2.4.2. Birleşik/ Bileşik Kip Veya Birleşik /Bileşik Zaman
2.4.2.2. Fiillerin Birleşik Çekimi
Fiillerin birleşik çekimi konusunda aşağıda da verildiği üzere görüşler hemen hemen ortak olmakla beraber, bu konuya verilen terimler birbirinden farklıdır. Fiillerin birleşik çekimi için genellikle ek eylemle kurulan “zamanlar” anlatılmaktadır. Araştırmacıların bu konuyu açıklarken “birleşik” yerine “bileşik” terimini kullandıkları da görülür. Ayrıca birleşik kip, birleşik zaman ve birleşik zaman kipi terimler de kullanılmaktadır. Rivayet, hikâye ve şart çekimlerinin eylem mi zaman mı yoksa kip mi türü olduğunu konusunda ortak bir fikir belirlenememiştir.
39
Hengirmen, Türkçede eylemlerin yalın ve “bileşik” zamanlı eylemler olarak ikiye ayrıldığını söylemektedir. Yalın zamanlı eylemlerle, ek eylemin birleşerek ikinci bir zaman oluşturmasına bileşik zaman adını vermiştir (1998, s. 219, 232).
Bilgegil (1984, s. 27), bu konuyu “bileşik kipler” adı ile ele almış ve şöyle açıklamıştır: “İçinde ardı adına iki zaman veya kip bulunan fiiller birleşik kipli sayılır. Bunlar önce birinci, sonra ikinci zamanın adı söylenerek belirtilmektedir. Mesela “geliyordu” sözü birleşik kiplidir. Çünkü hem “-yor” hem “-du” kip ekini ihtiva etmektedir. Bu fiil “şimdiki zamanın hikâyesi kipindedir.” diye tanınır.
Banguoğlu, ek fiil sayesinde dilimizde salt (basit) ve göreli zamanlar içinde “bildirme tarzı,
anlatma tarzı, söylenti tarzı ve şart tarzı” olmak üzere dört tarz yaptığını ifade eder. Buna
göre dilimizde dört çekim vardır: anlatma tarzı, söylenti tarzı ve şart tarzı; bunlar “birleşik çekimler” diye adlandırılabilir. Bu çekim, yardımcı fiillerle kurulmuş birleşik çekim olmaktan çıkıp sistemleşerek fiil çekimlerinin içine girmiştir. Bunlar gerçekte geçmişin anlatma, geçmişin şart, dileğin anlatma, dileğin söylenti kiplerini yaparlar (Banguoğlu, 2004, s. 443, 444, 448, 449). Banguoğlu fiillerin birleşik çekimini, zamanların içinde yer alan, bir nevi zamanların alt kümesi olan bir kip türü olarak görmüştür.
Gencan, “Ekeylemler” başlığı altında da “yükseliyordu, geliyordu, döverdi, kesilecekti” gibi örnekler için “bileşik zamanlı eylemler” ifadesini kullanır (2007, s. 403).
Doğan Aksan yönetiminde hazırlanan “Sözcük Türleri” adlı kitapta; belirli geçmiş zaman (kaldım), belirsiz geçmiş zaman (kalmışım), şimdiki zaman (kalıyorum), gelecek zaman
(kalacağım), geniş zaman (kalırım) gibi çekimlerin zamanı için yalın zaman; kalıyordum, kalırmışım, kaldımsa gibi çekimler için de “bileşik zamanlı eylemler” terimini kullanılır.
