• Sonuç bulunamadı

Kiplik ve zaman, kiplik ve görünüş, kiplik ve kılınış, kiplik ve kip birbirinden farklı kavramlar olmakla beraber yerine göre birini kapsayan, yerine göre tamamlayan ayrı kategorilerdir. Kip kavramının açıklığa kavuşması için aynı eklerle işaretlenen kiplik konusunun da iyi anlaşılması gerekmektedir. Özellikle kiplerin adlandırılması sorununa çözüm bulmak için kip ve kiplik kategorilerinin farklarını irdelemek gerekmektedir.

“Kiplik (modality) anlam bilimle, kip (mood) ise biçimle ilgili kavramlardır. Dil bilimsel kipliğin temel problematiğini dünyada -açık ya da örtük- var olan anlamların dille ifadesi oluşturur. … En temel hâliyle kiplik, doğal anlamların dil anlamlarına dönüşümünü incelemektedir. … Kiplik, bireyin tutumlarının ve bilgisinin statüsünün konuşmasına nasıl yansıdığını da incelemektedir. Özetle kiplik, konuşurken aktardığı bilgilerin gerçeklik değerine dair delilerini gösteren görsel işitsel delil, söylenti, genel bilgi, birinci el kişisel

64

tecrübe vb. koşullarına ve gerçekleşme potansiyeline yönelik beklentilerini gösteren zorunluluk, gönüllülük, istek vb. anlam kategorilerinin ifadesini sağlar (Palmer, 2001, s.18).”

Kip ise (mood) kipliğin ifadesini sağlayan, biçimsel açıdan gramatikleşmiş, morfolojik bir kategoridir. Kipliğin kiplerden başka, gramatikal statüleri birbirinden farklı, sözlüksel, söz dizimsel söyleme dayalı veya bürünsel işaretleyicileri de bulunabilir. Aynı cümle içinde, bu işaretleyicilerden bir kaçı birbirini dışlamadan kullanılabilmektedir. Kiplik emir, dilek-şart, niyet, varsayıma dayalı, olası, şaşırma gibi geniş anlam dizisi kapsar. Kiplik, morfolojiye, sözlüğe, söz dizimine veya ses tonuna göre de açıklanabilir (Bybee ve Fleischman, 1995, s. 2).

Türkçede kip (mood) ve kiplik (modality) arasında bir ayrım yapılamamıştır. İki farklı kullanım yalnızca kip adı altında çalışmalarda yer almıştır. Kip kavramı konuşucu için atanmış bir değerdir. Türkçedeki buyruk, istek, dilek-şart, gereklilik kipleri için konuşucu atanmış belli ekleri kullanmak zorundadır. Kiplik kullanımı için ise konuşucu atanmışları değil, seçilmiş ekleri kullanır. Konuşucu ve dinleyici öznel tutumlarına dayalı olarak bir kiplik türü seçer. Kiplik kavramı kipten farklıdır. Kip nesnel, kiplik ise öznel bir durumdur. Bu nedenle kip sayısı sınırlı; kiplik sayısı sınırsızdır. Ekler belli sınırlar içinde birden fazla kiplik türüne sahip olabilirler (Benzer, 2012, s. 112-113). Kip, türlü eklerle türlü anlatım çalımlarıyla belirtebildiği gibi bir ek, türlü kiplerin anlatımında işlevlendirilebilir. Kiplerin sayısı ise ruh durumlarının sayısı kadardır; yani beş veya onla sınırlandırılamamaktadır (Benzer, 2012, s. 107). Burada kastedilen kiplik kavramı olmalıdır. Kip daha çok sayısı insanın ruh halleri sayısınca olduğu ileri sürülen kipliklerin gramatikal biçime bürünmüş birkaç şeklini karşılamaktadır.

