• Sonuç bulunamadı

4. TATARĐSTAN ÖZERK CUMHURĐYETĐ

4.6. Kazan Tatar Türklerinin Kullandığı Alfabeler

Türk cumhuriyetleri arasında dil birliğini engelleyen en önemli etken Rus politikasının ortaya çıkardığı alfabe sorunudur. Türk Cumhuriyetleri arasında alfabe birliğini engelleyip Türk kültür birliğini bozmayı hedeflemişlerdir. Kazan Tatar Türklerinin alfabe sorununun aşamaları şu şekilde gelişmiştir:

Kazan Tatar Türkçesi Orta ağız veya Merkez ağzı olarak adlandırılan gruba dayanmaktadır. Kazan Tatar Türkçesi 1925-1926 yıllarına kadar Arap alfabesiyle, 1940’a kadar Latin alfabesiyle, 1940’tan günümüze kadar da Kiril alfabesiyle yazılmıştır. 15 Eylül 1999’da alınan bir kararla Tataristan Cumhuriyeti Devlet Meclisi’ne sunulan bir programla Tataristan’da 34 harfli Latin alfabesine geçilmiştir. Ancak bu karar uyarınca 1 Eylül 2011 tarihine kadar Kiril alfabesiyle Latin alfabesi birlikte kullanılacaktır. Bu tercihin ardından Tatar dilcileri de Latin alfabesiyle ilgili çalışmaları yoğunlaştırmışlardır. (Devlet, 1994:3)

1940’tan sonra Kiril alfabesine geçildiği zaman ise her Türk boyuna birbirinden oldukça farklı alfabeler ve ortograf kuralları yaratılarak, bu topluluklar birbirlerinin yazılarını anlayamayacak bir seviyeye getirilmişti. Bu ve buna benzer siyasi ve kültürel uygulamalar en yakın kardeş toplulukları dahi birbirinden uzaklaştırmış, başka bir deyişle herkes kendisi ile ilgilenir duruma gelmişti. (Devlet, 1994:4)

Osmanlılarda olduğu gibi Rusya Türkleri arasında da alfabe tartışmaları yapılıyordu. Kazan, Orenburg gibi nüfusunun çoğunluğu Tatar Türk’ü olan kentlerde

Arap alfabesinin düzeltilmesi yolunda çalışmalar yapılıyordu. Ama bu çalışmaların amacı Arap alfabesini bırakıp yerine Latin alfabesini almak yönünde değildi. Daha çok ikinci meşrutiyet dönemi Türkçülerin yapmak istedikleri gibi Arap harflerini düzeltmek ya da ıslah etmek noktasında toplanıyordu. (Şimşir, 1992:48)

Latin alfabesini kabul eden ilk Türk toplumu Yakutlar’dır. Mayıs 1922’de Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de “Yeni Türk Elifba Komitesi” adlı komite kurulur. Azerbaycan Cumhuriyeti’nde 1923-1924 yıllarında yayımlanan bir genelgeyle Latin asıllı yeni Türk “Azeri” alfabesinin kullanımının zorunlu olduğu bildirilir. Yine Bakü’de toplanan I. Turkoloji Kongresi’nde Türk alfabesi konusu konuşulur. Azerbaycan’da kullanılan Türk alfabesi öteki Sovyet Türklerine tavsiye edilir. Bu arada çeşitli Sovyet Cumhuriyetleri’nde çeşit çeşit Türk alfabesi hazırlama eğilimi baş göstermişti. Türk alfabesinin bölünmesine varacak bu ters gidişi önlemek için 1924 yılında “Merkez Komite” kuruldu. “Yeni Türk Elifbası Merkez Komitesi” adını taşıyan ve çeşitli Sovyet Cumhuriyetleri temsilcilerinden oluşan bu kurul yeni Türk alfabesinin birleştirilmesi işini özellikle ele aldı. 1927 yılında “Birleştirilmiş Yeni Türk Alfabesi” adıyla yayınlandı. Bu alfabe Sovyetlerde yaşayan bütün Türklerin ortak alfabesi kabul edildi. Daha sonra ortak alfabenin uygulanmasına geçildi.

