• Sonuç bulunamadı

Kolluk Birimlerinde Çocuk Büroları Kurulması ve Sosyal Çalışma

2.2 Çocuklar Hakkındaki Özel Düzenlemeler

2.2.5 Soruşturma Evresindeki Bazı Düzenlemeler

2.2.5.2 Kolluk Birimlerinde Çocuk Büroları Kurulması ve Sosyal Çalışma

büyüklerin aynı muameleye tabi tutulması istenmemiş ve bu doğrultuda hem savcılıklarda hem de kollukta özel birimler kurulması istenmiştir. Bu şekilde çocuğun, ruh ve beden sağlığının etkin bir şekilde korunması ve titizlik gösterilmesi amaçlanmıştır.

ÇKK'nın 31. maddesine göre, çocuklarla ilgili kolluk görevi, öncelikle kolluğun çocuk

birimlerinde yerine getirilir. 170 Kolluk bu düzenlemeyle birlikte zaten var olan çocuk

birimlerini güçlendirmek zorunda kalacaktır. Ama kanunda, öncelikle ifadesi kullanıldığı için sıkışık durumlarda genel kolluk da bu işi yapacaktır. Çocuk, kollukta bulunduğu sırada, yakınlarından birinin de yanında bulunması sağlanır. Daha sonra mümkün olan en kısa sürede çocuğun ilgili koruma kurumuna teslimi sağlanır.171

Çocuklara yönelik olarak polis tarafından yürütülecek hizmetleri düzenlemek amacıyla Emniyet Genel Müdürlüğü Teşkilatı bünyesinde çocuk şube müdürlükleri ve büro amirlikleri kurulmuştur. Çocuklarla ilgili kolluk görevi, öncelikle kolluğun çocuk birimleri tarafından yerine getirilecektir. Çocuk psikolojisinin olumsuz etkilenmemesi açısından burada yetişen personelin nitelikli olması gerekmektedir. Aksi takdirde kanunun amaçladığı çocuğun korunmasına yönelik tedbirlerin işlevi ortadan kalkacaktır. Kolluğun çocuk birimlerindeki

169 İnan; s. 272 vd.

170 Özbek/ Kanbur/Bacaksız/Doğan/Tepe; (Genel Hükümler…), s. 341. 171 Öztürk/Tezcan/ Erdem/ Sırma/Saygılar/Alan; s. 778.

personeline, kendi kurumları tarafından çocuk hukuku, çocuk suçluluğunun önlenmesi, çocuk gelişimi ve psikolojisi, sosyal hizmet gibi konularda eğitim verilir. Kolluğun çocuk birimi, korunmaya muhtaç veya suça sürüklenen çocuklar hakkında işleme başladığında durumu, çocuğun veli veya vasisine veya çocuğun bakımını üstlenen kimseye, baroya, SHÇEK’ ye, çocuk resmi bir kurumda kalıyorsa ayrıca kurum temsilcisine bildirilir. Ancak, çocuğu suça azmettirdiğinden veya istismar ettiğinden şüphelenilen yakınlarına bilgi verilmez. Çocuk, kollukta bulunduğu sırada yanında yakınlarından birinin bulunmasına imkan sağlanır. Ayrıca acil önlem alınmasının gerektirdiği durumlarda kolluluğun çocuk birimi, durumun gerektirdiği önlemleri almak suretiyle çocuğun güvenliğini sağlar ve SHÇEK’ ye teslim eder.

5395 sayılı Kanun'un 5 ve devamı maddelerine göre, mahkemelerde görevlendirilecek

hâkimler ve Cumhuriyet savcıları ile sosyal çalışma görevlilerine ve denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğünde görevli denetim görevlilerine, adaylık dönemlerinde Adalet Bakanlığı'nca belirlenen esaslara uygun çocuk hukuku, sosyal hizmet, çocuk gelişimi ve psikolojisi gibi konularda eğitim verilir. Mahkemelere atananların, görevleri süresince, alanlarında uzmanlaşmalarını sağlama ve kendilerini geliştirmelerine yönelik hizmet içi eğitim almaları sağlanır. Hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimin usûl ve esasları yönetmelikle belirlenir.

