• Sonuç bulunamadı

2- AraĢtırmanın Metodu ve Kaynakları

2.5. KiĢinin Cennetten Mahrum Kalmasına veya Cehennemde

Bu bölümde iĢlendiğinde cennetten mahrum kalmayı ya da cehennemde ebedi

kalmayı gerektirecek amelleri konu edinen hadislere yer verilmiĢtir. Bu baĢlık, aĢağıdaki hadislerde zikredilen amelleri iĢleyen kiĢilerin akıbeti ile, iman etmemiĢ, inkarcı bir kiĢinin baĢına gelecek akıbet benzerlik arz ettiğinden dolayı konumuzla ilgili bulunmaktadır.

-

- Ġbnü‟l- Müseyyeb Nebî(s.a.)‟ nin ashabından rivayet ediyordu. O dedi ki: “Havz baĢına birtakım adamlar gelecekte havzdan uzaklaĢtırılıp kovulacaklardır. Ben de: Ya rab onlar benim ashabımdır derim. Bana senden sonra çıkardıkları bidatleri bilmiyorsun,onlar arkalarına dönüp gerisingeri dinden çıkmıĢ kimselerdir, buyurur137

Bu hadisin konumuzu ilgilendiren yönü, cennette Kevser havuzu baĢında önce

135 Nevevî, a.g.e. II, 49, 50. 136 Kirmânî, a.g.e. XXI, 226. 137 Buhârî, Rikak, 53

Rasülullah‟ın göreceği kadar ona yaklaĢan ancak oradan kovulan kiĢilerin kovulma sebebinin ne olduğudur.

Kirmânî bu hadiste bahsedilen havz baĢından uzaklaĢtırılacak kiĢilerin ya mürtedler ya da günahkâr asiler olabileceğini belirtmiĢtir.138

Ġbn Hacer ise böyle kiĢilerin havza nasıl geldiklerine dair açıklamasında, bunların cennete girmeden, sıratı geçiĢleri sırasında havzı gördükleri ve sıratı geçemeden cehenneme düĢmüĢ olabileceklerini aktarır.139

Hadisin geçtiği babta gelen baĢka bir rivayette Sehl b. Sa‟d(r.a.) kanalıyla Allah Rasülü(s.a.)‟nün: “Benden sonra dini değiĢtirenler uzak olsun, uzak olsun” dediği aktarılmaktadır. Buradan da anlaĢılmaktadır ki havzdan kovulan bidatçi grup dini değiĢtiren, tağyir eden gruptur. Yahudi ve hristiyanların kendi dinlerine yaptıkları gibi Ġslam dininin temel esaslarını değiĢtirmeye çalıĢmak kiĢinin cennetten kovulması için en büyük sebeplerdendir.

-

2- Abdullah b. Amr(r.a.)‟ dan Nebî(s.a.) Ģöyle buyurmuĢtur: “Kim Ġslam devleti ile anlaĢma yapmıĢ, muahedeli bir zimmîyi öldürürse cennet kokusu alamaz, hâlbuki onun kokusu kırk yıllık mesafeden duyulur.”140

Bu hadiste müslümanın hukukuna karĢı değil de bir zimmînin hukukuna karĢı iĢlenen tecavüzden bahsedilmektedir.

Konunun daha güzel anlaĢılabilmesi açısından Tirmizî‟nin rivayet ettiği Ģu hadisi burada zikretmek faydalı olacaktır. Ebû Hureyre‟den, Nebî(s.a.) Ģöyle buyurmuĢtur: “Dikkat edin! Kim Allah ve Rasülünün zimmetinde bulunan anlaĢmalı bir kiĢiyi öldürürse Ģüphesiz Allah‟ın zimmetini bozmuĢ ve ahdini boĢa çıkarmıĢtır. Bu kiĢi kokusu yetmiĢ

138 Kirmânî, a.g.e. XXIII, 64. 139 Ġbn Hacer, a.g.e. XI, 473.

yıllık mesafeden hissedilen cennetin kokusunu alamaz.”141

Ġslam toplumunda zimmî denilen sınıf kendileriyle belli Ģartlar çerçevesinde ahit yapılmıĢ, can güvenliği sağlanmıĢ kiĢilerdir.Tirmizî‟den aktardığımız hadiste de açıkça görülmektedir ki zimmîlerin bu hakları Allah ve Rasülü tarafından garantiye alınmıĢ olmaktadır. Ġnsanın sahip olduğu hakların en baĢında gelen yaĢama hakkını haksız yere elinden alan kiĢi ona karĢı ve ona bu hakkı veren yaratıcıya karĢı en büyük saygısızlığı yapmıĢ demektir.

