmek zorluğu bir tarafa bırakılsa bile, bu yol meydana daimi bir toz ve çamur kaynağı oluyordu. En yoğun geçiciye sahip bir yol burasıydı224.

Konya Belediyesi tarafından yaptırılan Hükümet Meydanı ile Sanat Okulu arasındaki parke döşenmesi işi bitmiş ve böylece şehir güzel bir yol kazanmıştır. Bilhassa Şerafettin Camisi’nin yanındaki yolun bir kısmının yapılması gerek Sanat Okulu önündeki meydanın parkelenerek yaya kaldırımının genişletilmesi Konya’ya güzellik katmıştır225. Yalnız Cumhuriyet Meydanı’ndan başlayarak yeni bulvarla birleşen yere kadar Hariciye Hastanesi önünden geçen cadde yağışlarda hep çamur deryası halindeydi. Şehrin ikinci hatta üçüncü derece sayılan yerlerde parkeleme seferberliği varken burası biraz geri palana itilmiştir226. Çarşı ve Sarraflar İçi, Bedesten, Aziziye Caddesi, İstanbul Caddesi’yle genel Hapishane Yolu ve İnce Minare yörelerinin kaldırım, tamir ve parkeleme işleri hummalı bir çalışmayla yapılmıştır. İnce Minare ile Alâeddin Tepesi arasındaki sahanın ağaç, kaldırım ve parkeye kavuşturulması ile buranın pek güzel bir görünüşe sahip olduğu kesindir227.

Başta Larende Caddesi olmak üzere şehrin birçok yerleri kaba saba kaldırımlardan kurtularak parkelere kavuşturulmuştur228. Çıkrıkçılar içi caddesi parkelenmiş ve Tevfikiye Caddesi’ne birleştirilmiştir. Cadde gerçekten çok güzel ve estetik bir şekil almıştır229. Gerçi parke bittiği zaman imkânsızlık yüzünden işlerin yarıda kaldığı da olmuştur. Böyle durumlarda Afyon’dan taş getirtilmiştir. Bu duruma örnek olarak, bir türlü tamamlanamayan İstasyon Yolu, parkesizlik yüzünden yarıda kalmış, yapılamamıştır. İki yıldır uzadıkça uzayan bu yolun yapılmaması o

224

Erem Çalıkoğlu, “Toz ve Çamur Yığını Bir Sokak”, Ekekon, 11 Nisan 1940, S: 1335, s:2. 225 Ekekon, 30 Ocak 1941, S:1579, s:2. 226 Ekekon, 14 Mart 1942, S:1872, s:2. 227 Ekekon, 18 Eylül 1941, S:1777, s:2. 228 Ekekon, 22 Temmuz 1943, S:2082, s:2. 229 Ekekon, 3 Haziran 1943, S:2061, s:2.

dönem medyasında dikkat çekmektedir230. Ekim 1941’de Cumhuriyet Alanı’nın kuzey kısmına parke döşenmesine başlanmıştır. Böylece alan tamamen parkelenmiştir. Diğer taraftan Uzun Bedesten Çarşısı’nın parkelenme işi bitmek üzereydi. Kebapçılara içinin de kapsamlı bir şekilde tamiri yapılmıştır.

Bir iki yılda plan dâhilinde Bayındırlık ve Belediye tarafından şehrin ana caddeleri ve tali yolları parkelenmiş veya ciddi olarak tamir edilmiştir. Şehrin bir numaralı caddeleri parkelenmiş bulunduğundan devam etmekte olan diğer inşaatta ikmal edildiği zaman şehri dâhili ve bütün çarşı yolları muntazam bir şekle girmiş bulunmaktaydı. Gerek vilayetin gerekse de belediyenin yol işlerine gösterdikleri ilgi çok güzeldi231.

Cumhuriyet Alanı’nın Gazi Okulu önündeki kısmıyla buna paralel olan Alâeddin Eteğinden Karatay Medresesi’ne kadar (Alâeddin Bulvarı’nın kuzey kısmına) parke döşenmeye başlanmıştır232. Konya’nın en çok göze çarpan ve esnafların yığın halinde toplanmış olduğu Kunduracılar İçi, asırlık Arnavut kaldırımlardan kurtularak zarif bir parkeye kavuşmuştur233.

1940 yılının ilk aylarında Konya Belediyesi Fen Heyeti çürük evleri tespit etmek için ekip kurmuştur. Konya’da birkaç evin çökmesinden dolayı bazı bakımsız mahallelerde evlerin taranması, bir yer sarsıntısı olması durumunda kötü sonuçlar doğurabileceği için bu konuda çalışmalar yapılmıştır. Böylece Konya’da 375 harap ev ve duvar tespit edildi. Belediye tehlikenin giderilmesi için icap eden tedbirleri almıştır234.