Adalet Bakanlığı'nca; mahkemelere, en az lisans öğrenimi görmüş olanlar arasından yeterli sayıda sosyal çalışma görevlisi atanır. Atamada, çocuk ve aile sorunları ile çocuk hukuku ve çocuk suçluluğunun önlenmesi alanlarında lisansüstü eğitim yapmış olanlar tercih edilir. Mahkemelere atanan ve bu kanun kapsamındaki tedbirleri uygulayan Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nda görevli sosyal çalışma görevlilerine almakta oldukları aylıklarının brüt tutarının yüzde ellisi oranında ödenek verilir. Bu görevlilerin bulunmaması, görevin bunlar tarafından yapılmasında fiilî veya hukukî bir engel bulunması ya da başka bir uzmanlık dalına ihtiyaç duyulması gibi durumlarda, diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanlar ile serbest meslek icra eden birinci fıkrada öngörülen nitelikleri haiz kimseler de sosyal çalışma görevlisi olarak görevlendirilebilirler. Hakkında sosyal inceleme yapılacak çocuğun, incelemeye tâbi tutulacak çevresi mahkemenin yetki alanı dışında ise, davayı gören mahkemenin talimatına bağlı olarak çocuğun bulunduğu yerdeki mahkemece inceleme yaptırılır. Büyükşehir belediye sınırları içinde kalan yerlerde bu inceleme, davayı gören mahkemeye bağlı olarak çalışan sosyal çalışma görevlilerince yapılabilir.

Sosyal çalışma görevlilerinin görevleri şunlardır;

a)Görevlendirildikleri çocuk hakkında derhâl sosyal inceleme yapmak, hazırladıkları raporları kendilerini görevlendiren merciye sunmak,

b)Suça sürüklenen çocuğun ifadesinin alınması veya sorgusu sırasında yanında bulunmak

c)Bu Kanun kapsamında mahkemeler ve çocuk hâkimleri tarafından verilen diğer görevleri yerine getirmektir. 172

İlgililer, sosyal çalışma görevlilerinin çalışmaları sırasında kendilerine yardımcı olmak ve çocuk hakkında istenen bilgileri vermek zorundadır. Sosyal çalışma görevlilerinin, görevleri sırasında yaptıkları ve hâkim tarafından takdir edilen masrafları Cumhuriyet Başsavcılığı'nın suçüstü ödeneğinden ödenir. Bu Kanun kapsamındaki çocuklar hakkında mahkemeler, çocuk hâkimleri veya Cumhuriyet savcılarınca gerektiğinde çocuğun bireysel özelliklerini ve sosyal çevresini gösteren inceleme yaptırılır. Sosyal inceleme raporu, çocuğun, işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin mahkeme tarafından takdirinde göz önünde bulundurulur. Derhâl tedbir alınmasını gerektiren durumlarda sosyal inceleme daha sonra da yaptırılabilir. Mahkeme veya çocuk hâkimi tarafından çocuk hakkında sosyal inceleme yaptırılmaması hâlinde, gerekçesi kararda gösterilir. Hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı verilen, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı onanan, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen çocuğun denetim altına alınmasına karar verilebilir. Denetim altına alınan çocukla ilgili olarak denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü tarafından bir denetim görevlisi görevlendirilir. Ancak, korunma ihtiyacı olan çocuklar veya suç tarihinde on iki yaşını bitirmemiş suça sürüklenen çocuklar ile çocuğun aileye teslimi yönünde karar verilmesi hâlinde, bu çocuklar hakkında denetim görevi gözetim esaslarına göre Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından yerine getirilir.