Ayrıca bileşik zaman çekimine girmiş eylemin yeniden ekeylemle çekimlenmesiyle katmerli bileşik zaman (kalıyormuşsa) oluştuğu söylenir (Aksan vd. 1983, s. 232-238). Korkmaz, birleşik zaman için şunları söyler: “Birleşik zaman: (Alm. Zusammengesetztes tempora; Fr. temps compose; İng. compound Tense) Bildirme ve tasarlama kiplerinin bağlı oldukları şekil ve zamanın görülen geçmiş zaman (hikâye), duyulan geçmiş zaman (rivayet) içinde meydana geldiğini veya şarta bağlı olarak ortaya çıktığını ifade etmek için kullanılan ve (<er-) ek fiilinin yardımıyla kurulan zaman. Basit zaman karşıtı (Korkmaz, 1992, s. 28). Aynı yapılar için Adalı, “ikincil zaman ardılları”(Adalı, 1979, s. 48); Bilgegil (1984, s. 271)
40
“Birleşik kiplerde zaman eklerinin ikincisi, daima sabit olan ek fiilin üç kipinden biri olur.” diyerek “birleşik kip” terimini kullanır. Ediskun (2004, s.195) ise “bileşik zamanlı fiiller” terimini kullanır.
Yaman’ın tasnifi ise şöyledir: “… kipin “zaman, kişi, teklik-çokluk, olumluluk-olumsuzluk, nasıllık-nicelik” gibi kavram ve durumları da için alan geniş bir dilbilgisi kavramı olduğunu söyleyebiliriz. Geleneksel olarak zaman ekleri diye bilinen eklerin, aslında birer kip eki olduğu da anlaşılmaktadır (1999, 13,14).
Bozkurt; fiil, kip, bildirme kipleri gibi konuları “Devinim” alt başlığı altında; ek fiil konusunu “Durum” alt başlığı altında; birleşik zamanlı (kipli) fiiller “Süreç” alt başlığı altında ele almıştır (2010, s. 9, 76, 77). Demirci ise (2015, s. 147), “Türkçede fiiller beş adet basit zaman çekimine en az adet üç birleşik zaman çekimine sahiptir. Aslına bakılırsa zamanı ifade etmek için kullanılan morfolojik unsurlar detayları verme konusunda yetersizdir.” demektedir. Burada kast edilenin, zaman eklerinin tek başına kipi anlatmakta yetersiz olduğu düşünülmektedir.
Birleşik çekimler basit çekimlere i- fiilinin idi, imiş ve ise veya bunların ekleşmiş biçimler -(y)DX, -(y)mXş, -y(sA) getirilerek yapılır. Yalnızca -(y)DX ekinden sonra imiş gelmez. Bunlara kaynaklarda sırasıyla hikâye/öyküleme, rivayet/ söylenti, şart/ koşul adları verilir. Birleşik biçimler terimlerin taşıdıkları anlamlardan çok daha karmaşık işlevlere sahiptir. İmiş biçimi zaman ifadesi taşımaz, dolaylılık ifade eder (Yelten, 2010, s. 189, 190).
Sebzecioğlu (2004, s. 22), geleneksel olarak kiplerin basit ve birleşik olmak üzere ikiye ayrıldığını; basit kiplerin haber ve tasarlama kipleri olarak sınıflandırıldığını; birleşik kiplerin ise “Hikâye birleşik zaman (-AcAk + -DI, -mAlI (y) + -DI…)”, “Rivayet birleşik zaman ( -yor+ -mIş, -sA+ (y) -mIş…)” ve “Şart birleşik zaman (-DI+ (y) –sA, -mAlI+(y)- sA…)” olarak üçe ayrıldığını belirtir ve bu ayrımın kendi içinde çelişkiler taşıdığını söyleyerek çalışmamızın odaklandığı temel soruna “Tasarlama kipleri zaman bildirmiyorsa, -sA (y)+ -mIş gibi yapıların birleşik zaman oluşturmaması gerekir” diyerek işaret eder. Bazı araştırmacılar “olmak” fiili ile yapılan birleşik eylemlerin de imek fiili ile yapılan birleşik çekimlerle aynı olduğu görüşünü savunur. Ancak i- ve ol- fiilinin birbirinden hem anlam olarak hem de gramerleşme süreci bakımından farklı olmasından dolayı bu iki biçimin aynı değerlendirilmediği de aşikârdır. Bu nedenle i- ve ol- fiilleri ile yapılan birleşik
41
çekimlerde çok farklı kip anlamları ortaya çıkmaktadır. Türkiye Türkçesinde birleşik çekimli fiil paradigmalarının iki aslî unsuru olan bu fiiller, basit çekimli fiil yapılarından farklı olarak cümlede yer alan eylemin zamanı, içyapısı (görünüşü), kişisel tutumu (kiplik) hakkında zengin içerikler sunar (Bulut, 2015, s. 587). Uzun (1998b, s. 111); Türkçe dil bilgisi kitaplarının özellikle birleşik zaman kavramı açısından büyük çelişki gösterdiğini söylemektedir.
