• Sonuç bulunamadı

Öz-saygı, benlik kavramı genel baĢlığı adı altında incelenmektedir. Benlik kavramı kiĢinin eğilimlerini yönlendiren inançlarının oluĢturduğu bilgi bileĢenidir. Kuzgun (2000) Öz-saygıyı, bireyin özünü bir nesne gibi ele alıp, onu değerlendirmesi sonucunda kendisi hakkında vardığı yargı ve geliĢtirdiği tutumdur, biçiminde tanımlamıĢtır. Maslow‟a göre Öz-saygının iki kaynağından birincisi, bireyin önem verdiği kiĢilerden gördüğü sevgi, saygı ve kabul; ikincisi ise bireyin yetkinlik ve baĢarı duygusudur. Ġkinci kaynağı ise bireyin temel yeterlik duygularıdır. Öz-yeterlik Bandura tarafından, bireyin yaĢamındaki olaylarla baĢa çıkmada kendi yeteneklerini değerlendirmesi, belirli görev ve etkinliklerde ne kadar iyi performans gösterdiğini yargılaması Ģeklinde tanımlanmıĢtır (Doğru, 2002). Öz-yeterliğe yönelik Ģüpheler sıklıkla kendini sabotaja yol açmaktadır (Cavendish, 2004). Harter‟a (1993) görebirey ilgi alanında kendini yeterli görüyorsa, yüksek Öz-saygıya sahiptir, eğer birey ilgi alanındaki ideallerinde baĢarısız olacağını düĢünüyorsa düĢük Öz-saygıya sahip olacaktır(Doğru, 2002).

25

Öz-saygı tehdit edildiğinde tehdidin etkisini yönetmek amacıyla çeĢitli savunma yöntemleri kullanılır, kullanılan stratejilerden biri de kendini sabotaj stratejileridir (Rhodewalt, Morf, Hazlettve Fairfield, 1991). AraĢtırmacılar, kendini sabotajın en temel amacının bireyin yeterliğine iliĢkin olumsuz dönütlere karĢı onun öz-saygısını korumak olduğunu ifade eder (Arkin ve Baumgardner, 1985; Harris ve Snyder, 1986; Jones ve Berglas, 1978; Snyder ve Smith, 1982).

Berglasve Jones (1978) kendini sabotajın bir tür incinebilir öz-saygıdan kaynaklandığını savunmuĢtur. Bu araĢtırmacılar, korumaya değer öz-saygıya sahip olmayan veya çok düĢük bir öz-saygısı olan bireylerin kendini sabotaj için öncelikli aday olmadıklarını belirtmiĢtir. Bununla birlikte yetenekli olduğunun ve baĢarıya ulaĢmak için yeterli içsel kaynaklarla donatıldığının bilincinde olan bireyin kendini sabotaja baĢvurma olasılığı son derece azdır. Berglas ve Jones (1978) bu görüĢleriyle, kendini sabotajın nasıl öz-saygının bir fonksiyonu olabileceğine iliĢkin bir gerekçe sunmuĢlardır.Teorik olarak kendini sabote eden bireyin, en azından ilgili alanda koruyacağı olumlu bir benlik kavramına sahip olması gerekmektedir. Bununla birlikte farklı nedenlerle de olsa hem öz-saygı düzeyi yüksek hem de düĢük bireyler kendini sabotaj eğilimi sergileyebilmektedir

Öz-saygı ile kendini sabotaj arasındaki iliĢki diğer birçok araĢtırmacı (Beck ve diğerleri, 2000; Ferrari, 1991a; Mello-Goldner ve Jackson, 2000; Nurmi ve diğerleri, 1995; Tice ve Baumeister, 1990) tarafındanincelenmiĢ ve birbirinden farklı sonuçlar elde edilmiĢtir.Kimi araĢtırmacılar öz-saygısı yüksek bireylerin kendini sabote ettiklerini ifade ederken, kimi araĢtırmacılar (Berglas ve Jones (1978); Greenberg, Pyszczynskive Paisley, 1984; Higgins, Berglas, 1990; Martin ve Brawley, 2002; Mello-Goldner ve Jackson, 2000; Nurmi ve diğerleri 1995;Richardson, 2007; Zuckerman, Keiffer ve Knee, 1998) ise bunun tam tersini savunurlar. Yani kendini sabote eden bireylerin düĢük öz-saygıya sahip bireyler olduklarını savunurlar. Bazı araĢtırmacılar ise (Berglas ve Jones 1978; Beck ve diğerleri, 2000; Harris ve Snyder, 1986; Nurmi ve diğerleri, 1995; Rhodewalt ve Vohs, 2005; Tice ve Baumeister, 1990)öz-saygıya yönelik belirsizlik yaĢayan bireylerin daha fazla kendilerini sabote ettiklerini bulmuĢlardır.

