• Sonuç bulunamadı

Koca Hüseyin‟in Bedâyi„ü‟l-Vekâyi‟si

2.2. HEġT BEHĠġT

2.1.2. Muhtelif Bakımlardan HeĢt BehiĢt

2.1.2.5. Tesirleri Bakımından HeĢt BehiĢt

2.1.2.5.4. Koca Hüseyin‟in Bedâyi„ü‟l-Vekâyi‟si

Osmanlı Devleti‟nde reisülküttaplık görevi ifa eden Koca Hüseyin Efendi‟nin bilinen yegâne eseri Bedâyi„ü‟l-Vekâyi201

adlı umumi tarihidir. Müsveddesini bitirdikten sonra 1645 tarihinde temize çekmeye niyet ettiği eserini gördüğü rüya üzerine sona erdirmeyip hadiseleri Sultan Selim döneminin sonuna kadar getirmiĢtir. Eser üç bablık bir mukaddime ile dört fasıldan oluĢmaktadır. Her padiĢah dönemini ayrı bir bölümde ele almıĢtır. PadiĢahların dönemindeki ulemânın, Ģeyhlerin ve vezirlerin kısa biyografilerini vermiĢtir. Diğer müelliflerden farklı olarak HeĢt BehiĢt‟teki gibi her padiĢah döneminde Osmanlı Devleti‟nin komĢuları ve bu devletlerle olan iliĢkileri konu edinmiĢtir. Osmanlı dönemini ele aldığı kısımda yer yer istifade ettiği kaynakların adını zikretmektedir. Bunlardan birisi de HeĢt BehiĢt‟tir202.

Bidlîsî, eserinin ikinci ketibesinin birinci destanında kısaca söz ettiği Bursa fethi hadisesini birinci ketibede detaylı bir Ģekilde anlatmaktadır. Koca Hüseyin‟nin bu hadiseyi birinci ketibeden istifade ederek kaleme aldığı aĢikârdır. Her iki eserde de muhasaranın sekiz sene sürdüğü ve Bursa‟nın 725 (1324/1325) tarihinde ilhak edildiği belirtilmektedir. Bidlîsî‟nin ketibelerin baĢında sultanların vasfı hakkında yazdığı kısmı Koca Hüseyin bölümlerin sonuna eklemektedir. PadiĢahların övülmüĢ hasletlerini bir baĢlık halinde anlatması yönüyle Bidlîsî‟nin eserine benzemektedir. Bir diğer benzerlik ise HeĢt BehiĢt‟te de geçtiği gibi Orhan Gazi‟nin bey, Alaeddin PaĢa‟nın vezir olması ve Orhan Gazi‟nin 761 tarihinde seksen bir yaĢında vefat etmesi malumatını verdikten sonra Bidlîsî‟nin ikinci mukaddimede konu edindiği Orhan‟ın saltanatının muasırı olan Ġran ve Turan memleketlerinin meliklerin ahvalini anlatmasıdır. Üstelik bu bölüm Bidlîsî‟nin metninin neredeyse kopyasıdır. Ancak Koca Hüseyin Bidlîsî‟nin eserinde yer alan Emir Gıyaseddin Muhammed b. Hâce ReĢid‟in ilme verdiği önem ve adına telif edilmiĢ eserleri metnine eklememiĢtir. Buna karĢın HeĢt BehiĢt‟te bahsedilmeyen Orhan Gazi‟nin saltanatının muasırı olan Mısır‟ın ahvalini nakletmektedir.

201 Hüsnü Özaltun (2006). Hoca Hüseyin‟in Bedâyi„ü‟l-Veķâyi„i (1b-45b) (Giriş, Metin, İndeksli Sözlük, Özel Adlar Sözlüğü, Tıpkı Basım). YayınlanmamıĢ yüksek lisans tezi. Marmara Üniversitesi Türkiyat AraĢtırmaları

Enstitüsü. Ġstanbul. Hacı Ġbrahim ÇalıĢkan (2006). Hoca Hüseyin‟in Bedâyi„ü‟l-Veķâyi„i (46a-90b) (Giriş,

Metin, İndeksli Sözlük, Özel Adlar Sözlüğü, Tıpkıbasım). YayınlanmamıĢ yüksek lisans tezi. Marmara