Yukarıda yazılanları özetleyecek olursak ortaya şöyle bir sonuç çıkar: Türkçede fiil kök veya gövdelerine gelen zaman ve şahıs ekleriyle “kip” yapılmaktadır. Zaman anlamı katan eklerden “-DI, -mIş, -(A/I)r, -yor, -EcEk” kip ve zaman yapmakta; bu ekleri alan bir fiile eklenen ek fiil (i< er)+ -DI/-mIş/ -sA biçimleri ise birleşik çekim (birleşik kip/birleşik zaman) yapmaktadır. Bu durumda akla Gürer Gülsevin’in sorduğu sorular gelmektedir:
“Birleşik zaman” terimi (adlandırması) doğru mudur? Bir fiil (oluş, kılış, eylem vs.) birden çok zamanda mı yapılmaktadır? Bir fiil birden çok zamanda gerçekleşebilir mi?
“yap- acaktım” yapısında fiilin zamanı nedir? Gelecek zamanın hikâyesi midir? Yani zaman “Gelecek Zaman” mıdır? Sondaki ‘-tim’ (<i-dim) kip mi bildirmekte midir?
“iç-erdim” (<iç-er i-dim) yapısı hangi zamandadır? İngilizcedeki ‘used to’ şeklinde kullanılan fakat Türkçede yoktur, denen yapı gerçekten dilimizde mi yoktur, yoksa dilbilgisi kitaplarında mı bulunmaz?
“iç- er-di” (<iç- er i-di) yapısı ile ‘iç-er ol-du’ ya da ‘iç- ecek ol-du’ şekilleri arasında eklerin dizilişi bakımından bir fark var mıdır?
“iç- ecek ol-du” yapısına (ol-du’dan dolayı) ‘Görülen Geçmiş Zaman’ çekimi diyebiliriz de ‘iç –ecek i-di’ yapısına niçin Gelecek Zaman(ın Hikâyesi) deriz?
Cümle yapılarında “gelecekti (<gel-ecek i-di) şeklini “fiil cümlesi” olarak değerlendiririz. Acaba “gelecektir (<gel-ecek tur-ur)” yapısı isim cümlesi mi oluşturur? (1999, s. 1).