Kirmânî hadisi açıklarken müminin ebedi olarak cehennemde kalmayacağı bellidir, öyleyse neden cennet kokusu almayacaktır sorusunun cevabını Ģöyle açıklar: “Bir kiĢiyi haksız yere öldürmek büyük günahtır, büyük günah iĢleyen kiĢi cennete giren ilk Müslümanlarla birlikte cennete giremeyecek ve cennet kokusunu alamayacaktır, ayrıca burada vaîd (korkutma) ve tağlîz (olayın büyüklüğünü beyan) vardır.142

Ġbn Hacer bir zimmiyi haksız yere öldüren kiĢinin cennet kokusunu alamayacağına dair haberin - ifade umumi de olsa- belli bir zamanı kapsadığını, yani böyle bir fiili iĢleyen müslümanın ebedi olarak cennetten mahrum kalmayacağını belirtir. Ġbn Hacer akli ve nakli delillerin de desteklediği gibi büyük günah iĢlemiĢ bir müslümanın cehennemde ebedi kalmayacağına, dönüĢ yerinin cennet olacağına hükmedileceği görüĢünü aktarır.143

Yapılan açıklamalardan da anlaĢılacağı üzere buradaki cennet kokusu alamaz ifadesi, bu fiilin büyük günah oluĢunu ortaya koyar. Bu ifade, böyle bir fiili iĢleyen müslümanın ebediyen cennete giremeyeceğine değil de azab gördükten sonra cennete girebileceğine dair önemli bir uyarıdır. Bu Ehl-i Sünnetin büyük günah iĢleyenle ilgili ortak görüĢüdür.

141 Tirmizi, Diyat, 11.

142 Kirmânî, a.g.e. XXIV, 37, 143 Ġbn Hacer, a.g.e. XII, 259.

- Ali(r.a.)‟den Nebî(s.a.) bir seriyye gönderdi, baĢlarına da Ensardan bir adamı komutan tayin ederek onlardan komutana itaat etmelerini istedi. Komutan onlara bir konuda kızdı ve „Nebi(s.a.) bana itaat etmenizi emretmedi mi?‟ dedi. Onlar da evet emretti dediler. Komutan „Kesin olarak size odun toplamanızı sonra ateĢ yakmanızı ve ona girmenizi emrettim‟ dedi. Odun topladılar ve onu yaktılar. Bazıları ataĢe girmeye karar verdiğinde birbirlerine bakmaya baĢladılar ve „Biz Nebi(s.a.)‟e ateĢten kaçmak için tabi olduk, Ģimdi ateĢe girer miyiz‟ dediler. Bu arada ateĢ söndü ve komutanın da öfkesi sakinleĢti. Sonra bu olay Nebi(s.a.)‟e zikredildi de o Ģöyle buyurdu: “Eğer onlar ateĢe girselerdi ebedi olarak ateĢten çıkamazlardı. Ġtaat ancak ma‟rufta yani ma‟kul ve meĢru olan iĢlerdedir.”144

Burada emre itaat düĢüncesiyle kendini ateĢte yakan kiĢinin kâfirler gibi ebediyen ateĢte kalacaklarına dair uyarı konumuzla ilgilidir.

Kirmânî bu hadisin açıklamasında: “Onların ateĢe girmeleri masiyettir, eğer bunu helal sayarlarsa küfre düĢerler. Bazıları da burada ebedi kalmanın dünyada ebedi kalma olduğunu veya o ateĢe girselerdi dünya devam ettikçe çıkamayacaklardı demiĢlerdir” Ģeklinde değerlendirme yapar.145

Ġbn Hacer de benzer bir değerlendirme yaparak “O ateĢe girmek masiyettir, masiyet iĢleyen ateĢi hak eder, buradaki murad o ateĢe, helal sayarak girselerdi ebedi çıkamazlardı” demektedir.146

Bu hadisin Kitâbü‟l- Ahkâmdaki rivayetini açıklarken Davudî‟ nin: “Buradaki ateĢ o yakılan ateĢtir, eğer ona girselerdi orada yanacaklar ve canlı olarak ateĢten çıkamayacaklardı. Burada kastedilen cehennem ateĢi değildir çünkü Ģefaat hadisinde „Kalbinde bir tohum ağılığınca iman bulunan kiĢi cehennemden çıkacaktır‟

