• Sonuç bulunamadı

I. BÖLÜM

1.3.2. Fikirleri

1.3.3.1. Kitapları

1- Temrinât: Sarf-ı Arabiye Mahsus Temrinât; İstanbul, 1316 (1900) birinci baskıdır. İkinci baskı Mustafa Cemil ile birlikte ve Mekteb-i Sultaniye Mahsus Sarf-ı Arabî ve Temrinâtı, İstanbul, Mahmud Bey Matbaası, 1321 (1903), adıyla, 220 sayfa olarak neşredilmiştir. Kitap Galatasaray Ders Nâzırı Cemil Bey’in yazdığı Sarf-ı Arabî kitâbının tatbik ve temrinleri şeklindedir. Kitapta Arapça öğretiminin gerekli-liği ve öğretim yöntemleri hakkında önemli bilgileri ihtiva eden bir önsöz mevcuttur.

Bu kitâbın mukaddimesinde medrese usulü Arapça öğretimini tenkid etmiştir.

2- Hikmet Dersleri: Dârulfünun Ulûm-ı Âliye-i Diniye Şubesinde Tedris Olan Felsefe-i İslâmiye’den Hikmet Dersleri, Dârü’l-Hilâfe, Matbaa-yı Hukukiye, 1329 (1913). Bu kitap gözden geçirilerek felsefe dersleri adı ile ikinci kez tab‘olunmuştur.

Hilâfe, Hukuk Matbaası, 1330. Kitâbın içeriği; Bâbanzâde’nin Dârü’l-Fünûn’da felsefe derslerindeki anlattıklarının kitap haline getirilmesiyle oluşturul-muştur.113

112 Naîm, a.g.e, c. II, s. 765.

113 Ezici, a.g.t, ss. 14-15; Kılıç, a.g.m, ss. 300-301; Kızıklı, Zafer, Bâbanzâde Ahmed Nâim’in Arapça Öğretimine Dair Makalesi, Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi, sayı 4, 2007, s. 448.

3- İslâm’da Davâ-yı Kavmiyet: Milliyetçilik meselesinin İslâm’daki yerini tartışan bu metin Sebîlürreşâd Dergisinde uzun bir makale olarak yayınlandıktan sonra (SR, c. I2, s. 293, 27 Cemâziyelevvel 1332/m. 1914, s. 114–281) aynı yıl, aynı adla kitap halinde basılmıştır. Irkçılığın İslâm için kanser kadar tehlikeli, bir hastalık olduğunu söyler. Kurtuluşun, İslâm kardeşliği ve İslâm milliyetini koruma yolunda bulunabileceğini açıklar. Aynı görüşte olan Saîd Nursî (1876-1960) için olduğu gibi Ahmed Nâim için de “Kürt olduğundan dolayı Türk Milliyetçiliğini zayıflatmak isti-yor” ithamı yapılmıştır. Oysa O, İslâm birliği açısından sakıncalı bulduğu Arap İtti-hat Kulübü'nün isim ve kuruluşunu da tenkit etmiştir. Kavmiyet ve cinsiyet davası gütmeyi İslâm'ın varlığı için tehlikeli bulmuş, bunu "Yabancı bir bid'at", "Frenk has-talığı" olarak nitelendirmiş ve bu davanın faydalı ve zararlı taraflarını Kur’ân ve Sünnet'e dayanarak izâh etmeye çalışmıştır.114 (Tevs-i Tıbâat Matbaası, İstanbu1 1332). Üç defa sadeleştirmesi yapılmış olan Kitâbın; M. Ertuğrul Düzdağ’a ait olan sadeleştirmesi muteber ve meşhur olanıdır. (Türkiye’de İslâm ve Irkçılık Meselesi, içinde, İstanbul 1983, Çağlayan Yayınevi, ss. 33–117)

4- Mebâdi-i Felsefeden Birinci Kitap İlmü‘n-Nefs: George S L. Fonsegri-ve’nin Elements de Philosophie kitâbından notlarla tercüme, İstanbul, Matbaayı Âmire 1331 (1915), 648 sayfalık kitâbın kapağında mütercim Ahmed Nâim Bey’in isminin altında “Telif ve Tercüme Heyeti azasından” ibaresi yer almaktadır. Metnin dipnotlarında iki yüz civarında modern felsefe teriminin Osmanlıca karşılıkları konu-sunda kavram tartışmaları yapılırken kitâbın sonunda da tercümede geçen iki bin civarında Fransızca felsefe terimine teknik karşılıklar verilmiştir. Kitap bu yönüyle, Türkçe’de felsefe alnında yapılan ilk bütün tercüme kitap olarak kabul edilmekte-dir.115