Türkiye Türkçesinde kip kavramını kip ve kiplik biçiminde birbirinden ayırmak gerekir. Bu ayrım yapılmadığı müddetçe Türkiye Türkçesinde kip kavramı tam olarak anlaşılamayacaktır (Benzer 2012, s. 221). Kip işaretlemesi dil sisteminde fiil biçimlenmesinde bir sınıflama iken kiplik dilin değişik birimlerinin kullanım düzleminde kazandıkları iletişim değerleridir. Kip (mood), Türkçede istek, gereklilik, buyruk, dilek-şart anlamlarında sahip olan, biçim olarak dilde kullanım imkânı bulan ve öncelikli işlevi bu işlevleri aktarmak olarak eklere (-mAlI, -A, -sA ve emir ekleri) verilen addır.

65

Kiplik insanla dil arasındaki ilişkiyi yansıtan, belirli ögeleri olmayan, fakat her cümlede temsil edilen konuşur ve konuştukları ilişkisine dayanan, söz edim tartışmalarını da barındıran bir kategoridir (Kerimoğlu, 2011, s. 3-7). Kerimoğlu’na göre (2011, s. 71) kip ve kiplik parça - bütün ilişkisi düzeyine dayanmaktadır. Bu ikisi arasında temel bir farklılık yoktur, kapsamlılık açısından bir fark vardır. Aslan Demir (2008, s. 18) kipliğin anlam bilimle, kipin biçimbilimle ilgili olduğunu söyler. Benzer’e göre (2012, s. 102) kiplik konuşucunun ruh durumunu, duygularını, niyetlerini, istediğini bildirir. Korkmaz (2007, s. 626) gelecek zaman kipinin tahmin olasılık, emir semantiği ile de kullanılabileceğini söylemiştir ve bu durumu “anlam kayması” ile açıklamıştır. Bilgegil (1984, s. 268)’de “– miş’li” biçimlerde küçümseme, -AcAk’lı biçimlerde tahmin, emir, gereklilik, şart; “-A(- I)r’lı biçimlerde rica, dilek-istek, alışkanlık anlamları olabileceğini açıklamıştır. Yaman’a göre (1999, s. 48-50) işlev değişmesi olarak ele alınan birçok anlam aslında kiplik konusuna işaret etmektedir. “Seni veziriazamlığa getirmekle büyük hata etmişiz paşa!” cümlesinde “- miş” geçmiş zaman eki, pişmanlık anlatmaktadır. Yani, konuşucu artık paşanın veziriazam olmasını istememektedir ve bu cümlede “isteme kipliği” vardır.

Buraya kadar açıklananlardan anlaşılıyor ki kiplik, yalnızca eklerle ya da belirli morfolojik unsurlarla işaretlenen bir anlam olayı değildir. Kiplik konuşucunun bağlam içinde asıl ifade etmek istediği anlamdır ve eylemin çatısı, zamanı, kipi, kılınış ve görünüş özelikleri bir bütün olarak ele alındığında ortaya kiplik anlamı çıkar. Bu bakımdan tüm dillerde olduğu gibi Türkçede d sayısız kiplik bulunmaktadır. Kiplik sayısı tespit edilemese bile, bir sınıflandırma yapılabilir. Kipliği sınıflandıran araşırmacılardan biri Palmer’dir.

Palmer’e göre kiplik önerme kipliği ve eylem kipliği olarak ikiye ayrılır. Önerme kipliği geleceğe, eylem kipliği geleceğe veya konuşulan ana gönderme yapar. Önerme kipliği içinde bilgi kipliği ve delile dayalı kiplik işaretlenir. “Kalemi kaybetmiş olabilirim.” Cümlesinde konuşucu “olabilirim” çekimi (ol-abil-ir-im) ile kendi bilgisini söylemektedir. “Araba kapıda, babam gelmiş olmalı.” cümlesinde “olmalı” (ol-malı) çekimi, “araba kapıda” ifadesi ile delile dayalı anlam kazanmaktadır. Palmer’in kiplik sınıflandırmasını (2001, s. 9) aşağıdaki şema ile gösterebiliriz:

