• Sonuç bulunamadı

Kesinleşmiş Mahkumiyet Kararlarının Uygulanması

Belgede Ceza Hukunda çocuk yargılaması (sayfa 118-121)

2.2 Çocuklar Hakkındaki Özel Düzenlemeler

2.2.6 Kovuşturma Evresindeki Düzenlemeler

2.2.6.4 Çocuklar Hakkında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması

2.2.6.4.3 Kesinleşmiş Mahkumiyet Kararlarının Uygulanması

Onsekiz yaşından büyük sanıklar için 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun ile sadece soruşturma ve kovuşturması şikayete bağlı suçlarla ilgili olarak bir yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına hükmedilmesi halinde uygulanabilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu 5278 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle Anayasa’nın 174. maddesinde koruma altına alınan İnkılap Kanunları'nda yer alan suçlar hariç tüm suçlardan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına hükmedilmesi halinde uygulanabileceği kabul edilmiştir. Bu düzenleme ile kapsama giren suç ve cezalar arttırılmıştır. 230

5278 sayılı Kanun'dan önce 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesi kapsamına girmemekle beraber 5278 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikle 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi kapsamına giren kesinleşmiş mahkumiyet kararları yönünden bu değişikliğin lehe uygulanmasının mümkün olup olmadığı noktasında;

Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bir kararında da; “5728 Sayılı Kanun sonrasında,

hükmün açıklanmasının geri bırakılması değerlendirmesi için dosya yeniden ele alınıp, duruşma açılarak veya dosya üzerinden, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının reddine karar verilirse, bu karar itiraza tabidir, Buna göre; 08.02.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5728 sayılı Kanunun geçici 1/2. maddesinde “Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten önce kesinleşmiş ve infaz edilmekte olan mahkûmiyet kararları hakkında, lehe kanun hükümleri, hükmü veren mahkemece 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik

Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 98 ile 101. maddeleri dikkate alınmak ve dosya üzerinden incelenmek suretiyle belirlenir. Ancak, hükmün konusunun herhangi bir inceleme, araştırma, delil tartışması ve takdir hakkının kullanılmasını gerektirmesi halinde inceleme, duruşma açılmak suretiyle yapılabilir.” hükmüyle 5275 sayılı Kanun'un 98 ile 101. maddelerine atıfta bulunulduğu, anılan Kanunun 101/3. maddesinde ise, Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay’dan başka mahkemeler tarafından verilmiş olan bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilebileceğinin hükme bağlandığı, bu kapsamdaki kararların duruşma yapılarak verilmesi bu kararlara karşı yapılacak itiraz yasa yolunu değiştirmeyeceği'ni

içtihat altına almıştır..”231

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun başka bir kararına göre de, “uyarlama dışındaki

işlerde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar temyize tabidir. Hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilen sanığın kasten yaralama suçundan 11 ay 7 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin hüküm, 1412 sayılı CMUK'un 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan 305. maddesi uyarınca kesin nitelikte olmayıp, temyiz yasa yoluna tabidir,”232

denilmiştir.

Kesinleşmiş kararlar yönünden 5237 sayılı Kanunun 7. maddesi uyarınca bir değerlendirme yapılması gerektiğine dair Yargıtay 9. Ceza Dairesi bir kararında, “Hükmün

açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin düzenlemenin, “hükümden sonra yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanunun 23. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükmü karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması”233 gerekçesiyle bozma kararı verilse de,

yukarıda aktarılan Ceza Genel Kurul kararı çerçevesinde değerlendirme yapmakta zorunluluk bulunmaktadır ve verilecek hüküm de bu karara göre itiraz yasa yoluna tabi olacaktır.”içtihadına yer vermiştir.