144 Buhârî, Meğazî, 59, Ahkâm, 4.

-

145 Kirmânî, a.g.e. XXIV, 197. 146 Ġbn Hacer, a.g.e. VIII, 58.

buyrulmaktadır. Burada kınama ve korkutma vardır.” ġeklindeki görüĢünü aktarır.147 Aynî ise yukarıdaki açıklamalara benzer bir açıklama yapar. Ayrıca hadisteki „ebedi olarak ateĢten çıkamazlardı‟ ifadesinin „kıyamete kadar ateĢten çıkamazlardı‟ Ģeklinde anlaĢılabileceğini belirtir.148

Bu hadiste de günah olan bir Ģeyi helal sayarak yapmanın kiĢinin inkar etmiĢ olmasını gerektireceği ve bu kiĢinin cehennemden ebedi olarak çıkamayacağı anlaĢılır. Ancak bu iĢi helal saymaksızın yapan kiĢi için kınama ve korkutmada bulunulmuĢ, ayrıca ebedi kalınacağı bildirilen ateĢin, içine girmeyi düĢündükleri ateĢ olduğu açıklanmıĢtır. Ayrıca hadisteki Ģiddetli uyarının, baĢtaki yöneticinin meĢru ya da gayrimeĢru her emrine, sorgulamaksızın itaat etmeyi yasaklamak için yapıldığı gözden uzak tutulmamalıdır. Yöneticinin her emrine itaat istenseydi ateĢe girmeye davranalar övülür, girmeyenler ise kınanırdı.

-

- Ubeydullah b. Ziyad Ma‟kîl b. Yesâr(r.a.)‟ı ölüm hastalığında ziyaret etmiĢti. Ma‟kıl(r.a.) ona Ģöyle dedi: “Sana Rasülullah(s.a.)tan iĢittiğim bir hadisi anlatayım mı? Nebî(s.a.) buyurdu ki: Allah(c.c.) bir kulu bir topluluğa yönetici kılar da o, nasihat etmek ve onlara doğruyu göstermek hususunda irĢadiyle halkı muhafaza etmezse cennet kokusunu alamaz.”149

Buhârî yukarıdaki hadisi Hasan el- Basrî kanalıyla Ģöyle nakletmiĢtir: Biz Ma‟kîl b. Yesâr‟a hasta ziyareti yapmak için geldik bu sırada yanımıza Ubeydullâh girdi. Ma‟kîl‟da ona dedi ki: Sana Rasülullah(s.a.)‟ tan duyduğum bir hadisi aktarıyorum, Rasülullah(s.a.) Ģöyle dedi: “Bir kiĢi Müslüman bir topluluğa yönetici olur ve yönetimi sırasında onlara zulmedip ölmüĢ olursa Allah cenneti ona haram kılar.”150

147

Ġbn Hacer, a.g.e. XIII, 123.

148 Aynî, a.g.e. XVII, 419. 149 Buhârî, Ahkâm, 8.

Bu iki rivayet Müslümanların yönetimine geçip, görevlerinin hakkını vermeyen, görevleri sebebiyle elde ettikleri imkânları Müslümanların aleyhine kullanan yöneticilerin cennete giremeyeceklerine dair haberleri ihtiva etmektedir. Görevinin hakkını vermeyen ve üzerine aldığı görevden dolayı elde ettiği imtiyazları halkın lehine değil de aleyhine kullanan yöneticilerin cennet kokusunu dahi alamyacaklarına dair Ģiddetli uyarı konumuzu ilgilendirmektedir.

Nevevî hadisi, görevini kötüye kullanmayı ve müslümanlara zulmetmeyi helal sayanların cennetten mahrum kalacağını veya zikredilen bu fiilleri iĢleyen yöneticilerin cennete ilk girenlerle beraber girmesinin haram kılındığı Ģeklinde yorumlamıĢtır. Nevevî‟ nin aktardığına göre Kadı Ġyaz bu hadisin, Müslümanları aldatmaktan sakındırma için geldiğini belirtmiĢtir. Ona göre Müslümanların her türlü iĢini yapmak, onları korumak, onlara adaletli davranmak vb. iĢlerde bilerek görevini yerine getirmeyen kiĢi onları aldatmıĢtır. Peygamberimiz bunun kiĢiyi cennetten uzaklaĢtıran büyük bir günah olduğu konusunda uyarmıĢtır, Ģeklinde açıklamıĢtır.151