Kendini sabotajı operasyonel olarak tanımlayan ve bilim dünyasına kazandıran Berglas ve Jones(1978) bireylerin, yüksek öz-saygı düzeylerini korumak için kendini sabotajı kullandıklarını ifade etmiĢlerdir. Bununla birlikte aynı araĢtırmacılar aynıöz-

26

saygının korunmasına yönelikĢüphe ve kaygılara sahip olunduğunda da bireyin kendini sabotaj stratejilerini kullandıklarınıgörmüĢlerdir. Öz-saygı düzeyi yüksek olmasına rağmen birey, ısrarla öz-saygı düzeyini zedeleyecek dönütlerden kaçınmak için çeĢitli stratejiler bulmaya çalıĢmaktadır. Bu durum ne kadar yüksek olursa olsun bireylerin öz-saygı düzeylerinin incinebilir olduğunu ortaya koymaktadır. Bu bakıĢ açısına göre kendini sabotajı güdüleyen ana etmen, bireyin performansının sonuçlarına yönelik genel bir belirsizlik yaĢamasıdır (Rhodewalt ve Davison, 1986). Bu belirsizlik sıklıkla alınan performans dönütlerinin doğasından etkilenen yeteneğe dair güvensizlikle iliĢkilidir. Tutarsız veya performansla bağıntılı olmayan dönütler, bireyin yeteneğine yönelik belirsizlik yaĢama olasılığını artıracaktır (Martin, Marsh, Williamsonve Debus, 2003; Meyer, 2000; Tice ve Baumeister, 1990). Tutarsız dönüt bireyin baĢarıyı hangi koĢulların oluĢturabileceğine yönelik kararsızlık yaĢamasına ve böylece gelecekteki baĢarıya nasıl ulaĢabileceğini belirleyememesine neden olacaktır. Çözümü mümkün olmayan bir teste iliĢkin baĢarı dönütü alan birey, performansıyla bağıntılı olmayan bir dönüt almıĢ olacaktır. Hem tutarsız hem de bağıntısız baĢarı dönütleri baĢarının nasıl elde edileceğine iliĢkin belirsizliğe yol açacak ve birey baĢarıya ulaĢmasına yardımcı olacak yeteneklerine ne oranda bel bağlayabileceğini bilemeyecektir. Böylelikle birey bir yandan yüksek düzeyde baĢarılı olma arzusuyla yanıp tutuĢmakta, bir yandan da baĢarıyı elde etmek için mevcut yetenek düzeyinin yeterli olup olmadığını kestirememektedir. BaĢarı için hangi yöntemin ve yetenek türünün gerekli olduğunu kestiremeyen birey performans ortamına bir sabotaj sokarak olası baĢarısızlıklarını mazur göstermeye çalıĢacaktır (Meyer, 2000; Rhodewalt ve Vohs, 2005; Thompson, 2004). Bireyler öz-saygılarını artırmak isterler, Koening ( 1997) Öz-saygıyı artırma çabasının evrensel olduğunu ve bireylerin iyi izlenim bırakma isteklerinden kaynaklandığını ifade etmektedir (Doğru, 2002).

Literatürde kendini sabotajın düĢük öz-saygı ile iliĢkili olduğunu ele alan araĢtırmalar da mevcuttur.Kendini sabotajın benliği korumaya hizmet etme oranı arttıkça, öz-saygı düzeyi düĢük bireylerin kendini sabote etme oranları da yükselecektir (McCrea ve Hirt, 2001). Öz-saygı düzeyi düĢük bireylerin, benliklerine iliĢkin tehditlerle yüzleĢtiklerinde, kendini sabotaj düzeylerinin artacağı düĢünülebilir. Çünkü bu bireylerin, benliklerini öz-saygı düzeyi yüksek olanlara göre daha az güvende hissedeceklerine inanılmaktadır (Cohen, 1959). Ayrıca öz-saygı

27

düzeyi düĢük bireyler baĢarısız olacaklarını, öz-saygı düzeyi yüksek olanlara göre daha fazla bekledikleri için (Cohen, 1959; McFarlm ve Blascovich, 1981) olası baĢarısızlıklarını haklı göstermek amacıyla kendini sabotaj stratejilerini daha fazla kullanacaklardır. Ek olarak öz-saygı düzeyi düĢük olan bireyler diğer bireylerden gelecek olumlu değerlendirmelere daha fazla gereksinim duyar ve olumsuz değerlendirmelerden kaçınmak için daha fazla çaba harcarlar (Jones, 1973), böylece öz-saygı düzeylerini korumak ve artırmak için kendilerini sabote etmeye daha fazla motive olurlar. Bireyin egosuna yönelik tehditler benliği koruma ihtiyacını tetiklemektedir; kendini sabotaj bu gerekli korunmanın oluĢumuna yardımcı olmaktadır (Novak, 2005).

