• Sonuç bulunamadı

ABD- Kazakistan İlişkileri

BÖLÜM III: ABD’NİN ORTA ASYA PERSPEKTİFİ

3.2. AMERİKA’NIN ORTA ASYA DEVLETLERİ İLE İLİŞKİLERİ

3.2.1. ABD- Kazakistan İlişkileri

Soğuk Savaş’ın sona ermesi ve SSCB’nin dağılmasıyla Orta Asya’da birçok devlet bağımsızlığını kazanmıştır. “Bağımsızlığını yeni kazanmış beş Orta Asya

devletinden en önemlileri Kazakistan ve Özbekistan’dır. Bölgesel olarak, Kazakistan kalkandır”.9 Kazakistan bağımsızlığını kazanan devletler içinde, Orta Asya’daki yüzölçümü en büyük devlet olmakla beraber Rusya’ya sınırı olan tek ülkedir. Bu nedenle diğer Orta Asya devletleri açısından, Rusya’ya karşı bir kalkan vazifesi görmektedir.10 Ayrıca geniş topraklarının yanı sıra ülkenin sahip olduğu doğalgaz kaynakları ve Sovyetlerden kalma birçok eski silahlar bu ülkenin adeta “silah ambarı” haline dönüştürmekte, Kazakistan’ın bölgede liderlik rolü oynama isteğini ortaya koymaktadır.

Kazakistan bu hedefe ulaşabilme adına 1990’lardan itibaren ABD ile olan ilişkilerini her geçen gün arttırabilmenin yollarını aramaktadır. Nitekim ABD ile olan ilişkilerin geliştirilmesi Kazakistan’ın en önemli dış politikası hedefi içerisinde yer almaktadır. ABD içinse Kazakistan, bu ülkenin sahip olduğu stratejik konumu ve yeraltı kaynakları Kazakistan’a karşı olan ilginin temel unsuru haline dönüşmüş durumdadır. Bu bağlamda iki ülke ilişkileri kendi çıkarları doğrultusunda dozunu arttırma eğilimindedir. Kazakistan bölgesel güç ve bölge liderliği açısından ABD’yi iyi bir araç olarak görmekte; ABD ise “ulusal güvenliğin vazgeçilmez bileşeni” olarak algılamaktadır.11 Özellikle ABD’nin son dönemlerde Özbekistan ilişkilerinin gergin bir hal alması, Orta Asya politikasında merkez noktasının Kazakistan’a doğru kaymasına yol açmıştır.12 Bu gelişmeler ışığı altında Kazakistan’ın dış siyaseti ve

9 Zbigniew Brzezinski, Büyük Satranç Tahtası: Amerika'nın Küresel Üstünlüğü ve Bunun Jeostratejik Gereklilikleri, çev. Yelda Türedi, İstanbul: İnkılap Kitabevi / Siyaset Dizisi, 2005, s.183.

10 gös.yer.

11 Şatlık Amanov, ABD’nin Orta Asya Politikaları, İstanbul: Bilimevi Basın Yayın, 2007, s.113. 12 Gökçen Oğan, “Kazakistan’da Nazarbayev’le Nereye Kadar?”,

ekonomik göstergelerinde ABD önemli bir yer teşkil etmektedir. Günümüzde ABD’nin bölgedeki en önemli stratejik ortağı konumunda bulunmaktadır. Kazakistan’ın son dönemde gerek içeride gerekse dışarıda izlemiş olduğu siyasi ve ekonomik gelişmeleri ABD tarafından izlenmekle kalmamakta, aynı zamanda bu ülke tarafından hem destek verilmekte hem de memnuniyetle karşılanmaktadır. “ABD, BDT (Bağımsız Devletler Topluluğu) ülkeleri arasında ilk Kazakistan’ı

serbest piyasaya sahip ülke olarak tanıdı. Washington ayrıca, Dünya Ticaret Örgütüne üyeliği yolunda destek vermekte. ABD Kazakistan’ın en büyük yabancı

yatırımcısıdır.”13 Ayrıca ABD son yıllarda Kazakistan’a 4 Milyar Doları aşkın

yardımda bulunmuştur. Bu ülkenin Batı dünyasına eklemlenebilmesi için her türlü fedakârlığı yapmaya çalışmaktadır.