Görevlendirme sırasında çocuğun kişisel özellik ve ihtiyaçları dikkate alınır ve çocuğa kolay ulaşabilecek olanlar tercih edilir. Denetim görevlisinin görevleri şunlardır:

a)Kararla ulaşılmak istenen amacın gerçekleşmesi için çocuğun eğitim, aile, kurum, iş ve sosyal çevreye uyumunu sağlamak üzere onu desteklemek, yardımcı olmak, gerektiğinde önerilerde bulunmak.

b)Çocuğa eğitim, iş, destek alabileceği kurumlar, hakları ve haklarını kullanma konularında rehberlik etmek.

c)İhtiyaç duyacağı hizmetlerden yararlanmasında çocuğa yardımcı olmak.

d)Kaldığı yerleri ve ilişki kurduğu kişileri ziyaret ederek çocuğun içinde yaşadığı şartları, ailesi ve çevresiyle ilişkilerini, eğitim ve iş durumunu, boş zamanlarını

değerlendirme faaliyetlerini yerinde incelemek.

e)Alınan kararın uygulanmasını, bu uygulamanın sonuçlarını ve çocuk üzerindeki etkilerini izlemek, tâbi tutulduğu yükümlülüklerin yerine getirilmesini denetlemek.

f)Çocuğun gelişimi hakkında, üçer aylık sürelerle Cumhuriyet savcısı veya mahkemeye rapor vermek.

Denetim görevlisi, görevini yerine getirirken gerektiğinde çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse ve öğretmenleriyle işbirliği yapar. Çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse çocuğun devam ettiği okul, iş yeri veya çocukla ilgili bilgiye sahip kurumların yetkilileri, denetim görevlisine yardımcı olmak, görevi gereğince istediği bilgileri vermek zorundadırlar. Çocuğun yakınları denetim görevlisinin yetkilerine müdahale edemezler.

Çocuğa uygulanacak denetimin yöntemi, denetim görevlisince, sosyal incelemeyi yapan uzman veya mahkeme nezdindeki sosyal çalışma görevlisi ile birlikte, görevlendirmeyi takip eden on gün içinde hazırlanacak bir plânla belirlenir. Denetim plânı hazırlanırken;

a) Çocuk hakkında alınan tedbirin amacı, niteliği ve süresi, b) Çocuğun ihtiyaçları,

c) Çocuğun içinde bulunduğu tehlike hâlinin ciddiyeti,

d) Çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimse tarafından çocuğa verilen desteğin derecesi,

e) Suça sürüklenmesi sebebiyle tedbir alınmış ise suç teşkil eden fiilin mahiyeti, f) Çocuğun görüşü, dikkate alınır.

Denetim plânı, mahkeme veya çocuk hâkimince onaylandıktan sonra derhâl uygulanır. Denetim görevlisi, kararın uygulama biçimi, çocuk üzerindeki etkileri ile çocuğun ana ve babası, vasisi, bakım ve gözetiminden sorumlu kimselerin veya kurumların çocuğa karşı sorumluluklarını gereğince yerine getirip getirmedikleri, kararın değiştirilmesini gerektirir bir durum olup olmadığı ve istenen diğer hususlarda her ay, ayrıca talep hâlinde mahkeme veya çocuk hâkimine rapor verir. Denetim, kararda öngörülen sürenin dolmasıyla sona erer. Tedbirden beklenen yararın elde edilmesi hâlinde denetim, sürenin dolmasından önce de kaldırılabilir. Denetim, çocuğun başka bir suçtan dolayı tutuklanması veya cezasının yerine getirilmesine başlanmakla sona erer. Sosyal inceleme raporu ile denetim plânı ve raporunun birer örneğini çocuğun avukatı veya yasal temsilcisi Cumhuriyet savcısından, mahkemeden veya çocuk hâkiminden alabilir. Çocuğa raporun içeriği hakkında bilgi verilir. Ancak, çocuk ve avukatı hariç olmak üzere birinci fıkrada gösterilen kişilerin sosyal inceleme raporu ile denetim plânı ve raporu hakkında bilgi sahibi olmasının çocuğun yararına aykırı olduğuna

kanaat getirilirse, bunların incelenmesi kısmen veya tamamen yasaklanabilir. Oniki ile onbeş

yaş aralığında bulunan çocuklar açısından sosyal inceleme raporunun alınmaması Yargıtay tarafından bozma nedeni yapılmaktadır.

Yargıtay 6. Ceza Dairesi bazı kararlarında; “5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun

35. maddesi ve Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliği'n 20/1-7. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış çocukların işledikleri fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, sosyal yönden inceleme yaptırılmasının gerekli olduğu, mahkemece sosyal inceleme raporuna gerek görülmediği takdirde ise gerekçesinin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu hususunun gözetilmemesinin yasaya aykırı olduğu” tespit edilmektedir.173 Bazı daire kararlarında ise bu husus tek başına bozma nedeni yapılmamakta, varsa başka bozma nedenleriyle birlikte yazılmaktadır.