5- Tevfik Fikret’e Dair: Filozof Dr. Rıza Tevfik Beyfendi’ye; Rıza Tevfik’in 1918 yılının Ağustos ayında Türk Ocağı’nda verdiği konferansta Tevfik Fikret’i sa-vunması ve başta Âkif olmak üzere İslâmcıları tenkit etmesi üzerine yazılan risâle

114 Vakkasoğlu, a.g.e, s. 176; Çakan, a.g.m, s. 37.

115 Kara, İsmail, Bâbanzade Ahmed Nâim Beyin Modern Felsefe Terimlerine Dair Çalışmaları, İslâm Araştırmaları Dergisi, sayı 4, 2000, s. 189; Ezici, a.g.t, s. 15.

Sebîlürreşâd’ın 371. sayısının H. 26 Eylül 1341 eki olarak yayınlandı. 1918 yılında da kitap olarak basılmıştır.116

6- İlm-i Mantık : Elie Rabier’den Tercüme, İstanbul, Dârü’l-Fünûn Matbaası, 1919’da yayınlanan kitap 64 sayfadan oluşmaktadır.

7- Ahlâk-ı İslâmiye Esasları: Meârif Nâzırı Emrullah Efendi, Ağustos 1912 tarihinde Lahey’de yapılacak XI. Beyne’l-Milel Terbiye-i Ahlâkiye Kongresi’ne Osmanlı Devleti’ni temsilen katılmak ve tebliğ sunmak üzere Ahmed Nâim Bey’e bu metni hazırlatmıştır. Kabine değişikliği ve hükümetin kongreye katılmaktan vazgeç-mesi üzerine Bâbanzâde’nin hazırladığı metin Sebîlürreşâd’da tefrika edildikten (c.

IX-X, ss. 224–237,1328.) sonra gözden geçirilerek kitaplaştırılmıştır. (Amedî Matba-ası İstanbul 1924). Eser Ömer Rıza Doğrul’un sadeleştirmesi ile İslâm Ahlâkı’nın Esasları adıyla basıldı (İstanbul, Yücel Yayınları, 1963). Daha sonra Recep Kılıç’ın sadeleştirmesi de İslâm Ahlâkı’nın Esasları adıyla neşredildi (TDV Yayınları, Anka-ra 1995).

8- Genel Çizgileriyle İslâm: Musavver Dâiretü’l-Maarif’in II. cildinde neş-redilmek üzere yazılmış olup, ilk önce Sebîlürreşâd’da “İslâmiyet’in Esasları, Mazisi ve Hali” başlığıyla altında uzun bir makale olarak yayımlanmıştır (SR, c. X1, sayı 284, ss. 369–76, 23 R. evvel 1332/6 Şubat 1329). Eser; 1975 yılında sadeleştirilerek aynı isimle Çığır Yayınları tarafından basılmıştır.

9- Kırk Hadîs: Muhyiddîn Nevevî’nin el-Erbe‘ûn adlı kitâbının tercümesi, İs-tanbul Matbaayı Âmire 1925. Aslında Bâbanzâde bu hadîslerin birçoğunu Sebîlür-reşâd’da tefrika etmişti, geri kalan kısımların tercümesini yaprak kitap haline getir-di.117

10- Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrid-i Sarîh Tercümesi ve Şerhi;

II.TBMM’nin kararı ve Diyânet İşleri Başkanlığı’nın teklifi üzerine hazırlandı. Tecrîdü’s-Sarîh’in Türkçe’deki en önemli tercümesi ve şerhidir. Ahmed Nâim, et-Tecrîdü’s-Sarîh’in baş tarafından 199 Hadîsi Sırât-ı Müstakîm ve Kelime-i Tayyibe118

116 Ezici, a.g.t, ss. 14-15; Kılıç, a.g.m, ss. 300-301.

117 Ezici, a.g.t, ss. 14-15; Kılıç, a.g.m, ss. 300-301.

118 Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi Türk hukukçusu, Ebül'ulâ Mardin (1881-1957)’in 1912’de çıkar-dığı dergi.

