• Sonuç bulunamadı

4. TATARĐSTAN ÖZERK CUMHURĐYETĐ

4.5. Kazan Tatar Türklerinin Din Anlayışları

Kazan Tatar Türkleri islamiyetle ilk tanışan Türk boylarından biridir. Bu konuda yapılan araştırmalara baktığımızda Tatar Türklerinin on üç asır önce islamiyeti tanığını görürüz.

“Bugünkü Tatar Türklerinin ataları, Đslam dini ile, Türk Dünyası’ndaki kavimlerden biri olarak ilgilenmeye başlalar. 632 senesinde, Kubat Han önderliğinde “Büyük Bulgar” devleti ortadan kaldırılıyor ve topraklarıyla halkı Hazar Kağanlığı’nın hâkimiyetine giriyor. Hazar Devleti o zamanlardaki Avrasya’nın en büyük devletlerinden biri olmuştur. Đslam dini Hazar Kağanlığı’na Büyük Bulgar Devleti’nin var olduğu yıllarda yani VII. yüzyılın ikinci çeyreğinden itibaren girmeye başlıyor. Müslüman Doğu Dünyası ile münasebetin artması bu süreci daha da hızlandırıyor. VIII. asrın birinci yarısında, artık Đdil-Yurt’ta Müslümanların kalabalık yaşadıkları biliniyor, Arap komutanları Mervan zaferlerinden sonra 732 yılında Hazar hâkimiyeti Đslam dinini resmi şekilde kabul ediyor.

Hazar Kağanlığı’nda değişik dinlerin mensuplarının yaşadığını da unutmamak gerekir. 937 / 943 yıllarında devletin başkenti Đdil’de Müslümanlar, Yahudiler, Hristiyanlar ve Mecusiler yaşamaktadır. Ama Kağanlık dini özgürlüğü de koruyordu.

Tatar Türklerinin oluşumuna etken diğer bir unsur Kıpçaklardır. Hazar ve başka memleketlerde yaşayan bu kavmin çoğunluğu Mecusi dinini tutuyordu. Ancak X-XI. asırlarda doğu tüccarları, Bulgar ve Harzem Devleti’nin de tesiri ile Kıpçaklar da Đslam dinine girmeye başlıyor. Bu süreç XIII-XIV. yüzyıllarda daha da yaygınlık kazanıyor.

XV. asrın ortalarında Altın Ordu Devleti devriliyor. Onun yerine Kırım, Kazan, Astırahan, Nogay, Sibir, Kasım, gibi devletler kuruluyor. Tatar hanlıkları diye adlandırılan bu devletlerde, Đslam dininin temel din olarak halk arasında yaygınlık kazandığı bilinen gerçektir. Mesela, Şerifi’nin “Zafername-i Vilayeti Kazan” adlı eserinde /1550/ “kur’an” ayetlerinin yazılı olduğu görülüyor; ayrıca, Kazan’ın çok eskiden beri hanlığın başkenti eskiden beri Đslam şehri olduğu, kafir ülkeleriyle de sınırdaş olduğu belirtiliyor.

Kazan Hanlığı, Astarhan ve Baka Tatar devletleri devrildikten sonra, Tatar Türklerine ve Đslama karşı korkunç saldırılar başlar. Cami ve medreseleri yıktırma, kitapları yok etme, Tatar Tüklerinin kutsal yurtlarının ve mezarlıklarının yerine kilise ve manastırlar yaptırma, zorla haç çektirme, Hristiyan dinine karşı baş kaldıranları yaşadıkları yerlerden sürgün etme, büyük vergilere bağlama yüzyıllardır süren asimile politikası Rusya Đmparatorluğu için has görünüşlerdir. Ama Çarlık memurları ne kadar çalışsalar da Kreşin Tatar Türkleri atalarının diline, dinine sadık kaldığı bilindiği gibi tekrar Đslama dönme olaylarına rastlıyoruz.

Đdil – Yurt’ta, Arap ve Farisi dillerini öğrenme, Hazar Bulgar çağlarında başlamıştır. Kütüphanelerimizde bulunan Arapça ve Farsça kitapların bir kısmı Tatar Türk âlimleri, G. Utız Đmeni, G. Kursavi, Ş. Mercani, M. Bigi tarafından yazılmıştır.

Đslam dini ayrıca edebiyatta derin izler bırakmıştır. Çoğunlukla olaylar, motifler Kur’an'dan alınmıştır. Bunu Kölgali, Muhammdiyar, Utızimeni, Tukay ve başka büyük âlimlerin eserlerinde açıkça görüyoruz. Kur'an’daki fikri ve estetik zenginlik Tatar yazarlarına ilham vermiş, sanata doğru yönelişe sürüklemiş, kişinin hayat olaylarını aydınlatmasında değer vermede orijinal kaynak olmuştur.” (Minnigulov, 1994:26-35)

XIX. yüzyılda, XX. yüzyılın başında Kazan basım evlerinde yayımlanan kutsal kitaplar sadece Tatar Türkleri arasında değil, Đslam dünyasında da yaygın olarak biliniyordu. Son yıllarda Kur’an-ı Kerim Tatar Türkleri tarafından arka arkaya bastırıldı. Kur’an-ı Kerim’in tefsiri ile ilgili çalışmalar da yapılmıştır. Ầlimlerin belirttikleri gibi 1507 yılında Kazan’da Tatar Türkçesi ile tefsir yazılıyor. 1552 de “Hadisler Cıyıntılığı” (hadisler kitabı) yapılıyor. Devlet ve özel kütüphanelerde “kur’an” ile ilgili el yazma eserler oldukça çoktur. Son asırlarda basma şeklinde olarak yayımlanmış tefsirlere de rastlanılıyor.