Jones ve Berglas (1978) ile Berglas ve Jones (1978) çalıĢmalarında kendini sabotajın benliği korumadaki yararlarından söz etmiĢtir. Bu araĢtırmacılar baĢarısızlığın nedeninin dıĢsal etkenlere yükleme sonucunda bireyin benlik saygısını koruyabildiğini belirtmiĢtir. Kendini sabotaj benliği korumanın yanı sıra, benliği yükseltici bir araç iĢlevi de görmektedir. Çünkü kendini sabotaj durumunda birey, kendi oluĢturduğu engelleri performansı ile yer değiĢtirerek, aslında baĢarılı olma olasılığının yüksek olduğu ancak bu engellerin kendisini ketlediği Ģeklinde bir görünüm verecektir (Tice ve Baumeister, 1990). Bireyin baĢkaları tarafından değerlendirilme olasılığı yükseldikçe bu tür bir eğilimin artma olasılığı da yüksek olacaktır. Birey performansına yönelik bir değerlendirilmeyle karĢılaĢacağını hissettiği durumlarda kendini performansı için yeterince hazırlamayacaktır. BaĢarısız olduğunda ise zaten yeterince hazırlanamadığı izlenimi vererek baĢarısızlığın benliğine yapacağı olumsuz etki ve baskıyı azaltacaktır (Pyszczynski ve Greenberg, 1983).

Kendini sabotaj aracılığıyla birey yetenek ve performans arasındaki iliĢkiyi belirsizleĢtirir ve böylece zayıf performansın öz-saygıyı tehdit etme olasılığı minimize olur (Martin ve Brawley, 2002). Bu nedenle bireyin belli bir alandaki yapabilirliklerine iliĢkin inancı, kendini sabotajın önemli bir belirleyicisidir. Dolayısıyla eğer bireyin belli bir görevi yapabileceğine yönelik öz-yeterlik inancına sahip değilse kendini sabotaj stratejilerini kullanma olasılığı artacaktır (Greenberg, Pyszczynskive Paisley, 1984).

Rosenberg,öz-saygının bireyin çevresindeki diğer insanlarla karĢılaĢtırmalarından etkilendiğini ifade eder. Birey baĢkasının kendisine yönelik tutumlarından

28

etkilenerek, baĢkalarının değerlendirmelerini kendi benlik saygısının bir parçası olarak algılar. Sosyal ortamda kazanılan baĢarılar, bireyin yeterli olduğu izlenimini oluĢturarak, Öz-saygıyı olumlu yönde etkilemektedir (Brown ve Gallegher, 1992; akt. Doğru, 2002). Bu nedenle Öz-saygısı düĢük birey, baĢkalarında iyi izlenim bırakmak amacıyla kendini sabotaj stratejilerini kullanacaktır.

Literatürde öz-saygı düzeyi yüksek olan bireylerin öz-saygı düzeyi düĢük ya da belirsiz olanlara göre kendini sabotaj eğiliminde daha fazla bulunacaklarına iliĢkin bir bakıĢ açısı da vardır. Bu bakıĢ açısına göre öz-saygı düzeyi yüksek bireyler, baĢarısızlığa alıĢkın olmadıkları ve kendileri için önemli olan birçok durumda baĢarısızlığı beklemedikleri için, baĢarısız bir yaĢantı karĢısında daha fazla yıkım yaĢayabilmektedir. Öz-saygı düzeyi yüksek bireyler yüzleĢtikleri baĢarısız yaĢantıların, benliklerine yönelik olumsuz yansımalarını yönetme kaygısını daha fazla yaĢamaktadırlar (Tice ve Baumeister, 1990).

Öz-saygı düzeyi yüksek olan bireyler hem baĢarılı olacaklarına inanmakta, hem de yüksek düzeyde yetenek kanıtlama isteğinde bulunmaktadırlar (Beck ve diğerleri 2000). Ayrıca tamamen olumsuz bir benlik yapısına sahip bir birey korumaya değer bir Ģeye sahip olamayacağı için sonuç olarak kendini sabote etme gereksinimi duymayacaktır. Bu varsayımı doğrular biçimde Tice ve Baumeister(1984) sadece öz- saygı düzeyi yüksek bireylerin sınav öncesi gerekli çalıĢmaları yapmayarak kendini sabotaja baĢvurduklarını bulmuĢtur. Yine Baumeister ve Tice (1988) bir çalıĢmada öz-saygı düzeyi yüksek olan bireylerin öz-saygılarını korumak için yetenek düzeylerinin geçerli bir testle sınanmasını önlemiĢlerdir. Çünkü bu geçerli testten baĢarısız olması öz-saygı düzeyi yüksek birey için önemli bir tehdittir. Böylelikle öz- saygı düzeyi yüksek birey kendini sabote ederek, diğer bireylere bu geçerli test için sergilediği performansın asıl sergileyebileceği performans olmadığını kanıtlamaya çalıĢmaktadır (Levine, 1999).