Kazan Tatar Türkleri arasında okuma-yazma oranının yüksek olmasının sebebi burada ileri bir basım sanayinin bulunmasıdır. Arapça basılan kitapların bütün Đslam dünyasında okunması sebebiyle Kazan Tatar Türklerinin yeni yazıya direnişi diğer cumhuriyetlere göre daha fazla olmuştur. Yine bu dönemde gerek Kazan, gerek Kırım Türkleri, Türkiye Türklerini izlemekteydi. Türkiye’de 1 Kasım 1928 tarihinde alfabe değişikliğinden sonra Sovyetler Birliği Türklerinin kararsızlıkları tümüyle giderilebilmiştir. (Şimşir, 1992:117)

Yeni Türk Alfabesi Merkez Komitesi’nin ilk kurultayı 3-6 Haziran 1927’de Bakü’de Kültür Sarayı’nda toplandı. Bu toplantıda delégélerin raporları okundu. Kazan delégési Seyfi’nin raporuna göre bu dönemde Tataristan’da da hızlı gelişmeler vardı. Alfabe sorunu birkaç aşama geçirmiş ve değişik direnişlerle karşılaşmıştı. Çeşitli gazetelerde lehte ve aleyhte yazılar yayımlanır. Bütün bu çalışmalardan sonra 3 Temmuz 1927 tarihinde Tatar dilinin resmi alfabesi Latin harfleri kabul edilir.

(http://www.symposium27february2003.info/zila/presento/t ilkim.htm)

Tataristan’da Latin alfabesi ancak 1930’larda bütün alanlarda kullanılmaya başlanmış ve yerleşmiştir. Maddi manevi özveri ve büyük emek sonucu hazırlanan

“Sovyet Türkleri Ortak Latin Alfabesi”, Stalin’in Sovyetlerde Rus dilini hâkim kılma düşüncesiyle yerini Kiril esaslı Türk alfabesine bıraktı. Tataristan Cumhuriyeti’nde yaklaşık on yıl kadar kullanılan Latin alfabesi, Tataristan Yüksek Kurulu Başkanlık Heyeti’nin 5 Mayıs 1939 tarihli kararıyla 1940 yılının ocak ayından itibaren Kiril alfabesi kullanılmaya başlanır. Tatar Türkçesinde imla problemlerinin tartışılmasına sebep olur.

Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla başlayan yeniden planlama ve yenileme süreci içinde Türk Cumhuriyetleri’nde Kiril alfabesini değiştirmeyi gündeme getirir. Bu dönemde artık alfabe tartışmaları başlar. Hangi alfabe kullanılmalıdır tartışmaları başlar. Bu tartışmalar devam ederken Türkiye’de 18-20 Kasım 1991 tarihinde Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü tarafından “Milletler Arası Çağdaş Türk Alfabeleri Sempozyumu” düzenlenir. Bu sempozyuma Tataristan’dan Prof. Dr. Mir Fatih Zekiyev, Razil Veliyev, Rafael Muhammed Dinav da katılırlar. Türk lehçeleri için tavsiye edilen ortak alfabeye imza atarlar. Bütün bu gelişmeler olurken Tataristan’da Tatar Türk aydınları yazı konusunda Yaňalif, Kiril alfabesi, Türk Dünyası ortak Latin alfabesi ve Arap alfabesi taraftarları olmak üzere dörde bölünürler.

Tataristan’da 3 Nisan 1998 tarihinde Başbakan Ferit Möhemmetşin’in başkanlık ettiği bakanlar kurulunda “Latin Alfabesine Dönüş” konulu ilk resmi toplantı yapılır. Bu toplantıda Prof. Dr. Mir Fatih Zekiyev, Tatar yazı dili için Türk Dünyası ortak Latin alfabesini sunar. Fakat farklı görüşler de çıkmıştır. Toplantıda Latin alfabesine geçişte hemfikir olunduğu fakat alfabenin nasıl olacağı hakkında fikir birliği olmadığından “Uyum Komisyonu” kurulmasına karar verilir. Bu komisyonda H. Hasanov (başkan), M. Zekiyev, R. Yusupov, H. Kurbatov, F. Safiyullina, R. Hekima, G. Ahunov, R. Baharayev ve F. Ganiyev yer alır.