42
Tablo 3
Birleşik Zaman Çekiminin Alışılagelmiş Adları
Sev-diydi (<sev-di i -di) Görülen (bilinen) geçmiş zamanın hikâyesi Gör-müştü (<gör-müş i-di) Duyulan (öğrenilen)geçmiş zamanın hikâyesi Anlat-mışmış (<anlat-mış i-miş) Duyulan geçmiş zamanın rivayeti
Bil-iyordu (<Bil- iyor idi) Şimdiki zamanın hikâyesi Sev-iyormuş(<sev-iyor imiş) Şimdiki zamanın rivayeti Gel-ecekti(<gel-ecek idi) Gelecek zamanın hikâyesi Kıracakmış (<kır-acak imiş) Gelecek zamanın rivayeti İçerdi (<iç-er idi) Geniş zamanın hikâyesi Koşarmış (<koş-ar imiş) Geniş zamanın rivayeti Bilmeliydi (<bil-meli idi) Gerekliliğin hikâyesi
(Gürer Gülsevin, Türkiye Türkçesinde Zaman ve Kip Çekimlerinde Birleşik Yapılar Üzerine, VII. Milletlerarası Türkoloji Kongresi, 1999, s. 2)
Gülsevin, yukarıdaki tabloda “Birleşik zaman çekimi” olarak adlandırılan konunun alışılagelmiş tasniflerini vermiştir. Gülsevin’e göre (1999, s. 2-6), Zeynep Korkmaz’ın da Terimler Sözlüğü’nde kullandığı (1992, s. 28) kullandığı “birleşik zaman” terimi değiştirilmeli; çünkü herhangi bir fiil birden çok zamanda gerçekleşmemektedir. Bu tür yapılarda eklerden biri “zaman”, diğeri kip (tarz) bildirmektedir. Gülsevin, Muharrem Ergin’in de kullandığı “fiillerin birleşik çekimi” adlandırmasını daha doğru bulmaktadır. Örnekle; -(y)AcAktIm çekimi gelecek zaman değil geçmiş zaman bildirir. Geçmiş zamanda gerçekleşmemiş niyet anlamı taşıdığından bu adı taşıyan bir adlandırma yapılabilir. -(A)r idi yapısının geniş zamanın hikâyesi terimi yerine “geçmiş zamanda terkedilmiş alışkanlık kipi” olarak adlandırılması daha doğru olur. Gülsevin, i- ek fiilinin geçmişteki Türkçe metinlerde et-, ol- gibi bir fiil olduğunu, dolayısıyla “iç-er idi” ve “iç-er oldu” biçimlerinin aynı yapıda olduğunu ve yukarıda verilen tabloda yer alması gerektiğini söylemektedir.
Gülsevin’in bu görüşlerine karşılık, Üstünova (2004, s. 678-686), dilek kiplerinde zaman kavramının olmayışının, bu çekimlerdeki eylemlerde zaman kavramının olmadığı anlamına gelmediğini söyler. Çünkü eylemler içlerinde soyut bir zaman kavramını taşırlar. Zaman/kip + kişi ekleri bu soyut zamanı somutlaştırır. Korkmaz’a göre (2007, s. 647) tasarlama kiplerinde şekil gösteren belirli eklerle kurulur ve bu eklerde dolaylı da olsa belirsiz bir gelecek zaman anlamı vardır. Türkyılmaz’a göre de (1999, s. 10) emir, istek, şart ve
43
gereklilik kiplerinde gelecek zaman işlevi, az da olsa bazı örneklerde geçmiş zaman işlevi işaretlenir.
2.4.2.2.1. Rivayet Birleşik Zaman Kipi
Korkmaz, bu konuyu “Birleşik kipli fiillerin rivayeti” başlığı altında ele almıştır. Rivayet kipleri; olmuş, olacak veya olması tasarlanan işleri duyuma ve rivayete dayanarak anlatan kiplerdir. Türkçede görülen geçmiş zaman ve emir kipinin rivayet birleşik çekimleri yoktur (2007, s.754).
mIş+mIş biçimi için belirsiz geçmiş zaman kipinin rivayeti işlevi,-(I)yor+mIş biçimi için şimdiki zaman kipinin rivayeti işlevi, -(y)AcAk+ mIş biçimi için gelecek zaman kipinin rivayeti işlevi,-(A)/(I)r+mIş biçimi için geniş zaman kipinin rivayeti işlevi,-mAlI+(y)mIş biçimi için gereklilik kipinin rivayeti işlevi, -sA+(y)mIş biçimi için şart kipinin rivayeti işlevi, -(y)A+(y)mış biçimi için istek kipinin rivayeti işlevi verilmiştir (Yıldız, Yıldız ve Günay, 2014 s. 66-68).