dergilerinde neşretmişti. Diyânet İşleri Reisliği adına tercüme görevi resmen kendi-sine verildikten sonra eseri tercüme ve şerhetmeye başlamış, 477 hadîsi Hadîs Usûlüne dair önemli bir Mukaddimeyle birlikte iki cilt halinde yayımlamış (İstanbul 1346/1928), hazırladığı III. cilt neşredilmeden vefat etmiştir (1934). Nâim Bey’in bu dergilerde yayımladığı hadîs tercümeleri ve yakın dostu Mehmet Âkif (1873-1936)’in Bâbanzâde (1872-1934)’yi tavsiye etmesi, tercüme görevinin Ahmed Nâim’e verilmesinde etkili olmuştur. I ve II. cilt 1928 yılında Evkâf Matbaası tara-fından basılmıştır. Vefâtı üzerine III. cildin tercümeleri Kâmil Miras (1874-1957) tarafından tamamlanarak yayına hazırlandı. Eserin I. cildi Cumhuriyet devrinde telif edilmiş en önemli Hadîs Usûlü kitabıdır.119

Cumhuriyet’in ilk yıllarında Diyânet İşleri Başkanlığının kuruluşu ve temel dini eserlerle ilgili çalışmalar dikkate değerdir. O dönemde mevcut az sayıdaki Kur’ân çevirilerinin (Tibyan ve Mevâkib gibi) Arap harfleriyle basılması, dillerinin ağır ve ağdalı olması yeni meâl ve tefsir çalışmalarını zorunlu kılıyordu. Dönemin ulemâsı da bu durumdan yakınarak anlaşılır bir dil ile eserlerin yazılmasını istiyor-du.120

Türkiye Büyük Millet Meclisi 21 Şubat 1925 tarihli toplantısında Diyanet İş-leri Reisliği bütçesini görüşmektedir. Eskişehir mebûsu Abdullah Azmi Efendi ( 1869-1937) söz alarak, her önüne gelenin Kur’ân-ı Kerîm’i tercüme etmeye kalkıştı-ğını, oysa güvenilirlik açısından bu işin, Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde kuru-lacak bir komisyonca yapılması gerekliliğini vurgular ve 53 arkadaşının imzasıyla bir teklif verilir. Celse görüşmeleri neticesinde Kur’ân-ı Kerîm’in meâl ve tefsiri ile hadîs tercümelerinin devlet imkânlarıyla yapılması kararı alınır. Kur’ân-ı Kerîm ve Ahadîs-i Şerif Türkçe tercüme ve tefsiri heyeti mütehassısası ücret ve masrafı olarak 20.000 Tl ödenek ayrılması kabul edilmiştir. Bu kararı müteakiben Diyânet İşleri Reisi Ahmet Hamdi Aksekî (1887-1951) bu işler için ehil insanlar aramaya başlar.

Uzun uğraşlar neticesinde Kur’ân-ı Kerîm tercümesini Mehmed Âkif (1873-1936)’e,

119 Önder, Mustafa, Milli Mücadele Yıllarında Atatürk, Dini Yayınlar ve Din Adamları, Fırat ÜİF Dergisi 17/1, 2012, s.76; Hansu, Hüseyin, “Et-Tecridu’s-Sarîh”, DİA, Ankara 2011, c. XL, s. 252.

120 Ezici, a.g.t, s. 16.

Kur’ân tefsirini Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır (1878-1942)’a, Tecrîd-i Sarîh yani Muhtasar Buhârî tercümesini de Bâbanzâde Ahmed Nâim Bey’e tevdî eder.121

Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Kasım 1928’de “Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkındaki” yasayla, Batı ile entegre olmayı sağlayacak Latin alfabesini Türk alfabesi olarak benimsemiş. 1 Ocak 1929 tarihinde de, hem bilim hem de eğitim dili olarak Arap alfabesinin kullanılmasını yasaklamıştır.

Dini eğitim açısından fetret dönemi olarak isimlendirilebilecek olan 1920-1950’li yılların, hadîs çalışmaları açısından da çok farklı olmadığı görülmektedir.

Ancak Diyânet İşleri Riyâseti, tarihle kültürel bağlarını yitirmiş olan Türk Milletinin, dinini öğrenebileceği, ez-Zebîdî tarafından yapılan Sahîh-i Buhârî ihtisârını tercüme ve şerh ettirerek yeni alfabe ile Türkçeye kazandırma amacıyla Ahmed Nâim’i gö-revlendirmiştir.122 Nitekim Ahmed Nâim bu durumu şu şekilde ifade etmektedir:

“Diyânet İşleri Riyaseti Büyük Millet Meclisince müttehaz bir kararı infazen Zebîdî’nin bu muhtasarını Türkçe’ye tercüme etmek vazifesini Rakîmu’l-Huruf’a emretti. Haddi takatımı pek ziyâde tecâvüz eden bu hizmet-i mebrûrenin uhdesinden gelmek güç olduğunu bile bile mahz-ı tevkifâtı İlahiyyeye itimaden bu emri yerine getirmeye çalışıyorum.” 123

Diyanet İşleri Başkanlığı harf devriminden önce eski harflerle sadece dört eser yayınlamıştır. Bunlar Ahmed Hamdi Akseki’ye ait Ahlak Dersleri (1924), Aske-re Din Dersleri (1925), Türkçe Hutbe (1927), Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrid-i Sârih Tercümesi (1928) ilk iki cildi.

