• Sonuç bulunamadı

2.1 AKILCI DUYGUSAL DAVRANIġÇI TERAPĠ (ADDT)

2.1.11. ADDT‟de Terapötik Süreç

ADDT uygulamalarında, danıĢanla haftada bir seans görüĢülür. Seanslar yapılandırılmıĢ ve yönlendiricidir.Belli bir zaman aralığıyla sınırlandırılmıĢlardır ve diğer terapi yaklaĢımlarına göre kısa sürelidir. ADDT‟nin temel prensipleri ilk seansta terapist tarafından danıĢana anlatılır. Ayrıca danıĢana terapi oturumlarından öğrendiklerini pekiĢtirmesi için, bu prensipleri içeren metinler verilir. ADDT‟de ev ödevleri danıĢanların geliĢimi için oldukça önemlidir. Terapi oturumları, danıĢmanlar tarafından kaydedilerek, evde tekrar gözden geçirmeleri için danıĢanlara verilebilir. Terapi süresince terapist, danıĢanları yeniden biliĢsel yapılandırma ve felsefi tekniklerle düĢünmeye sevk eder ve onları çarpık düĢünceleri ve uyumsuz davranıĢlarıyla yüzleĢtirir. Genellikle ADDT yöntemlerini uygulamaya baĢlamadan önce terapistler, danıĢanlarını ADDTyapısına ve yaklaĢımına oryante etmeye çalıĢmaktadır(Ellis, 1994; Walen ve diğerleri, 1980).

Terapistlersüreci baĢlatmak için, danıĢanlara konuĢmak istedikleri konu ve sorunları sorabilirler. DanıĢanlar problemlerine odaklanması için cesaretlendirilir ve danıĢman danıĢandan Ģu anki yakınma ve belirtilerini listelemesini ve sonra da en üzücü problemini belirlemesini ister. Birinci seansın sonunda danıĢman ve danıĢan problemi belirler ve buna iliĢkin plan yaparlar. Daha sonra problem çözme yaklaĢımı danıĢana anlatılır ve terapist temel problemleri tanımlamak ve saptamak için danıĢanla birlikte çalıĢır. Terapist ve danıĢan birlikte çalıĢtığında terapi bir ortaklık ve iĢbirliği Ģeklinde yürütülebilir. Bu noktada terapistin, danıĢanların pratik ve duygusal problemlerini birbirinden ayırt etmesi son derece önemlidir. Pratik problemden çok, danıĢanın buna iliĢkin neler düĢündüğü ve nasıl hissettiği üzerine odaklanılır (Ellis, 1994).

Temel problemin tanımlanmasından sonra, terapist danıĢanın ABC modelindeki duygusal sonuçlarını (C) değerlendirir ve danıĢanın depresyon, suçluluk veya

68

anksiyete gibi uyumsuz ve sağlıksız olumsuz duygularını açığa çıkarır. ADDT yaklaĢımına göre sağlıksız olumsuz duyguların üzerinde çalıĢılması ve değiĢtirilmesi önemli bir hedeftir, çünkü bu duygular danıĢanın amaçlarına ulaĢma, yaĢamdan zevk alma gibi beceriler geliĢtirmesini engeller ve öz-yıkıcı davranıĢlara yol açar (Walen ve diğerleri, 1980). Terapist, çeĢitli sorularla danıĢanın duygularını inceler ve değerlendirir. Bu değerlendirme aĢamasında danıĢanın duygularını en iyi biçimde tanımlaması gerekmektedir (Dryden ve DiGiuseppe, 1990).Duyguları yani C‟yi tanımladıktan sonra, danıĢan ve terapist harekete geçiren olayı yani A‟yı tartıĢırlar. Terapi sürecinde A ve C belirlenmesinden sonraki aĢama, B-C iliĢkisini öğretmektir. B-C iliĢkisinin odak noktası, bireylerin sahip oldukları inançların duygusal durumlarının ve problemlerinin temel belirleyicisi olduğu ilkesidir. Tipik olarak bireyler A‟nın C‟ye neden olduğuna inanmaktadır (Walen ve diğerleri, 1980).