“Tatar Türkleri arasında son on yıl içinde “Tefsire Nogmani” metni de çok rağbet görmektedir. 1959 yılında Finlandiya’da da basılmıştır. “Kuran Tefsiri” ismiyle Nogmani yazması (kutsal kitabın tüm tefsiri) 1994 yılında Kazan’da da yüz bin adet basıldı. Onun çalışmasında Arapça metinler yoktur. “Kur’an”ın mahiyeti, sureler ve ayetler orijinalindeki sırasıyla Tatar Türkçesiyle anlatılıyor. 1910 yılında Musabigi “Kur’an”ı Tatar Türkçesi tercüme ederek neşrediyor. Daha sonraki yıllarda K. Matığıy, F. Gıysmeti “Kur’an”dan başka tercüme örneklerini okuyuculara takdim ediyorlar. “Kur’an”ı Tatar Türkçesine Burhan Şeref, Murad Remzi ve bazı başka aydınların

çevirdikleri bilinmektedir. Tamamı neşredilmemiştir. Ayrıca Tatar Türkleri’nin bir kısmı son yıllarda kutsal kitabı Rusça tercüme etmişlerdir.

Ālimlerin belirttiğine göre, “Kur’an” Rus diline ilk defa 1716 yılında neşrediliyor. Kazan üniversitesi profesörü A. Kazanberk XIX. yüzyılın ortalarında “Kur’an”ın ilk kısımlarını orijinalden Rusçaya aktarıyor. XIX. asrın ikinci yarısında bu faaliyet G. S. Sablukov, D. N. Boguslavki (1826-1893) tarafından devam ettiriliyor. Sonuncusunun 1871 yılında tamamlanan tercümesi, belirsiz nedenlerden dolayı yayımlanmıyor.

Kazan Tatar Türkleri, milli kimliğini koruyan bir Türk boyudur. Millet olma bilincini, dilini ve şüphesiz Türk kültürünü Rus politikasının baskılarına rağmen korumasının en önemli nedeni, geçmişten bugüne kadar dinini koruyup dini vecibelerini idame ettirmek için yaptığı mücadelelerden kaynaklanmaktadır.

Böylece, Tatar halkı ve onu oluşturan kesimler Đslam dini ile günümüzden on üç asır önce tanışmaya başlamışlar. Yüzyılların geçmesiyle Đslam dini bizim atalarımızın temel dinine, manevî kıblesine, hayatlarının ayrılmaz parçasına dönüşmüştür. Şimdi ise pek çok zorluklardan, kayıplardan sonra tekrar Đslam dinine sıkı bir şekilde sarılmışlardır.” (Minnigulov, 1994:26-35)

Tatarların asırlar boyu Ruslaştırılmasına büyük engel teşkil eden Đslamiyet, 1917 ihtilalinden sonra büyük darbeye uğramıştır.1917 yılında Tataristan’da 2.223 cami, 3.683 resmi imam mevcuttu. 1931’de camilerin sayısı 2000’e imamlar 3.600’e 1941’de camilerin sayısı 220’ye ve imamların sayısı 250’ye indirilmişti. Daha sonra bütün Tataristan’da 17 cami mevcudiyetini korudu. Milyonluk başkent Kazan’da ise ancak bir cami ibadete açıktı. Rus yönetimi dört asır boyunca Kazan Tatar cemiyetinin ana dayanağı olan islamiyeti ortadan kaldırmak için akla gelen her türlü baskıyı uygulamasına rağmen Tatar Türkleri Müslüman kalmak için çok mücadele etmişlerdir. 1917 ihtilalinden önce Tatar Türkleri Đslam dünyasında eğitim ve ilahiyat sahasında en ileri durumda idiler. 1930’lara kadar devam etti. Ancak bundan sonra baskılara dayanamadı.

Yetmiş yıllık Sovyet rejimi döneminde devlet, dine karşı mücadelesinde başarılı olmuş, dindarların sayısı bir hayli azalmıştır.

Fakat yine de halkın % 40-50’si Đslami şartlara göre yaşamasalar da, bütün farzları yerine getirmeseler de kendilerini Müslüman kabul etmektedirler.

1990 yılının sonlarında dinin serbesliğin artması neticesinde Tataristan’da 80 dini mahalleoluşmuşve Kazan’da 7 cami ibadete de açılmıştı. Halkın belli bir kesiminde 60- 70 yıl yasaklanmış olan dine ilgi artmıştır. 11 haziran 1992’de Kurban Bayramı 70 yıldan sonra ilk defa resmi bayram ilan etmiş dini yayınlar üzerineden yasaklar kalkmış ve serbese dağıtılmaya başlamıştır. (Devlet, 2002:56)

Benzer Belgeler