Üniversitesi Türkiyat AraĢtırmaları Enstitüsü. Ġstanbul. 202

93

Bidlîsî‟nin ikinci ve üçüncü destanda anlattığı Bursa Ģehrini ve Gazi Murad‟ın doğumunu Koca Hüseyin bir baĢlık altında toplayarak muhtasar hale getirmiĢtir. Bidlîsî‟nin Samandıra Kalesi‟nin ilhakını aktardığı dördüncü ketibenin baĢında bahsettiği Osman Gazi döneminde Sakarya suyu bölgesinde cihat eden gazileri ve ele geçirdikleri bölgeleri Bidlîsî gibi özet mahiyetinde nakletmektedir. Samandıra ve Aydos Kaleleri‟nin fethi hikâyeleri HeĢt BehiĢt‟e benzemektedir. HeĢt BehiĢt‟in altıncı destanının konusu olan Ġznikmid Ģehri, Ġznikmid Kalesi‟nin ele geçirilmesi ve daha birçok husus Bedâyi„ü‟l-Vekâyi‟de özet mahiyetinde bulunmaktadır.

Bedâyi„ü‟l-Vekâyi‟nin HeĢt BehiĢt‟le benzerlik göstermesi, Koca Hüseyin‟in eseri kaleme alırken HeĢt BehiĢt‟in tesir ettiği eserleri kaynak olarak kullanmıĢ olabileceği ihtimalini akla getirmektedir. Bunlardan en önemlisi hiç kuĢkusuz Hoca Sâdeddin‟in Tâcü‟t-Tevârîh‟idir. Yine Koca Hüseyin‟in yazdığı bazı kısımları HeĢt BehiĢt‟ten naklettiği aĢikârdır. Bu nakillerden birisi, Hoca Sâdeddin eserinde Ġstanbul tekfurunun hasta olan kızının rahatsızlığını belirtmezken Koca Hüseyin cüzzamlı olduğu bilgisini vermesidir. Bir baĢka husus Tâcü‟t-Tevârîh‟te tanıtılmamıĢ olan Bî- nevâ Baba isminin Bidlîsî‟nin ve Koca Hüseyin‟in eserinde aynı Ģekilde geçiyor olmasıdır. Ayrıca Koca Hüseyin HeĢt BehiĢt‟te derviĢle ilgili yer alan dört mısralık Ģiiri de nakletmektedir. Buna karĢın Bidlîsî‟nin altıncı destanda bahsettiği hususlardan sadece Ağce Hâce ve Konur Alb‟in vefatı bilgilerine eserinde yer vermemektedir. Diğer hikâyeleri muhtasar halinde sunmaktadır.

Hikâyelerin nakil sırası aynı Ģekilde devam eden her iki eserde de Orhan Gazi adına bastırılan para, giyilen külah üzerine yapılan değiĢiklikler ve yeni askeri bölüklerin oluĢturulması yer almaktadır. Koca Hüseyin, Bidlîsî‟nin on altıncı destanda söz ettiği Süleyman PaĢa‟nın ve askerlerinin Mevlevî derviĢlerin giydiği külahı takmaları hususunu Hoca Sâdeddin gibi bu bölümde iĢlemektedir. Sikkenin bastırılması hadisesini anlattığı kısımda Bidlîsî‟ye ait dört mısralık Ģiiri ve Alaeddin PaĢa‟nın Orhan‟a sesleniĢi olan iki mısralık Ģiiri de Bedâyi„ü‟l-Vekâyi‟ye eklemiĢtir. Bidlîsî‟nin sekizinci destanda kaleme aldığı Ġznik Kalesi fethi, Ġznik gölü ve diğer hususları Koca Hüseyin aktarırken Ġznik gölünün altında kalan kadim Ģehir hakkında Bidlîsî‟nin yazdığı Ģiiri de vermektedir.

94

Bidlîsî‟nin üç destanda konu edindiği Tarakçı Yenicesi, Göynük, Muturnu Kaleleri ile beldelerinin fethi, Gemlik Kalesi ile mevziinin fethi ve Bursa Ģehrinde hayrat binalarının inĢası hadiselerini, Koca Hüseyin, Bidlîsî‟nin belirtmiĢ olduğu tarihleri koruyarak bir baĢlık altında muhtasar halinde kaleme almıĢtır. HeĢt BehiĢt‟in on iki ve on üçüncü destanında geçen Karasi Ġli‟nin ele geçirilmesi, Konlusus, Ġlenus, Kirmasiyye, Mihalici, Ulubad, Armudili ve Anahor Kaleleri‟nin fethedilmesi hadiselerini özet halinde sunmaktadır. Ġki eser arasındaki tek fark özel isimlerin bazılarının farklı telaffuzla yazılmıĢ olmasıdır. Buna göre Konlusus ile Ġlenus yerine Kunlus ve Ġlus, Armudili yerine Emrudlu, Gazi Fazıl yerine ise Kadı Fazıl yazılmıĢtır.