ABD ile Kazakistan ilişkileri 1991 yılına kadar uzanmaktadır. ABD, Soğuk Savaş sonrası bağımsızlığını elde eden Orta Asya ülkelerinden Kazakistan’ı 25 Aralık 1991’de, ilk tanıyan devlet olmuştur. Böylece bu ülkeyle olan ilişkilerine ilerleyen yıllarda önem vereceğinin ilk sinyallerini vermiş oluyordu. Ertesi yıl ABD yönetimi tarafından kabul edilen, Rusya ve Yeni Ortaya Çıkan Avrasya Demokrasileri İle Serbest Pazarlarının Özgürlüğünün Desteklenmesi Kanunu (FREEDOOM) aslında ABD’nin Kazakistan ve Orta Asya devletlerine karşı nasıl bir dış politika izleyeceğinin işaretlerini taşıyordu. Bu kanun, başta Kazakistan olmak üzere diğer Orta Asya Cumhuriyetleri’ne askeri, siyasi ve ekonomik dönüşümlerinin gerçekleşmesine yöneliktir. Böylece ABD, Kazakistan’ın serbest pazar ekonomisine geçmesinin önündeki engelleri kaldırmaya çalışmaktadır.14

İki ülke arasındaki ilişkiler bununla sınırlı kalmamıştır. 1992 yılından itibaren aralarındaki samimiyet artarak devam etmiştir. Kazakistan Devlet Başkanı Nur Sultan Nazarbayev ABD’ye devlet başkanlığı düzeyinde ilk resmi ziyaretini Mayıs 1992 yılında gerçekleştirmiş ve bu ziyarette iki ülke arasında önemli sayılacak anlaşmalar yapılmıştır. Bu anlaşmalardan en önemli iki tanesi, Kazakistan’ın serbest pazar ekonomisi’ne geçmesi için atılan adımlarından sayabileceğimiz, “Ticari

13 Oğan, a.g.m.

İlişkilere”, “Sermaye Yatırımlarının Teşviki ve Karşılıklı Olarak Korunması” anlaşmalardır. Daha sonraki yıllarda bu sözleşmelere yenileri eklenmiştir: İki ülke arasında 1994’ün Şubat ayında imzalanan “Demokratik Ortaklık Anlaşması” ve bir dizi anlaşmalar ilişkilerin sıcaklığını arttırmıştır. ABD yönetimi Orta Asya ülkeleri ve Kazakistan Devleti’nin ekonomik değerlerinin tüm dünyaya açılması bağlamında çalışmalarına hız vermiştir. 1997 yılına gelindiğinde ABD Kazakistan’la ekonomik ortaklığa ilişkin anlaşmalar imzalayarak, bu ülkeyle bağımsızlığının daha başında üç önemli anlaşma yapmış oluyordu.15 Anlaşmaların yanı sıra ABD üst düzey yöneticiler sıfatıyla Kazakistan’ı ziyaret etmiş ve karşılıklı ziyaretler sırasında iki ülke arasında müttefiklik ve Kazakistan’ın “demokratik hayata” geçiş yapabilmesinin önünü açacak programlar oluşturulmuştur. Şatlık Amarov’un da belirttiği üzere “Amerikan yönetimi, üst düzey ziyaretlerin yanı sıra, Kazakistan’da demokrasiye

geçişe yardım edebilmek amacıyla çeşitli konularda eğitim programlarının başlatılmasına öncülük etmiştir. Bu programlar siyasal parti ve seçmen eğitimi, seçim düzenlemeleri, kamu yönetimi, sivil eğitim, hukuk ve yasal reform, kanun tasarılarının hazırlanması, insan hakları, hoşgörü ve çoğulculuk, bağımsız medya, dış politika, diplomasi, üniversite idaresi ve İngilizce eğitimi gibi farklı konuları içermektedir. Öte yandan makale ve kitapların çevrilmesi gibi hizmetler de ihmal edilmemiştir”.16

Kazakistan Orta Asya devletleri içinde toprağı en büyük devlet olmakla beraber yeraltı kaynakları da bir o kadar önemli bir devlettir. Bu potansiyelinin farkında olan Kazakistan, bölgede önemli bir güç olan Özbekistan’la birlikte bölgede lider ülke olabilmenin yollarını aramaktadır. Bölgede lider olabilmek adına bölge ülkelerini kendi liderliğinde bir araya toplayacak projeler geliştirmeye çalışmaktadır. Birlik içerisinde olan bir Orta Asya’nın liderliğini üstlenmek istemektedir. Bununla birlikte diğer ülkelerle kıyaslandığında en istikrarlı ve azimli politikalar yürütmeye çalışması Kazakistan’ı Batı dünyasına yaklaştırmaktadır. Özellikle elinde bulundurduğu yeraltı kaynaklarını Batı dünyasına aktarmada gereken altyapıya sahip

15 Almagül İsina, “Kazakistan ve ABD Arasındaki Stratejik Diyalog”,

http://www.tasam.org/index.php/index.php?altid=1409, 2008, erişim: 26.12.2008.