ÇKK amacına uygun olarak bu raporların alınması ve gerekli incelemelerin yapılması halinde Hâkim tarafından daha sağlıklı bir değerlendirme yapılacağı, çocuğun kişisel ve sosyal durumu da değerlendirilerek doğru sonuca ulaşılacağı, öngörülen tedbirlerin tespitinde sağlıklı ve isabetli neticelerin alınacağı aşikardır.174

2.2.5.3 Çocukların Büyüklerle Birlikte Suç İşlemesi Durumunda Soruşturma Usulü Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi hâlinde, adlî kolluk tarafından çocuklar hakkında ayrı evrak düzenlenir (ÇKK Yön. m. 7/1). Çocukların yetişkinlerle birlikte suç işlemesi halinde soruşturma ayrı yürütülür (ÇKK. m. 17/1). Çocuk ve yetişkin hakkındaki dosyaların soruşturma aşamasında birleştirilmesi ve soruşturmanın birlikte yürütülmesi söz konusu olamaz. Ancak bu düzenleme uygulama açısından bazı zorlukları da beraberinde

173 Y.6.C.D., T. 27/11/2012, E. 2009/14836, K. 2012/22387.(www.uyap.gov.tr, erişim tarihi, 20/04/2013) 174 Y.6.C.D., T. 31/10/2007, E. 2007/198, K. 2007/11418. (www. uyap. gov.tr, erişim tarihi, 25/04/2013); 5237

sayılı TCK'nın 31. maddesine göre, fiili işlediği sırada 12 yaşını doldurmuş fakat 15 yaşını doldurmamış bulunan çocuğun işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığını takdir etme yetkisi münhasıran mahkemeye aittir. Mahkeme bu değerlendirmeyi yaparken, uzmanlar tarafından bilirkişi sıfatıyla hazırlanan sosyal inceleme raporundaki tespit ve değerlendirmeleri göz önünde bulundurur. Bu düzenleme karşısında çocuk hakkında ceza sorumluluğunun bulunup bulunmayacağı hususunun tespiti 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 35. maddesine göre düzenlenecek sosyal inceleme raporunun mahkeme tarafından değerlendirilmesi sonucunda yapılacağı, ayrıca cezaya hükmetmeden ve koruma tedbirine karar vermeden öncede bu rapordan yararlanabileceği, bu hususların tespit ve değerlendirmesinin mahkemesine ait olduğu gözetilmeksizin itirazın kabulü yerine yazılı şekilde reddine dair hüküm kurulmasında isabet görülmemiş olduğundan bahisle 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması" Dairemizden istenmiştir. Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ihbar yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden kabulü ile hırsızlık suçundan sanık hakkında Antalya Ağır Ceza Mahkemesi'nden verilip kesinleşen 26/09/2006 gün ve 2006/. değişik işler sayılı kararın 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi gereğince bozulmasına karar verilmiştir.

getirecektir. 2253 sayılı ÇMK'nın 9. maddesinde hazırlık soruşturmasının sonunda evrakın ayrılacağını belirtiliyordu. Uygulamada şu anda, soruşturma birlikte yürütülüp yine de soruşturma sonucunda evrak tefrik edilerek çocuk ve büyük hakkında ayrı ayrı dava açılmaktadır.175

Davaların birlikte yürütülmesinin zorunlu görülmesi halinde, genel mahkemeler de, yargılamanın her aşamasında, mahkemelerin uygun bulması şartıyla birleştirme kararı verilebilir. Bu takdirde birleştirilen davalar genel mahkemelerde görülür.176 Terörle Mücadele Kanunu'nda yapılan değişiklikle, çocukların bu Kanun'un 10. maddesiyle yetkili mahkemelerde yargılanması önlenmiştir. Bu durum çocukların, çocuk mahkemelerinde yargılanması ile getirilmek istenen düzenlemeye uygun bir değişiklik olmuştur.