66

1.ÖNERME KİPLİĞİ

Bilgi Kipliği Delile Dayalı Kiplik 2.EYLEM KİPLİĞİ

İzin-Yükümlülük Devinim -izin -yeterlilik

-emir -istek

-zorunluluk

Şekil 7. Palmer’in Kiplik Sınıflandırması

Taylan ve Özsoy ise (1993, s. 1-9) bilgisellik, yükümlülük-olurluk ve devingenlik olmak üzere üç çeşit kiplik belirlemişlerdir. Bilgisellik kipliği; konuşmacının söylediklerinin kendi bilgisi ve inancı çerçevesinde doğru, kesin, olası, çıkarsama sonucu elde edilmiş yargı vb. olarak algılanır. “-DI ve -(I)yor” biçimbirimleri ile bu anlamlar işaretlenir. Yükümlülük- olurluk kipliği zorunluluk veya izin-olurluk anlamlarını ifade eder. Devingenlik kipliği ise beceri-isteklik belirtir. Bu anlam “-A bil- + zaman eki + geniş zaman” biçimbirimi vasıtası ile bu anlam elde edilir. Örnekle “Çok iyi yüzebilirim.” cümlesi beceri ifade etmektedir. Geniş zaman eki özneye yönelik isteklik de belirtir. “― Bana kim yardım eder? “― Ben ederim.” Örneğinde görüldüğü gibi ikinci konuşucu “yardım et-er-im” çekimi ile isteğini dile getirmiştir.

Kerimoğlu (2011, s. 107-154) mantık felsefe geleneğinde “olasılık ve zorunluluk” olarak sınıflandırılan kipliğin dil biliminde “bilgi ve yükümlülük” olarak sınıflandırıldığını söyler. Buna göre bilgi kipliğinde önerme gerçektir. Yükümlülük kipliği, “zorunluluk, izin, niyet, yeterlilik, emir” alt başlıklarına ayrılır. Devinim kipliği ise “yeterlilik ve istek” alt başlıklarına ayrılır.

Kerimoğlu’na göre (2011, s. 82-106) kiplik kategorisinde anlam sınırlandırması zordur. Kipliğin başlıca ifade alanları şunlardır: “Yeterlilik, olanak, zorunluluk, izin, emir, istek, niyet, niyet/gönüllülük, olasılık, çıkarım, varsayım.” Bu kiplik anlamlarını işaretleyen işaretleyiciler ve özellikleri şöyle özetlenebilir:

67

*Biçim bilgisi ögeleri: “ekler, edatlar, morfo-sentaktik ögeler, kiplik yardımcı fiiller” -Ali yarın gelecektir. -tir: olasılık/kesinlik(ek)

-Yağmur yağacak gibi. gibi: bilgi kipliği (edat)

-Bu gelen Ali olsa gerek. Olsa gerek: tahmin (morfo-sentaktik öge) *Sözlük Ögeleri: “Zarflar, isimler, kiplik yüklemler.”

Ali mutlaka yarın gelecektir. Mutlaka: kesinlik (zarf)

Yağmurun yağma olasılığı var. Olasılığı: Bilgi kipliği (isim)

Tatile gitmek istiyorum. İstiyorum: isteme kipliği (kiplik yüklemi) *Söz dizimi: “Kalıplaşmış ifadeler, deyimler”

Gelir mi gelir…

*Tonlama: Zayıf Ton/ yüksek ton…

Ali herhalde gelecek. Herhalde: zayıf tonla söylenirse ihtimal, yüksek tonla söylenirse kesinlik anlamları verebilir.

*Bağlam: Kipliğin temel işaretleyicisi bağlamdır.

“Ali yarın bana gelecek.” cümlesi bağlamdan çıkmış haliyle “gelecek zamana dair” bildirme cümlesidir.

-“Bu evin hali ne böyle? Kim yaptı bunu?

-“Kardeşi Ali’nin yaptığını söylüyor.