Bir sonraki aĢama danıĢanın A‟ya yani olaya yönelik akılcı olmayan inançlarını ortaya çıkarmaktır. Bunu sağlamak için genellikle “C‟de seni rahatsız eden duyguların geliĢmesine yol açacak biçimde A hakkında kendine neler söyledin” Ģeklinde bir soru sorulabilir. Bu noktada amaç, temel akılcı olmayan inancı veya inançları tanımlamaktır. Temel akılcı olmayan inançlara ulaĢmak için ADDT uygulamalarında genellikle “çıkarım zinciri” tekniği kullanılmaktadır. Bu teknik, bireyin inançları veya çıkarımları arasında bağlantı kurma süreci olarak tanımlanabilir (Moriarty, 2002).Temel akıldıĢı inanç veya inançlar belirlendikten sonra terapist danıĢana inançları ve duyguları arasındaki bağlantıyı göstermeye çalıĢır.

Terapist danıĢanının inançlarıyla duyguları arasındaki bağlantıyı anladığını saptadıktan sonra, D yani tartıĢma süreci baĢlayabilir. TartıĢma süreci, danıĢana akıldıĢı inançlarının verimsiz, mantıkdıĢı ve uyumsuz olduğunu göstermeyi amaçlamaktadır. Terapist üç temel tartıĢma stratejisi olan ampirik, akılcı ve iĢlevsel tartıĢmayı kullanarak biliĢsel tartıĢma sürecini yönetir. Ayrıca terapist Sokratik, didaktik, mizah ve metaformik gibi çeĢitli tartıĢma stilleri kullanabilir (Beal, Kopec, ve DiGiuseppe, 1996). Terapistin danıĢana, sahip olduğu akıldıĢı inançların mantıklı, iĢlevsel ve gerçekçi olmadığına ikna ettiği tartıĢma aĢamasından sonraki aĢamada, akılcı bir inanç oluĢturulmaya çalıĢılır. Beal ve diğerleri (1996) danıĢanın, akıldıĢı inançlarıyla değiĢtirebileceği daha üstün ve akılcı bir inanca sahip olduğunda, akıldıĢı inançlarını azaltabileceğini belirtmiĢtir. Daha önce de ifade edildiği gibi

69

akılcı inançlar esnek, katı olmayan, bireye seçim Ģansı tanıyan arzular, istekler ve umutlardır. DanıĢan ve terapist etkili ve akılcı bir inanç üzerinde anlaĢma sağladıklarında, terapist danıĢanın akılcı alternatif görüĢleri benimseme düzeyini geniĢletmeye çalıĢacaktır. Terapist danıĢana eğer gerçekten akılcı bir inanca inansaydın neler düĢünüp hissederdin? Ģeklindebir soru sorabilir. Bu sorunun amacı pozitif olumsuz duyguları tanımlamaktır.

Terapide sonal amaç danıĢanın kendisinin terapisti olmasına ve kiĢisel değiĢim yaĢamasına yardım etmektir. Terapi süreci, danıĢan ve terapistin özel amaçlarına ulaĢmalarıyla sona erer. Böyle bir noktaya ulaĢabilmek için danıĢanın daha akılcı düĢünce ve davranıĢlar sergilemesi ve ADDT ilkelerini iyi bir Ģekilde kavrayarak günlük yaĢam durumlarına aktarması gerekmektedir. ADDT‟de sürecin baĢarılı olduğuna karar verebilmek için danıĢanın düĢünce ve davranıĢları için daha fazla sorumluluk alması, kendini her yönüyle (güçlü ve zayıf) kabul etmesi, daha bilimsel ve bağımsız düĢünebilmesi, risk alabilme becerisi sergilemesi, kiĢisel ve çevresel stresini azaltması gerekmektedir.

Son seansta, danıĢanın tüm seanslar boyunca neler öğrendiği ve bunları dıĢ dünyada nasıl kullanacağı üzerinde durulur. Bazı terapistler, eğer danıĢan isterse gelecek oturumlar için açık kapı bırakırlar.