-mIş eki basit çekimde geçmişte ve bitmiş bir işi bildiren bir ektir. Geçmişte yapılan bir işin başkasından duyulduğunu, rivayet edildiğini anlatır. Birleşik çekimde ise geçmiş zaman anlatmanın yanında çoğunlukla rivayeti anlatır. Yani basit zamanı rivayet eder, aktarır. Bu çekimde geçmiş zaman kavramı taşıdığı örneklerde rivayet söz konusu iken, başlı başına aktarma yaptığı örneklerde geçmiş zaman söz konusu olmayabilir. Bu ek, birleşik çekim yapılarında geçmiş zamanı anlatma işleri ile zaman anlatmadan başkasından duyduğunu anlatma işlevini birlikte yürütür (Şahin, 2003, s. 160).
Bozkurt (2010, s. 89) “rivayet” terimi yerine söylenti terimini tercih eder. Söylentili bileşik zaman, yalın kiplerin üzerine ekeylemin söylenti kipi –miş biçimbiriminin eklenmesiyle kurulan zamandır. -miş söylenti ekinin “söylenti” anlamı ağır basar. Bu bileşik kip kullanımı ile “başkasından duyduğunu anlatma, işin olduğunu sonradan sezme” anlatılır. Bu bakımdan ek, kip işlevindedir. Belirli geçmişin ve buyrum kipinin söylentileri kullanılmaz. Geniş zamanın söylentisi; geçmişte birden çok kez gerçekleşen bir olayın söylenti biçimini yansıtan kiptir.
44
Örneklerinde olduğu gibi yapılan iş ya birisinden işitilmiştir ya da bilinmeden yapılmıştır. Şimdiki zamanın söylentisi; geçmişte belirli bir zaman diliminde yapılan olayı yansıtmada kullanılır.
“Oysa her gün aynı saatte bizim okula gidişimizi izliyormuş. Biz ise yolda oynayıp
okula gecikiyormuşuz.”
Gelecek zamanın söylentisi; geçmişte düşündüğümüz ve yapmak istediğimiz bir işi, yapacağımızdan haberimiz yokmuş gibi anlatmaya yarar:
“Söyleyecekmişim.”
Az kalsın kendimi tümüyle belaya sokacakmışım.”
İsteğin söylentisi; içinde bulunulan zamanda ya da geçmişte bir istekten habersiz olmayı anlatır. Geçmişte bir istek başka bir eylemin yapılmasına ya da yapılmaması koşuluna bağlıdır.
“Durumu anlataymışım. Olaya çözüm bulaymışım.”
“Kendisini dost bileymişim.”
Koşulun söylentisi; dilekleri, yapılması istenen istekleri başkasından işitmiş gibi anlatma biçimidir. Geçmişte kişinin bir dileği olmuştur ama bu dilek başka bir olayın akışına bağlıdır. Bu tür cümleler genellikle bir ana cümleye bağlanırlar. Geçmişte olan bir durumun nedeni ve sonucunu bildirir.
“Bize durumu birkaç kez anlatsaymış, sonuç böyle olmazmış.”
Gerekliğin söylentisi; geçmişte yapılması gereken bir olayı anlatmaya yarar. Gereklilik kipinde anlatılan bir durumun söylentisi genellikle anlamda olumsuzluk yansıtır. Yani ya gereken olay yapılmamıştır ya da kişiden bir istekte bulunulmuştur, onun ise haberi yoktur. “Çıkmalıymışım.” (Bozkurt, 2010, s. 89-91).
Türkçede -mIş ekinin ek fiile eklenmesiyle ortaya çıkan biçimler -(I)yor+muş, -AcAk+mIş, -(A)/(I)r+mIş, -mAlI+(y)mIş, -sA+(y)mIş, -(y)A+(y)mış’tır. Bunlara ek olarak çok nadir olarak kullanılan -mIş+mIş ve -sIn+mIş yapılarını da görürüz.