-“Demek öyle. Söyleyin o kardeşine, Ali yarın bana gelecek. Derdi neymiş, öğrenelim.

Bu bağlamda “Ali yarın bana gelecek.” cümlesi “zorunluluk içeren istek” anlamı taşımaktadır (Kerimoğlu, 2011, s. 82-106).

Araştırmacıların burada yer verilen sınıflandırmalarına göz atılınca, kipliğin bağlamla ilgili olduğu; bilgisellik, yükümlülük ve devinim olarak üzere üçe ayrıldığı çıkarımına ulaşılabilir. Kiplik anlamını dilbilgisel birçok unsur işaretleyebilmekle beraber, kiplik asıl; bağlamla anlam kazanmaktadır. Ülkemizdeki dilbilimi çalışmalarında başlarda kiplik, kip ve zaman konusunun adeta ayrıştırılamamış olduğu kavramsal çerçevede verilen açıklama ve örneklerle ortaya koyulmaya çalışıldı. Yine de kip, kiplik ve zaman arasında nasıl bir ayrım olduğu Demirci ve Kerimoğlu’nun ifadelerinden (2015, s. 1274-1275) şöyle özetlenebilir:

68

“Kip ve kiplik temelde aynı olsa da aralarında bir kapsam ilişkisi vardır. Kip fiilin aldığı biçimlerle oluşan, konuşurun tutumunu yansıtan durumları ifade eder. Kiplik ise fiilin aldığı biçimlerin dışında diğer bağlamsal olguları da içine alır ve konuşurun tutumunu yansıtan durumları ifade eder. Zaman ve kip/kiplik kategorileri ölçüleri bakımından farklı kategorilerdir. Zaman için bir konuşma anı ile eylem zamanı arasındaki ilişki, ölçüdür. Kip/kiplik kategorisinde ise konuşurun ifade ettiği ile kurduğu bilgi-istek ilişkisi önemlidir.”

Türkiye Türkçesindeki buyruk, istek, dilek-şart, gereklilik kipleri için konuşucu belli ekleri kullanır. Kiplik kullanımı için ise konuşucu, bu ekler yerine seçtiği ekleri kullanır. Kipliğin sınırı ise kipteki gibi dört kullanımdan ibaret değildir. Konuşucu ve dinleyici öznel tutumlarına bağlı olarak bir kiplik türü seçer ve ekler, kiplik işlevleri bakımından konuşucunun öznel tutumlarını yansıtır. Bu öznel tutumlar dinleyici tarafından beklenti, tahmin, şüphe olarak algılanır. Yani kiplik, eklerin sahip olduğu ikinci ya da üçüncül işlevinden biridir. Kip nesnel, kiplik ise öznel bir tutumu yansıtır. Bu sebeple kiplik sayısı kip sayısına göre daha fazladır. Kiplik türleri belirlenebilse dahi, kiplik sayısını tam olarak tespit etmek zordur.

Kiplik ve zaman kategorileri birbirlerini tamamlasalar da gerçekte ayrı kategorilerdir. Türkiye Türkçesiyle ilgili kaynaklarda, kipliğin de zamanın da aynı morfolojik ögeler üzerinde işaretlenmesinden kaynaklanan bir karışıklık vardır. Bunu basit bir örnekle kolaylıkla açıklayabiliriz:

“ ― Ödevlerimi yarın yapacağım.”

cümlesinde yükleme -AcAk eki eklenmiştir. Bu ek, hem gelecek zamanı hem de ödevlerini

yarın yapacağını bilen ve aktaran konuşurun ağzından bilgi kipliğini yansıtır. Yani aynı ek ile

hem zaman hem de kiplik işaretlenmiştir.

MEB Dil ve Anlatım ders kitaplarında burada anlatılan şekilde kiplik ve zaman ilişkisine hiç değinilmediği yine, Bölüm 3’te anlatılmıştır.

Benzer Belgeler