olması, Batı’yla olan ilişkilerini geliştirmekte önemli bir etken olmaktadır. Özellikle 11 Eylül 2001 sonrası ABD’nin Orta Asya’ya yakınlaşmasında Kazakistan önemli bir yer teşkil etmiştir. Bu tarihten sonra ABD’nin Afganistan operasyonu sırasında Kazakistan’ın ABD dış politikalarına destek vermesi ve Nazarbayev’in bu yıl itibariyle ABD’yi ziyaret etmesi, ABD ile Kazakistan arasındaki stratejik ortaklığın perçinlemesine neden olmuştur. Irak ve Afganistan’da ABD’nin stratejik ortağı olarak hareket eden Kazakistan bölgedeki operasyonlar için ABD askerlerinin işini kolaylaştırmak adına bu ülkeye mayın temizleme ekibi gönderdi.17 Özbekistan’la arası açılan ABD Kazakistan ilişkilerine daha ciddi yaklaşımlar sergilemiştir. ABD’nin Kazakistan’la ilgili politikasını üç ana başlık altında toplamak mümkündür: İlk olarak, Kazakistan’ın pazar ekonomisini ve demokratik reformlarını ön plana çıkararak geliştirmek; İkincisi, bölgesel güvenlik ve işbirliğini sağlamak; Üçüncüsü ise, ABD’nin bu ülke üzerindeki ekonomik ve enerji konularındaki çıkarları şeklinde tanımlayabiliriz.

ABD, Kazakistan’ın enerji kaynaklarını dünya pazarlarına kendi menşeinde açabilmenin gayreti içerisindedir. Eylül 2001 süreci sonrasında ABD ilk olarak Afganistan’a operasyon düzenlemiş ardından da Irak’a müdahale etmiştir. Bu iki olayda da Kazakistan ABD’ye “sınırlı yardımda” bulunarak aralarındaki dostluğun devam etmesini istemişse de, ABD Kazakistan’ın bölgedeki diğer rakibi Özbekistan’ı kendine daha yakın görmüştür. Hatta bu dönemde Kazakistan’ı yolsuzluk, insan haklarına saygısızlık ve hukuk kurallarına aykırı davranışlar izlediğini iddia etmiştir. Fakat gelişen olaylar, Özbekistan’ın topraklarındaki Amerikan üslerini ABD’ye kapaması ve Rusya’ya yaklaşması, ABD’yi Kazakistan’la olan ilişkilerini tekrar düzeltmesi çabasına doğru itmiştir. Çünkü bölgede iki güçlü ülkeden yoksun olan bir ABD, bölge istikrarı ve güvenliği açısından son derece zor bir durumda kalabilir, ekonomik ve enerji çıkarları baltalanabilirdi. ABD bu noktada Kazakistan’la ilişkilerin geliştirilmesi ve bölgede etkinlik kazanabilmenin yollarını aramaya başlamıştır. Nitekim 2001 yılı itibariyle neredeyse askıya alınan Kazak ilişkileri tekrar Eylül 2006 ‘da Nazarbayev’in

17 Turgut Demirtepe, “Nazarbayev’in ABD Ziyareti”,

ABD’yi ziyareti ile tekrar canlanmaya başlamıştır. Bu ziyaret Kazakistan’ın 2009 yılındaki AGİT (Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı) Başkanlığı için destek arayışı olsa da, ABD’nin Orta Asya açılımına yeni bir soluk getirmiştir. Son beş yılda hem Kazakistan’ı hem de Özbekistan’ı neredeyse kaybetme noktasına gelen ABD için yeni bir dönem başlamış oldu. Nihayetinde Orta Asya’da güçlü bir ülkeyi kendi yanında görmek, ABD’nin kemdi çıkarları açısından önem arz etmektedir.18

29 Eylül 2006 tarihinde Nazarbayev’in ABD’yi ziyareti sırasında iki Başkan bir ortak deklarasyon açıkladılar: Stratejik ortaklıklarının geliştirilmesine yönelik süreçlerden memnun olduklarını ve Merkezi Asya’da, aynı zamanda dünya çapında istikrar, gelişme ve demokratik yöndeki reformlara ilişkin mevcut ortak görüşlerine bağlı kalacaklarını açıkladılar. Bu Ortak Deklarasyonda uluslararası terörizme ve kitlesel imha silahlarına karşı mücadele, bölgesel güvenlik, Afganistan ve Irak’ın dünya ekonomisiyle bütünleşmesi, rehabilitasyon çalışmaları, enerji kaynaklarının geliştirilmesi, ekonomiyi çeşitlendirme ve reformlar yoluyla ilerletilmesi, uzun süreli bir istikrar için demokrasi enstitülerinin çoğaltılması gibi konular ele alınmış; bununla birlikte Kazakistan’ın Dünya Ticaret Örgütüne üyeliğinin ABD tarafından desteklediğinin de altı çizilmiştir. ABD Hükümeti Kazakistan’ın özgür basın, yerel yönetim, uluslararası standartlara uygun şeffaf ve adil seçim gibi vatandaşların siyasi süreçlere daha da aktif katılımını sağlayan temsilci kuruluşlarının güçlendirilmesi yönünde tavsiyelerde bulunmuştur.19