Bu komisyonun kararından sonra 17 Mart 1999 tarihinde Latin alfabesi temelli Tatar alfabesine dönüş hakkında devlet şurâsı toplanır ve görüşmeler yapılır. Daha sonra 15 Eylül 1999 yılında Tataristan Cumhuriyeti devlet şurâsının 20. genel oturumunda “Latin alfabesi temelli Tatar alfabesine geçiş hakkındaki” Tataristan Cumhuriyeti kanun tasarısını kabul ederek cumhurbaşkanı Şeymiyev tarafından imzalanır. Metne göre; bu kanun 1 Eylül 2001 tarihinde yürürlüğe girecek ve 1 Eylül 2011 tarihine kadar Tataristan Cumhuriyetinde aynı zamanda iki alfabe, Latin ve Kiril alfabesi kullanılacaktır. (http://www.symposium27february2003.info/zila/presentation/t_latinalf.htm)

Otuz dört harften oluşan Latin esaslı bu yeni Tatar alfabesinin kabulü kanunu konulu kanun cumhurbaşkanı Mintimér Şeymiyev tarafından imzalanmasından sonra alfabe kitapçıkları basılarak denemelere başlanır. Bu denemelerde alfabeyi 2.-3. sınıflara öğretme başarılı olmuştur. [www.intertat.ru (16 Ekim 2002)]

Tataristan’da Latin alfabesine geçiş kanununun imzalanmasından üç yıl sonra yeni alfabenin öğretim ve yayın denemelerinin başarıya ulaştığı ve hala devletin başında “geçsek mi geçmesek mi?” şeklinde şüphelerin yaşandığı bir dönemde Moskova’dan bir haber gelir. Devlet Duması 15 Kasım 2002 tarihinde ‘Rusya Federasyonu Halkları’nın Dilleri’ hakkındaki kanunun üç maddesinde değişiklik yapmayla ilgili kanun tasarısını görüşür. Rusya Federasyonu içindeki halkları Kiril dışında başka alfabeye geçişlerini engelleyen madde ekler. Federasyon meclisinden geçen bu yeni kanuna Tataristan basın yayınından tepkiler yükseldi.

Razil Veliyev’in başkanı bulunduğu kültür ve milli meslekler komisyonu, Rusya Federasyonu Anayasa Mahkemesine bu kanun anayasaya aykırı düştüğü gerekçesiyle bir başvuru hazırlar. Yine Tataristan Cumhuriyeti Đnsan Hakları temsilcisi Reşit Vegizov, Latin alfabesine geçişe karşı kabul edilen bu yasanın uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtir. [www.azatlig.org (09 Aralık 2002)]

Tataristan’da da Latin alfabesine geçişin karşısında olanlarda boş durmazlar. Rusya Federasyonu baş müftüsü Talgat Tacettin’de “Latin alfabesine geçilirse Tatar medeniyetine ve halk birliğine zarar verilir” ibareli mektuplar yazarak Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e gönderir. (www.azatlig.org)

Bütün bu gelişmelerden sonra, federasyon meclisinden gelen “federasyon içinde hiçbir halk Kiril esaslı alfabeleri dışında alfabe kullanamaz.” içerikli kanun Rusya Devlet Başkanı tarafından 11 Aralık 2002’de imzalanır. Ama Tatar basın ve yayınından tepkiler artar. (www.azatlig.org 17 Aralık 2002)

Sonuç olarak, Tataristan’da yetmiş yıllık bir aradan sonra cesaretle devam edilip, halkın büyük bir kısmının desteğiyle hazırlanan ve uygulama denemeleri yapılan Kiril alfabesinden Latin alfabesine geçme denemeleri Moskova’dan gelen bir haberle durdurulmuş gibi gözükmektedir. Henüz yeni gelişen bu durum karşısında Tataristan ve Tatar Türklerinin tepkisi ne kadar ve nasıl devam edecektir bilinmiyor. Zaman bunu bize gösterecektir.

Benzer Belgeler