• Sonuç bulunamadı

II. BÖLÜM

1.1. Klasik Dönemde Eğlence

Osmanlı’nın Klasik döneminde düzenlenen eğlenceler daha çok Saray merkezli olmuştu. Devletin gücünü göstermek için halkın katıldığı çeşitli eğlenceler dini bayramlar, şenlikler, şenliklerde düzenlenen ateş oyunları, padişahın tahta çıkışı, şehzade ve sultanların doğumu, şehzadelerin sünnetleri, sefer ve zafer hazırlıkları gibi etkinliklerden oluşmaktaydı85. Yine geleneksel dönemde yapılan şenliklerde hokkabazlar, hanendeler çeşitli gösteriler düzenlerlerdi. Bunlar daha çok Osmanlı’nın başkenti İstanbul’da At Meydanında bulunurlardı. Şenlik günlerinde Osmanlı’da adeta bir bayram havası eserdi. Bu günlerde insanlar sokaklarda delice eğlenir, maskeli truplar, muhtesip ayak naibi gibi yüksek dereceli görevlilerin taklitlerini yaparlar, alanlarda yılan oynatılır, hokkabazlar ateşbazlar, takla atanlar, canbazlar, şişebazlar, matrakçılar ve kumarbazlar gösteriler yaparlardı.86.

Şenliklerin en önemli yanlarından biri de, gündelik yaşamda başka zaman yasak olan şeylere şenlik sırasında hoşgörüyle bakılması, hatta bazen tümüyle göz yumulmasıydı87. Bu nedenle şenlikler, Osmanlı toplumunda yasakların çiğnendiği önemli etkinliklerdi.

85 Nevin Meriç, Osmanlı’da Gündelik Hayatın Değişimi, Kaknüs Yay., İstanbul, 2000, s. 140. 86 Zeki Tez, Gündelik Yaşam ve Eğlencenin Kültürel Tarihi, Doruk Yay., İstanbul, 2009 s. 249. 87 Suraiya Faroqhi, Osmanlı Kültürü ve Gündelik Yaşam Ortaçağdan Yirminci Yüzyıla, Çev. Elif Kılıç, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, Mayıs 1997, s. 197.

Ayrıca savaşçı bir toplum özelliği gösteren Türklerde spora dayalı eğlence etkinlikleri de yaygındı. Örneğin; Yiğitlik oyunu olarak adlandırılan güreş, eğlencelerin düğünlerin ve bayramların vazgeçilmez törelerinden biriydi88. Okçulukta savaş eğitimine dayalı olması nedeniyle de Türklerde oldukça gelişmişti. Özellikle spor dalında atlı sporlara büyük ilgi duyulmaktaydı. 1826 yılına kadar cirit Osmanlı toplumunda önemli bir spor etkinliğiydi. Türklerin yüzyıllardan beri yapmış olduğu sporlardan biri de avcılıktı. Av, hem ekonomik ihtiyaçların karşılanmasında etkili olmuş, hem de nişancılık eğitimi için iyi bir spordu. Padişahların ava çıkması çok büyük bir kalabalıkla olurdu.

Avcılık sporu Osmanlı sarayında önemli bir spor türüydü. Padişahın mahiyetinde görevleri doğan yetiştirmek olan doğancı ve doğanbaşı ile iri av köpekleri yetiştirmek ve bakmakla yükümlü olan samsoncu ya da samsoncubaşı denilen subay ve hizmetliler vardı89.

Halkın kendi aralarında düzenlediği eğlencelerden biri olan helva sohbetleri ise, önemli bir toplumsal etkinlikti. Bu eğlencelerde oynanan oyunlar, anlatılan hikayeler, maniler toplumsal hafızanın kuşaklar boyu devamını sağlayan önemli etkinliklerdi90.

Klasik dönemde halk arasında sohbetlerin yapıldığı önemli etkinlik alanı da kahvehanelerdi. Kahvehaneler Osmanlı’nın ilk genel eğlence alanlarından biriydi. Ancak; başlangıçta Müslüman mahalleleri arasında kahvehane açmak yasaktı. Kahvehaneler, başlangıçta şaraphanelere benzetilmesi nedeniyle toplum tarafından yadırganmıştı. Yani tavernaların, çoğu kez yasadışı işletilen şaraphaneler gibi yasadışı oldukları, meyhane sahipleri toplumsal hiyerarşinin en altında “fahişeler, fuhuş yapan eşcinseller ve gezgin cambazlarla” aynı düzeyde yer alıyorlardı91. Ancak bu fikir Osmanlı toplumunda zamanla değişmişti. Gazetelerin ve halk forumlarının yerini alan kahvehaneler kısa sürede Saray ya da Kapı ile ilgili

88 Zeki Tez, a.g.e., s.84. 89 A.g.e., s. 95.

90 Nevin Meriç, a.g.e., s. 142.

91 Ulla Heise, Kahve ve Kahvehane, Dost yay., Ankara, 2001, s. 21.

haberlerin kulaktan kulağa yayıldığı birer bilgi alışverişi odağı haline geldi92. Kahvehanede yapılan sohbetlerin büyük bir kısmını hükümet işleri oluşturmaktaydı. Zamanla Kahvehaneler, erkeklerin rahatlıkla gidebileceği eğlence oyun sohbet gibi çeşitli faaliyetlerin yapıldığı kurumlar olmaya başlamıştır.