Ġbn Hacer bu iki hadisin açıklamasında Ġbnü‟t-Tin‟in Davudî‟den nakline yer veriyor. Davudî, “burada kâfirden bahsediliyor, çünkü mümin olan kiĢi için nasihat gerekir” derken, Ġbnü‟t-Tin bu görüĢün uzak bir ihtimal olduğunu, çünkü “kâfir nasihat edici bile olsa cennete giremeyecektir, emri altındakilere nasihatte bulunsa bile bu onun küfrüne mani değildir” demektedir. Dolayısıyle burada bahsedilen yönetici tipinin kâfir değil müslüman olduğunu ifade etmektedir. Ġbn Hacer devamla baĢka âlimlerin, bu hadiste anlatılan durumun o iĢi helal sayan kiĢi ile alakalı olduğu görüĢünde olduklarını aktarır. Ġbn Hacer, helal sayan kiĢilerden öte burada zikredilen yöneticileri kınama ve yaptıkları iĢin kötülüğünü beyan vardır Ģeklinde hadisi açıklayarak Müslim‟in rivayetinde „onlarla beraber cennete giremez‟ diye bir lafız bulunduğunu bunun da „belli bir süre cennete giremeyecektir‟ Ģeklinde anlaĢılabileceğini belirtmiĢtir.152

Bu iki hadiste yapılan uyarının Müslümanların idaresinde bulunan müslüman yöneticilere yapıldığı anlaĢılmaktadır. Müslümanların idaresini gerektiği gibi yapmayan,

151 Nevevî, a.g.e. II, 166.

onlara zulmeden, mallarını gasbeden yöneticilerin bu iĢleri helal sayarak yapmaları durumunda cennete ebedi giremeyecekleri malumdur. Bu iĢleri helal saymaksızın yapan yöneticiler ise mümin oldukları için cennete girebilirler fakat onların cennete giriĢi diğer müslümanlardan sonra olacaktır.

-

- Ebû Hureyre(r.a.)‟ den Rasülullah(s.a.) Ģöyle buyurdu: “Bütün ümmetim cennete girecektir, yüz çeviren müstesna.” Ey Allah‟ın Rasülü yüz çeviren kimdir dediler. O“Kim bana itaat ederse cennete girer, kim de asi olursa yüz çevirmiĢtir.”153

Bu hadis Peygamber(s.a.)‟in önce bütün ümmetini zikretmesi ardından da kendisine itaatten yüz çevirenlerin cennetten mahrum bırakılacaklarını haber vermesi, mahrum kalanların hadisin baĢında geçen ümmetim ifadesinin içerisinde yer alması yönünden konumuzu ilgilendirmektedir.

Aynî „yüz çevirenden baĢka‟ ifadesini açıklarken Ġslam davetini kabulden imtina eden veya emre boyun eğmekten ve itaatten imtina etmenin anlaĢılabileceğini kaydeder. Açıklamasına Ģöyle devam eder: “ Desen ki: Ġsyan eden kiĢi de cennete girecektir çünkü cehennemde ebedi kalmayacaktır. Ben de derim ki “Cennete ilk haliyle girmeyecektir veya buradaki yüz çevirmekten murad Ġslâma girmekten imtina etmektir.” Yani Ġslâma girmekten imtina eden kiĢi cennete giremeyecektir.154

Bu hadis Beğavî (516/ 1122) tarafından Meâlimü‟t- Tenzîl isimli tefsirinde rivayet edilmektedir. “De ki: Allah‟a ve peygambere itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse Ģüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez" olan, Âl-i Ġmrân suresi 32. ayetin tefsirinde Rasülullah‟a itaatten yüz çevirenin küfre düĢeceği ve Allah‟ın onun yaptığı iĢten razı olmayıp onu mağfiret de etmeyeceği belirtilmiĢtir.155

153 Buhârî, Ġ‟tisâm, 2

154 Aynî, a.g.e. XXV, 43.

Ġbn Teymiyye Kitâbü‟l- Ġman‟ da bu hadisle birlikte Cin Suresi 23. ayeti156 ve baĢka ayteleri örnek vererek Allah‟a ve Rasülüne isyanın sonucunun ebedi cehennem oluĢunu açıklıyor.157

Sonuç olarak Aynî Rasülullah‟a itaatten uzak durmayı ve ona asi olmayı, özel anlamda alıp büyük günahlardan saymakta ve günahkar müminin kiĢinin sonunda cennete girebileceğini ifade etmektedir. Bunun yanında hadisle ilgili görüĢlerini aktardığımız Beğavî ve Ġbn Teymiyye ise Allah‟a ve Rasülüne isyanı genel anlamda ele alıp Allah(c.c.) ve Rasülü‟ne itaatten yüz çeviren müslüman da olamayacağına dolayısıyle kiĢinin doğrudan küfrüne kail olmaktadırlar.