5728 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinden önce kesinleşmiş hükümlerle ilgili olarak anılan Kanun'un geçici 1/2. maddesinde “Bu Kanun yürürlüğe girdiği tarihten önce

kesinleşmiş ve infaz edilmekte olan mahkûmiyet kararları hakkında, lehe kanun hükümleri, hükmü veren mahkemece 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 98 ile 101. maddeleri dikkate alınmak ve dosya üzerinden incelenmek suretiyle belirlenir. Ancak, hükmün konusunun herhangi bir inceleme, araştırma,

231 YCGK, T. 03.02.2009, E.2009/ 250,K. 2009/13.(www.uyap.gov.tr, erişim tarihi, 17/05/2013)

232 YCGK, T.12/07/2011, E. 2011/3-133, K. 2011/168.(www.uyap.gov.tr, erişim tarihi, 17/05/2013)

delil tartışması ve takdir hakkının kullanılmasını gerektirmesi halinde inceleme, duruşma açılmak suretiyle yapılabilir.” şeklinde bir düzenleme getirilmiştir. Bu düzenleme karşısında;

lehe kanun hükümlerinin 5275 sayılı Kanun'un 98 ile 101. maddeleri dikkate alınarak ve dosya üzerinden incelenmek suretiyle karara bağlanacağı, ancak; hükmün konusunun, inceleme, delil tartışması, takdir hakkının kullanılmasını, gerektirmesi halinde, incelemenin duruşma açılmak suretiyle yapılabileceği düzenlenerek duruşma açılıp açılmaması hususunda mahkemelere takdir hakkı tanınmıştır. Lehe kanun uygulamasında, duruşma açılıp açılmaması konusunda yukarıda belirtildiği gibi Hâkime takdir hakkı tanınmış ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun bir kararında da belirtildiği üzere “lehe kanunun saptanıp uygulanması

için; herhangi bir inceleme ve araştırma yapılması, kanıt toplanması, takdir hakkının kullanılması gerekiyorsa ya da cezanın kişiselleştirilmesine veya hapis cezasına seçenek yaptırımlara ilişkin bir hükmün uygulanması olanağını sonraki kanun sağlamışsa, duruşma yapılmasının zorunlu olduğu açıktır.”234

Bu açıklama ve içtihatlar ışığında mahkemelerce yapılacak işlem; sonuç cezası ve suç niteliği itibariyle 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi kapsamında kalan bir hükümle ilgili olarak hükümlü hakkında 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin 6. fıkrasında belirtilen şartların gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitinden ibarettir.

Mahkemece; 231. maddenin 6. fıkrasında belirtilen şartların inceleme, delil tartışması ve takdir hakkı kullanılmaksızın gerçekleşmediği dosya üzerinden yapılacak basit bir incelemeyle tespit edilmesi halinde hükümlünün ya da Cumhuriyet Başsavcılıklarından kesinleşen hükümlerle ilgili 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesinin uygulanmasına ilişkin taleplerini “duruşma açılmaksızın” reddine karar verebileceği gibi şartların gerçekleştiğinin tespiti halinde de duruşma açılmaksızın talebin kabulüne ve ek bir kararla hükümlü hakkında daha önce verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir. Bununla birlikte 231. maddenin 6. fıkrasındaki şartların açıkça dosya üzerinden yapılacak basit bir inceleme ile tespit edilemediği hallerde talepler duruşma açılarak karara bağlanabilir. Bu kararlardan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin duruşmalı ya da dosya üzerinden verilen kararlara karşı itiraz yoluna başvurulacağı açıkça belirtilmiştir. Taleplerin reddine ilişkin kararlar yönünden ise yargı yoluna ilişkin genel hükümler uygulanacaktır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun bir kararında; “koşullu bir düşme nedeni olan

"hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun, mahkumiyet, suç niteliği ve ceza miktarına ilişkin, objektif koşulların varlığı halinde, mahkemece diğer kişiselleştirme

hükümlerinden önce ve re'sen değerlendirilmesi gerektiği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun kurulan mahkumiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade etmesi ve doğurduğu sonuçlar itibariyle erteleme kurumuna göre daha sanık lehine olduğu gözetilmeden sanık hakkında "cezanın ertelenmesi nedeniyle" şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi yasaya aykırıdır. Bu karara göre, bu kurum, diğer lehe kurumlara göre daha önceliklidir.” İçtihadına yer vermiştir.235

Kanun, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının özel bir sisteme kaydedilebileceğini, bu sistemdeki kayıtların yalnızca bir soruşturma ve kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, Hâkim veya mahkemeye sunulabileceği ve sadece bu kurumu düzenleyen CMK'nın 231. maddesinde belirtilen amaç kapsamında kullanılabileceğini hükme bağlamıştır.236

Belgede Ceza Hukunda çocuk yargılaması (sayfa 118-121)