45
mIş + -mIş: Belirsiz (duyulan, öğrenilen) geçmiş zamanın rivayeti terimi ile adlandırılan bu
yapı tamamen rivayet ve dolaylılık anlamı taşımaktadır. Korkmaz, bu çekimin yalnızca başkasından duyma ya da sonradan farkına varma gibi şekil ifadeleri olduğunu belirtir. Ayrıca bu eklerin “Ne söylediğini bilerek konuşmuşmuş.” “Doğruysa bizden haber
beklemişmişsiniz.” örneklerinde şüphe; “Gülizar hamamı da kilitlemiş, anahtarı yanına almıştı. Mutfağa girerken ‘Ben niye evlenmemişmiş…’ diye geçirdi. Pis cenabet. Niye evlenmediyse evlenmedi. Seni beklemedi herhalde.” örneğinde ise küçümseme ifadesi
kattığını belirtir (2007, s. 755).
“Ben kendilerini görmüşüm de selamlamamışmışım.”
Yukarıdaki örnekte olduğu gibi alaya alınan konuşmalarda da kullanılır (Bozkurt 2010, s. 89).
Görüldüğü bu yapı için verilen terim her ne kadar dolaylılık ve rivayet anlamını karşılaşa da alay, küçümseme, şüphe ve farkına varmama anlamlarını karşılamamaktadır.
-(I)yor + -muş: Şimdiki zamanın rivayeti, hâlen sürmekte olan bir ve kılışın, duyuma veya
sonradan fark etmeye dayanılarak anlatılmasıdır (Korkmaz, 2007, s. 756). Şimdiki zamanın rivayeti’nin Türkçede geçmiş zamanda devam eden olayları anlatmak için kullanıldığı bilinmektedir. Burada geçmiş zamanda meydana gelen olayın, belirtilen zamanda devam ettiği bildirilmektedir (Efendioğlu ve Solmaz, 2007, s.53).
“Nehrin kıyısında otuyormuşuz, ben ona diyormuşum ki…” gibi örneklerde varsayım bildiren bir kategorisi oluşturduğunu da görebiliriz (Bulut, 2015, s. 596).
“Sen böyle telefonda oynarken, şimdi kapıdan müdür geliyormuş…”
Yukarıdaki örnekle varsayım anlamıyla beraber, gelecek zamanda gerçekleşmesi beklenen ancak istenmeyen bir ifade söz konusudur.
-AcAk + -mIş: Gelecek zaman kipinin rivayeti, tarz olarak gelecek zamanda gerçekleşecek
bir oluş ve kılışın duyuma dayanılarak anlatılmasıdır. “Neden ayrılacakmışım? (Ayrılmak
için bir neden yok.)” “Nesinden korkacakmış? (Korkmayacak, korkmasına gerek yoktur.)”
gibi örneklerde soru yoluyla rivayeti reddeden bir işlev görülmektedir (Kormaz, 2007, s. 759, 760).
46
“Babası yarın sabah İstanbul’a gidecekmiş.(Gitme işi yarın yapılacak)” örneğinde gelecek zamanın rivayeti (söylentisi, aktarımı) yapılmaktadır. (Efendioğlu ve Solmaz, 2007, s.56) Ancak bu yapı her zaman gelecek zaman bildirmez. Konuşurun önermeyi bir başkasından duyduğunu anlatarak duyum yoluyla bilginin dolaylı olarak elde edildiğini anlatır. “Büyüyünce, Fransızca öğrendiğimde okuyacakmışım…” örneğinde varsayım; “İnat etti
Leyla, niye ben götürecekmişim diye çıkıştı…” örneğinde konuşurun eylemden şikâyetçi
olduğu durumları anlatır.
-(A)/(I)r + -mIş: Geniş zamanın rivayeti geniş bir zaman kesiminde gerçekleşen oluş ve
kılışları duyuma dayanarak anlatan birleşik kiptir (Korkmaz 2007, s. 762). Geçmişte bir süre devam eden olayların konuşur tarafından duyum yoluyla öğrenildiği bilgisini taşır. “Çok
anlarmışım gibi, olanca bilgiçliğimle ısmarladım.” örneğinde olduğu gibi bazen önermenin
varsayım olarak sunulmasını eleştirel bir tutumla yansıtır (Bulut, 2015, s. 596).