1941 Ağaç Bayramı önceki yıllara nazaran çok daha güzel oldu. Bu durumda şehrin yeşillendirilmesi için güzel bir durumdu. Başta Vali B.Nizamettin Ataker, vilayet ve askeri erkân, Belediye Başkanı Muhsin Dündar, Parti başkanı B.Halis Uluhasan ve parti mensupları, Halkevi başkanı B.Hulki Karagülle, komiteler azaları, Lise, Kız Öğretmen, Orta, Sanat Okulu ve ilkokullarda başlarında bandoları, askeri ortaokul ve birçok halk ve asker hazır buluyordu. Merasim yeri olarak 230 Ekekon, 12 Ağustos 1943, S:2091, s:2. . 231 Ekekon, 16 Ekim 1941, S:1801, s:2. 232 Ekekon, 28 Ağustos 1939, S:1147, s:2. 233 Ekekon, 10 Haziran 1944, S:2216, s:2. 234 Ekekon, 5 Şubat 1940, S:1277, s:2.

kararlaştırılan İnce Minare ve Alâeddin’e doğru tabi Anfitiyatro birçok halkla dolu idi. Yapılan konuşmalardan sonra başta vali olmak üzere bütün erkân ve zatlar ağaçlar diktiler. Cumhuriyet Meydanı’nın ağaçları dikildi. Bu suretle İnce Minare önü de ağaçlanmış ve kıymetlenmiş oldu235.

Cumhuriyet Meydanına muntazam parke döşenmiş olsa da, alanın Gazi ile Alâeddin Tepesi arasındaki kısım yarısı toprak ve yarısı da Arnavut kaldırımından ibaretti ki bunun bir kısmı da bozuk bir haldeydi236.

Konya’daki üç genel helânın eski halleri çok kötü idi. Belediye, çok çirkin manzaralı pis ve temizlenmesi mümkün olmayan bu tuvaletlerin tamamıyla kaldırılarak yerlerine yenisinin yapılmasını için ihale yapmıştır237.

Belediye encümeni verdiği bir kararla şehir dâhilinde hayvan, ahır ve ağıl bulundurulmasını yasak etmiştir. Tayin edilen hudut ve saha dâhilindeki ahır ve ağılların kaldırılması için beş ay mühlet vermiştir. Ağıl ve ahır kurulmasına müsaade olunan yerlere bakacak olursak: Ulu Irmaktaki mezarlığın ilerisi, Kumköprü Caddesi’nde köprüden 50 metre ilerisi, Kışla Caddesi’nde metruk mezarlığın 20 metre ilerisi ve Musalla civarındaki Hayrat Handan 100 metre ilerisinin çerçevelediği mıntıka dışında bulunmaktaydı. Bunlardan başka yerlerde kurulacak ahırlar, evlerin sonlandığı yerlerden 100 metre daha ilerisinde bulunacaktı. Belediyenin bu kararına aykırı harekette bulunanlar cezalandırılmıştır238. Böylelikle şehir içinde İstasyon’dan Larende ve İstanbul Caddesi’ni takiben Musalla’ya kadar her iki taraflı çevreden İstasyon kısmına düşen çevrelerde hayvan ahırı ve garaj bulundurulmayacaktı. Genel ahırlar ve Garaj, Musalla, Uluırmak, Arslanlı, Dede mevkiinde olması konusunda karar alınmıştır239.

Savaş yılları boyunca Konya’da Belediye başkanlığı yapan Muhsin Faik Dündar (1938–1946) Konya Valilerinden Nafiz Ergin, Nizamettin Ataker, Fuat Tutsal ve İzzettin Çağpar ile bütünleşerek önemli hizmetlerde bulunmuştur. Şehir içi imar çalışmalarına çok önem vermiş, şehir içi cadde ve sokakları parke döşetmiş, 235 Ekekon, 11 Mart 1941, S:1613, s:2–3. 236 Ekekon, 8 Mayıs 1941, S:1663, s:2. 237 Ekekon, 6 Kasım 1939, S:1207, s:2. 238 Ekekon, 8 Temmuz 1944, S:2228, s:2. 239 Ekekon, 13 Şubat 1945, S:2318, s:2.

Belediye Otobüs İşletmesi kurulmuş (E.S.O) işletmesi ve itfaiye tamamen motorize olmuş ve yenilenmiştir. Şehir merkezini Meram’a bağlayan yeni yol tamamen onun zamanında yapılmıştır240.