Osmanlı’nın Klasik döneminde zarar verici eğlence etkinlikleri arasında fuhuşu görmekteyiz. 18. yüzyılda cezası ölüm olan fuhuşun 19. yüzyılda devletin denetimi altında tutulması için güvenlik ve sıhhatten sorumlu elemanların yetişmesine yönelik faaliyetlerde bulunulmuştur. 18. yüzyılda ülke genelinde fuhuş sektörünün artmasıyla fahişelerin asılacağına ilişkin irade yayınlanmış böylelikle toplumun ahlakı düzeni korunmaya çalışılmıştır93. Ancak, Osmanlı Devletinde Frengi vakalarının artması sonucunda fuhuşu kontrol altına almak için 1856’dan itibaren ilk genelevlerinin açılmasına izin verilmiştir94.

Arapça’da sıcak anlamına gelen “Hamm” kökünden geçmiş olan Hamamlar ise tarihsel süreç içinde kent yaşamının çekirdeğini oluşturmuşlardı95. “Yıkanmaya mahsus yer, bina”96 olarak adlandırılan hamamlar, insanların bir arada toplandığı ve temizlik kurallarını uygulamalarını sağladığı önemli alanlardı. Osmanlı’da temizliğe büyük önem verilmesi Klasik dönemde hamamların önemli bir hale gelmesine neden olmuştu. Hamamlar bedensel ihtiyaçların, dini yaptırımların da teşvikiyle toplum hayatında aynı zamanda bir eğlence anlayışı şeklinde formüle edilen mekânlardı97. Sivil mimari alanında önemli bir yere sahip olan hamamlar, Osmanlı toplumunda kadınların başlıca eğlence mekanlarıydı.

İslam kültüründe önemli bir ay olan Ramazan ayında düzenlenen şenlikler nedeniyle, Osmanlı’nın hemen hemen tüm şehirlerinde büyük bir canlanma olurdu. Bu ayda insanların birbirleriyle armağanlaşmaları, çocukların kapı kapı gezip

92 Ralph S. Hattox, Kahve ve Kahvehaneler Bir Toplumsal İçeceğin Yakındoğu'daki Kökenleri, Çev., Nurettin Elhüseyni, Tarih Vakfı Yurt yay., İstanbul, Mayıs 1998, s. 89.

93 Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Hat, 206/10845, H., 29/Z /1204.

94 Abdullah Martal, Belgelerle Osmanlı döneminde İzmir, İzmir,2007, s.118. 95 Zeki Tez, a.g.e., s.183-188.

96 Harun Ürer, İzmir Hamamları, TTK Basımevi, Ankara, 2002. 97Nevin Meriç, a.g.e. s. 144.

şarkılar söylemesi, özenle hazırlanan yiyecek ve içecekler insanların birbirlerine sevgi gösterileri, bu ayın temel karakteristik özelliğiydi98.

Osmanlı’da bu dönemde çeşitli gösteri sanatlarının sergilendiğini görmekteyiz. Bu oyunlardan en rağbet görenleri ise meddahlık ve Karagöz Hacivat idi. Özellikle bu oyunlar, Ramazan gecelerinde en çok tercih edilen ve vazgeçilmeyecek eğlence araçlarından biriydi. Karagöz oyununda sergilenen tiplemeler ve meslekler ise şöyleydi. Kastamonulu, Bolulu, Kayserili, Aydınlı, Tatar, Arap, Yahudi, Ermeni, Rum, Tatlı Su Frengiydi. Bunların meslekleri ise Kastamanulu oduncu, Kayserli, Pastırmacı, Rumeli pehlivanı, Arap Dilenci, Rum Meyhaneci olup; Rum, Ermeni ve Yahudilerin meslekleri zamanla değişmiş, Rumlar doktor, terzi, tüccar Ermeniler sarraf, Yahudiler de bezirgan olmuşlardı.99. Osmanlı toplumunun kozmopolit yapısı, görsel oyunlarda kendini gösteren önemli bir özellikti. Bu oyunlar Osmanlı’nın sosyal yaşantısında önemli bir yer kaplıyordu. Bu yüzden, Karagöz Hacivat oyunu, Osmanlı ülkesine gelmiş olan pek çok seyyahın ilgisini çekmiş ve gözlemlerinde bu oyunlara yer vermişlerdi.