Korkmaz, bu yapıya -dIr bildirme ekinin eklenmesiyle geniş zamanın rivayeti çekiminin genişletildiğini ve bu kullanımla “pekiştirme” anlamı katıldığını ifade eder. Buna, aşağıdaki örneği verir:
“Hoca karısı oldun sen, göz çevirerek namaz kılmanın var mıymış kitapta yeri? (…)
- Öyle ya…
- Bilmez mi, kocaman uçbeyi bugüne bugün?
- Kılınırmıştır, yüzde yüz... Tanrı kayıra… (Korkmaz, 2007, s. 792).
-mAlI + -(y)mIş: Geçmişte yapılması gereken bir olayı anlatmaya yarar. Gereklilik kipinde anlatılan bir durumun söylentisi genellikle anlamda olumsuzluk yansıtır. Yani ya gereken olay yapılmamıştır ya da kişiden bir istekte bulunulmuştur, onun ise haberi yoktur (Bozkurt, 2010, s. 90).
-sA+(y)mIş: İsteğin rivayeti, istek kipinin söylentisi, isteğin söylentisi gibi terimlerle
karşılanabilecek bu yapı, içinde bulunulan zamanda ya da geçmişte bir istekten habersiz olmayı anlatır. Geçmişte bir istek başka bir eylemin yapılmasına ya da yapılmaması koşuluna bağlıdır (Bozkurt, 2010, s. 91). İstek dışında varsayım ve pişmanlık anlamı da ifade eder. “…hay çenem kopsaydı…” örneğinde pişmanlık bildirdiğini görüyoruz (Bulut, 2015, s.596). Bu kip bir şart durumunun aktarılmasını da sağlayabilir: “Haber verseydin
47
ben de gelirdim.” örneğinde gelme eylemi haber verme şartına bağlı olarak geçmişte
gerçekleşmesi beklenen eylemdir. Ancak bağlamdan gel- ve haber ver- eylemlerinin hiç gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.
-(y)A + -(y)mış: Geçmiş zamandaki istek, dilek vb. aktarır. Geçmişe dönük pişmanlık
anlamı içeren kiplerde de bu anlamı görürüz. “Gitmeden son bir kez göreydim,” geçmişteki isteği; “Annemin sözünü dinleyeymişim de bunlar olmayaymış,” geçmişteki bir durumdan dolayı şu anda yaşanan pişmanlığı anlatmaktadır.
-sIn + -mIş: Bu biçim yazılı metinlerde ya da konuşma dilinde karşımıza çok nadir çıksa
da kullanılan bir yapıdır. Emir kipinin rivayetinin olmadığını ifade eden görüşlerin aksi sunulabilir. Örnekle “Mine gelirken çocuğu annesine bıraksınmış, onunla kim
uğraşacakmış.” cümlesinde Mine’ye verilen “çocuğu bırak” buyruğu küçümsenmekte,
önemsenmemektedir. Bu cümle, içinde bulunduğu bağlama göre geçmiş, gelecek, şimdiki veya geniş zamanda geçebilir; yani burada zaman anlamından ziyade kip anlamı ön plandadır.
“Tüm evrakları bugün teslim etsinmiş, sonra gelip arabayla onu karşılasınmış. Babasının uşağı mıymış karşısındaki?”
Yukarıdaki örnekte ise verilen emirin aktarılması ile beraber “şikâyet, sitem” vb. anlamlar da ön plana çıkmaktadır.
Tüm bunlardan yola çıkarak denebilir ki, basit kip/zaman çekimlerine ek fiilin -mIş ile çekimlenmiş biçimi eklendiğinde -ki bu ekler artık kaynaşmış durumdadır- çoğunlukla geçmiş zamanı anlatan ancak başka zamanları da yansıtabilen; pişmanlık, rivayet, söylenti, varsayım, tahmin, zorunluluk, istememe, eleştiri gibi birçok kip anlamı ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla “kip/zaman eki+ -mIş” yapısı için “rivayet birleşik kip, rivayet birleşik zaman ya da rivayet birleşik zaman kip” gibi terimler yetersiz kalmaktadır. Ayrıca bu yapıların birden fazla zaman veya kip ifade etmediği de açıktır.