İki ülke tarafından açıklanan deklarasyonda ABD Kazakistan’ın vatandaşlarına göstermiş olduğu dinsel hoşgörünün takdir edilmesi gereken bir davranış olduğunu vurgulamıştır. Deklarasyonun diğer bir boyutu da ABD’nin en çok üzerinde durduğu ve Kazakistan’ında kitle imha silahlar konusunda göstermiş olduğu hassasiyettir. ABD’ye göre Kazakistan kitle imha silahlarının yapımının önlenmesine karşı durmaktadır, bu durum ABD’nin istediği bir konu olması bakımından ayrı bir öneme sahiptir. Kazakistan, SSCB’den kalan ve kendi topraklarındaki kitle imha silahlarının deneme poligonunu kapatan bir ülkedir.

18 Ainur Nogayeva, “Kazakistan Denge Politikasına Devam Mı?”, Cumhuriyet Strateji Dergisi, c.III/sayı 117 (2006), s.24. 19 Nogayeva, a.g.m., s.25.

Kazakistan’ın bu tavrı ve deklarasyonda belirttiği gibi kitle imha silahların yapımının önlenmesine dair açıklaması ABD’nin içini rahatlatan bir tutum olmuştur. Kazakistan’ın, nükleer terörizmle mücadele ile ilgili yakın bir zamanda başlatılan

Global İnisiyatifi desteklemede sağlam kararlar alması Deklarasyon’da belirtilmiştir.

Günümüzün en büyük küresel sorunu olan uluslararası terörizm ve yasa dışı uyuşturucu, insan ve silah satışına karşı mücadelede iki ülkenin artık bir ortak sıfatıyla hareket etme girişimleri de Ortak Deklarasyon’un önemli noktalardan biridir. ABD ve Kazakistan’ın Silahlı Kuvvetlerinin arasındaki ilişkinin, antiterör ve barışçıl amaçlı operasyonlarda ve ikili işbirliklerinde olduğu gibi, NATO’nun “Barış İçin Ortaklık” programı çerçevesinde daha da geliştirileceğine değinilmiştir. Kazakistan’ın ABD ile enerji alanındaki ortaklığına da Deklarasyonda yer verilmiştir. Enerji konusunda: “Enerji alanındaki işbirliğimiz ve nükleer enerjisinin

geliştirilmesi başta olmak üzere Kazakistan’ın kaynaklarının işletilmesi Amerikalı şirketlerin katılımıyla gerçekleştirilecektir. Ülkelerimiz, küresel enerji kaynaklarının geliştirilmesine yönelik ortak çabalarını canlandıracaklarını taahhüt ederler ve bu

kaynakların dünya pazarına ulaştırılması için yeni olanaklar arayacaklardır”20

denilmektedir. Son olarak, Kazakistan ile ABD’nin diplomatik ilişkileri son derece önemli bir yol kat etmiş durumdadır. Kazakistan ile ABD için öncelik niteliği taşıyan enerji kaynakları konusundaki her iki ülkenin ortak çıkarları, uluslararası teröre karşı mücadele, bölgesel güvenlik meseleleri her iki ülkeyi ortak bir noktada buluşturmaktadır. Kazakistan’ın izlemiş olduğu politikalara ABD ve Batılı ortakları tarafından kesin olarak “meşruiyet verilmesi”, ülkenin demokrasi ve sosyal bakımdan yeniden yapılanma sürecinin ve dünya demokrasisinin değerlerine olan bağlılığının tanınması, söz konusu ziyaretin stratejik hedefleri olarak belirlenmektedir. Bu ziyaret Kazakistan ve ABD arasındaki son dönemdeki gerginliğin yumuşamasına neden olurken, Kazakistan dünyaya açılabilmenin ve Batı dünyası tarafından tanınmanın yolunu bulmuş olmaktaydı. ABD açısından ise, güçlü bir Orta Asya devletinin kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmesinin bölgedeki hedeflerine ulaşabilmedeki en kolay ve etkin yolu olmaktaydı.

20Demirtepe, a.g.m.