Diğer eserlerde karĢımıza çıkmayan Bidlîsî‟nin on dördüncü destanda bahsettiği iklimler, kuzey iklimlerin mamur beldeleri, kadim bir medeniyet olan Ġskender‟in imparatorluk merkezi, Rum Ġli‟nin fezası, su kaynakları, yer altı ile yer üstü zenginlikleri ve Rum Ġli‟ni çevreleyen denizler ile dağlar hakkındaki hususlar Bedâyi„ü‟l-Vekâyi‟de de bulunmaktadır. Koca Hüseyin, Bidlîsî‟nin on dördüncü destanın sonunda Süleyman PaĢa‟nın Rum Ġli‟ne geçmeyi üstlenmesi hadisesini önce zikredip sonra yukarıda bahsedilen HeĢt BehiĢt‟teki bu özgün metni tercüme ederek eserine eklemiĢtir. Ayrıca Koca Hüseyin Ġstanbul, Atina ve Mora‟nın konumunu takvim-i buldândan nakletmiĢtir.

Bidlîsî‟nin on altıncı destanda anlattığı Gelibolu ve çevresinin fethini Koca Hüseyin muhtasar hale getirerek HeĢt BehiĢt‟ten aktarmaktadır. Süleyman PaĢa‟nın karĢıya geçmek için münasip tedbirler hususunda müĢavere ettiği sırada pîrlerin söylediği iki mısralık Ģiiri de Bidlîsî‟nin eserinden nakletmektedir. Koca Hüseyin, Süleyman PaĢa ve askerlerinin Mevlevî külahı takmaları hikâyesini anlattıktan sonra Mevlânâ Celâleddîn Rumî‟yi anmak istemiĢ ve hayatını anlattığı bir bölüm eklemiĢtir. Ardından her iki eserde de Süleyman PaĢa‟nın vefatı, Müslüman sipahilerine karĢı ittifak eden kâfirlerin yenilgiye uğraması ve Orhan Gazi‟nin vefatı vakalarına değinmektedir. Hikâyeler birbirine benzer olup Koca Hüseyin baĢka kaynaklardan elde ettiği bilgileri de eklemiĢtir. Orhan Gazi döneminin âlim, derviĢ, vezir ve gazilerinin isimlerini zikrederek Gazi Murad devrine geçmektedir. Bunların

95

arasında Bidlîsî‟nin eserinde yer almayan Geyikli Baba, Karaca Ahmed, Dudağlu Baba, Abdal Murad ve Balada bulunmaktadır.

Koca Hüseyin‟in Bidlîsî‟nin malumat verdiği bölümleri ve hikâye ettiği kısımları fennî nesrin üslubundan arındırarak sade bir dille tercüme ettiği görülmektedir. HeĢt BehiĢt‟ten farklı olarak Koca Hüseyin metinde daha fazla Ģahısları konuĢturarak hikâyeleri anlatmıĢ ve bazı önemli isimlerin biyografilerine yer vermiĢtir. Bazı nakil sırası değiĢiklikleri, hadiselere eklenilen ya da çıkarılan bilgiler dıĢında Bidlîsî‟nin eserine oldukça sadık kalmıĢtır. Nitekim Bidlîsî‟nin eserinden faydalanılarak yazılan diğer kaynaklarda HeĢt BehiĢt‟ten önce yazılmamıĢ özgün değerdeki bazı bölümlere yer verilmemiĢken Koca Hüseyin‟in eserinde bunlara rastlamaktayız. Ayrıca Bedâyi„ü‟l-Vekâyi‟nin Orhan Gazi bölümünde yer alan Ģiirlerin hepsi HeĢt BehiĢt‟ten nakledilmiĢtir. Denilebilir ki HeĢt BehiĢt‟e en yakın eserin Bedâyi„ü‟l-Vekâyi‟dir.

2.1.2.5.5. MüneccimbaĢı Ahmed Dede’nin Sahâ’ifu’l-ahbâr fî