2.4.2.2.3. Hikâye Birleşik Zaman Kipi
Hikâye kipi, bildirme ve tasarlama kiplerindeki şekil ve zaman kavramlarına bağlı olarak, geçmişte gerçekleşmiş, halen gerçekleşmekte olan ve gerçekleşmesi tasarlanan bütün oluş
48
ve kılışların geçmişte kaldığını bildiren, onları hikâye eden birleşik kip türüdür (Korkmaz, 2007, s. 733). Yalın zamanlı bir eyleme ek eylemin -DI biçiminin oluşturduğu bileşik zamana hikâye bileşik zaman denir. Hikâye bileşik zamanlar şunlardır: şimdiki zamanın hikâyesi, belirli geçmiş zamanın hikâyesi, belirsiz geçmiş zamanın hikâyesi, geniş zamanın hikâyesi, gelecek zamanın hikâyesidir (Hengirmen, 1998, s. 229). Birleşik çekimin hikâye şekli asıl fiil kipinin gösterdiği hareketin görülen geçmiş zamanda cereyan etmiş olduğunu bildirir. Bu çekim, konuşanın geçmiş zamanda gördüğü hareketleri hikâye etmek için, anlatmak için kullanacağı fiil şeklidir (Ergin, 1977, s. 309).
Hikâye birleşik zaman terimi yerine “Öykülü bileşik zaman” terimini kullanan Bozkurt, yalın kiplerin üzerine ekeylemin öyküsü idi biriminin getirilmesiyle bu zamanın oluştuğunu; günümüzde ekeylemin -di biçimine eke dönüşmüş durumda olduğunu, geçmişte olan bir olayı, işi öykülemede kullanıldığını söyler (Bozkurt, 2010, s. 84).
Geniş zaman ve şimdiki zaman ekiyle kullanılan -DI hikâye eki, bugün devam etmeyen geçmiş zamandaki alışkanlıkları, sürekli yapılan işleri, geçmişte geçerli olan kuralları, inançları anlatabilir. Şimdiki zaman eki geniş zaman eki görevinde kullanıldığında anlam açısından bu fonksiyonu aktarır (Şahin, 2003, s. 159).
Hikâye birleşik çekimi, zaman ve tasarlama kiplerindeki şekil ve zaman kavramlarına bağlı olarak anlatılan eylemlerin geçmişte kaldığını belirtir ve onları hikâye yoluyla anlatır. Emir kipinin hikâye birleşik çekimi yoktur (Yelten, 2010, s. 206).
-DI+(y)DI biçimi belirli geçmiş zaman kipinin hikâyesi, -mIş+DI biçimi için belirsiz
geçmiş zamanın hikâyesi, -(I)yor+DI biçimi şimdiki zaman kipinin hikâyesi, -mAktA+(y)DI biçimi şimdiki zaman kipinin hikâyesi işlevini, -(y)AcAk+DI biçimi
gelecek zamanın hikâyesi , -(A)/(I)r+DI biçimi geniş zaman kipinin hikâyesi, mAlI+(y)DI biçimi gereklilik kipinin hikâyesi, -sA+(y)DI biçimi şart kipinin hikâyesi ve -(y)A+(y)DI biçimi istek kipinin hikâyesini oluşturan biçimlerdir (Yıldız, Yıldız ve Günay, 2014 s. 66- 68).
-DI + -(y)DI: -DI eki alarak geçmiş zamanda gerçekleşmiş bulunan ve tarz bildiren bir oluş
ve kılışın yine geçmiş zamana aktarılarak anlatılmasıdır. Gramer kitaplarımızda bu kalıp yer