Kendini sabotajın yüksek öz-saygıyla iliĢkili olduğunu gösteren diğer önemli bir nokta, kendini sabotajın potansiyel bir öz-yükseltici süreç olarak algılanabilmesidir. Bunun sonucunda bu bireyler, kendilerini baĢarılı olarak algılayabilme oranlarını maksimum düzeye çıkarmak için kendilerini sabote edebilmektedir. Baumeister (1982) öz-saygı düzeyi yüksek bireylerin statülerini artırmak için çeĢitli öz-sunum manevralarına baĢvurma eğilimine sahip olduklarını bulmuĢtur. Kendini sabotaj da benzer bir sistemle çalıĢarak bir öz-sunum stratejisi olarak iĢlev görebilir (Kolditz ve

29

Arkin, 1982). Ayrıca öz-saygı düzeyi yüksek olan bireyler, herhangi bir performanstan önce oldukça az çaba harcayarak olası baĢarılarının çaba harcamaktan çok kendi doğal yeteneklerinden kaynaklandığını kanıtlama eğiliminde bulunabilir (Tice ve Baumeister, 1990). Bireyin gerekli çaba göstermekten kaçınması ve çaba harcamamak için uğraĢ vermesi doğa olarak kendini sabotajdır.

Kendini sabotajınyüksek öz-saygı ile iliĢkili olduğunu savunan oldukça geniĢ bir literatür mevcuttur. AraĢtırmacılar (Baumeister, 1997; Harris ve Snyder, 1986; Jones ve Rhodewalt, 1982) öz-saygı düzeyi yüksek olan bireylerin kendini sabotaj davranıĢıyla daha fazla meĢgul olduğunu ifade etmiĢtir.Harris, Snyder, Higgins ve Schrag (1986) yüksek öz-saygı yüksek kendini sabotaj ile iliĢkili olduğunu görmüĢtür. Bu araĢtırmacılar geçici ve kırılgan da olsa olumlu benlik duygusuna sahip bireylerin bu olumlu bakıĢ açısını korumak için kendini sabotaj davranıĢlarıyla daha fazla meĢgul olduklarını savunmuĢtur.

Bir baĢka bakıĢ açısına göre öz-saygı düzeyi düĢük bireyler kronik ve bir alıĢkanlık halinde kendini sabotaj davranıĢları sergilerken, öz-saygı düzeyi yüksek olan bireyler ve daha az sıklıkla ve benliklerine yönelik bir tehditle yüzleĢtiklerinde kendini sabotaja baĢvurmaktadır. Daha spekülatif bir varsayım ise öz-saygı düzeyi düĢük olmasına rağmen kendini sabote eden bireylerin sadece benlik koruyucu kendini sabotajla ilgilendiğini, öz-saygı düzeyi yüksek olan kendini sabotajcıların ise doyumsuzluktan dolayı kendini sabotaja baĢvurduklarını öne sürmektedir. Diğer bir deyiĢle öz-saygı düzeyi düĢük olan bireyler baĢarısızlığın benliklerin yönelik olumsuz etkilerini azaltmak, öz-saygı düzeyi yüksek bireyler ise benliklerine iliĢkin daha fazla olumlu dönütler almak için kendini sabotaja baĢvurmaktadır. Elbette bir Ģeyler ters giderse öz-saygı düzeyi yüksek bireylerin, kendini sabote etmiĢ olmaları iĢe yarayacak ve benlikleri korunmuĢ olacaktır (Rhodewalt, 1990).

Kendini sabotaj ile öz-saygı arasındaki iliĢkinin doğasını inceleyen diğer araĢtırmalardan da oldukça farklı sonuçlar elde edilmiĢtir. Rhodewalt, Morf, Hazlett ve Fairfield (1991) 184 katılımcı üzerinde dört çalıĢma yapmıĢ ve katılımcıları yüksek/düĢük öz-saygı ve yüksek/düĢük kendini sabotaj Ģeklinde gruplara ayırmıĢtır. Bu çalıĢmada öz-saygı düzeyi yüksek katılımcıların, yüksek kendini sabotaj grubunda veya öz-saygı düĢük katılımcıların düĢük kendini sabotaj grubunda yer alabildiği görülmüĢtür. Bununla birlikte kendini sabotaj ile öz-saygı arasındaki iliĢkinin yüksek olmadığı görülmüĢtür. Bu sonuçlar kendini sabotaj düzeyleri yüksek

30

olan bireylerin düĢük veya yüksek öz-saygıya sahip olabileceğini göstermiĢtir (Levine, 1999).