Yine yapılan bir araştırmaya göre 1920-1940 tarihleri arasında Türkiye dı-şında Arapça olarak yüzlerce dini kaynak eser basılmışken bu süre içerisinde basılan dini eser sayısı yok denecek kadar azdır.124

Hadis çalışmaları ve yayınları bakımından son yüzyılda ülkemize baktığımız-da, yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti’nin parçalanma ve yıkılmasına tanık

121 Sarıkoyuncu, Ali, Atatürk Din ve Din Adamları, Ankara 2005, TDV Yay, 6. baskı, ss. 99-100.

122 Ünal,Yavuz, Cumhuriyet Türkiyesi Hadis Çalışmaları Üzerine, İslâmi Araştırmalar, c. X, sayı.,1-2-3-4, 1997, s. 174.

123 Nâim, a.g.e, Mukaddime, c. I, s. 2.

124 Bulut, Mehmet, http://www.diyanetdergisi.com/diyanet-dergisi-136/konu-876.html, 05.05.2014

tayız. Bu dönemde diğer ilmî faaliyetlerde olduğu gibi Hadîs ilminde de kayda değer bir dinamizm yoktur. Çünkü bir yandan Osmanlı Devleti dinî eğitimini modern şart-lara uyduramayıp öte yandan dört bir yanda süren savaşlar ilim ortamını son derece olumsuz etkilemiştir.125

Cumhuriyet öncesi Hadis çalışmalarına dair çok ciddi ve yeterli bibliyografya çalışmaları olmamakla birlikte, İ. Lütfi Çakan’ın yapmış olduğu bir çalışmada 1876-1923 arasında (46 yılda) Hadisle ilgili Türkçe olarak yayınlanan toplam 27 eser tespit edilebilmiştir. Bunlar Râmûzü’l-Ehâdis, Buharî Muhtasarı Tercümesi, birkaç Hadis Usulü tercümesi ve hadis seçkilerinden ibarettir. Bu dönemde iki yıla bir eser düş-mektedir.

Cumhuriyet’in ellinci yılı münasebetiyle Bekir Topaloğlu ve Osman Öztürk tarafından Türkiye Bibliyografyası isimli yayın taranarak hazırlanan, ‘Cumhuriyet Devrinde Yayınlanan İslâmî Eserler Bibliyografyası 1923-1973’ isimli bir çalışma mevcuttur. Diyânet İşleri Başkanlığınca yayımlanan bu kitapta 2926 eser yer almak-tadır. Bu kitapta, Hz. Peygamber’imizin hayatına dair eserler dışta tutulursa hadis konusunda toplam 72 yayın yer almaktadır. Hadis yayınlarının bütün dinî yayınlara oranı % 2.5’tir. Bunlar içinde hacimli yayınlar olarak Diyanet İşleri Başkanlığının yayımladığı Tecrîd-i Sarîh ve Riyâzü’s-Sâlihîn tercümeleri, Ahmed Davudoğlu tara-fından yayımlanan Müslim Şerhi ve Sübülü’s-Selâm Tercümesi, Mehmet Sofuoğ-lu’nun Müslim Tercümesi, Bekir Sadak’ın Tac Tercümesi yer almaktadır. Birkaç Hadîs Usûlü ve ders kitâbı ile birkaç akademik çalışma vardır. Geri kalanlar belirli sayılarda (40 Hadîs, 200 Hadîs, 1001 Hadîs gibi) veya konulara göre değişik Hadîs seçmelerinden ibarettir.126

125 Yıldırım, Ahmet; İlahiyat Fakültelerinde Cumhuriyet Dönemi Hadis Çalışmalarının Genel Pan-roması, Türk Bilimsel Derlemeler Dergisi, 2-1, 2009, ss. 117-128.

126 Polat, Salahattin, “Modern Dönemde Hadis İlminin Temel Meseleleri”, İlmî Toplantı-, (Basıl ma-mışTebliğ) TDV İslâm Araştırmaları Merkezi, İstanbul, 14-17, Nisan 2005, ss. 212-213